TamSaha 196. Sayı / Mart 2021
mücadele edecekti. UEFA Kupası ilk turundaki rakipleriyse hayli zorluydu, İngiltere’den Manc- hester City ile eşleşmişlerdi. 14 Eylül 1977’de Maine Road’da oynanan ilkmaçta uzunca bir süre de City’nin turunmutlak favorisi olduğu ayan beyan ortadaydı. İlk yarıyı 1-0 önde kapa- tanmavi-beyazlılar, ikinci yarının başlarında farkı ikiye de çıkarmışlardı. Ancak 70’inci daki- kaya gelindiğinde Boniek güzel bir şutla skoru 2-1’e getirecekti. Altı dakika sonrasındaysa Widzew bu kez bir penaltı kazanıyor ve Boniek’in atışı gole çevirmesiyle de skora denge geliyordu. Genç oyuncu City savunmasını maç boyunca öylesine zor durumlara düşürmüştü ki son dakikalarda adeta siniri bozulan City sa- vunmacısı Willie Donachie ona ancak tekme atarakmâni olabilecek ve kırmızı kartla oyun dışında kalacaktı. 2-2 sona eren bumaçın ardındanWidzew, evindeki rövanşta da skoru 0-0’a kilitlemeyi başaracak ve böylece güçlü rakibini saf dışı bırakarak adını ikinci tura yazdıracaktı. Bu tur- daysa karşılarında bir başka zorlu rakip, PSV Eindhoven vardı. Widzew, her ne kadar maçta ilk golü bulan taraf olduysa da Hollanda ekibi sonradan oyuna ağırlığını koyarakmücadele- den 5-3’lük galibiyetle ayrılmayı başarmıştı. Boniek ise maçta takımının son golünü kaydet- mişti. İki hafta sonra deplasmandaki karşılaş- madan da tek gollü yenilgiyle ayrılanWidzew’in Avrupa macerası da bununla sınırlı kalacak, PSV ise sonrasında kupayı kazanan taraf ola- caktı. Widzew Lodz, o sezon ligdeyse pek aradı- ğını bulamayacak ve 10’uncu sırada kalacaktı. Yine de Boniek takımının 34 golünden 11’ine im- zasını atarak bireysel anlamda yükselişini sür- dürmüştü. Bu sayede Arjantin’de düzenlenecek olan 1978 Dünya Kupası’nda da Polonya Millî Takımı’nın kadrosuna dâhil edilmişti. Dünya Kupalarındaki ilk golleri Polonya, son dünya üçüncüsü olarak geldiği turnuvanın ilk turunda Federal Almanya, Tunus ve Meksika ile aynı gruba düşmüştü. Federal Almanya’dan dört yıl öncesinin rövanşını alamasa da rakibiyle golsüz berabere kalan Po- lonya, ardından Tunus’u da tek golle devirmişti. Boniek, bu iki maçta son dakikalarda oyuna gi- rerken, gruptaki son Meksika mücadelesineyse ilk on birde çıkıyor ve kalitesini göstermekte de gecikmiyordu. Maçın 43’üncü dakikasında Ka- zimierz Deyna’nın pasında soldan ceza alanına giren Grzegorz Lato kale çizgisine inerken topu içeri çevirmiş ve Boniek de tek vuruşla ağları havalandırarak Polonya’nın ilk golünü kaydetmişti. Meksika, ikinci yarının başlarında beraberliği yakalasa da Polonya kısa süre sonra Deyna’nın attığı golle yeniden öne geçiyordu. 83’üncü dakikadaysa Boniek 30metreden sert ve düzgün bir şutla bir kez daha Meksika filelerini havalandırarakmaçın sonucunu belirleyecekti. İlk on birde sahaya çıktığı ilk Dünya Kupası maçında iki gol birden kaydeden genç oyuncu artık Polonya futbolunun dünyaya sunduğu en yeni yıldız olarak parlamaktaydı. Ne var ki Polonya ikinci turda dört yıl öncesi çizgisinin uzağında bir görüntü içindeydi. İlkmaçlarında Arjantin’e 2-0mağlup oluyorlar, ar- dından Peru’yu 1-0 yenseler de son maçta Brezilya’ya 3-1 kaybederek turnuva defterini kapatıyorlardı. Boniek açısındansa turnuvanın pozitif bir şekilde geçtiği söylenebi- lirdi. Manchester Citymaçlarından sonra Dünya Kupası’nda da akılda kalıcı bir performans ortaya koy- ması sayesinde Doğu Avrupa’nın Batı’da tanınan futbolcularından biri haline gelmişti. Ancak Doğu Bloku ülkelerinin genelinde genç yaştaki oyuncuların Batı Avrupa’ya transferini engelleyen türde regü- lasyonlar bulunduğundan, Boni- ek’in Dünya Kupası sonrasında yurt dışı transferi yapması gibi bir durum söz konusu dahi olamamıştı. Önce United’ı, sonra Juve’yi devirdiler Boniek, dört sezon dahaWidzew Lodz forması giyecekti. Bunların ilk ikisinde de takımı ligi yine ikinci sırada bitirecekti. Boniek ise bu iki sezonda ligde toplam 14 gol kaydet- mişti. 1980-81 sezonuysa Boniek ve Widzew adına rüya gibi başlıyordu. Kulüp, tarihinin en etkileyici Avrupa performanslarından birini sergile- yecekti. UEFA Kupası’nın ilk tu- runda istikamet yine Manchester, rakipleriyse bu kez United’dı. Eşleşmenin Old Trafford’daki ilk ayağında Manchester United, henüz dördüncü dakikada 1-0 öne geçse deWidzew sadece bir dakika sonra beraberliği yakalamıştı. Bunun ar- dındansa ne omaçta ne de iki hafta sonra Lodz’da oynanan rövanşta başka gol oldu. Haliyle 1-1 ve 0-0’lık skorlarla sona eren eşleşmede turu geçen taraf Widzew’di. Boniek ve arkadaşları, üç yıl içinde Manches- ter’ın iki önemli ekibini de UEFA Ku- pası’nın henüz ilk turunda saf dışı bırakmış oluyorlardı. İkinci turdaysa Boniek’in belki de kariyerini şekillendirecek bir kura çekilmişti veWidzew’in yeni rakibi Juventus’tu. Polonya temsilcisi, evinde oynadığı ilkmaçı 3-1’lik etkileyici bir skorla kazanırken Bo- niek takımının ilk iki golünde asisti yaparakmaçın yıldızı olmuştu. İtalyan ekibinin teknik direktörü Giovanni Trapattoni’nin de bumaçın ardından aklında artık Boniek’li Juventus planları oluşmaya başla- yacaktı. İki hafta sonra Torino’da oynanan rövanştaysa bu kez Juven- tus 3-1 galip gelmiş ve uzatmalarda da skorda değişiklik olmayınca seri penaltı atışlarına geçilmişti. Penal- tılarda Juventus adına Causio ve Cabrini’nin şutlarını Widzew kale- cisi Jozef Mlynarczyk kurtarıyor ve maçın kaderini belirleyen atışı da Boniek gole çevirince turu atlayan taraf Widzew oluyordu. Gelgelelimbu kadar güzel başlayan sezon, Kasım ayının sonlarında bir anda kâbusa dönüşecekti. İlk ola- rak, UEFA Kupası üçüncü turunda eşleşilen Ipswich Town karşısında ayın 26’sında deplasmanda oyna- nan ilkmaçta 5-0’lık şok bir yenilgi alınmıştı. Asıl karmaşaysa, üç gün sonra yaşanacak ve Polonya futbol literatürüne “Okecie Havalimanı Skandalı” olarak geçecekti. Tuhaf bir cezanınmağduru Boniek’in de yer aldığı Polonya Millî Takımı kadrosu, 28 Kasım’da toplanmış ve Malta ile oynanacak 1982 Dünya Kupası eleme maçı için kampa girmişti. Ertesi gün takım Malta’ya gitmeden evvel İtalya’ya hareket edecekti ve bunun için havalimanında toplandıklarında kaleci Mlynarczyk’in akşamdan kalma bir vaziyette olduğu fazla- sıyla dikkat çekmiş, bunun üzerine teknik direktör Ryszard Kulesza ile yardımcısı Bernard Blaut, Mlynarczyk’i Polonya’da bırakma kararı almışlardı. Lâkin Stanislaw Terlecki’nin başını çektiği ve arala- rında Boniek’in de bulunduğu dört oyuncu buna sert bir biçimde karşı çıkmış ve hadise, Blaut ile oyuncu- lar arasında yumruklaşmaya varacak kadar tırmanmıştı. Sorunun asıl kaynağıysa, Terlec- Boniek, 1978 Dünya Kupası’nda Arjantinmaçında 92 93
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==