TamSaha 196. Sayı / Mart 2021

olonya futbolu altın çağını 1970’lerde yaşamıştı. Kazimierz Deyna, Grzegorz Lato, Andrzej Szarmach, Jan Tomaszewski, Henryk Kasperczak ve Robert Gadocha gibi yıldızlarıyla özellikle 1974 Dünya Kupası’nda fırtına gibi esen Lehler, oynadıkları yedi maçtan altısını kazanmışlardı ve yendikleri ekipler arasında da Brezilya, İtalya ve Arjantin gibi üç şampiyonluk adayı vardı. Ancak kaybettikleri tekmaçta, daha sonradan kupayı da kazanacak olan Federal Almanya’ya tek golle boyun eğmişler, bunun sonu- cunda da dünya üçüncülüğüyle yetinmek zorunda kalmışlardı. Polonya, sekiz yıl sonrasındaysa kâğıt üzerinde belki biraz daha güç kaybetmiş gözüküyordu. Deyna, Gadocha, Kasperczak ve Tomaszewki artık kadroda yoktu. Lato ve Gadocha da 30’lu yaşlara gelmiş, son demlerini yaşamak- talardı. Polonya buna rağmen bir kez daha güzel bir performans or- taya koyup yine dünya üçüncülü- ğünü elde etmeyi başarıyordu. Bu başarıda bu sefer en çok ön plana çıkansa, takımın hücum hattındaki ele avuca sığmayan ismi Zbigniew Boniek’ti. Sonra- sında transfer olacağı Juventus ile Kupa Galipleri Kupası ve Şampi- yon Kulüpler Kupası şampiyon- luğu da yaşayan Boniek, Kupa 1’i kazanan ilk Polonyalı futbolcu da olmuştu. Tümbu başarılar göz önüne alındığında da Boniek sa- dece ülkesinden çıkan en önemli futbolculardan biri olmakla kal- mıyor, aynı zamanda 1980’li yılla- rın da başlıca yıldızları arasında kendisine yer buluyordu. Öyle ki 1980’li yıllarda kendisinin, Papa II. John Paul ve dönemin işçi liderle- rindenmüstakbel Polonya Devlet Başkanı LechWalesa’dan sonra enmeşhur üçüncü Polonyalı ol- duğu rahatlıkla söylenebilirdi. Bu ay 65 yaşını geride bırakacak olan Boniek, 65 yıl önce, 3 Mart 1956’da, Polonya’nın Bydgoszcz (Bidgoşç) kentinde dünyaya gelmişti. Ailesi adını koyarken, Lehçenin alâmetifarikası denile- bilecek zor yazılan ve zor telaffuz edilen isimlerden birini seçmişti. Lâkin herhalde kısa süre içinde bu ismi söylemek aile için de pek kolay olmayacaktı ki çocukluğu süresince genelde ona “Zibi” diye hitap edeceklerdi. Futbolculuk babadanmiras Zibi’nin futbolla tanışmasının, ne- redeyse doğar doğmaz gerçekleş- tiği söylenebilir. Zira babası Jozef de bir futbolcuydu ve Bydgoszcz şehrinin başlıca kulüplerinden biri olan ve o sıralar ikinci ligde mücadele eden OWKS Bydgoszcz’ta (bugünkü adıyla Zawisza) forma giymekteydi. Jozef, Zibi üç yaşına geldiğindeyse birinci ligde yer alan Polonia Bydgoszcz takımına transfer olacak ve kariyerinin son üç sezonunu da burada geçirecekti. Kendisi sert, güven veren bir defans oyuncusuydu ama millî takıma seçilecek kadar da en üst seviyeye yükselememişti. O dö- nemde sosyalist Polonya’da tam mânâsıyla profesyonel bir futbol ortamı olmadığından, millî takım seviyesindeki futbolcular haricin- dekilerin genellikle ikinci bir meslekleri de vardı. Jozef de bir elektrik teknisyeni olarak şehrin enerji santrallerinden birinde çalışmaktaydı. Jozef Boniek, oğlunun da kendi gibi bir futbolcu olmasına sıcak bakı- yordu. Hatta onun, kendisinden çok daha üst seviyeye çıkmasını ve bir yandan futbol oynarken bir yandan da elektrik santrallerinde çalışmak zorunda kalmamasını arzuluyordu. Zibi, 10 yaşına geldiğinde de onu bu beklentiler doğrultusunda artık Zawisza adını almış olan eski kulü- bünün altyapısına kaydettirmişti. Zibi, daha küçük yaşta babasının beklentilerini karşılayabileceği yö- nünde işaretler de vermekteydi as- lında. Yaşıtlarına göre çok süratliydi. Üstelik sürati top sürerken de pek kesilmiyordu. Tabiî kendisine hak- sızlık etmeyelim, tek önemli özelliği sürati de değildi. Sezgileri de çok üst düzeydeydi ve rakip savunma- nın zayıf noktalarını çok iyi kestirip o alanlara hareketlenmeyi de gayet iyi biliyordu. Top tekniği de hiç fena değildi. Dolayısıyla altyapı antre- nörleri de ondan babası gibi sert bir savunmacı çıkarmaya çalışmak yerine kendisini hücumbölgesinde kullanmayı tercih etmişlerdi. Zibi’nin birçok farklı meziyetinin olmasıysa onun hücumbölgesinde belli bir mevkie hapsedilmesini engellemişti. Kimi zaman forvette, kimi zaman kanatta, kimi zaman da forvet arkasında kullanılmaktaydı. Yeşil sahalardaki ilk günler 17 yaşına kadar Zawisza altyapı- sında eğitimgören Zbigniew Bo- niek, 1973-74 sezonuyla birlikteyse, o günlerde ikinci ligde oynamakta olan ekibin formasını giyerek profesyonel kariyerine ilk adımları atacaktı. Zawisza, ikinci ligde bile sıradan takımlar arasında yer al- maktaydı. Yine de ilk sezonunda iki gol atıp ligin en genç golcüleri arasına giren Boniek, ikinci sezo- nundaysa sekiz kez fileleri havalan- dırarak ülkenin en çok dikkat çeken yıldız adaylarından birine dönüşecekti. O sezon Zawisza ligi beşinci sırada bitirirken, şampiyon olup birinci lige yükselenWidzew Lodz (sanırız bu takımın telaffuzu- nun ‘Vicev Vuuc’ olduğunu özel ola- rak belirtmek gerekiyor) takımının yöneticileriyse Boniek’teki yeteneği en yakından izleyenler arasındaydı ve 1975-76 sezonuna girilirken de 19 yaşındaki genç oyuncuyu kadro- larında görmek isteyeceklerdi. Elbette birinci ligde oynamak da Boniek adına önemli bir fırsattı ve çok geçmeden bu transfer resmi- yete dökülecekti. Widzew Lodz birinci ligde oynaya- caktı oynamasına ama takımın öncelikli hedefi de o ligde kalıcı olabilmekti. Zira geçmişte sadece bir sezon, 1948’de bu seviyede mü- cadele edebilmişlerdi. Onda da 26maçta 99 gol yiyip küme düş- müşlerdi ki bu, kulüpte kimsenin hatırlamak dahi istemeyeceği bir ayrıntıydı. Lodz şehrinin o ana ka- darki önde gelen futbol kulübüyse LKS idi. Böylesine temkinli bir şekilde girilen 1975-76 sezonuysa Widzew Lodz adına beklentilerin gayet ötesinde geçecekti. Takım ligi beşinci sırada tamamlamıştı. LKS’nin puan cetvelinde 13’üncü sırada kaldığı da göz önüne alındı- ğındaWidzew, Lodz şehrinin yeni medâr-ı iftiharı haline gelmekteydi. Boniek ise takımının 33 golünden yedisine imza atarak çıkışını sür- dürmüş, hatta bu sayede Polonya Millî Takımı’nın efsanevi teknik direktörü Kazimierz Gorski tarafın- danmillî takımkadrosuna da çağrılmıştı. Boniek’inmillî takım formasını sırtına geçirdiği ilkmaçsa, 24 Mart 1976’da Chorzow’da Arjantin’i konuk ettikleri dostluk karşılaşma- sıydı. Genç oyuncu sahaya ilk on birde çıkmış ve takımın belki de en önemli oyuncusu Kazimierz Deyna ile orta sahada yan yana hücuma destek vermeye çalışmıştı. Ancak Polonya maçta 1-0 öne geçse de sonradan yediği gollerle müca- deleyi 2-1 kaybetmişti. Bir sonraki sezonWidzew Lodz’un performansı daha da artarken takımkendisini şampiyonluk yarışı içinde dahi bulmuştu. Lâkin bu ya- rışı SlaskWroclaw’ın üç puan geri- sinde ikinci sırada tamamlıyorlardı. Üstelik 46 golle ligin en golcü takımı da olmuşlardı ve Boniek de bu ba- şarıya dokuz golle katkıda bulunmuştu. Manchester’da fırtına gibi esti 1977-78 sezonuysa Boniek’in şöh- retinin Polonya dışına da taşmasına neden olacaktı. Widzew Lodz, tari- hinde ilk kez Avrupa kupalarında 90 91 P Boniek, Avrupa kupalarında gösterdiği performansla şöhretini sınır dışına taşıdı..

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==