TamSaha 196. Sayı / Mart 2021
tüm resmi maçlarda toplam41 gol atarak da Celtic’in en golcü futbol- cusu olmayı başarmıştı. Genç oyuncumillî forma altındaki ilk go- lünü de bu sezon, 15 Kasım 1972’de oynanan Dünya Kupası elemeleri maçında Danimarka filelerine gönderecekti. Dalglish’in ilk golünü attığı bumüsabaka, İskoçya’nın 2-0’lık galibiyetiyle sona ermişti. 1973-74 sezonundaysa Celtic şam- piyonluk zincirine dokuzuncu halkayı eklerken Avrupa’da yine finalin kıyısından dönmüş ve yarı finalde Atletico Madrid’e 0-0 ve 0-2’lik skorlarla teslim olmuştu. Dünya Kupası’na namağlup veda 1974 yazında Dalglish, İskoç Millî Ta- kımı’yla kariyerinin ilk uluslararası turnuvasını oynamak üzere Federal Almanya’daydı. Turnuvada son şampiyon Brezilya, Yugoslavya ve Zaire ile eşleşen İskoçlar, ne yazık ki kupa tarihinin en dramatik ele- nişlerinden birini yaşayacaklardı. Brezilya, Yugoslavya ve İskoçya’dan üçü de zayıf Zaire’yi yenip kendi aralarında berabere kalınca grubu dörder puanla tamamlamışlardı. Dolayısıyla ilk ikiye girip tur atlaya- cak takımlar averajla belirlenecekti. Averajı belirleyense bu üç takımın Zaire’ye attığı gollerdi. İlkmaçta kendilerini fazla sıkmayıp Afrikalı rakiplerine sadece iki gol atan İskoçlar ileri görüşlü olmama- nın cezasını çekiyorlardı. Daha son- rasında Zaire’ye dokuz gol birden atan Yugoslavya grubu lider bitirir- ken Brezilya da grubun figüranı karşısında aldığı 3-0’lık galibiyetle kendine ikinci sırada yer bulmuştu. Dalglish ve arkadaşlarıysa namağ- lup bir vaziyette kupaya veda etmek zorunda kalmışlardı. 1974-75 sezonuyla birlikte futbolse- verler Celtic’in İskoçya’da dokuz yıl süren hükümranlığının son bulu- şuna tanıklık edeceklerdi. Ligde ezeli rakip Rangers ile Edinburgh temsilcisi Hibernian’ın gerisinde kalarak üçüncü olan yeşil-beyazlı- lar, yine de hemFederasyon Kupası’nı hemde Lig Kupası’nı kazanarak taraftarlarının yüzünü öyle ya da böyle güldürmüşlerdi. Celtic için asıl büyük darbeyse, yeni sezon öncesinde, 1975 yılının Tem- muz ayında menajer Jock Stein’ın geçirdiği bir trafik kazasında ağır yaralanması olacaktı. Ölümden dönen Stein uzun bir müddet görevinin başına dönemeyecekti. Onun yokluğundaysa Celtic ligde en önemli rakibi Rangers’ın arkasında ikinci sırada kalırken, kupalarda da sonuca gitmeyi başaramamış ve 12 yıl aradan sonra ilk defa bir se- zonu eli boş tamamlamıştı. Takım adına pek hayra yorulacak bir yanı olmayan bu sezonda Dalglish adı- naysa olumlu bir nokta vardı, o da ligde 35 maçta attığı 24 golle gol krallığını elde etmesiydi. Bu aynı zamanda Dalglish’in İskoç Ligi’nde yaşadığı yegâne gol krallığı olacaktı. Ertesi sezon Jock Stein yeniden görevinin başındaydı ve büyük teknik adamın geri dönüşünün ta- kımda yarattığı olumlu değişiklik de hemen göze çarpıyordu. Celtic ligde ve Federasyon Kupası’nda zafere ulaşmıştı. Sezon bitimindeyse Dalglish’in, 11 sene önce seçmele- rine katıldığı ama o zamanki teknik direktör Bill Shankly’nin dikkatini çekmeyi başaramadığı Liverpool’la yolları bir kez daha kesişecekti. Bu sefer iki tarafın bir araya gelmesini öncelikle isteyen tarafsa Liverpool’du. Liverpool o sıralar Avrupa’nın en güçlü ekibi konumundaydı. Son iki yıl içinde iki lig şampiyonluğunun yanı sıra birer kez de UEFA Kupası ile Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kazanmışlardı. Ancak 1977 yazında takımın en önemli yıldızı Kevin Keegan, o zaman için rekor sayıla- bilecek 500 bin sterlinlik bir bon- servis bedeli karşılığında Federal Almanya’nın Hamburg takımına şok bir transfer gerçekleştirmişti ve Kırmızıların acilen Keegan’ın yerini doldurabilecek bir oyuncuya ihti- yaçları vardı. Bu noktada gözlerine kestirdikleri isimde Dalglish’ti. Beklenen transfer 10 Ağustos 1977 tarihinde resmiyet kazandı ve Dalg- lish 440 bin sterlin karşılığında ka- riyerinde yeni, kırmızı bir sayfa açtı. Geride kalan yeşil-beyazlı sayfa- daysa toplam 322 resmi maçta 167 gol, altı İskoçya lig şampiyonluğu, dört Federasyon Kupası, bir de İskoçya Lig Kupası zaferi kayıtlıydı. Liverpool’da yeni bir efsane Liverpool’da Dalglish’in forma numarası da selefi Kevin Kee- gan’ınki gibi 7 idi. Aslında ilk başlarda Anfield’ın tribünlerini dol- duran taraftarlar onun Keegan’ın yerini dolduracağı konusunda te- reddüt duymuyor değillerdi ama bu çok kısa süreli bir tereddüt olacak ve Dalglish, zaman içerisinde mev- zubahis tribünler tarafından en çok sevilen isimhaline bile gelecekti. Bu noktada en kritik dönemeçler- den biri de kaderin cilvesine bakın ki Keegan’ın yeni takımı Hamburg’a karşı oynanacak olan UEFA Süper Kupa finali maçlarıydı. Finalin ilk ayağı 22 Kasım’da Hamburg’da oynanırken 1-1’lik eşitlikle son bul- muş, 6 Aralık’ta Anfield’da oynanan rövanş ise 6-0 galip gelen Liver- pool’un adeta bir gövde gösterisine sahne olmuştu. Yarımdüzine golün sonuncusundaysa Dalglish’in im- zası vardı ve böylece İskoç oyuncu, selefi Keegan’a karşı önemli bir zafer elde ederek onun yerini dol- durabileceğini en çarpıcı biçimde göstermiş oluyordu. Dalglish’in Liverpool’daki ilk sezo- nunda yurt içinde küçük bir şok ya- şadığı söylenebilirdi. Çünkü İngiliz futbol tarihinin en önemli teknik adamlarından biri, belki de birincisi olan Brian Clough’ın ikinci ligden daha yeni birinci lige çıkardığı NottinghamForest fırtına gibi esmiş ve son iki yılın şampiyonu Liverpool’u geride bırakarak inanıl- ması güç bir biçimde şampiyonluğa ulaşan taraf olmuştu. Avrupa’daysa Liverpool’un rota- sında bir değişiklik olmamıştı. Şampiyon Kulüpler Kupası’nda Dinamo Berlin, Benfica ve Borussia Mönchengladbach’ı eleyerek finale yükselen Liverpool, Wembley’deki finalde de Club Brugge’yi Dalglish’in tek golüyle devirmeyi başarıyor ve bu büyük kupada üst üste ikinci kez zafere ulaşıyordu. Hiç şüphesiz bu zaferin baş mimarlarından biri de Dalglish’ti. Golcü oyuncu bu en önemli finaldeki golü de dâhil olmak üzere sezonu 62 maçta 31 golle tamamlıyordu. Yine Dünya Kupası yine hayal kırıklığı 1978 yılı aynı zamanda yeni bir Dünya Kupası yılıydı. İskoçya dört sene önce kupaya ilk turda namağ- lup olmasına rağmen averajla veda ettiği için bu sefer mutlaka son se- kize kalma amacındaydı. Ne var ki İskoçlar büyük beklentilerle gittik- leri Arjantin’de hayal kırıklığı yara- tan bir başlangıç yapıyorlardı. Peru, İran ve Hollanda’yla birlikte yer al- dıkları grupta maçlar başlamadan önce beklentiler iki Avrupalı ekibin grupta ilk ikide yer alarak son se- kize kalacağı yönündeydi. Ancak İskoçya ilkmaçında Peru önünde 3-1’lik şok bir mağlubiyet alıyordu. İskoçya’nın Peru’ya kaptırdığı iki puanı telafi edebilmesi için İran’la yapacağı ikinci maçtanmutlak gali- biyetle ayrılması gerekiyordu. Fakat bumüsabaka da 1-1 bitince İskoçlar tur umutlarını mucizelere bırakı- yordu. Buna göre sonmaçta İskoç- ya’nın Hollanda’yı üç farklı yenmesi gerekiyordu. Karşılaşmada İskoçlar belki de tümDünya Kupalarındaki en iyi futbollarını sergileseler de ilk 52 53
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==