TamSaha 193. Sayı / Aralık 2020

niyse, muhtemelen onun oynadığı dönemde İtalya Millî Takımı’nın büyük turnuvalarda pek de bekle- diğini bulamamasıydı. 1968’de Av- rupa Şampiyonu olan, 1970 Dünya Kupası’nda da final oynayan İtal- yanlar, daha sonra 1982’deki dünya şampiyonluğuna kadar büyük tur- nuvalarda final göremeyeceklerdi. Kadere bakın ki bu dönem aynı za- manda Bettega’nınmillî takımkari- yerinin geçtiği yılları içermekteydi. Aslında golcü oyuncunun, kariyeri- nin son dönemecine girerken bir dünya şampiyonluğu yaşaması ve hak ettiği uluslararası şöhreti biraz daha perçinlemesi mümkün olabilirdi. Ne var ki kendisinin 1982 Dünya Kupası öncesinde yaşa- dığı sakatlık buna da mâni olmuştu. Millî takımdaki çeşitli talihsizlikle- rine karşın Juventus forması altında birçok büyük başarı yaşayan Bet- tega, haliyle siyah-beyazlı futbolse- verlerin nazarında da kulübün gel- miş geçmiş en iyi oyuncularından biri olarak kabul ediliyor. Bu ay yetmiş yaşını geride bırakacak olan Bettaga’nın bu vesileyle kariyerinin de önemli satırbaşlarını anımsat- mak istedik. Roberto Bettega, 27 Aralık 1950’de, Torino’da dünyaya geldi. Ailesi aslen Venedikliydi ama babası FIAT fabri- kasında çalışmak için birkaç yıl evvel Torino’ya yerleşmişti. Rober- to’nun daha küçük yaşlarda futbola büyükmerak sarması üzerine ailesi onu, ilkokulu bitirdiği sene şehrin marka kulübü olan Juventus’un altyapısına kaydettirmişti. Şanslı sayılırdı zira Roberto, ülkenin 10-14 yaş grubundaki en iyi antrenörle- rinden biri olarak görülen Mario Pedrale’nin eline düşmüştü. Rober- to’nun iki ayağını da aynı derecede kullanabilmesi ve hayli etkili kafa vuruşları yapabilmesi, Pedrale’yi fazlasıyla etkilemişti. Pedrale, genç Roberto’nun, o dönem Juventus’un en önemli yıldızlarından biri olan John Charles’ı anımsattığını da söyleyecekti. Böylelikle Roberto, altyapıda üzerine en çok titrenen gençlerden biri haline de gelecekti. Aradan birkaç yıl geçtikten ve Bet- tega 18 yaşını doldurduktan sonra Juventus yönetimi, genç oyuncu- nun artık altyapıda daha fazla kal- masının gerekmediğini ve A takım seviyesinde oynayabileceğini dü- şünmeye başlamıştı. Fakat Juven- tus gibi bir kulüpte henüz hiçbir tecrübesi olmayan gencecik bir oyuncuyu kadroya alarak onu deyimyerindeyse erkenden harca- mak da istemiyorlardı. Bu durumda Bettega’nın deneyimkazanabile- ceği bir kulübe kiralanması, akıllara gelen enmâkûl seçenekti. Tesadüfe bakın ki Serie B’de müca- dele etmekte olan Varese’nin tek- nik direktörü Nils Liedholm, birkaç ay evvel Bettega’yı genç takımlar arasındaki bir müsabakada seyret- miş ve kendisinden çok etkilen- mişti. Bettega’nın kiralanmasının düşünüldüğünü öğrendiğinde de hemen Juventus yöneticileriyle irtibata geçmiş ve genç oyuncudan Varese’de yararlanmak istediğini bildirmişti. Liedholm’un talebinin kabul edilmesi, aynı zamanda Bettega’nın profesyonel futbolculuk kariyerine Serie B’de, Varese formasıyla adım atacağı anlamına geliyordu. Nils Liedholm, futbolculuk yılla- rında Avrupa futbolunun en önde gelen isimlerinden biriydi. 26 ya- şında geldiği Milan’da 12 yıl takımın oyun kurucusu olarak en üst dü- zeyde futbol oynamış ve kırmızı-si- yahlıların 1950’lerde kazandığı dört şampiyonlukta en büyük pay sahiplerinden biri olmuştu. Ülkesi İsveç ile de 1958 Dünya Kupası’nda final görmüş, hatta o finalde Brezil- ya’ya attığı golle de Dünya Kupaları tarihinde bir final maçında gol atan en yaşlı oyuncu unvanını ele geçir- mişti. Böylesine büyük bir futbol adamının, 18 yaşındaki bir futbol- cuda büyük bir cevher görmesi yabana atılır şey değildi. Söz ko- nusu genç futbolcunun kariyerine Liedholmgibi bir isimle çalışarak başlayacak olması da onun adına çok büyük bir fırsattı. Liedholm’un futbol dünyasına armağanı Liedholm, ısrarla istediği Bettega’yı takımının ilk on birine yerleştirmek için de çok fazla beklemeyecekti. 12 Ekim 1969 tarihinde oynanan Serie B’nin beşinci hafta mücadele- sinde genç oyuncu, Modena deplas- manında profesyonel kariyerinin ilk maçına çıkıyordu. Bettega, takımı- nın 1-0’lık galibiyetiyle neticelenen karşılaşmada golle tanışamamıştı belki ama 90 dakika sahada kal- mıştı. Bir sonraki hafta, 19 Ekim’de Perugia ile yine deplasmanda oynananmaçtaysa Bettega 86. da- kikada kariyerinin ilk golünü kay- detmeyi başarıyor ve bu golle de Varese karşılaşmayı 1-0 kazanı- yordu. Bettega, 16 Kasım’da Man- tova ile iç sahada oynadıkları ve 3-0 kazandıkları maçtaysa iki gol birden atacak ve yıldızını iyice parlatacaktı. Sezon sonuna gelindiğindeyse genç bir futbolcunun kariyerinin ilk yılında karşılaşabileceği en güzel manzaralardan biri vardı. Varese, Serie B’de şampiyon olarak Serie A’ya yükselmiş, Bettega da attığı 13 golle Serie B’nin gol kralı ol- muştu. Hemen bu noktada bir pa- rantez açarak günümüzde 30-40 gollü gol krallarına âşinâ olan yeni nesli bilgilendirmeden de geçmeye- lim. Bilhassa İtalya’da, 1960’ların başından itibaren taktiksel anlayış- lar gol atmaktan çok gol yememek üzerine inşa edilmişti. Hatta bu yaklaşım, yaklaşık 10 yıl içinde dünya futbolunu da bir hayli etkile- yecek ve 1970’ler ile 1980’ler nega- tif futbolun zirveye çıktığı, haliyle maç başına gol ortala- malarının da bir hayli düş- tüğü dönemler olarak kayıtlara geçecekti. 1969-70 sezonunda Serie B’deki görünüm de farklı değildi. Bettega, 38 maçın 30’unda oynayıp 13 gol atmıştı belki ama takımı da zaten toplamda 41 gole sahipti. Ligin en golcü takımı olan sezonun ikincisi Foggia ise 42 gol atmıştı! Bettega, gol krallığını yine 13’er gol atan takım arkadaşı Ariedo Braida ve Catanialı Aquilino Bonfanti ile pay- laşmıştı. Ligde bu üçlü haricindeyse bir oyuncu 11 gol, iki oyuncuysa 10’ar gol kaydetmişti. Koca ligde çift haneli sayılarda gol kaydeden yedinci bir isimbile çıkmamıştı! Düşününmaçlardaki gol kısırlığını! Maçların büyük kısmı 0-0 ve 1-0’lık skorlarla sona eriyor, bir maçta iki gol bile olsa o maçın gollü geçtiği düşünülüyordu. Şampiyon Varese 38maç içerisinde iki golün üzeri- neyse sadece dört kez çıkabilmişti. İki kere 3-0, bir kez 3-1, bir defa da -ki o da ligin sonmaçıydı- 5-0 galip gelmişlerdi. Böylesine büyük bir gol kuraklığının yaşandığı bir ortamda 13 golle gol kralı olmakta anormal bir durumda yoktu elbette. Hatta 30maçta 13 gol atmak büyük işti. Tabiî 18-19 yaşlarında genç bir oyuncunun, profesyonel kariyerinin ilk sezonunda böylesine bir başarı kazanması daha da büyük işti. Dolayısıyla Juventus yöneticileri de Bettega’nın Varese’deki sınavını “pekiyi” ile geçtiğine kanaat getire- 100 101

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==