TamSaha 192. Sayı / Kasım 2020
122 123 Leicestershire bölgesinin kriketteki okullar karması takımının kaptan- lığını bile yapacak seviyede bu sporda da yetkinlik gösteriyordu. O günlerde iyi bir kriket oyuncusu olma şansının, iyi bir futbolcu olma şansından dahi yüksek olduğuna inanmaya da başlamıştı. Kriketle böylesine haşir neşir ol- ması da buna etki etmiş midir bilin- mez ama Gary Lineker’ın futbolu bir kulüpte oynamaya başlaması hayli geç gerçekleşecek ve kendisi anca 1976 yazında ortaokulu bitirmesinin ardından Leicester City’nin altyapı- sına kaydolacaktı. Aldığı son karne- yeyse öğretmenlerinden biri şöyle bir not düşmüştü: “Futbola çok fazla yoğunlaşıyor. Bu şekilde geçimini sağlayamaz.” Profesyonelliğe ilk adım Gary’nin öğretmeni, onun hakkın- daki ilk tespitinde ne kadar haklıysa, ikinci tespitindeyse bir o kadar haksız çıkacaktı. Altyapıdaki ilk sezonunda okulla futbolu bir arada yürütmeye çalışan Gary, bu sezonun ardından bunun pek de kolay olmadığına kanaat getirerek bütün ağırlığını futbola verecekti. Ceza sahası içinde gerek yerden ge- rekse havadan son derece etkili bir oyuncuydu ve altyapıda etrafındaki diğer profesyonel futbolcu adayı gençlerin arasından bu yetenekleri sayesinde fazlasıyla sıyrılmaktaydı. Nitekim 1978-79 sezonu arifesinde Leicester City kulübü kendisiyle profesyonel sözleşme imzalayacak ve onu A takımkadrosuna dâhil edecekti. Gary Lineker, Leicester City adına ilkmaçına 1 Ocak 1979’da, iç sahada OldhamAthletic karşısında çıka- caktı. Maç 2-0 Leicester lehine sona ererken genç oyuncu golle tanışa- mamıştı. Bunu başardığındaysa takvimyaprakları 24 Nisan 1979’u gösteriyordu. Notts County deplas- manında alınan 1-0’lık galibiyette tek gol ondan gelmişti. Lineker, sadece yedi maçta forma şansı bulduğu ilk sezonunu bu tek golle kapatırken, ertesi sezonsa biraz daha fazla tercih edilecek ve 19 maça çıkıp üç kez gol sevinci ya- şayacaktı. O sezon Leicester City’nin ikinci ligde şampiyon olup birinci lige (günümüzdeki Premier Lig) yükselmesiyse ilk bakışta önemli bir fırsat gibi gözükse de bu ligde tutunmaya çalışan takımda genç Lineker pek fazla şans bula- mayacaktı. 42 maçlıkmaratonda yalnızca dokuz defa sahaya çıkabilen Lineker, iki gol atmıştı. İşin ilginci, Leicester’in birinci ligde oynaması Lineker’ın forma şansını azaltırken, mavi-beyazlı ekibin o sezon küme düşmesiyle birlikte genç golcünün kısmeti de açıla- caktı. Zira kendisi Leicester’ın ilk on birinde artık düzenli olarak oynamaya başlamıştı ve sezonu da ligde 17 golle takımının en golcü oyuncusu olarak tamamlayacaktı. Lineker’ın yıldızının asıl parlama- sıysa, 1982-83 sezonunda gerçekle- şecekti. Genç golcü, ikinci ligde 26 golle gol kralı olurken takımı Leicester da puan tablosunda üçüncü sırayı alarak birinci lige yükselmeye hak kazanıyordu. Üç yıl aradan sonra, artık çok daha tecrübeli bir şekilde birinci lige dönen Lineker 1983-84 sezonunu da 39maçta 22 gol atarak tamamla- yacak, onun bu golleri sayesinde de Leicester ligde 15. sırayı alarak üç yıl önceki gibi bir küme düşme felâketi yaşamayacaktı. Lineker’ın kendi- sini birinci lig seviyesinde de ispat- lamasının ardındansa ona millî takımkapıları da açılacaktı. Sezo- nun sonunda, 26 Mayıs 1984’te İn- giltere’nin Glasgow’da İskoçya ile yapacağı maç için ilk kez millî takım kadrosuna alınan Lineker, 73. daki- kada TonyWoodcock’ın yerine oyuna girerekmillî takım formasını sırtına ilk kez geçirmiş olacaktı. Başarılar peş peşe geliyor 1984-85 sezonunda Lineker adına önemli ilkler yaşanmaya devam ediyordu. Bu kez ligde 41 maça çıkıp 24 kez fileleri havalandırmıştı ve bu sayede gol krallığında da Chelsea’li Kerry Dixon ile birlikte zirveyi pay- laşmıştı. Bu, kendisinin birinci lig- deki ilk gol krallığıydı. Ayrıca 26 Mart 1985’te, İngiltere’ninWemb- ley’de İrlanda Cumhuriyeti ile yap- tığı ve 2-1 kazandığı özel maçta ta- kımının her iki golüne de imzasını atarakmillî forma altındaki ilk gollerini de kaydetmişti. Tabiî tüm bunların ardından Lineker’ın kari- yerinde bir başka önemli dönüm noktası da yaşanmış ve kendisi ilk önemli transferini yaparak 800 bin sterlin karşılığında Everton’a trans- fer olmuştu. Everton, 1984-85 sezonunu ligde şampiyon olarak tamamlamış, da- hası Kupa Galipleri Kupası’nı da ka- zanmış ve tümbunların üstüne de ligin gol kralı olan Lineker’ı transfer ederek kadrosunu iyiden iyiye güç- lendirmişti. Normal şartlar altında ertesi sezon Everton, İngiltere’yi Şampiyon Kulüpler Kupası’nda temsil eder, kupanın da başlıca favorilerinden biri olurdu. Ancak bu kupanın o yıl Mayıs ayında Li- verpool ile Juventus arasında oyna- nan finalinde İngiliz holiganların çıkardığı izdiham sonucunda 39 İtalyan taraftarın hayatını kay- betmesi, bambaşka bir senaryonun ortaya çıkmasına yol açacaktı. Futbol literatürüne Heysel Faciası olarak geçen bu korkunç hadisenin ardından UEFA, Birleşik Krallık Başbakanı Margaret Thatcher’ın da önerisiyle, İngiliz takımlarını beş yıl süresince Avrupa kupalarından men etme kararı almıştı. Haliyle bu şartlar altında Everton’ın Şampiyon Kulüpler Kupası’nda oynama ihti- mali de suya düşüyordu. Lineker’ın da uluslararası düzeyde kendisini gösterebilmesi için biraz daha beklemesi gerekecekti. Lineker, Everton ile ilkmaçına, kaderin cilvesine bakın ki Filbert Street’te Leicester karşısında çıka- caktı. Kafasının bir hayli karıştığına şüphe yoktu. Öyle ki devre ara- sında, alışkanlıktan olsa gerek, yeni takımınınki yerine Leicester’ın soyunma odasına girmişti. Maçı da Leicester 3-1 kazanıyor ve son şampiyon, yeni sezona kötü bir başlangıç yapıyordu. Yine de Ever- ton sonrasında lige ağırlığını koy- makta gecikmeyecekti. 22 Şubat 1986’daki 30. hafta mücadelesinde, Merseyside derbisinde Liverpool’u, üstelik de Anfield’da 2-0mağlup et- tiklerinde de (ikinci gol Lineker’dan gelmişti) ezeli rakiplerinin sekiz puan önünde zirvede yalnız kalmış- lardı. Avuçtaki şampiyonluk son anda kaçtı Ne var ki bu derbinin ardından Liverpool peş peşe galibiyetler al- maya başlarken Everton biraz kör topal gidecek, 40. haftada Oxford United deplasmanında son dakika
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==