TamSaha 192. Sayı / Kasım 2020
günkü gibi futbol okulları yoktu. İlk- okul ve ortaokul döneminde de ders dışında vaktimizin çoğunu futbol oynayarak geçirirdik. Beden eğitimi derslerinde de okulun bahçesinde futbol oynardık. Ortaokuldayken, aynı zamanda futbol hakemliği de yapan bir hocamız vardı; Yusuf Kukul. Hâlâ hayatta çok şükür. Bana sürekli iyi futbolcu olacağımı söyler, destek verirdi. Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi yani… Bir anlamda öyle (tebessümediyor). Futbol dışında ilgilendiğiniz şeyler varmıydı? Müzikle aramçok iyiydi. Sinema ve tiyatroyu da severim. Müziğe ilgim hafta sonları aile buluşmalarında şarkılar söylenmesiyle başlamıştı. Henüz çocuktumama o neşeli ortam hoşuma giderdi. Sadece kulaktan dolma söylenen bütün şarkıları ezberlemiştim. Türk sanatmüziği ve türkülerimizi çok severim. Bu arada annemin sesi çok güzeldi. Herhalde banamüziği sevdiren de annemdi. Dönelimfutbola… İlkkulübünüz hangisiydi? Kulüp olarak baktığımızda ilk olarak Feriköyspor’un genç takımına gir- dim. Çok geçmeden de kendimi A ta- kımda buldum. 1975’te ise Orduspor’a transfer oldum. Futbolda profesyonel olarak ilerlememi sağlayan kulüp Orduspor’dur. İki sezon orada oyna- dıktan sonra Fenerbahçe serüvenim başladı. Bu bölümü biraz açabilirmiyiz? Fe- nerbahçe’ye transferinizin bir hikâ- yesi vardır elbette. Anlatırmısınız? Ordu’da Fenerbahçe’yi konuk ettiği- miz birmaçta gerçekten iyi oyna- mıştım. Fenerbahçe’nin o dönemki teknik direktörü TomislavKalopero- vic’in dikkatini çekmişim. Devre arasında şu an Türkiye Futbol Fede- rasyonu’nda birlikte çalıştığımız Cem Pamiroğlu yanıma geldi. Fener- bahçe’nin beni transfer etmek iste- diğini söyleyip, bir telefon numarası verdi. Sezon bitince aramamı söyledi. Ne hissettiniz o an?.. Elbette çok güzel şeyler hissettim, gurur duydum. Fenerbahçe gibi bir kulübün ilgisi her futbolcunun ho- şuna gider. Aradınızmı peki o numarayı? Aramaz olurmuyum? Fenerbahçe beni istemiş. İstanbul’a dönünce hemen aradım. Telefonun diğer ucundaki kişi rahmetli Yüksel Günay’dı. Kendisiyle görüştümve Fenerbahçeli oldum. Ve bambaşka bir hayat başladı sizin için sanırım… Aynen öyle. Fenerbahçe gibi bir takı- mın formasını giymek rüyanın ger- çeğe dönüşmesidir bir oyuncu için. On binlerin önünde oynamak, coş- turmak, coşmak…Tarifi zor duygular bunlar. Anlatılması zor, yaşanması gereken duygular, Şükrü Saracoğlu Stadı’nın ambiyansı tamolarak öyle- dir işte. Son nefese kadar unutulma- yacak şeyler yaşadımorada. Tüyle- rimdiken diken olurdu. Benim için futbol mabedidir Şükrü Saracoğlu Stadı. İlişkiler nasıldı o zamanlar? İnsanlar bugüne oranla çok daha sıcaktı. Kendi içimizde zaten kardeş gibiydik. İstanbul takımlarında oyna- yan arkadaşlarla da burayamisafir olarak gelen arkadaşlarımızla da iyi dostluklarımız vardı. İzin günleri- mizde beraber yemeğe çıkardık. İstanbul’a gelenAnadolu takımların- daki arkadaşlarımızla bolca vakit geçirirdik. Taraftarla aranız nasıldı? Taraftarla futbolcu arasındaki ilişki her zaman aynıdır. İyi oynarsanız tri- bünler sizi bağrına basar. Kötü günü- nüzde de kızar. Bu işin doğası böyle. Bunu kabul etmek gerek. Tribünlerin adınızı haykırmasını istiyorsanız canınızı dişinize takacaksınız. Başka yolu yok. Takım için ne kadar fayda- lıysanız taraftar için o kadar önemli- siniz…Ben her zaman elimden geleni yapan, takımı için her şeyini sahaya yansıtan bir oyuncuydum. Onedenle Fenerbahçe’de deOrdusporda da Sakaryaspor’da da taraftarların beni sevdiğini düşünüyorum. Yöneticiler ve hocalarınızla ilişkileri- niz iyi miydi? Hemde çok iyiydi. Gerek yönetici- lerle gerekse antrenörlerle abi-kar- deş ya da baba-oğul gibiydik. Diyaloglar sıcak ve samimiydi. O za- manki başkanlarımız çok değerli in- sanlardı. Razi Trak, Faruk Ilgaz, Fikret Arıcan…Hepsi güzel insanlardı. Bizimle evlâtları gibi ilgilenir, içimizi Fenerbahçe sevgisiyle doldururlardı. Sizin içinyeri ayrı olanbiri varmıydı? Taraftarla futbolcu arasındaki ilişki her zaman aynıdır. İyi oy- narsanız tribünler sizi bağrına basar. Kötü gününüzde de kızar. Bu işin doğası böyle. Bunu kabul etmek gerek. Tribünlerin adınızı haykırmasını istiyorsanız canınızı dişinize takacaksınız. Başka yolu yok. “ Fenerbahçe gibi bir takımın formasını giymek rüyanın gerçeğe dönüşme- sidir bir oyuncu için. On binlerin önünde oynamak, coştur- mak, coşmak… Şükrü Saracoğlu Stadı’nın ambiyansı tamolarak öyledir işte. Son ne- fese kadar unutul- mayacak şeyler yaşadımorada. “ 116 Ordu’da Fener- bahçe’yi konuk et- tiğimiz bir iyi oynamış, Fenerbahçe Teknik Direktörü Kaloperovic'in dikka- tini çekmişim. Devre arasında Cem Pamiroğlu yanıma geldi, Fenerbahçe’nin beni transfer etmek istediğini söyleyip, bir telefon numarası verdi. Sezon bitince aramamı söyledi. “ Orduspor’un 1975-76 kadrosu. Soldan sağa ayaktakiler: Erol Aydoğdu, Tuna Güneysu, Erdoğan Arıca, Fikret Ayabakan, Salih Aydoğan, Ahmet Çay. Oturanlar: Turgay Güney, Murat Ataşan, Üstün Türközer, Arif Güney, İsmail Taşkınsu. 1977-1978 sezonunu şampiyon tamamlayan Fenerbahçe kadrosu. Soldan sağa ayaktakiler: Radmilo Ivancevic, Şevki Şenlen, Onur Kayador, Emin İlhan, Önder Mustafaoğlu, Radomir Antic. Oturanlar: Coşkun Demirbakan, Engin Verel, Cemil Turan, Tuna Güneysu, CemPamiroğlu. 117
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==