TamSaha 191. Sayı / Ekim 2020

1962 senesine gelindiğinde Santos, Sao Paulo Eyalet Ligi’nde üst üste üçüncü şampiyonluğuna giderken Pele de üst üste altıncı kez gol kralı olma yolunda ilerliyordu ve artık açık bir biçimde dün- yanın en iyi futbolcusu konumundaydı. 21 yaşında olmasına rağmen sicilinde çoktan rakip filelere yollanmış 500’ün üzerinde gol bulunmaktaydı ve Şili’de düzenlenecek olan Dünya Kupası’nda da tümgözlerin onun üzerinde olması bekleniyordu. Şili’de buruk sevinç Ne var ki 1962 Dünya Kupası, Brezilya adına olmasa da Pele açısından büyük hayal kırıklığına sahne olacaktı zira yıldız oyuncu sakatlanarak turnuvayı erkenden kapatmak zorunda kalacaktı. Brezilya ilk tur gruplarındaki ilkmaçına Meksika karşısında çıkmış ve Pele, takı- mının 2-0'lık galibiyetine bir gol ve bir asistle doğrudan katkı sağlamıştı. Özel- likle attığı gol, turnuvanın belki de en güzel golüydü. Rakip yarı alanın ortala- rında sağ kanat taç çizgisi yakınlarında topla buluşan Pele, Meksika ceza alanına doğru adeta bir ok gibi fırlamış ve bu esnada da dört Meksikalı futbolcunun arasından bir slalomgösterisi sunmuştu. Penaltı noktasına yaklaştığı esnada da sol ayağıyla yerden sert bir şut gönderen Pele fileleri havalandırmayı başarmıştı. Ancak bu parlak başlangıca karşın Çekoslovakya ile oynanan ve golsüz sona eren ikinci maçta yaşadığı sakatlık, onun kalanmaçlarda görev almasını en- gellemişti. Yokluğundaysa Brezilya’nın parlayan yıldızı Garrincha olmuş ve bu kez de müthiş sağ açığının yetenek- leriyle sürüklediği Sambacılar, çeyrek finalde İngiltere, yarı finalde de Şili’yi yendikten sonra finalde de Çekoslovak- ya’yı 3-1’le geçerek üst üste ikinci kez dünya şampiyonluğuna uzanmışlardı. 1962 ve 1963 yıllarıysa, Pele’nin kulüpler düzeyindeki kariyerinin de zirve nokta- larını teşkil ediyordu. Dünya Kupa- sı’ndaki sakatlığını geride bırakmasının ardından gollerine Santos forması al- tında devam eden Pele, 30 Eylül 1962’de Santos’un Penarol’ü 3-0mağlup ederek tarihinin ilk Libertadores Kupası şampi- yonluğuna ulaştığı karşılaşmada iki gol birden atıyordu. Santos bunun ardın- dansa Kıtalararası Kupa mücadele- sinde, son iki yılın Avrupa şampiyonu Eusebio’lu Benfica’ya rakip olmuştu. İki maç üzerinden oynanan finalde Pele toplamda beş gole imza atacak ve San- tos’un dünyanın en büyüğü olduğunu ilân etmesinde yine aslan payına sahip olacaktı. Ertesi yılsa Santos, Libertadores Kupası’nı bu kez finalde Boca Juniors’ı devirerek üst üste ikinci kez müzesine götürürken final maçlarındaki gollerden biri yine Pele’den gelmişti. Kıtalararası Kupa’daysa Milan ile kozlarını paylaşan Santos, İtalya’da 4-2 kaybettiği ilkmaçın rövanşını Brezilya’da aynı skorla kazanı- yor ve iki gün sonra oynanan tekrar maçından da tek golle galip ayrılarak bu kupayı da peş peşe ikinci kez kucakla- manın sevincini yaşıyordu. Santos’un bumaçlardaki gollerinden ikisi de yine Pele’den gelmişti. Öte yandan Brezilya’da ulusal düzeydeki ilk şampiyona da 1959’da düzenlenmeye başlanmıştı ve Pele’li Santos çok geçme- den burada da müthiş bir hâkimiyet kurarak 1961-1965 yılları arasında beş sene üst üste şampiyonluğu kimselere bırakmamıştı. Pele, bu şampiyonaların üçünde gol krallığını da elde etmişti. Ayrıca 1965 yılına gelindiğinde Sao Paulo Eyalet Şampiyonası’nda da üst üste dokuzuncu gol krallığını yaşamıştı. Dünya Kupalarındaki tek hayal kırıklığı 1966 yılında Dünya Kupası’na futbolun doğduğu topraklar, yani İngiltere ev sahipliği yapmaktaydı. Brezilyalıların en büyük hedefi de şampiyonluğa ulaşarak hem futbolunmucitleri olan İngilizlerin sahasında bu başarıyı elde etmenin onu- runu yaşamak hemde üçüncü şampiyonluğun neticesinde Jules Rimet Kupası’nın ebedi sahibi olmaktı. Lâkin turnuva, Brezilya açısından bir kâbustan farksızdı. İlk turda Portekiz, Macaristan ve Bulgaristan ile eşleşen Sambacılar, ilkmaçlarında Bulgaristan engelini Pele ve Garrincha’nın golleriyle 2-0’la aşmasını bilmişlerdi belki ama maçtan akıllarda en çok kalan ay- rıntı, başta Pele olmak üzere birçok Brezilyalı oyuncunun “savunma futbolu” bahanesiyle sahada adeta dayak yemeleriydi. Brezilyalıların aşırı sertlik karşısında sinebileceği- nin farkına varan Portekiz ve Macaristan takımları da sonraki iki maçta bu taktiği uygulamakta ge- cikmedi, üstelik Bulgarların aksine bundan netice de almayı bildi. Brezilya her iki rakibine de 3-1’lik skorlarla boyun eğdi ve hiç alışık ol- madığı bir biçimde bir Dünya Ku- pası’nda erkenden eve dönmenin şokunu yaşadı. Bir sonraki Dünya Kupası’na kadar ülkesinde bir Bre- zilya, üç de Sao Paulo eyaleti şampi- yonluğu daha kazanan Pele’nin bu süre zarfındaki en kayda değer ba- şarılarından biriyse, 19 Kasım 1969’daMaracana’da Vasco da Gama ile oynadıkları bir maçta, kari- yerinin 1000. golünü atmasıydı. Bre- zilya’da aylar öncesinden dillendirilmeye başlanan “Pele 1000. golünü ne zaman ve kime karşı ata- cak” sorusu da böylece bumaçta yanıtını bulmuş oluyordu. Söz ko- nusu golün penaltıdan gelmesi, penaltı atılmadan önce fotomuha- birlerinin kale arkasında neredeyse üst üste çıkmaları ve golün sonra- sında saha içerisinin bir anda ana baba gününe dönmesiysemaçın futbola dair en hoş ayrıntılarındandı. Üç Dünya Kupalı tek yıldız Meksika’da düzenlenecek olan 1970 Dünya Kupası, muhtemelen Pele’nin kariyerindeki son büyük turnuva olacaktı. Öte yandan Brezilya’da artık Garrincha, Didi, Zagallo ve Vava gibi yıldızlar belki yoktu ama yerle- rine Rivellino, Jairzinho, Tostao gibi yeni büyük yıldızlar gelmişti ve bu isimlerin, Pele’nin önderliğinde 1966’nın kötü izlerini silerek üçüncü dünya şampiyonluğu hayalini gerçekleştirmeleri bekleniyordu. Brezilya, ilk tur gruplarında son şampiyon İngiltere’nin yanı sıra Çekoslovakya ve Romanya ile eşleşmişti. İlk karşılaşmasında Çekoslovakya’yı 4-1’le dize getiren Sambacıların gollerinden biri de Pele’den gelmişti. İngilteremaçı Jairzinho’nun tek golüyle 1-0 kaza- nılırken, Romanya engeli de 3-2 ile geçilmişti ve bumaçta Pele biri frikikten olmak üzere iki gole imzasını atmıştı. Gruptan üçte üç yaparak çıkan Brezilya, çeyrek finalde turnuvanın flaş ekibi Peru’yu 4-2, yarı final- deyse bir diğer önemli Güney Ame- rika temsilcisi Uruguay’ı 3-1 mağlup ederek bir kez daha bir Dünya Kupası finaline adını yazdırmayı ba- şarıyordu. Pele bu iki maçta gol bu- lamamıştı belki ama iki asistle yine de skora katkıda bulunmuştu. Final- deyse bizzat fileleri havalandıraca- ğındansa kimsenin şüphesi yoktu. 21 Haziran 1970’teMexico City’nin Azteca Stadı’nın ev sahipliği yaptığı finalde Brezilya’nın rakibi İtalya’ydı. Maçta ilk tehlikeyi de GökMavililer yaratıyor fakat Luigi Riva’nın yakla- şık 25metreden adeta bir mermi hı- zında gönderdiği şutu Brezilya kalecisi Felix zor da olsa kornere 96 97

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==