TamSaha 191. Sayı / Ekim 2020

Enrique de topu çok bekletmeden Valdano’ya geçirdi ve Schumac- her’le karşı karşıya kalan tecrübeli oyuncu golü atmakta zorlanmadı. Arjantinliler artık kupayı kucakla- mak üzere olduklarını düşünmeye başlamışlardı belki ama karşı cep- hede oyuna sonradan giren Rudi Völler adeta birdenbire maçın kah- ramanlığına soyunuyor ve birbiri- nin kopyası denebilecek iki duran top organizasyonunda önce kafayla Rummenigge’ye asistini yapıyor, sonra da golü kendisi atıyordu. 74 ve 81’inci dakikalarda gelen bu goller maçı bir anda yeniden başlatmıştı. 2-2’nin ardındansa Arjantin kendini toparlamakta gecikmedi. Maradona da kısa sürede inisiyatifi eline aldı. İngiltere ve Belçika maçındaki ola- ğanüstü gösterilerinden sonra final maçını boş geçmesinin yazık olaca- ğının farkındaydı. Almanların bera- berlik golünden sadece üç dakika sonra orta sahada topu önünde bulan Maradona, sağ içteki Burruchaga’nın boş du- rumda olduğunu çok önceden görmüş ve hiç bekletmeden topu tek dokunuşta arkadaşının koşu yoluna bırakırken etrafını saran beş Almanı da bir anda oyundan düşürmüştü. Bur- ruchaga ise topu aldığında kaleye 45 metre uzaklıktaydı belki ama önünde de Federal Almanya file bekçisi Toni Schumacher dışında kimse yoktu. Topu aldıktan sonra ceza sahasına kadar süren Burruchaga en sonunda Schumacher’in bacakları arasından ağları bir kez daha havalandırıyor ve nefesleri kesenmaçta son sözü söyle- yen isimoldu. 3-2’lik zaferle birlikte Arjantin 1978’den sonra ikinci dünya şampi- yonluğuna ulaşmıştı. Kupayı havaya kaldıran kaptan Maradona da böylece bir futbolcunun Dünya Kupalarında sergilemiş olduğu belki de en büyük bireysel performansı bu kupayla taçlandırmış oluyordu. Arjantin’den sonra sıra Napoli’de Maradona’nın Meksika’daki Dünya Kupası’nda Arjantin’i şampiyonluğa giden yolda eşi benzeri görülmemiş bir bireysel performansla sırtlamış olması, Napoli’nin de Serie A’daki şampiyonluk umutlarının iyiden iyiye artmasına neden olmuştu. Nihayet bu noktada da beklentiler 1986-87 sezonu itibarıyla gerçekle- şecek ve Napoli, tarihinin ilk Serie A şampiyonluğuna ulaşacaktı. Üstelik bunun yanına bir de İtalya Kupası zaferi eklenmişti. Ertesi sezonsa Napoli, şampiyonluk mücadelesinde Milan’ın gerisinde ikinci sırada kalırken Maradona’ysa bireysel açıdan kariyerinin en büyük başarılarından birine imza atıyor ve ligde oynadığı 28maçta attığı 15 golle gol krallığı yarışını ilk sırada tamamlıyordu. Bu ayrıca Maradona’nın Avrupa kariyerinde kazandığı ilk ve tek gol krallığı da olacaktı. 1988-89 sezonuna gelindiğindeyse Maradona, Avrupa kupalarındaki talihsizliğine de bir son verecek ve Napoli ile UEFA Kupası’nı kazanma- nınmutluluğunu yaşayacaktı. Bu başarıyı, 1989-90 sezonunda elde edilen ikinci Serie A şampiyonluğu takip etti. İtalya ‘90 ve sonun başlangıcı 1990 yazını Maradona yine İtalya’da geçirecekti ancak bu sefer üzerinde Napoli değil Arjantin forması vardı. Dünya Kupası’nın ilk turunda SSCB, Romanya ve Kamerun ile birlikte aynı grupta yer alan Arjantin, Ka- merun’la oynadığı ilkmaçta büyük bir şok yaşıyor ve sahadan 1-0’lık mağlubiyetle ayrılıyordu. Bunun ardındansa SSCB’yi 2-0 yenen Ar- jantin, Romanya ile de 1-1 berabere kaldı ve grubu üçüncü sırada bitirse de en iyi üçüncüler arasına girerek ikinci turda Brezilya ile eşleşti. Brezilya karşısında uzun süre gol- süz sürenmaçta gidişatı değiştire- cek isimse Maradona’dan başkası değildi. Dakikalar 80’i gösterirken yine kendine has müthiş hareket- lerle topu kaptığı gibi birkaç Brezil- yalıyı peşine takan Maradona, ardından önünün kapatıldığının düşünüldüğü sırada boştaki Canig- gia’nın önüne akıllara zarar bir pas çıkardı. Meksika’da kupa tarihinin belki de en güzel golünü İngiltere filelerine bırakan süper bücür, bu sefer de kupa tarihinin belki de en güzel asistini yapmak için düğmeye basmıştı. Bumuhteşem pastan sonra gerisi Caniggia’ya ka- lıyordu. Kendini bir anda Taffarel ile karşı karşıya bulan süratli oyuncu da rakibini çalımlayıp topu boş ka- leye atmakta zorlanmayınca Mara- dona’nın o enfes servisi lâyıkıyla değerlendirilmiş oldu ve Arjantin de adını çeyrek finale yazdırmayı başardı. Çeyrek finalde Yugoslavya’yı, yarı finaldeyse ev sahibi İtalya’yı penaltı vuruşları neticesinde saf dışı bırak- mayı başaran Arjantin, dört yıl ara- dan sonra yeniden finaldeydi ve karşılarında da bir kez daha Federal Almanya vardı. İki takımın da önce- likle savunmayı düşündüğümaç, Dünya Kupaları tarihine en sıkıcı fi- nallerden biri olarak geçti. Neticeyi belirleyense, Federal Almanya’nın maçın bitimine beş dakika kala kazandığı tartışmalı penaltı sonra- sında kullanılan atışın Brehme ta- rafından gole çevrilmesi oldu. 1-0’lık sonuç, kupanın bu kez Marado- na’nın avuçlarından kayıp, Alman- ların ellerinde yükselmesine neden olmuştu. Kaybedilen bu final, aynı zamanda Maradona’nın kariyerindeki serbest düşüşün de bir bakıma başlangıcını teşkil edecekti. 1991 yılının Mart ayında, Maradona’nın bir önceki ay Bari ile yaptıkları maçtan sonra kendisinden alınan idrar örneğinde kokain bulgusuna rastlandı ve yıl- dız oyuncu 15 ay süresince futbol- Almanlar 1990 Dünya Kupası finalinde Maradona’ya kilidi vurup, 1986’nın rövanşını almıştı 74 75

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==