TamSaha 191. Sayı / Ekim 2020

var. Ben bu icra kurulu denen yerin bir üyesi oldum. Hemde geleli daha iki sene olmuşken… İleriyi gördük. Onlar da gördüler. O zaman genciz tabiî. Dolu dolu 8 yıl yaşadım. Dolu dolu 8 yılın sonunda bütün başkan- lar bizi tanıdı, biz herkesi tanıdık. Ve orada bir çıkış yaptık. Fenerbah- çe’den geliyorsun. Kulüpten geli- yorsun. Ben haklı çıktım. Sorunları biliyordum çünkü. Yolları görüyor- dum. Başka türlü olmaz. Şirket- leşme ne demek 1975 yılında?.. Ve kulüp dergisinin ön sayfasından röportajım çıktı. Bu kökenden geldiğim için bir gün geldi; 1990 yılına girdik. Çiçeği burnunda Federasyon Başkanıyım. Daha 1 yıl olmuş. Turgut Özal beni atamış. Gençlerdeyken bu kadar çok detay bilemiyorsun. Jacques Georges UEFA Başkanı… Bana telefon ediyor. Gruplar var o zaman. Floransa Grubu var. Anglosakson Grubu var. Sovyetler Grubu var. Balkan Grubu var… Böyle gruplar var. Floransa Grubunun başkanı da Alman… FIFA 1. Başkanvekili aynı zamanda. Bunlar kalburüstü adamlar. O da telefon etti sonra… Ama Jacques Georges, Heysel Faciası sebebiyle çok bunalmış, bu facia yüzünden Genel Sekreterle birlikte sürekli mahkemeye gitmek zorunda kalıyor. Sorumlu kulüp. Onların ne dahli var. Adamda zengin bir adam. Şatosu var. Ama adamkere adam. Muhteşembir adam. Gördüğümbaşkanlar arasında en önemlisi oydu. İşin içinden gelen bir adamdı. Dedi ki, “Floransa Gru- bunda ayrılacağım, yerime senin gelmeni istiyorum. İki talibi var ama ben senin gelmeni istiyorum” dedi. Bir tanesi Maltalı… George Abela… Bana yenildi ve kazanamadı. Ama seneler sonra Malta Cumhurbaş- kanı oldu. Biz de Malta’ya gittik bir toplantıya… Herkesi izledim. Gitti elini sıkıyor. Ben gitmedim. Bekledim. Platini geldi, “Sen neden gelmiyorsun?” diye sordu. “Şimdi görürsün” dedim. Cumhurbaşkanı Abela beni görünce gelip sarıldı. Kendisine, “Ben seçimi kazanma- saydım; sen bugün Cumhurbaşkanı olamazdın” dedim. Böyle güzel bir anımda var. Gülüştük. Çok büyük bir şey… 1996 yılından beri aynı zamanda FIFA İcra Kurulu Üyesi olarak görev yapmaktasınız. FIFA kariyerinizi nasıl anlatırsınız? FIFA, dünya olduğu için yönetimi de çok zor. Altı tane konfederasyon… Okyanusya, Asya, Afrika, Avrupa, Güney Amerika, Kuzey ve Orta Amerika… Dünyanın her yeri… Birleşmiş Milletlerde 197 ülke var. Burada 209 ülkeydi. Ben de Ulusal Federasyonlar Komitesi’nin başka- nıydım. 211 ülkeye çıktı. Kosova ile Cebelitarık da geldi. Meksika’da kongrenin sunumunu ben yaptım. 211 ülke gerçekten çok zor. FIFA’yı yönetmek gerçekten zor. Avrupa futboluna yön veren isim- lerin başında geliyorsunuz. Bugün bayrağı sizden Başkanvekilimiz Sayın Servet Yardımcı devralmış durumda. Kendisi UEFA Yönetim Kurulu’nda çok önemli görevlerde bulunuyor. Servet Beyle Türk fut- bolu için istişarelerde bulunurken hangi noktalara değiniyorsunuz? Açık söylemekte yarar var. İstediğim zaman arıyorum, istediği zaman arıyor Servet Bey beni… Geçenlerde oturup yemek yedik. Şanssızlık pandemi… Bu salgın her şeyin ayarını bozdu. Ertesi gün 12.00’de gitmiyorkenmerkeze; yarım saat sonra haber alıp uçakla gidebiliyordun. Şimdi yerinden oy- nayamıyorsun. Yüz yüze konuşma mahrumuyuz. Öyle şeyler var ki telefonla halledemezsin. Bütün dünya için bu geçerli. Hiçbir yere gidemiyoruz. İyi ki emekli olmu- şum. Kendim için söylemiyorum. Burada oturup bir şey yapamazsın. Birlikte çalışmakmahrumiyeti var. Her meslek için çok zor bir durum. Bunu genel olarak söylüyorum. Devlet Başkanı diğer Devlet Baş- kanı ile video aracılığıyla görüşüyor; telefonla görüşüyor. Bunlar sağlık dışı… Normal bir ortamyok. Şanssızlık… UEFA ve FIFA’da görev yapan Türk sayısını siz nasıl değerlendiriyor- sunuz? UEFA ve FIFA’da yer alma- nın sırrı nedir? Benimgeçmişimdeki ögeleri anlat- tım. Öyle biri varsa buyursun gitsin. Yok ki öyle biri… Bu işin sırrı kesin- likle iletişim… İletişimolmadan hiçbir şey yapamazsın. Ama ders çalışmadan da derse girmeyecek- sin. Dersimi çalışmadım. Açık açık söyledim. Çalışamadımdedim. Bir- denbire bir seçim olmuş. Başkanlık bekleyen kişi Günter Schneider ge- lecekken onu Almanlar bırakmadı. Almanya birleşti ve onu gönderme- diler. Ben otomatikman başkan oldum. Hayat tecrübesi çok yüksek birisi olarak, bana göre sporu seven her gencin okuması gereken büyük bir değere imza attınız ve “OImaz Olmaz Demeyin, Olmaz Olmaz!” kitabını yazdınız. Kitap yazma fikri nasıl doğdu ve bu eseri yayım dünyasına nasıl kazandırdınız? Çok açık ve net… Başlarda hiç dü- şüncemyoktu. Çünkü kendi işimi doğru yapma peşindeydim. Buna ayıracak zaman sıfırdı. Hayatımın üçte ikisi Brezilya ile Japonya ara- sında geçti. Uçakları düşünün. Bir kere zatürre, bir kere bronşit oldum. Hâlâ da iddia ediyorum, uçaklardan oldu. Çok uçuyordum. Bir gecede karar verip bıraktım. Bütün bunları yapmak için zamanınız olacak. Bana kitap yazdıran sebep sakladı- ğım fotoğraflar. İyi ki o zamanlar di- jital fotoğraflar yokmuş. Fotoğrafın kendisi var. Malzemeyi verebilece- ğimi görünce; Allah’a çok şükür kafamda her şeyi hatırladığım için “Yapmak lâzım” dedim… 2.5 sene sürdü kitap yazmam. Bir türlü bit- medi. Geliyor yazı. Senin istediğin gibi değil. Sil baştan. Bir daha… Bir daha…Malzeme çok. Bu fotoğraflar kimde var? Jacques Chirac… Aliyev…Mandela… 36 sene önce git- mişsin Afrika’ya… Güney Afrika’da FIFA Dünya Kupası yapıldı. Benden başka kimse oraya gitmemiş geç- mişte… Kime nasip olur bunlar? Hangi birini anlatayım? Hindistan’a gidiyorsun adamkalemi, kâğıdı bırakıp, “Mustafa Kemal Atatürk” diyor beni görünce… Eski Beyoğlu gibi; daha muhteşembir cadde var Johannesburg’da… Adamları zorla- dım. Eşimle oraya ilk kez gitmişiz. O caddeye gitmek istedim. “Bir kez geçelim” dedim. “Mr. Erzik geçme- yelim, çok tehlikeli” dediler. Bir git- tim, insanlar yollarda yatıyor. Eski 61 60 Bana kitap yazdıran sebep sakladığım fotoğraflar. 2.5 sene sürdü kitabı yazmam. “ Ben seçimi kazanmasaydım; sen bugün Cumhurbaşkanı olamazdın. “

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==