TamSaha 191. Sayı / Ekim 2020
114 115 23 yaşındaki Spink, Villa’ya beş yıl evvel gelmişti gelmesine ama bu süre zarfında sadece tek bir maçta kaleye geçmişti. İkinci maçı da kısmet bu ya, Şampiyon Kulüpler Kupası finali oluyordu. O esnada Spink’in kaleye geçmesiyle Ba- yern’in farklı bir galibiyete uzan- masının iyice kolaylaştığını düşü- nenlerse fena halde yanılıyordu. Genç oyuncu tecrübesiz de olsa kalesinde son derece gözü pek bir biçimde duruyor ve Bayern atakları karşısında peş peşe müthiş kurta- rışlara imza atıyordu. Bayern’in baskılı oyunu başta Spink’in kale- sinde devleşmesi, ardından Aston Villa savunmasının da gitgide di- rencinin artması sayesine bir türlü beklenen golleri üretemezken, dakikalar 67’yi gösterdiğinde çok daha büyük bir sürpriz yaşana- caktı. O ana kadar yarı sahasını bile nadiren geçen Aston Villa’da Tre- vor Morley sol çaprazdan Bayern on sekizine sokulduktan sonra topu arka direkte kendini unuttu- ran Peter Withe’e aktarmayı ba- şarmış, Withe de yakınmesafeden fileleri havalandırmakta zorlanma- yarak Villa’yı 1-0 öne geçirmişti. Kalan bölümde Bayern’in baskısı artıyordu. 87. dakikaya gelindi- ğinde de nihayet Dieter Hoeness, Spink’i mağlup etmeyi başarmıştı. Gelgelelimbu gol de hayli tartışmalı bir ofsayt bayrağı neticesinde iptal edilecekti. Sonunda 90 dakika Villa’nın 1-0’lık üstünlüğüyle tamamlanıyor ve Bayern, adeta garanti gözüyle bakılan bir şampi- yonluğu kaçırmış oluyordu. Bayern, Aston Villa karşısında yaşa- dığı şoktan beş yıl sonra Kupa 1’deki beşinci finalini oynamaya hazırlanı- yordu. Karşılarından da yine sürpriz bir ekip sayılabilecek olan Porto vardı. Porto o dönemde Avrupa’da henüz kendisini pek ispat edebilmiş bir takımdeğildi. Hatta kendi ülke- sinde Benfica’yla bile rekabete girmekten uzaktı. Benfica ile Spor- ting’in gerisinde, Portekiz’in üçüncü takımı konumundaydılar. Son iki sezonda Portekiz Ligi’nde şampiyon olmuşlardı belki ama son çeyrek asra bakıldığında ligde bu iki şampi- yonluk da dâhil olmak üzere topu topu dört kez zirveye çıkabilmiş- lerdi. Avrupa kupalarındaki en büyük başarılarıysa üç yıl önce Kupa Galipleri Kupası’nda final oynamalarıydı, onda da Juventus’a kaybetmişlerdi. Bayern ise beş yıl öncekinden de daha güçlü durumdaydı. Orta sa- hada Paul Breitner futbolu bırak- mıştı belki ama yerine Alman futbolunun yeni yıldızı Lothar Matt- haus’u koymuşlardı bile. Sol tarafta da millî takımın bir diğer önemli ismi olan Andreas Brehme görev yapı- yordu. Kale de tecrübeli Belçikalı eldiven Jean-Marie Pfaff’a emanet edilmişti. Takımın başında da 1974’teki ilk Avrupa şampiyonlu- ğunu kazandıran isim olan Udo Lattek bulunuyordu. Bavyera ekibi Bundesliga’da da üst üste üçüncü şampiyonluğunu elde etmiş ve o sezon sadece bir kez yenilmişti. Finale gelinen yolda da Bayern’in al- dığı neticeler çok daha etkileyiciydi. Alman temsilcisi sırasıyla PSV Eind- hoven, AustriaWien, Anderlecht ve Real Madrid’i elemişti. Anderlecht’i 5-0, Real Madrid’i de 4-1 yendikleri maçlarda da adeta gövde gösterisi yapmışlardı. Porto ise Rabat Ajax, Vitkovice, Bröndby ve Dinamo Kiev’i geçerek finale gelmişti ki geçtiği bu rakiplerden sadece Kiev sezona tur- nuvadaki şampiyonluk adayların- dan biri olarak başlamıştı. Takvimyaprakları bu kez 27 Mayıs’ı gösteriyordu ve iki ekip Viyana’nın Prater Stadı’nda karşı karşıya geli- yorlardı. Bayern yine net bir biçimde maçın favorisi olarak görülüyordu. Porto adına önemli bir handikap da Portekiz’de altı kez gol kralı olmuş tecrübeli golcüleri Fernando Gomes’in sakatlığı nedeniyle maçta forma giyemeyecek olmasıydı. Bayern’deyse takımın liberosu Augenthaler cezalı olduğu için yer alamıyordu. Maça iyi başlayan Bayern, 25. daki- kaya gelindiğinde sol kanattan Pflügler’in kullandığı taç atışı son- rası Porto ceza alanı içinde yaşanan karambolde Kögl’ın kafayla topu ağ- lara göndermesi üzerine 1-0 öne de geçiyordu. İlk yarının da bu skorla sona ermesinin ardındansa Porto Teknik Direktörü Artur Jorge risk alarak ikinci yarı başlarken orta sahadan Quim’i çıkarıp forvete Juary’yi koyuyordu. Madjer, Futre ve Juary ile birlikte hücum etmeye başlayan Porto, ikinci yarıda daha baskılı görünen taraf haline gel- mişti. Porto’nun baskısı ilkmeyvesini 77. dakikada verecekti. Sağ içten ceza alanına giren Juary, Pfaff ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu ortaya çevirmiş ve altıpas üze- rinde kaleye sırtı dönük olan Madjer de şık bir topuk vuruşuyla fileleri havalandırmıştı. Bu gol, uzun yıllar futbol programlarının jeneriklerini de süsleyecekti. Bayern bu golün şaşkınlığını henüz üzerinden atamamışken 80. dakikada bu kez Madjer sol kanattan hızla ceza ala- nına doğru sokulup içeri ortasını yapacak ve ilk golde Madjer’e servis yapan Juary de Madjer’in iade-i ser- visini güzel bir voleyle ağlara yolla- yarak Porto’yu 2-1 öne geçirecekti. Maçı 50 dakikadan uzun bir süre önde götüren Bayern, üç dakika içinde 2-1 yenik duruma düşmüştü. Kalan 10 dakikalık süre de bu deza- vantajın altından kalkılması için yeterli olmayınca Porto, çıktığı ilk finalde bu büyük kupayı almayı başarıyor, Bayern ise beş yıl aradan sonra yine karşısında hiç şans ta- nınmayan bir takıma kaybetmenin travmasını yaşıyordu. 1987 Şampiyon Kulüpler Kupası Finali: BayernMünih 1-2 Porto Porto’nun Cezayirli oyuncusu Rabah Madjer, 1987 Şampiyon Kulüpler Kupası finalinde önce bu topuk golüyle eşitliği sağlayacak, ardından da Juary’ye yaptığı asistle zaferin kapısını açacaktı. Madjer’in bu golü uzun yıllar futbol programlarının jeneriklerini süsleyecekti.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==