TamSaha 191. Sayı / Ekim 2020

BayernMünih 111 vrupa futbolunda 2019-2020 sezonunun en çok konuşulan konularının başında, BayernMü- nih’in birçok rekoru altüst ede- rek kazandığı Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu geliyordu. Elbette alınan neticeler içerisinde en çok dikkat çekeni de çeyrek final eşleşmesinde Barcelona’nın 8-2 gibi akıl almaz bir skorlamağlup edilmesiydi. Bu, Şampiyonlar Ligi’nde eski şampiyonlar ara- sındaki bir maçta ortaya çıkan en farklı skordu. Bunun yanı sıra Bayern turnuva boyunca oyna- dığı 11 maçın 11’ini de kazanarak Devler Ligi’nde bir sezonda yüzde 100’lük bir galibiyet ora- A Şampiyonlar Ligi’nde geride kalan sezonu rekorlarla dolu bir şampiyonluk alarak noktalayan Bayern’in bu noktaya gelirken geçtiği yollarla ilgili en dikkat çekici ayrıntılardan biri, çok büyük travmalar atlatmasına karşın her seferinde daha da güçlü bir biçimde ayağa kalkması. Bayern’in özellikle geçmişte kaybettiği dört final var ki, bunlarda yaşanan şokun üstesinden gelmek belki de başka hiçbir kulübün başarabileceği bir şey değildi. Demir gibi bir karakter Onur Erdem nıyla şampiyonluğa ulaşan ilk takım olarak da bir daha kolay kolay tek- rarlanmayacak bir başarıya imza attı. 11 maçta rakip filelere gönder- dikleri 43 gol de iki ayrı rekoru işaret ediyordu. Bunların biri, maç başına en yüksek gol ortalamasıydı (3.91). Diğeriyse, şampiyon olan bir takımın ulaştığı en yüksek gol sayısıydı (1999-2000 sezonunda Barcelona 16 maçta 45 gol atmıştı ama hemmaç başı ortalaması Bayern’inkinden daha düşük hemde o sezon şampi- yon olamamışlardı). Tümbunlar dikkate alındığında, futbol dünyasında görülebilecek en nadide başarı hikâyelerinden birinin Bayern tarafından yazılmış olduğu aşikâr. Bayern’in bu başarısının arkasındaki en önemli ayrıntılardan biriyse geçmişte son derece travma- tik kayıplar yaşamasına karşın bun- ların ardından büyük bir çöküntü içine girmektense hemen ayağa kalkması ve adeta eskisinden de daha güçlü bir şekilde geri dönebil- mesi… BayernMünih, Avrupa kupaların- daki ilk büyük başarısını, 1966-67 sezonunda Kupa Galipleri Kupası’nı kazanarak elde etmişti. Franz Bec- kenbauer, GerdMüller ve SeppMaier gibi kulüp tarihinin en büyük efsa- neleri de bu sayede kariyerlerinin ilk uluslararası kupasını kazanmışlardı. Bayern’in Avrupa’nın en önde gelen takımlarından birine dönüşmesiyse, az önce saydığımız bu isimlerin ve sonrasında onlara eklenen Paul Bre- itner ve Uli Hoeness ile birlikte olgunluk dönemlerini yaşadıkları 1970’lerin ortalarıydı. Bavyera ekibi 1974, 1975 ve 1976’da Şampiyon Ku- lüpler Kupası’nda şampiyon olarak Real Madrid ve Ajax’tan sonra bu kupayı üç sene üst üste kazanmayı başaran üçüncü takımolmuştu. İşin ilginci o yıllarda Bayern henüz yurt içinde bugünkü gibi tek ta- banca konumunda değildi. Karşı- sında sürekli şampiyonluk yarışı içerisinde olduğu ve bu yarışların neredeyse yarısında da geçildiği bir BorussiaMönchengladbach vardı. Gladbach’ın hızının kesilmeye başla- dığı 1980’lerin başındaysa bu kez onların yerini Hamburg almıştı. Hamburg’un da etkisinin azalması- nın ardındansa Bayern’in Bundesli- ga’daki hâkimiyeti çok daha belirgin hale gelmeye başlayacaktı. Ancak bu kez de 1970’lerdeki omüthiş Avrupa başarılarının uzağında kal- mışlardı. Daha da kötüsü o başarının kıyısına kadar gelip son adımda, üstelik hiç de beklenmedik bir biçimde tökezlemeleriydi. Şampiyon Kulüpler Kupası’nda oy- nadığı ilk üç finalde kupaya uzanan Bayern, 1982 yılında dördüncü fina- line çıktığında karşısında bu kupada ilk kez final oynayan Aston Villa’yı bulmuştu. Villa’nın o sezon ülke- sinde kötü bir sezon geçirmesi de tecrübesizliğine eklenince Bayern mücadele öncesindemutlak favori haline gelmişti. Ne var ki finalin sonunda kupaya uzanan taraf, tek gollü galibiyetle İngiliz temsilcisi olmuştu. Bayern, bu şokmağlubiyetten beş sene sonra Kupa 1’de bir kez daha finale gelmişti. Bu defa karşılarında Portekiz şampiyonu Porto vardı. Porto da Şampiyon Kulüpler Ku- pası’nda ilk kez final oynayacaktı ve Portekiz temsilcisinin o güne dek Avrupa futbolunda ciddi bir ağırlığı olduğu söylenemezdi. Bayern yine finalin net favorisiydi. Üstelik bu kez maçtaki ilk golü de bulacaklardı. Fakat karşılaşmanın son bölümüne girilirken Porto’nun peş peşe bula- cağı iki gol, kupanın bir kez daha son derece sürpriz bir biçimde Bayern’in ellerinin arasından kayıp gitmesine yol açacaktı. Bu iki travmatik final sonrasında Ba- yern’in Almanya içindeki hâkimiyeti artarak sürse de Bavyera ekibi, Avrupa’nın zirvesinden bir müddet uzak kalacaktı. 1996’da kazandıkları UEFAKupası önemli bir motivasyon unsuru olmuştu elbette ama asıl hedef Kupa 1’i, yeni adıyla Şampi- yonlar Ligi’ni, dördüncü kez kazana- bilmekti. Nihayet 1999’a gelindiğinde bu kupadaki beşinci finallerine çık- tılar. Rakipleri bu kez kaybettikleri son iki finaldeki rakiplerine kıyasla çok daha güçlüydü, Manchester Uni- 1974, 1975 ve 1976 yıllarında üst üste üç defa Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kazanan Beckenbauer’li, Müller’li, Maier’li Bayern Münih kadrosu.... 110

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==