TamSaha 186. Sayı / Mayıs 2020

miladı oluyordu. Öte yandan Milan, ikinci kez Serie A’ya dönmesinin ardından belki yeniden küme düşme korkusu yaşamıyordu ama ligde iddia sa- hibi de olamıyordu. Orta sıralara çakılıp kalmışlardı. Kulübün kade- rinin değişmesiyse 1986’da ülke- nin en varlıklı işadamlarından biri olan Silvio Berlusconi tarafından satın alınması ve 1987’de de Arrigo Sacchi’nin teknik direktörlüğe getirilmesiyle mümkün olacaktı. 1987’ye kadar geçecek dört sezonda Milan, Serie A’da 5. ve 8. sıralar arasında gidip gelirken bir kez de İtalya Kupası’nda final oynamıştı. Millî takım tarafın- daysa Baresi 1984’te Los Angeles Olimpiyatları’na götürülen olimpik millî takımkadrosuna dâhil edil- mişti fakat Gök Mavililer yarı finalde Brezilya’ya uzatmalarda, bronz madalya maçında da Yugoslavya’ya 2-1’lik skorlarla kaybedince ülkelerine eli boş döneceklerdi. 1986 Dünya Kupası ise Baresi’nin kariyerinde ayrı bir hayal kırıklığı olacaktı zira millî takım teknik direktörü Enzo Bear- zot aday kadroya bu kez ağabey Giuseppe’yi çağırmış, Franco ise Meksika’ya gidecekler arasında kendisine yer bulamamıştı. 1987 yazında Milan kadrosunda önemli değişiklikler oluyordu. Az önce de bahsettiğimiz Berlusconi ve Sacchi’nin gelişiyle birlikte transfere de önemli bütçe ayrılmış ve Hollanda futbolunun yeni yıl- dızları Ruud Gullit ile Marco van Basten’in yanı sıra Carlo Ancelotti, Angelo Colombo ve Roberto Mussi gibi önemli İtalyan oyuncular da kadroya dâhil edilmişti. Milan altyapısından yetişen ve önceki sezonu Monza’da kiralık olarak geçiren genç stoper Alessandro Costacurta’nın takıma dönme- siyse bilhassa önemliydi zira Costacurta, yakın gelecekte Milan savunmasının göbeğinde Baresi ile birlikte tarihin en iyi defans iki- lilerinden birinin parçası olacaktı. Kara bulutları dağıtan şampiyonluk Milan, 1987-88 sezonunda Serie A’da Baresi’nin liderliğindeki savunmasıyla parlıyordu. Kırmızı- siyahlılar 30maçta kalelerinde sadece 14 gol görürlerken iki kez yenilmişler ve 45 puan toplayarak, son şampiyon Maradonalı Na- poli’nin üç puan önünde şam- piyonluğa ulaşmışlardı. Böylece kulüp, Totonero Skandalı sonrası üze- rinde dolaşan kara bulutları da dağıtmış oluyordu. Baresi, 1988 ya- zında düzenlene- cek olan Avrupa Şampiyonası için millî takımkad- rosuna çağrılıyor ve nihayet büyük bir uluslararası turnuvada İtalya adına sahaya çıkma şansını da yakalıyordu. Ancak Gök Mavililer, turnu- vanın ilk turunda Federal Almanya, İspanya ve Dani- marka ile birlikte oldukları gruptan ikinci olarak çıkmayı bilseler de yarı finalde Sovyetler Bir- liği’ne 2-0’lık skorla boyun eğeceklerdi. 1988-89 sezonuysa Milan’ın 20 yıllık bir aranın ardından yeniden Avrupa futboluna damga vurma- sına sahne olacaktı. Şampiyon Kulüpler Kupa- sı’nda müca- dele eden kırmızı- siyahlılar ilk turda Levski Sofya, ikinci turda Kızılyıldız, çeyrek finalde deWerder Bremen’i eleme- lerinin ardından erken final olarak nitelendirilen yarı final eşleşme- sinde Real Madrid’e rakip olmuş- lardı. Santiago Bernabeu’da 1-1 biten ilkmaçın ardından San Siro’da oynanan rövanş ise Avrupa futbo- lunda 1980’lerin sonu ve 1990’ların başına damgasını vuracak olan Milan efsanesinin adeta doğuşu niteliğindeydi. Baresi ve arkadaşları güçlü rakiplerini 5-0’lık bir hezi- mete uğratarak adlarını finale yazdırıyorlardı. 24 Mayıs’ta Barselo- na’da oynanan final maçındaysa Milan’ın rakibi, üç yıl evvel bu ku- payı müzesine götürmüş olan Steaua Bükreş’ti. AncakMilan, Ste- aua’ya da göz açtırmıyor ve Ruud Gullit ile Marco van Basten’in ikişer kez fileleri havalandırdığı mücade- leden 4-0’lık galibiyetle ayrılarak tarihinde üçüncü kez Avrupa şam- piyonu oluyordu. Seremonide ku- payı havaya kaldıran kişiyse kaptan Baresi’den başkası değildi. Milan, aynı sezonda ligde ezeli rakibi Inter ve Napoli’nin gerisinde kalmıştı belki ama uluslararası düzeyde elde edilen başarıların sayesinde buna hayıflanan neredeyse yoktu. Üst üste ikinci Avrupa zaferi 1989’daki tarihi başarının ardından 1989-90 sezonundaysa önce UEFA Süper Kupa’da Barcelona’ya 1-1 ve 1-0’lık skorlarla üstünlük kuran Milan, Kıtalararası Kupa’da da Kolombiya’dan Atletico Nacional’i tek golle devirerekmutlu sona ula- şıyordu. Baresi, Süper Kupa maçla- rını sakatlığı nedeniyle kaçırsa da Kıtalararası Kupa’da yine kap- tan olarak takımının başında sahaya çıkmıştı. Baresi ayrıca 1989 yılı sonunda Altın Top ödülü için yapılan oylamada da takım arkadaşı Van Bas- ten’in ardından ikinci gelecekti. Sezonun devamın- daysa Milan, Şampiyon Kulüp- ler Kupası’nda rakip tanımazlığını sürdürüyordu. HJK Helsinki, Real Madrid, Mechelen ve Bayern Münih’i eleyerek finale yürüyen kırmızı-siyahlılar, Viyana’daki final maçında da Benfica’ya Frank Rijka- ard’ın tek golüyle üstünlük sağlı- yordu. Böylece bu büyük kupa, üst üste ikinci kez Baresi’nin ellerinde havaya kalkacaktı. Milan, Serie A’yı ise bu kez Napoli’nin gerisinde ikinci sırada bitirmişti ama tabiî ki ikinci Avrupa şampiyonluğu saye- sinde bu da üzerinde fazla durulma- yacak nahoş bir ayrıntı olacaktı. 1990 yazıysa İtalyan futbolu adına son derece önemliydi zira 14. Dünya Kupası Çizme’de düzenlenecekti ve GökMavililer de ev sahipliğini üst- lendikleri bu turnuvanın doğal fa- vorileri arasındaydı. İtalya, ilk turda Çekoslovakya, Avusturya ve ABD ile birlikte yer aldığı grupta üç ma- çını da gol yemeden kazanarak tur atlarken Baresi de bu geçilmez sa- vunmanın lideri olarak parlamak- taydı. İtalya, ikinci turda Uruguay engelini 2-0’la geçerken, çeyrek finalde de İrlanda Cumhuriyeti’ni 1-0mağlup ediyordu. Gök Mavililer böylece yarı finale kadar gol yeme- den gelerek tekrarlanması güç bir başarıya imza atmışlardı. Ancak son şampiyon Arjantin’e karşı oy- nanan yarı final maçında İtalya, 17. dakikada Salvatore Schillaci’nin golüyle 1-0 öne geçse de 67. daki- kaya gelindiğinde bu turnuvada kalesinde ilk kez golü görüyor ve Claudio Caniggia’nın attığı o golle de maç önce uzatmalara, sonra penal- tılara gidiyordu. Baresi, ilk penaltıyı gole çevirse de İtalya sonrasında Roberto Donadoni ve Aldo Serena ile iki atışı değerlendiremeyecek ve böylece final vizesini alan taraf da Arjantin olacaktı. İtalya, üçüncülük maçındaysa İngiltere’yi 2-1 mağlup ederek en azından turnuvayı madalya ile kapatıyordu. Buruk noktalanan Dünya Kupa- sı’nın ardından Baresi’nin, Milan’da 83 82

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==