TamSaha 186. Sayı / Mayıs 2020
Avrupa ve dünya çapında büyük etki yaratmaktaydı. 1963’te Milan’ın Şampiyon Kulüpler Kupası’nı ka- zanmasının hemen ardından 1964 ve 1965’te de kırmızı-siyahlıların ezeli rakibi Inter peş peşe bu büyük kupayı müzesine götürmüş, 1969’a gelindiğindeyse Milan yeniden Avrupa’nın zirvesine çıkmış ve böylece iki büyükMilano kulübü bu dönemi ikişer Avrupa şampiyonlu- ğuyla kapatmıştı. Ayrıca İtalya Millî Takımı da 1968’de tarihinin şu ana kadarki tek Avrupa şampiyonlu- ğunu kazanırken, 1970’te de Dünya Kupası’nda final oynamıştı. Bu ba- şarılarda en çok parlayan isimler- den biri olan Milan’ın yıldızı Gianni Rivera ise Franco’nun ilk idolü sayı- lırdı ve küçük çocuğun, Rivera’nın ışıltısının da etkisiyle, Milano’nun kırmızılılarına kanı kaynamaya başlamıştı. Franco’nun ağabeylerinden Ange- lo’nun çok özel bir futbol yeteneği yoktu belki ama Franco’dan iki yaş büyük olan Giuseppe’nin top tekniği ve oyun zekâsı hiç de fena sayıl- mazdı. Dolayısıyla ailede futbolcu olabileceği düşünülen ilk isimde Giuseppe’ydi. Giuseppe ile Franco, ilk futbol eğitimlerini Travaglia- to’daki Aurora ve San Michele gibi küçük kulüplerde görürken, Aurora’nın teknik direktörü Guido Settembrino’nun da fazlasıyla ilgisini çekmişlerdi. Baresi ailesinin yaşadığı Travagliato kasabası ile Milano arası yaklaşık 80 kilometreydi, yani günübirlik ulaşımmesafesindeydi. Guido Set- tembrino da ilk olarak Giuseppe’yi Inter’e önermiş ve o da mavi-siyahlı kulübün seçmelerinden başarıyla geçerek futbol eğitimine Inter altyapısında devam etme şansını yakalamıştı. Yaklaşık iki yıl sonra, benzer seç- melere girme sırası Franco’daydı. Ancak Inter altyapısındaki yetkili- ler, Franco’nun fiziksel özelliklerini o an için yeterli görmeyerek kendi- sini reddedeceklerdi. Futbol dünya- sının ileriki yıllarda Fabio Capel- lo’nun gittiği her yere yanında götürdüğü yardımcısı olarak tanı- yacağı Italo Galbiati de o esnada Inter’in altyapısında görevliydi ve Franco’nun futbolculuk niteliklerin- den genel anlamda memnun kal- mıştı fakat kendisinin fikri de tek başına sonucu değiştirmek için yeterli değildi. Bu durumda Galbiati, bir büyüğü olarak Franco’ya tavsi- yede bulunmak istemiş ve ona, şansını Milan altyapısının seçmele- rinde denemesinin de faydalı olabileceğini söylemişti. Zaten kırmızı-siyahlılara sempati duyarak büyümüş olan Franco da buna dünden razıydı. Franco, peş peşe üç seçmeden geçer not alırken, Guido Settembrino da Milan altya- pısındaki bazı görevlilerle görüşe- rek Franco’nun en az ağabeyi kadar yetenekli olduğunu anlatacak ve en nihayet 15 yaşındaki futbolcu adayı, kırmızı-siyahlıların altyapısına kaydolacaktı. İdolü ile aynı takımda Franco Baresi, 1977-78 sezonunda Milan’ın A takımkadrosunda da kendisine yer bulacaktı. 23 Nisan 1978 tarihinde, Milan’ın deplas- manda Verona ile oynadığı ve 2-1 galip geldiği mücadelede de kariye- rinin ilk Serie Amaçına çıkıyordu. 1978-79 sezonundaysa teknik di- rektör Nils Liedholm, Baresi’yi takı- mın banko isimlerinden biri haline getirecekti. Öyle ki genç oyuncu Serie A’daki 30maçın tamamında da takımdaki yerini alacaktı. Üste- lik Baresi’nin çocukluğundaki idolü Rivera da o sezon kariyerinin son sezonunu geçiriyordu ve Baresi, bir yıllığına da olsa idolünün kaptanlı- ğında Milan forması giyme şerefine nail olmuştu. Daha da güzeli Milan, bu sezonun sonunda şampiyonluğa ulaşacaktı. Bu aynı zamanda Mi- lan’ın Serie A’daki 10. şampiyonlu- ğuydu ve kırmızı-siyahlılar böylece göğüslerine bir yıldız takmaya da hak kazanmışlardı. Öte yandan kariyerine şampiyon olarak nokta koyan Rivera, kariyerine şampiyon- lukla başlayan Baresi’ye sezon biti- minde övgüler yağdıracak ve onun Milan’a uzun yıllar boyunca en iyi şekilde hizmet edeceğine inandığını belirtecekti. Ne var ki bu güzel başlangıçtan sadece bir yıl sonra Milan’ın başına tarihindeki en büyük felâketlerden biri gelecekti. Kırmızı-siyahlılar, normalde sezonu 36 puanla üçüncü sırada tamamlasalar da sezon bitiminde patlak veren ve Totonero olarak adlandırılan bahis şikesi skandalı nedeniyle Serie B’ye düşürülüyordu. Bunun ardından gerek ceza alan oyuncular, gerekse takımdan ayrılanlar nedeniyle Milan’ın kadrosu da hayli zayıflaya- caktı. İlginçtir, Baresi’ye Amillî takım kapıları da ilk kez bu dönemde açı- lacaktı. İtalya, Totonero Skandalı’nın gölgesinde 1980 Avrupa Şampiyo- nası’na ev sahipliği yapıyordu ve skandaldan ötürü ceza alan oyun- cuların da etkisiyle teknik direktör Enzo Bearzot, 22 kişilik kadroya yeni isimleri de dâhil etmişti. Bunlardan biri de 20 yaşındaki Baresi’ydi. Bu, aynı zamanda Franco Baresi’nin, ağabeyi Giuseppe ile birlikte millî takımkadrosunda yer aldığı tek uluslararası turnuvaydı. O dönemde Giuseppe’nin Inter’de daha uzun süredir oynuyor olması sayesinde ülke genelinde daha fazla tanınması da futbol kamuoyunda Franco Baresi’nin “Baresi 2” olarak adlandırılmasına yol açmıştı. Ancak “Baresi 2”, Avrupa Şampiyonası’nda kadroda olmasına karşın hiçbir maçta sahaya sürülmüyordu. İtalya ise turnuvada finale çıkma hakkını averajla Belçika’ya kaptırdıktan sonra üçüncülükmaçı oynamak zorunda kalmış, bumücadelede de Çekoslovakya’ya penaltılarda teslimolarak dördüncülükle yetinmişti. Tekrardan kulüpler düzeyine dönecek olursak, Baresi, Milan’ın yaşadığı zorlu süreçte takımdan ayrılmamıştı ve 1980-81 sezonunda da Milan ile Serie B’de mücadele ederek burada da bir şampiyonluk görecek, böylece de takımı Serie A’ya yeniden taşıyan isimlerden biri olacaktı. GelgelelimMilan kadrosu, iki yıl evvel yaşananlardan ötürü hâlâ çok zayıftı. Bu da yetmezmiş gibi artık takımın savunmadaki en önemli ismine dönüşmeye başlayan Baresi de 1981-82 sezonunun orta- sında bir kan hastalığı nedeniyle dört ay futbola ara vermek zorunda kalınca kırmızı-siyahlılar yeniden alt sıralara çakılıp kalıyordu. Nite- kim sezon sonu geldiğinde de Serie A’da tutunmayı başaramıyorlar ve ligde sondan üçüncü sırada kalarak bir kez daha küme düşüyorlardı. İlginç bir tesadüf eseri, tıpkı iki yıl önce olduğu gibi Baresi, Milan’ın küme düşmesinin ardından bir kez daha Enzo Bearzot tarafındanmillî takımkadrosuna çağrılıyor ve 1982 Dünya Kupası’na götürülen 22 İtal- yan futbolcudan biri oluyordu. Fakat yine dört yıl evvelki gibi Baresi bu turnuvada da hiçbir maçta süre alamayacaktı. Turnuva bitiminde İtalya’nın şampiyonluğa ulaşması sayesinde Baresi de bir Dünya Kupası altınmadalyasına sahip olacaktı olmasına ama bu başarıda fiziki bir katkısı olmaması nede- niyle de yaşadığı biraz buruk bir sevinç oluyordu. 22 yaşında Milan kaptanı 1982-83 sezonuna girilirken Milan’da Aldo Maldera ve Fulvio Collovati gibi tecrübeli isimlerin takımdan ayrılması üzerine Baresi henüz 22 yaşında olmasına rağmen takımkaptanlığına getiriliyordu. Milan da yeni kaptanının önderli- ğinde sezon sonunda bir kez daha Serie B’yi zirvede tamamlıyor ve Serie A’ya kalıcı olarak dönüş yapı- yordu. Baresi ayrıca bir süredir aday kadroya çağrılmasına rağmen forma giyme şansını yakalayama- dığı İtalya Millî Takımı adına da nihayet ilkmaçına yine bu sezonda çıkmıştı. 1984 Avrupa Şampiyonası elemelerinde İtalya’nın 14 Aralık 1982’de Floransa’da Romanya ile oynadığı karşılaşma, 12 yıl ve 81 maç sürecek bir maceranın da Giuseppe ve Franco Baresi İtalya Millî Takımı’nda... 22 yaşında Milan kaptanı olan Franco Baresi, bu görevi 37 yaşında futbolu bırakana kadar sürdürdü. Baresi, Milano derbisinde Inter kaptanı ağabeyi Giuseppe ile seremonide... 81 80
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==