TamSaha 186. Sayı / Mayıs 2020
çok özel bir şampiyonluktu. Biraz daha sayılara eğilmek gere- kirse…Milan, söz konusu sezonda 43 gol atmıştı. Aslında hâlâ hü- cumda çok ciddi bir üretkenlikten bahsetmek zordu. Ancak önceki üç sezonda takımın sezonluk gol orta- lamasının 29 olduğu düşünüldü- ğünde, neredeyse yüzde 50’lik bir artış yakaladıkları da bir gerçekti. Üstelik takımın en büyük gol umudu olan van Basten, sakatlık sorunları nedeniyle sezon içeri- sinde yalnızca 11 maçta oynayıp üç gol atabilmişti. Diğer yandan, kırmızı-siyahlılar kalelerindeyse 14 gol görmüştü. Bu da, 12 gol yedikleri 1968-69 sezonundan beri bu alandaki en iyi dereceleriydi. Önceki üç sezonda yedikleri gol sayısının ortalamasıysa 23.3’tü ve burada da yüzde 40’lık bir düşüş sağlamışlardı. Kısacası istatistiki açıdan Sacchi’nin takıma kat ettirdiği mesafe muazzamdı. Belgrad’da sis yardım etti Milan, yaşadığı bu dönüşümün asıl meyveleriniyse, 1988-89 sezo- nunda toplayacaktı. Sezon başında Sporting’den Frank Rijkaard’ın da transfer edilmesiyle birlikte meş- hur “Gullit-van Basten-Rijkaard” üçlüsü tamamlanırken kırmızı-si- yahlıların Avrupa kupalarındaki büyük yürüyüşü de başlıyordu. Şampiyon Kulüpler Kupası’nın ilk turunda Levski Sofya ile karşılaşan Milan, deplasmandaki ilkmaçı Paolo Virdis ve Ruud Gullit’in golle- riyle 2-0 kazanırken, Milano’daki rövanştaysa Marco van Basten gol şov yapıyor ve dört gol birden atan yıldız oyuncuya bir golle de Virdis eşlik edince Milan sahadan 5-2’lik galibiyetle ayrılıyordu. İkinci turdaysa Milan’ı hayli zorlu bir rakip olan Kızılyıldız beklemek- teydi. Nitekim iki ekip arasında San Siro’da oynanan ilkmaç büyük çekişmeye sahne oluyor, Kızılyıldız ikinci yarının başlarında Dragan Stojkovic ile 1-0 öne geçerken Milan sadece bir dakika içinde bu gole Virdis’le cevap veriyor ve müsa- baka 1-1’lik eşitlikle sona eriyordu. Rövanş öncesinde avantaj Kızılyıl- dız’a geçmişti. İki hafta sonrasında da taraflar Belgrad’da karşı karşıya geldiklerinde başlangıçta işler Kızıl- yıldız’ın istediği gibi gidiyordu. Yu- goslav temsilcisi 50. dakikada Dejan Savicevic ile 1-0’lık üstünlüğü ya- kalamış, ardından Virdis’in kırmızı kart görmesiyle saha içinde sayıca da rakibinden üstün hale gelmişti. Tur, Milan’ın elleri arasından kayıp gitmek üzereydi. Lâkin dakikalar 65’i gösterirken, adeta ilahlar Milan’ın yardımına yetişecekti. Bir anda bastıran yoğun sis nedeniyle saha içinde göz gözü görmek olmuş, maçın Federal Alman hakemi Dieter Pauly de çareyi, karşılaşmayı tatil etmekte bulmuştu. Bunun ardından UEFA’nın aldığı kararsa çok tartışılacaktı. Buna göre maç, ertesi gün kaldığı yerden devam etmeyecek, en başından başlayacaktı. Akşamki maçta kır- mızı kart gören Virdis ve sarı kart cezalısı durumuna düşen Ancelotti ise bu yeni karşılaşmada forma gi- yemeyeceklerdi. Belki o anki mev- zuat bu uygulamayı işaret ediyordu ama ortada adaletle bağdaşmayan bir durum olduğu da açıktı. Sonuçta akşamki maçın tatil edilmesini ge- rektiren durum, Kızılyıldız’ın bedel ödemesini gerektirecek bir kural ihlali veya tribünlerde yaşanan bir taşkınlık sonucu ortaya çıkmamıştı. Bilakis Yugoslav ekibiyle hiçbir şe- kilde bağdaştırılmayacak bir hava muhalefeti söz konusuydu ve bunun sonucunda zararlı çıkan da, 1-0’lık skor üstünlüğünü ve 11’e 10’a oynama avantajını yitiren Kızılyıl- dız’dı. Öyle ya da böyle, ertesi gün öğleden sonra tekrar maçı için taraflar yeniden sahaya çıkıyordu. Bu kez ilk golü bulan, 35. dakikada van Basten’in ağları havalandırmasıyla Milan olurken, dört dakika sonra- sında da Stojkovic topu filelere gön- deriyor ve durum 1-1’e geliyordu. Futbolcuların önceki gece de bir sa- atten fazla oynamış olmaları nede- niyle bumaçta yorgunluk etkisi çok daha erken hissedilmeye başlanır- ken skorda oluşan denge bir daha bozulmuyor ve önce uzatmalara gidenmaç en nihayet penaltılara kalıyordu. Penaltılarda Milan adına sırasıyla Baresi, van Basten, Evani ve Rijkaard isabet sağlarken, Kızılyıldız’da son iki atışı kullanan Savicevic ve Mrkela karavana atınca çeyrek final vizesini alan taraf, İtalyan ekibi oluyordu. Milan, adeta ölüp ölüp dirildiği Kızıl- yıldız eşleşmesinin ardından çeyrek finalde bir zorlumücadeleyi deWer- der Bremen’e karşı verecekti. İki ekibin Bremen’deki ilk randevusu golsüz sona ererken, San Siro’daki rövanş maçındaysa tek gol, 31. daki- kada penaltıdan van Basten’den geliyor ve Milan, zor da olsa bu turu da atlayarak kupada son dört takım arasına kalıyordu. Real Madrid’i beşleyerek gelen final Yarı final ise bir bakıma erken finaldi. Zira Milan, bu kupayı geç- mişte en çok kazanan takımkonu- mundaki Real Madrid’le eşleşmişti. İki ekip ilk olarak Santiago Berna- beu Stadı’nda kozlarını paylaşırken Real Madrid 41. dakikada Hugo Sanchez ile öne geçiyor, 74. dakika- daysa van Basten’in Milan’a adeta hayat öpücüğü vermesiyle de maç 1-1 sona eriyordu. Bundan sonrasındaysa sırada Milan tarihinin belki de en önemli birkaç maçı haline gelecek bir karşılaşma vardı. Kırmızı-siyahlılar, 19 Nisan’da San Siro’da Real Madrid’i ağırlı- yordu. 19. dakikada Ancelotti’nin ceza sahası dışından attığı harika şutun filelere takılmasıyla Milan 1-0 öne geçerken, altı dakika sonra Rij- kaard farkı ikiye çıkartıyor, 45’te Gullit’ten gelen golse Real’in umut- larını büyük ölçüde tüketiyordu. Buna rağmen Milan’ın durmaya ni- yeti yoktu. İkinci yarıya geçildikten dört dakika sonra van Basten de sahneye çıkarak skoru 4-0’a getiri- yor, 60. dakikadaysa son sözü Do- nadoni söylüyor ve böylece Milan, Real Madrid gibi bir devi 5-0’lık he- zimete uğratarak adını finale yazdı- rıyordu. Alınan skor ve oynanan oyun öylesine etkileyiciydi ki çoğu futbol otoritesi daha o esnada o Milan takımını tüm zamanların en iyileri arasına yazmaya başla- mıştı bile. Bumüthiş zaferin ardından çıkılan finaldeyse Milan, üç yıl öncesinin şampiyonu Steaua Bükreş ile karşı karşıya gelecekti. 24 Mayıs’ta Bar- selona’da oynananmaça kırmızı- siyahlılar kalede Giovanni Galli, geri dörtlüde Mauro Tassotti, Alessan- dro Costacurta, Franco Baresi ve Paolo Maldini, orta dörtlüde Angelo Colombo, Frank Rijkaard, Carlo An- celotti ve Roberto Donadoni, ileri ikilide de Ruud Gullit ve Marco van Basten ile çıkıyordu. Sacchi’nin öğrencileri, Real Madridmaçında bıraktıkları yerden devam edecek- lerini göstermekte fazla gecikmez- ken 18. dakikada Gullit skoru 1-0’a getiriyor, 27. dakikaya gelindiğin- deyse van Basten farkı ikiye çıkar- tıyordu. Gullit, 39’da bir kez daha ağları havalandırdığındaysa artık Milano’da kutlamalara geçilmişti. 3-0 biten ilk yarının ardındansa ikinci yarının başlarında van Basten son sözü söylüyor ve Milan, 4-0’lık harikulade bir galibiyetle kupaya uzanıyordu. 1960’ta Real Madrid’in Eintracht Frankfurt’u 7-3, 1974’te de Bayern Münih’in Atletico Madrid’i 4-0 yenmesiyle birlikte bu skor, Kupa 1 finallerinde görünen en farklı üç skordan biri de olmuştu. Milan, Avrupa’da böylesine doludiz- gin giderken ligdeyse önceki sezona göre açıkçası biraz tökezle- mişti. Nitekim 34maça çıkan ligde ezeli rakipleri Inter 57 puanla şam- 67 66
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==