TamSaha 186. Sayı / Mayıs 2020

Her maç kadroda olsamda 4-5 maç anca oynayabildim. Sezon başı kampında ortamı sezdim. Artık oynamamgerekiyordu. Çünkü futbolcu ancak oynarsa gelişir. Hocamız da kiralık olarak başka bir kulübe gitmemi söyledi. Serdar Hocamız vardı, Tire ile anlaşmıştı yardımcı antrenör olarak. Beni bil- diğinden, ayrıldığımı duyunca hemen istedi. Ben de kabul ettim. Tire’nin nerede olduğunu bile bilmi- yordum. İzmir’de olduğunu öğren- dim. İzmir’e alışkındım, orada kalmak istedim. Güzel, küçük, 80 bin kişilik bir ilçe Tire. Aslında benimher şeyimin temellerini attı- ğımyer diyebilirim. Benim için çok çok önemli bir yer. Çok sevdiğimbir yer. Benim için tambir aile diyebili- rimTire için. İki sezon benim için gerçekten çok çok güzel geçti orada. Hocamız İskender Eroğ- lu’ydu. Gider gitmez acaba oynaya- bilecekmiyim, yapabilecekmiyim diye düşünürken Taha Evke ağabe- yimin Tirespor’la anlaşmasına da Anıl Yalçın’a birlikte vesile oldum. Anıl Yalçın ve babası Bülent Yalçın yöneticiydi, sözleri geçiyordu. Taha ağabeyin gerçekten iyi futbolcu olduğuna inandığım için onu söyle- dim. Aslında bu bir ahde vefa de- ğildi. Taha ağabey gerçekten çok iyi futbolcuydu. Transferi gerçekleşti. Taha ağabeyin psikolojik olarak desteği çok büyüktür bana. Kritik bir süreçti sonuçta benim için. Kiralık gitmişimve oynamam gerekiyor. Bana söylediği sözü asla unutmam, “Sen 25 gol atarsın” dedi. “Ağabey nasıl atayım; orta saha- yım” cevabını verdim. Beni sürekli inandırdı. Yapabileceklerime beni inandıran bir yapısı vardı. Bana benden daha çok inanıyordu diye- bilirim. Bülent Yalçın ve Anıl Yalçın da benim çok büyük destekçimdi. Oradaki ailem onlar benim. Onları asla unutamam. Gerçekten gider gitmez sanki evlatlarıymışımgibi davrandılar bana. Çıktığım ilk maçta gol attım. Her şey çok iyi başlamıştı benim için. Hocamız da büyük destek oluyordu. O sene çok güzel geçti. Play-fff’u kaçırmıştık ama ben orta saha olarak 14 gol atmıştım. Taha ağabeyin verdiği rakama yaklaşamamıştım ama o hâlâ inanıyordu bana. O sezon bitti ve Altınordu’ya döndüm. Ortamı yine sezdim. İki-üç veya üç-beş maç oynayabilecek pozisyonday- dım. Hocanın bana bakışı olumlu değildi. Futbolcu olarak bunu sezi- yorsunuz. Orada şu anda Sivas- spor’un altyapı direktörü olan Murat Dizdar ağabey vardı. Bana çok destek oluyordu. O kamptan ayrıldığı süreçte hocayla konuşup kiralık gitmek istediğimi söyledim. Hoca da hemen “Olur” dedi. Bakış açısını buradan anlıyoruz zaten. Sıkıntılı bir süreç geçti benim için Altınordu’da… Bir türlü kendimi kabul ettirememiştim. Ama benim için demek ki şanslı ve iyi olan buymuş. Ayrılmak istediğimde Tire’ye gidemeyeceğimi söylemiş- lerdi. Ama ben oraya gitmek istedi- ğimi söyledim. Çünkü kendimi Tire’ye ait hissediyordum. Hocalar ise benim oraya gitmemi bir türlü istemiyordu. Tabiri caizse hocala- rımdan izinsiz gittimTire’ye. Onlar da kızıp beni bonservisimle 100 bin liraya Tire’ye sattılar. Böylece ikinci Tire dönemimbaşladı. O sene de şampiyonluğun en büyük adayı bizdik ama maalesef yine olamadık. 21 gol atmıştım. Sözleşmeme madde koydurmuştum; 150 bin lira bonservis bedeli getirirsem ayrıla- bilecektim. Sezon bittiğinde Menemen’e geçtim. Bu defa da söz- leşmeme ayrılma maddesi koydur- dum. Menemen de gerçekten çok güzel bir ilçe. Benim için eskiden oynadığımbütün takımlarda çok güzel bir ortamvardı. Çokmutluy- dum. Kendimi ait hissetmiştim. Menemen’de de öyle. İnanılmaz bir Doktor “Kalbinde problem var” dedi Peki ya sonra?.. Ondan sonra Bursa’ya döndük. Liglerin başlamasına bir hafta vardı. Sağlıkmuayenesine gittim ama doktor bana imza vermedi, “Kal- binde problemvar” dedi. Ben başla- dım ağlamaya. Şoke oldum. Bütün emeklerimneredeyse çöpe gide- cekti. Bir hafta idmanlara çıkma- dım. Beni profesöre götürdüler. Bir şey yokmuş. 10 günümboşa gitmişti. Profesörden olumlu raporu alınca biraz rahatlamıştım. O süreç benim için çok zor geçti. Neredeyse her gün kafayı yiyecek şekilde dü- şünüyordum. Ya olmazsa diyordum. İdmanlara çıkamıyordum. Futbol- dan uzaklaşmıştım. En sonunda raporu aldım. A takımımız da benim rapor aldığımgünden bir gün sonra son hazırlıkmaçını oynayacak ve hafta sonu ligmaçına çıkacaktı. HocamMetin Begümbeni aradı ve çok sevindiğini söyledi. Beni maça davet edeceğini ama oynatmayaca- ğını ifade etti. 10 gündür idmanlara çıkmıyordum sonuçta. Burada da çok şanslı bir durum ortaya çıktı. Herkes hazırlıkmaçında oyuna girdi. En son ben kenarda ısınıyo- rum. Çünkü 10 gün idman yapma- mışım. O ara Caner ağabeyin başı döndü. Bizim orta saha oyuncumuz. Başı dönünce hoca beni çağırdı ve oyuna soktu. Omaçta bir gol attır- dım. Ondan sonra hemen yanıma masörümüz Ender Nevinsoy ağabey geldi ve bana, “Yarın sabah 09.00’da buluşup hastaneye gidiyo- ruz. Kontrolden geçiyor ve imza atıyorsun. Hafta sonumaç var. Profesyonel oluyorsun” dedi. Ben inanamadım. Ondan sonra menaje- rimiz Murat ağabey gelip, “Karde- şimhemen imza atıyorsun. Seni hafta sonumaçına yetiştirmemiz lâzım. Başkan ve hoca karar verdi” dedi. Böyle bir serüvenimvar. Gerçekten şanslarla dolu bir süreç geçirdim. Diğer arkadaşlarımın ola- maması tamamen şanssızlık. Çünkü gerçekten çok iyi oyuncu- lardı. Alican Geriş vardı. İnanılmaz bir oyuncuydu. Benden çok çok yetenekliydi. Ama talihsizdi. O şanssızlıkları aşamadı bir türlü. Ama ben bu süreçte tabiî ki çok ça- lıştımve hiçbir zaman çalışmaktan vazgeçmedim. Çalışmanın ne kadar önemli olduğunu tekrar vurgula- mak istiyorum. Bir de tabiî ki ba- bama verdiğim söz beni kamçıladı. Taha Evke faktörü 3. Lig’de Oyak Renault formasını 2012-2013 sezonunda terletip; kısa bir Altınordumacerasından sonra Tire 1922’de iki sezon forma giydi- ğini görüyoruz. O günlerin nasıl geçti? Bu takımlardaki yaşadıkla- rını nasıl anlatırsın? Oyak Renault dönemi anlattığım gibi çok şanslı ve güzel bir dönemdi. Çok güzel bir ortamımız vardı. Taha Evke’ye az önce parantez açama- dım, şimdi açmak istiyorum. Fut- bolcu olmamdaki en büyük etken Taha Evke’dir. Beni yetiştiren Kadir Çattık’tan sonra Taha Evke’nin üzerimdeki emeği çok büyüktür. Oyak Renault dönemimde yine sakatlıklarla uğraştım. 2.5 ay top oynayamadım. Döndüm; yanlış hatırlamıyorsam 20maç oynadım. Kulüp kapanıyordu. Bizimgrupta Altınordu şampiyon olmuştu ve beni istediklerini duydum. Sürekli arıyorlardı. Ama ben sezon bitme- den önce yine sakatlandım. Ameliyat olmamgerekiyordu. Kulüp kapanacak, ortalık karışık. Altın- ordu arıyor; sakat olduğumu bile bile beni istiyorlar. En son gelip görüştüler. Herhalde 50 bin lira gibi cüzi bir rakama anlaştılar. Beş yıllık kontratımvardı. Ama kulüp kapan- dığı için benimönümü açmak isti- yorlardı. Orada da Rıza ağabey vardı kulüp sorumlusu. Önümü açmak istiyordu ve beni sattı. Bonservi- simle birlikte transferimde bana yardımcı oldu. Altınordu’ya gittim ama o dönem şanssız başladı. Me- nüsküs ameliyatları sonrası dönüş genelde üç hafta sürer. Altınordu bunu kabul etmişti. Üç hafta sonra kamplar başlayacaktı. Ama ameli- yata girdikten sonra operasyonu yapan doktorumuz Emin Bal dizimi açtıktan sonra yırtığın çok büyük olduğunu ve bunu dikmesi gerekti- ğini söyledi. Genç olduğumu, yırtığı dikmezse ilerleyen yıllarda futbol hayatımı etkileyeceğini söyledi. Orada kulüpmenajerimiz Murat Dizdar’ı aramıştı. Ben dikilmesini istememiştim çünkü bir an önce dönmek istiyordum. Yeni transfer olmuştumve yanlış anlaşılır diye düşünüyordum. Murat ağabey “Kesinlikle futbolcunun hayatı söz konusu; devamlılığı söz konusu” dedi ve beş aylık süreci seçti. Beş ay futboldan ayrı kaldım. İkinci yarı döndüğümde çok az oynadım. İna- nılmaz bir takımımız vardı ve şam- piyon olup 1. Lig’e çıkmıştık. 27 26

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==