TamSaha 184. Sayı / Mart 2020

insanları hoşnut etmese de uygulamak zorundayız. Bu yüzden kendi hocalarımız ve mentörleri- mizle böyle bir yöntem izliyoruz. Sizinle birlikte sahaya adım atan birçok hakem, sizin gösterdiğiniz gelişimi gösteremedi. Siz o arkadaşlarınıza göre neleri farklı yaptınız da bugün Süper Lig’de maç yönetiyorsunuz? Karakter olarak çok dikkatli yaşayan, herkese karşı saygılı ve mütevazı bir insanım. Böyle bir yaşantımvar. Saha içindeki başarımın bir numaralı sebebi de bu yapım. Saha içinde göze batacak maçlarda hiç ters bir kararım olmadı. Bu hakemlik şansı da olabilir. Buna şunu da ekleyebilirim. İzlendiğimönemli maçlarda çok farklı pozisyonlar oldu. Hakemliği gösterecek pozisyon- lardı. Ben de bu pozisyonların altından başarıyla kalktım. Bu da akranlarıma göre daha fazla ön plana çıkmama sebep oldu. Saha içi başarım, saha dışında hocalarımla tanıştıktan sonra sergilediğim tutumla birleşince daha da öne çıktığımı düşünüyorum. Ben sizden demin cevabımı aldım aslında ama bu konuyu biraz daha açayım. Türkiye’de maalesef iklim- ler çok çabuk değişiyor ve geçmişte sayısız örnekte gördüğümüz gibi kötü günler de gelip çatabiliyor. Bu dalgalanmaları gördüğünüz zaman kendinizi gelebilmesi olası kötü günlere nasıl hazırlıyorsunuz? Dediğiniz gibi, bu soruyu az önce doğal olarak cevaplamışım. O kötü günler her an gelebilir. Bugün VAR olarak görevliyim (13 Şubat 2020 / Sivasspor- Antalyaspor Ziraat Tür- kiye Kupası Çeyrek Final maçı). Yani bugünkümaçımbile son maçımolabilir. Bu anlayışla devam ediyorum. Dediğimgibi, kendimi farklı alanlarda geliştirmeye çalışı- yorum. Yarın hakemliğimbiterse tabiî ki çok büyük boşluk olur ama kendimi geliştirdiğim için çok fazla zorlanacağımı düşünmüyorum. “Helâl olsun hocam” sözünü asla unutamam Sahalarda hiç unutamadığınız bir hatıranız var mı? Bölgesel Amatör Lig’de Tokat Tur- halspor’un bir maçındaydım. Tabiî orada herkes daha amatör duygu- larla işini yapıyor. Ev sahibi takım 1-0 öndeydi. Son dakikada 1-1’i ge- tiren gol, benimpenaltı kararımla gelmişti. Net bir penaltıydı. İki taraf da kabul etmişti. O penaltı ile maç 1-1 bitti. Golden sonra deplasman takımı kaptanının yanıma gelip söylediklerini hiç unutmuyorum. “Hocamhelâl olsun, hakkımızı yemedin” dedi… Ben de daha amatör duygularlaydım. Tüylerimi diken diken etmişti. Bir futbolcunun deplasmanda kendisini ezdireceğimi veya o ka- rarı vermeyeceğimi düşünmesi; ka- rarı verdikten sonraki gururu beni çokmutlu etti. Ancak deplasman takımının adını maalesef hatırlamıyorum. Herkes Cüneyt Hocayı soruyordu Ülkemizdeki büyük tartışmalara rağmen Türk hakemliği kimne derse desin çok ilerledi. Özellikle Cüneyt Çakır Hocamızın başarıla- rından sonra dünyada hakemleri- mize bakış açısı değişti. Yolun başında genç bir hakem olarak bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu durum çok olumlu… Benim açımdan da apayrı bir şans. Cüneyt Hocamla kamplara gidiyorum ve sohbet etme şansımız oluyor. Her cümlesinden gerçekten tec- rübe akıyor. Her sözünden tecrübe almak için ağzının içine bakıyorum neredeyse. Çok uzun sohbetlerimiz oluyor. Çok faydalı geçiyor. Avrupa’da Cüneyt Hocaya bakış açısı gerçekten ülkemizden çok daha başka… Çok çok yukarıda… Dört yıl önce Liseler Dünya Kupası sebebiyle Prag’da bir turnuvaya gitmiştim. Orada Türk olduğumu öğrenen herkes Cüneyt Hocayı soruyordu. Ve çok aşırı bir saygıyla soruyordu. Herkes hayranlık besli- yordu. Ondan dolayı bizlere de çok saygı duyuyorlardı. Çünkü Cüneyt Hocanın ülkesinden gelen hakem- lerdik… Dediğimgibi, Avrupa’da daha üst seviyede bakıyorlar Cüneyt Hocaya. Bu da bizi gururlandırıyor. HayalimDünya Kupası finali Sağlam adımlarla yürüyen, iyi derecede İngilizcesi olan genç bir hakemolarak hayalleriniz neler? Benim en başından beri hayalim Dünya Kupası finalini yönetmek ve hakkıyla yönetmek… Umarım olur… Futbolda hayatımıza teknolojiyle birlikte VAR sistemi de girdi ve sadece ülkemizde değil dünyada da çok tartışılıyor. Siz de VAR’da görev yapan hakemlerden birisiniz. VAR sistemini hakemgözüyle nasıl anlatırsınız? VAR sistemi iki senelik bir sistem. Daha çok yeni. Ülkemizde çok gün- dem oldu ama diğer uygulayan ülkelere baktığımda ülkemiz ger- çekten çok başarılı… Her ne kadar gündem olan pozisyonlar olsa da VAR protokolü gereği, VAR hakem- lerinin her şeye karışmaması nor- mal… Gitgide daha da iyi olacaktır. Eğitimlerimiz devam ediyor. İnsan olarak elbette hata yapacağız. Ka- meradan izlememize rağmen VAR odasında olmak ayrı bir psikoloji… Çok ayrı bir his. Zamanla bunun da tecrübesini kazanıp daha iyi olacağız diye düşünüyorum. VAR’ın doğuş amacı kesin, yalın, net hatalara anında müdahale etmekti. Ancak gri alan dediğimiz, farklı yorumlara açık pozisyonlar, insanların gözünde VAR’ın imajını bozdu. Sadece bizde de değil dünyada VAR’ı insanlara anlatma konusunda bir sıkıntı var mı? Evet, bence asıl sorun burada. VAR olduğu zaman hiçbir hata ol- mayacak diye bir beklenti yaratıldı. Dünya genelinde VAR’ı anlatma konusunda eksiklikler oldu. VAR’ın asıl amacı sizin de belirttiğiniz gibi skandal hatayı, bariz hataları engel- lemek… Sistem, hakemyorumuna açık olan pozisyonları hakeme bırakıyor. Maçta bir hakemvar ve otorite hakemdir. Maçta insan hata- sının da olması tabiîdir. Hakemlerin ve futbolcuların hatası aslında futbolu güzelleştiren unsurlardır. Bu bir insan oyunu. En nihayetinde oyun… Tamamen âdil olması çok da mümkün değil. Bir taraf kazanıyor; bir taraf kaybediyor. Âdil olmayan bir oyunun içinde her şeyin âdil olması çok da kolay olmuyor maalesef… Hata hakemin eziyetidir Her hakemin yönettiği maçları tek- rar tekrar izlediğini biliyorum. Hata yaptığınız maçların ardından neler hissediyorsunuz? Eve geldiğinizde nasıl bir muhasebe yapıyorsunuz? Hata yapma psikolojisi çok kötü bir psikoloji. Yaptıktan sonra en büyük darbeyi hakemkendisine vuruyor, kendisini suçlayarak kendisine eziyet ediyor. Hiçbirimiz isteyerek hata yapmıyoruz; insanlık hali. Hakemlikte en önemli konu takılıp kalmamakmâlûm… Kesinlikle… Bu durummaçtan sonraki kısa bir süre için geçerli. Kendini muhakeme etme süreci için geçerli. İzlerken çok üzülüyor- sunuz. Kendinizi suçluyorsunuz. Belki insanlardan daha fazla kendi- nizi suçluyorsunuz. Ama sonraki sabah uyandığınızda o artık sizin için bitmiş olmalı. Önünüzde başka maçlar var. O hatayı nasıl tekrarla- mayız, nasıl daha iyi olabiliriz, bunun için uğraşıyoruz. Bunun için analizlerimizi yapıyoruz, kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Futbolcular samimiyetime inanıyor Her hakemin tarzı farklıdır. Sizin nasıl bir tarzınız var ve sahada oyuncularla nasıl bir iletişimkuruyorsunuz? İletişimkonusunda iyi olduğumu düşünüyorum. Futbolcularla sa- mimi konuşurum. Onlar da inanır. Göstermelik bir samimiyet olmadı- ğına inanır. Amatörden 1. Lig’e yük- selene kadar hocalarımbana hep iletişimi azaltmamı söyledi. Çünkü futbolcularla çok konuşuyordum. Gerçekten çok konuşuyordum. Haklı olarak hocalarım, “Bu kadar iletişim fazla” diye uyardılar beni. Şimdi iletişimkonusunda kendimi tam ayarda hissediyorum. Gerektiği kadar konuşuyorum. Hangi futbol- cuyla nasıl konuşacağımı biliyorum. Dediğimgibi, samimiyetle kuruyo- rum iletişimimi; onlar da samimiye- time inanıyor. Sahaya annemin duasıyla çıkarım Maçlara çıkmadan önce bir uğurunuz var mı? Ailemi ve sevdiklerimi arayarak maça çıkıyorum. Genelde stada gi- derken araçta ararım. Ritüel haline geldi bu. Annemi ve sevdiğim insanı arayarak dualarını alırım. Bir de taşınabilir hoparlörümvar; hakem soyunma odasında sevdiğimmü- zikleri dinleyerekmotive olurum. Futbolun dışında nasıl bir hayatınız var? Zaten profesyonel hakemlikte haftada en az dört gün idman yapı- yoruz. Ayrıca fitness da yapıyorum. Arta kalan vakitte kitap okumayı çok seviyorum. Bol bol okuduğumu söyleyebilirim. Tiyatroyu çok sevi- yorum. Geçen hafta gittiğim oyunu çok güzeldi. Genelde sosyal aktivi- teler yapmayı çok seviyorum. Ender boş vakitlerimi arkadaşlarımla değerlendirmeye çalışıyorum. 96 97

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==