TamSaha 182. Sayı / Ocak 2020

54 55 1972 elemeleri: Keskin inişler ve çıkışlar 1976 elemeleri: Yine arkası gelmeyen iyi bir başlangıç 1980 elemeleri: Heyecan sonmaça kadar sürdü T ürkiye, 1972 Avrupa Şampiyo- nası elemelerinde de hayli zorlu bir grupta yer alıyordu. Rakipleri Federal Almanya, Polonya ve Arnavutluk’tu. Avrupa’nın en zayıf futbol ülkelerinden biri olan Arnavutları bir kenara koyacak olursak, diğer iki rakip de dönemin en güçlüleri arasındaydı. Öyle ki Federal Almanya, 1972’de Avrupa Şampiyonu olacak, üstüne iki yıl sonra dünya şampiyonluğuna da ulaşacaktı. Keza Polonya da 1974 Dünya Kupası’nda üçüncü olacaktı. Bu zorlu gruba karşınmillîlerimiz, elemelere kimsenin beklemediği derecede iyi bir giriş yapacaktı. 17 Ekim 1970’te Köln’de Federal Almanya karşısında çıkan Türkiye, 16. dakikada Kamuran Yavuz’un golüyle öne geçiyor, 36. dakikada Gerd Müller’in penaltıdan gelen golüne engel olamasa da kalan uzun sürede rakibine karşı çok iyi bir direnç göstererekmaçı 1-1 bitiri- yor ve kâğıt üzerindeki en zor maçını bir puanla kapatıyordu. Ay-yıldızlılar bir sonraki maçın- daysa 13 Aralık’ta İstanbul Dolma- bahçe Stadı’nda Arnavutluk’u Metin Kurt ve Cemil Turan’ın golle- riyle 2-1 yenecek ve grupta yavaş yavaş iddialı bir konuma gelmekte olduğunu gösterecekti. Ne var ki 25 Nisan’da İstanbul’da oynanan Federal Almanya maçı, bu pembe tabloya siyah bir perde çekecekti. Konuk ekip, 43 ve 47. dakikalarda Gerd Müller, 72. dakikada da Horst Köppel’in golleriyle 3-0’lık net bir galibiyet elde etti. Böylece Millî Takımımızın filizlenmekte olan Avrupa Şampiyonası umutları da bir anda çürümüş oldu. Daha kötüsü ise 22 Eylül’de Varşo- va’da başımıza gelecekti. Grubun diğer iddialı ekibi Polonya önünde sahada neredeyse hiç varlık gösteremiyor ve 5-1’lik ağır bir yenilgi alıyorduk. Polonya’nın gollerinin üçü Lubanski’den, birer tanesi de Bula ve Gadocha’dan gelmişti. Millîlerimizin tek sayısını kaydeden isimse Nihat Yayöz’dü. Polonya maçındanmaalesef daha utanç verici olansa, 14 Kasım’da Tiran’da Arnavutluk karşısında alınacak 3-0’lık yenilgiydi. Avrupa futbolunun en zayıf iki-üç ülkesinden biri konumunda olan Arnavutluk’a karşı alınan bumağ- lubiyet, elemelerde hanemize yazılan en büyük eksi olarak yorumlanabilirdi. Neyse ki 5 Ara- lık’taki grubun sonmaçında Polonya’yı İzmir Atatürk Stadı’nda, Cemil Turan’ın golüyle 1-0 yendik ve Arnavutlukmağlubiyetini bir nebze de olsun unutturmayı başardık. Grubu ise altı maç sonunda beş puanla üçüncü sırada tamamlamıştık. Ö nceki üç Avrupa Şampiyonası elemelerinde karşımıza hep çok zorlu engeller çıkmıştı. İtalya, İspanya, Çekoslovakya, Federal Almanya ve Polonya gibi… 1976 Avrupa Şampiyonası’nın elemelerine gelindiğindeyse kura şansımız sanki biraz dönmüştü. Ra- kiplerimiz bu sefer Sovyetler Birliği, İsviçre ve İrlanda Cumhuriyeti’ydi. Evet, son Avrupa ikincisi SSCB, gru- bunmutlak favorisi konumundaydı ama İsviçre ile İrlanda’nın yakın tarihte önemli bir başarıları yoktu. Gruptaki serüvenimiz, 20 Kasım 1974’te İzmir Atatürk Stadı’nda oynanan İrlanda maçıyla başladı. Karşılaşmanın ikinci yarısının başlarında Terry Conroy’un kendi kalesine attığı golle 1-0 öne geçmiş olsak da kısa bir süre sonra Don Gi- vens’ın golüne engel olamayınca 1-1’lik sonuca ve bir puana razı olu- yorduk. 1 Aralık’a gelindiğindeyse Millî Takımımız yine İzmir’de, bu kez İsviçre önündeydi ve 18. daki- kada Hans-Peter Schild’in attığı golle 1-0 yenik duruma düşmesine rağmen önce 21’de İsmail Arca ile beraberliği yakaladı, sonra da bi- time beş dakika kala Mehmet Oğuz, ay-yıldızlılara iki puanı getiren golü kaydetti. İlk iki maçında üç puan alan Türkiye, 2 Nisan 1975’te, Kiev’de SSCB’ye konuk oluyordu. Maalesef neredeyse tek kale şeklinde geçen maçta SSCB 25 ve 56. dakikalarda Viktor Kolotov ile iki penaltı golü buluyor, son sözü Oleg Blokhin’in söylemesiyle de sahadan 3-0 galip ayrılıyordu. 30 Nisan’daysa bu sefer İsviçre deplasmanına çıkan millîlerimiz, burada aldıkları 1-1’lik beraberlikle SSCB mağlubiyetinin yaralarını bir bakıma sarıyordu. Maçın ilk yarısının sonlarında Kurt Müller İsviçre’yi öne geçir- diyse de ikinci yarı başlarında Alpaslan Eratlı skora dengeyi getirmiş ve alınan bir puanda başrolü oynamıştı. Türkiye bir sonraki maçındaysa İrlanda’ya konuk oluyordu. Lâkin İr- landalılarınmaçta pek konuksever davrandıkları söylenemezdi. Savunmamız Don Givens’ı bir türlü durduramazken golcü oyuncu, üçü ilk yarıda olmak üzere tamdört kez ağlarımızı sarsıyor ve İrlanda da maçı bu gollerle 4-0 kazanıyordu. Millî Takımımızın sonmaçı olan içerideki SSCBmücadelesi, aynı zamanda grubun da sonmaçıydı. İlginçtir, bumaç öncesinde grupta sıralama çoktan kesinleşmişti ve SSCB grup lideri olarak bir sonraki aşamaya geçerken millîlerimiz ise grubu üçüncü sırada tamamlamıştı. Dolayısıyla bu sonmaçın, bir dostlukmaçından farkı kalmamıştı. Karşılaşmada rakibine oranla prestije daha çok ihtiyacı olan ay-yıldızlılar, Cemil Turan’ın golüyle bumaçı 1-0 kazan- mayı başarıyor ve altı maçta altı puana ulaşarak elemeleri en azın- dan güzel bir biçimde noktalıyor- lardı. 1 980 Avrupa Şampiyonası elemelerinde, tıpkı bir önceki elemelerde olduğu gibi, Millî Ta- kımımızın grubuna bir tane büyük favori ve iki tane de dişimize göre rakip düşmüştü. Grubun açık ara favorisi Federal Almanya idi. Öte yandan Malta ise sadece grubun değil, Avrupa’nın en zayıf takımı konumundaydı. Bir diğer rakibi- mizse Galler’di ki onların da uzun süredir uluslararası düzeyde önemli bir başarıları bulunmamaktaydı. Öte yandan 1980’den itibaren Avrupa Şampiyonası sekiz takımla oynanmaya başlayacaktı. Dolayı- sıyla elemeler de grup aşamasın- dan ibaret olacaktı ve grubunu birinci bitiren takımlar, direkt şampiyonaya katılma hakkını elde edecekti. Türkiye gruptaki ilkmaçına 29 Kasım 1978’deWrexham’da, Galler önünde çıkıyordu. Millîlerimiz maçı uzun süre başa baş götürse de 70. dakikada Nick Deacy’den gelen gole engel olamıyor ve Türkiye’ye eli boş dönmek zorunda kalıyordu. Bir sonraki maçımız, 18 Mart 1979’da İzmir’de Malta’ya karşıydı. Karşılaşmada Sedat Özden’in 34. dakikada attığı gol ilk yarıyı ay-yıldızlıların 1-0 önde kapama- sını sağlarken, ikinci yarının sekizinci dakikasında Ernest Spiteri-Gonzi durumu 1-1’e getirmiş ancak üç dakika içinde Fatih Terim Millî Takımımızı yeniden öne geçi- rerek Türkiye’nin gruptaki ikinci maçında galibiyetle tanışmasını sağlamıştı: 2-1. İki hafta sonraysa Türkiye’nin konuğu bu kez Federal Almanya’ydı. Herbert Zimmer- mann’ın 11. dakikada direkten dönen şutu haricinde güçlü rakibine Almanlarla oynadığımız Köln’deki ilkmaçtan beraberlik çıkartsak da sonunu getiremedik. Sovyetlerle oynadığımız prestij niteliğindeki sonmaçımızı, kaptan Cemil Turan’ın golüyle kazanmıştık.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==