TamSaha 175. Sayı / Haziran 2019
dı’ndaysa Doğu ve Kuzey tribünleri Tottenhamlılara ayrılmışken, Batı ve Güney tribünleriyse Liverpoollulara verilmişti. Özellikle kale arkasına denk gelen Güney tribününün, Anfield’ınmeşhur Kop tribününe andırır derecede hareketlenmesi, buna karşın Tottenham taraftarları- nın stat içinde pek de organize bir görüntü sergileyememesi, maç baş- lamadan kısa süre önce, o bir gün önceki Tottenhambaskınlığının bir öneminin kalmadığını ve finalde seyirci avantajının da Liverpool’dan yana olacağını gösteriyordu. Karşılaşma öncesinde en çokmerak edilen bir diğer noktaysa, Totten- ham’ın “Dünya Kupası Gol Kralı” un- vanlı yıldızı Harry Kane’in bumaçta oynayıp oynayamayacağıydı. Kane, ilk olarak Ocak ortasında ayak bileğinden sakatlanmış ve Şubat sonunda sahalara dönmesine karşın Nisan ayının başlarında bu sakatlığı nüksedince sezonu kapama tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. Tottenhamdoktorlarının, golcü oyuncuyu finale yetiştirebil- mesi için hummalı bir biçimde çalışmalarının ardından da teknik direktör Mauricio Pochettino, maç- tan bir gün önce katıldığı basın top- lantısında Kane’in oynayabilecek duruma geldiğini ama kendisini maça yedek kulübesinde başlatabi- leceğini söylemişti. Maç öncesinde ilk on birler açıklandığında Kane’in adının listede görülmesiyse Totten- ham tribünlerinin biraz daha hare- ketlenmesine sebep olmuştu belki ama bu tercih doğrultusunda yarı finalin kahramanı Lucas Moura’nın kulübeye gitmesi de kafalarda soru işaretleri yaratmıyor değildi. Liverpool cephesindeyse son hafta- ları benzer sakatlık sorunlarıyla geçiren Brezilyalı santrfor Roberto Firmino’ya Jürgen Klopp tarafından ilk on birde görev verilmişti. Orta sahadaysa Naby Keita sakatlığı yüzündenmaçta yer alamıyordu ve o bölgede kaptan Jordan Henderson oynayacaktı. Karşılaşma başlamadan hemen önce ise kariyerinde Sevilla, Arse- nal, Real Madrid, Atletico Madrid ve Benfica gibi takımlar bulunan ve sabah saatlerinde geçirdiği korkunç trafik kazasında ne yazık ki yaşa- mını yitiren ünlü İspanyol oyuncu Jose Antonio Reyes için saygı du- ruşu da ihmâl edilmeyecekti. Metropolitano tribünlerindeki 65 bin civarındaki futbolsever de alkışla- rıyla Reyes’i son kez onore ediyordu. Sonrasındaysa Sloven hakemDamir Skomina’nın düdüğüyle büyük mücadele başlıyordu. İşin garibi, Skomina, yaklaşık 22 saniye sonra o düdüğü bir kez daha üflemek zorunda kalacak ve Şampiyonlar Ligi finallerinin en alışılmadık başlangıçlarından birine tanık olunacaktı. Liverpool’un geliştirdiği ilk atakta Sadio Mane on sekizin sol köşesinde topla buluşmuş ve içeriye çevirmeye çalıştığı top da Totten- ham’dan Moussa Sissoko’nun bir hayli açık duran koluna çarpmıştı. Haliyle Skomina penaltı noktasını işaret etti ve bu, Şampiyonlar Ligi tarihinde bir final maçında verilen en erken penaltı olarak da kayıtlara geçti. Tottenhamlıların bir müddet itiraz etmelerinin ve bu itirazların boşa çıkmasının ardından da Mu- hammed Salah, Tottenhamkalesi- nin ortasını hedef aldığı vuruşunda fileleri havalandırarak takımını 1-0 öne geçirdi. 2005’teki finalde Paolo Maldini’nin 50, 1959’daki finalde de Real Madridli Enrique Mateos’un 60. saniyelerde attıkları gollerden sonra Salah’ın 108. saniyede gelen bu golü de, Kupa 1 finallerinin bugüne kadarki en erken üçüncü golü oluyordu. Maça golle başlamak, elbette Liverpool adına büyük bir avantajdı ancak Kırmızılar aynı zamanda biraz önce bahsedilen 2005’teki o en erken golü yiyen taraftı ve buna rağmen o finalin sonunda kupaya uzanmışlardı. Dolayısıyla erken gelen bu golün dünyalara bedel olmadığını da en iyi onların biliyor olması gerekirdi. Zaten gol sonrasında da Liverpoollu oyuncu- lar müthiş bir ciddiyet ve konsant- rasyon içindeydi. Tottenham cephesindeyse yaşananmoral bo- zukluğu her haliyle belli olmaktaydı. Maçta Tottenham topla daha çok oynayan taraftı ancak bunda ortaya koydukları oyunun topu kazanma- larına yol açan bir oyun olduğu söy- lenemezdi. Aksine, erken gelen golle birlikte Liverpool Teknik Direktörü Jürgen Klopp, topu Tottenham’a bırakma stratejisini benimsemişti. Zira Liverpool çok iyi alan daraltıp orta sahada rakibi üzerinde kusur- suz bir baskı uyguluyordu ve Tot- tenhamlılar almış oldukları o topu bu baskı neticesinde bir türlü etkili bir biçimde kullanamıyordu. Bunun yanı sıra Pochettino’nun Harry Kane kumarı da ilk yarı itibarıyla pek tutmamış gibi görünüyordu çünkü yıldız oyuncunun, muhtemelen haf- talardır oynamıyor olmanın getirdiği hamlığın da etkisiyle, sahadaki varlığıyla yokluğu birdi. Kane’in arkasındaki üçlüden Dele Alli’nin de hayli kötü bir gününde olması, Tottenham’ın hücum opsiyonlarını adeta Christian Eriksen ve Heung- Min Son ile sınırlandırmaktaydı ve Liverpoollular ne Eriksen’e istediği pasları ve şutları atabileceği koridorları gösteriyor ne de Son’a o delici koşularını yapabileceği boşluklar bırakıyordu. Hal böyle olunca devre arasına kadar Tottenhamlıların topu adeta evele- yip gevelediği ancak hiçbir ciddiye alınacak pozisyona giremediği bir oyun ortaya çıktı. Devre arasında, futbolseverlerdeki genel beklenti, Tottenham’ın ikinci yarıya en az bir, hatta mümkünse iki değişiklikle başlaması yönün- deydi ve sahaya sürülmesi düşünülen ilk isimde tabiî ki Lucas Moura’ydı. Ne var ki Pochettino, tercihini sahaya sürdüğü on bire bir müddet daha şans tanımaktan yana kullanıyordu. Fakat ikinci yarı baş- ladıktan sonra da ilk yarıdakinden pek de farkı olmayan bir oyun ortaya çıkacaktı. Saha kenarından saha içine ilkmüdahaleyse, dakika- lar 58’i gösterirken Jürgen Klopp’tan geliyordu. Alman teknik adam, fizik- sel olarak çok iyi durumda görme- diği Firmino’yu kenara alırken, yarı finaldeki Barcelona maçının kahra- manlarından Belçikalı santrforu Divock Origi’yi sahaya sürüyordu. Klopp, dört dakika sonrasında da orta sahasının gücünü, Georginio Wijnaldum’un yerine James Milner’ı oyuna alarak tazeleyecekti. Pochettino ise buna karşılık bekle- nen hamlesini 66. dakikada yaptı ve Lucas Moura’yı sahaya sürerken buna karşılık HarryWinks’i kenara aldı. Böylece Tottenham, maça başladığı 4-2-3-1 diziliminden de 4-1-4-1 olarak ifade edilebilecek bir saha düzenine geçiyordu. 74. daki- kadaysa, sakatlanan Sissoko’nun yerine Eric Dier oyuna dâhil olu- yordu. Bundan sonraki birkaç dakika içinde Tottenham, baskının dozunu biraz daha arttırdı. 81. daki- kadaysa Dele Alli, yerini Fernando Llorente’ye bırakırken Tottenham’ın oyun şablonu da artık 4-1-3-2’ye evrilmişti. Çok geçmeden Londra ekibi, gole en çok yaklaştığı anlar- dan birini de yaşıyor fakat Eriksen’in sol çaprazdan kaleye gönderdiği serbest vuruşta Liverpool kalecisi Alisson Becker başarılı bir refleksle topu kornere çeliyordu. Dakikalar 87’yi gösterdiğindeyse işin rengi artık iyice belli oluyordu. Liverpool’un kullandığı bir köşe atışı sonrasında Tottenham savunması topu yeterince uzaklaştıramıyor ve Joel Matip’in topu ceza sahasının sol köşesindeki Origi’nin önüne bırakmasının ardından Belçikalı oyuncu yerden düzgün bir vuruşla uzak direk dibinden fileleri havalan- dırıyordu. Böylece 2-0’ı yakalayan Liverpool, kalan birkaç dakikayı da sorunsuz bir biçimde tüketmeyi biliyor ve Skomina’dan gelen son düdükle de 2018-19 sezonun Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmayı başarıyordu. Karşılaşmayla ilgili en güzel ayrıntı- lardan biriyse, maçın sonunda düzenlenen basın toplantısında Jürgen Klopp’un söyledikleriydi. Geçmişte biri Dortmund ve biri Liverpool’la olmak üzere Şampiyon- lar Ligi’ni iki kez finalde kaybeden, ayrıca Liverpool’la kaybettiği bir de Avrupa Ligi finali bulunan Klopp, konuşmasının başlarında sık sık kaybettiği finallere atıfta bulundu. Daha önceleri bu kürsüye erken gelen taraf olduğunu ve neden kazanamadıklarını açıklamak zorunda kaldığını, bu kez kendisine neden kazandığının sorulmasından dolayı çokmutlu hissettiğini söyledi. Keza ailesi adına da mutlu olduğunu çünkü sezon bitiminde tatile çıkarlarken yanlarında hep gümüş madalya götürmelerinin pek hoş olmadığını, altınmadalyayla birlikte bu sorunun da ortadan kalktığını esprili bir dille ifade etti. Ancak hiç kuşkusuz en güzel cümleleri, Tottenham ile ilgili kurduklarıydı: “Ben bu noktada Tottenhamlıların neler hissettiğini dünyadaki her- kesten daha iyi biliyorum. Onlar da harikulade bir sezon geçirdi ve tabiî ki onlar da bu kupayı kazanmayı hak etti ama bu akşambiz golleri doğru zamanda bulan taraftık. Maçtan hemen sonra Pochettino’ya da söyledim, bu sene yapmış olduklarından ötürü kendileriyle gurur duymaları lâzım.” Şampiyonlar Ligi tarihinin finaller- deki en erken penaltısını kazanan Liverpool, atışı Muhammed Salah’la gole çeviripmaça 1-0 önde başladı. Geçmişte iki kez Şampiyonlar Ligi finali kaybeden Klopp, Madrid’deki zaferini oyuncularının elleri üzerinde kutladı... 82 83
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==