TamSaha 175. Sayı / Haziran 2019
dönmüştü. Barcelona ise ilkmaç- taki düzen ve tertipte herhangi bir değişikliğe gitmemişti. Liverpool, karşılaşmaya beklendiği gibi hızlı girerken, bu kez aradığı golü de çok geçmeden buluyordu. Henüz yedinci dakikada Sadio Ma- ne’den aldığı topla ceza sahasına giren Jordan Henderson’ın şutunu kaleci ter Stegen çelse de dönen topu Origi filelere yolluyor ve Liver- pool, makası biraz olsun daraltı- yordu. Golün erken gelmesi, tribünlerdeki on binlerce taraftarın aklına, 2005’te İstanbul’da oynadık- ları o müthiş finalde, ikinci devrenin başında gerçekleştirdikleri tarihi geri dönüşü de getirmişti kuşkusuz ve Anfield, bir anda Barcelona açı- sından çok daha boğucu bir hale de gelmişti. Rakibinin daha fazla coşmasını istemeyen ve en azından bir gol bularak onun gardını düşürmeyi hedefleyen Barcelona ise bu golden sonra bir müddet, kale önünde daha etkili olan taraftı. AncakMessi ve Coutin- ho’nun kaleyi yokladığı pozisyon- larda Kırmızıların Brezilyalı file bekçisi Alisson Becker, harika kur- tarışlarda bulunarak takımını oyunda tutan isim oluyordu. İlk ya- rının ortalarında AndrewRobert- son’ın sol çaprazdan kaleyi yokladığı pozisyonsa, oyunda den- genin yeniden sağlandığını işaret eden cinstendi. Söz konusu denge, ilk yarının sonuna değin de pek bo- zulmayınca devre arasına, Liverpo- ol’un 1-0’lık üstünlüğüyle girildi. Hücumda daha etkin olması gere- ken Liverpool’da teknik direktör Klopp, ikinci yarıya geçilirken sol bekteki Robertson’ı çıkartıp oyuna GeorginioWijnaldum’u alıyor, Hol- landalıyı orta sahaya yerleştirmek için de James Milner’ı sol beke çeki- yordu. İlkmaçta mecburen ileri üç- lünün ortasında görev yapan ve hayal kırıklığı yaratanWijnaldum, bu kez orta alanda, alışık olduğu hücuma destek verici rolde görev yapıyordu ve çok geçmeden geceye de damgasını vuracaktı. 54. daki- kada Alexander-Arnold’ın Raki- tic’ten seken ortasına penaltı noktası üzerinde dokunarak ağları havalandıranWijnaldum, iki dakika sonrasındaysa Shaqiri’nin sol ka- nattan yaptığı ortaya altıpas civa- rında çok iyi yükselip kafayı vuruyor ve şartları eşitliyordu: 3-0. Liverpool, ikinci yarıya öyle bir giriş yapmıştı ki Jürgen Klopp’un Gegen- pressing olarak bilinen taktik anla- yışı adeta Blitzkrieg’e evrilmişti! Bu golle birlikte Barcelona’nın bir reaksiyon gösterip gösteremeye- ceği de büyükmerak konusuydu. Fakat Liverpool, başka birçok takı- mın tercih edebileceği tarzda bir temkinlilik haline kapılmıyor ve baskılı oyununu sürdürüyordu. Hal böyle olunca da Barça, bir türlü iste- diği oyunu sahaya yansıtamıyordu. 79. dakikadaysa sahalarda çok ender rastlanabilecek bir gole ta- nıklık edilecekti. Liverpool’un sağ kanattan kazandığı köşe atışında topun başına giden Alexander-Ar- nold, sonrasında atışı yapması için topu Shaqiri’ye bırakacaktı ki o es- nada Barcelona savunmasının adeta ayakta uyuduğunu ve Ori- gi’nin kale sahası önünde bomboş vaziyette olduğunu fark etti. Ardın- dan da hızla geri dönüp yerden içeri sert bir şekilde topu gönderdi, Origi’nin de olan bitene çabuk uya- nıp plasesini yapması sonucunda da top bir kez daha ağlarla buluştu ve Liverpool, imkânsız gözüyle ba- kılan geri dönüşü başararak skoru 4-0’a getirdi. Barcelona öylesine bir şoka girmişti ki, kalan kısıtlı süre içerisinde geli- şigüzel ataklar geliştirecekler, lâkin bunlarda herhangi bir tehlike de ya- ratamayacaklardı. Sonunda, durak- lamalarda beşinci dakika da geride kalmak üzereyken karşılaşmanın hakemi Cüneyt Çakır son düdüğü çaldı ve Şampiyonlar Ligi’nde ilk fi- nalistin Liverpool olduğunu ilân etti. Yarı finalin diğer ayağındaysa, sezon başında bu noktalara kadar gelmesi beklenmeyen, dolayısıyla ‘turnuvanın sürprizi’ olarak nitelen- dirilebilecek iki ekip, Tottenham ile Ajax yer alıyordu. Elbette iki takım da bu noktaya şans eseri gelme- mişlerdi. Ajax, ikinci turda son üç yılın şampiyonu Real Madrid’i, hem de Madrid’de 4-1 mağlup ederek saf dışı bırakırken, çeyrek finalde de bu sezon yaptığı Cristiano Ronaldo transferi sonrasında Devler Ligi’nde şampiyonluğa odaklanan Juven- tus’u yolun dışına itmişti. Totten- ham ise ikinci turu Dortmund’u her iki maçta da yenerek geçtikten sonra, çeyrek finalde turnuvanın bir diğer favorisi Manchester City’yi elemeyi başarmıştı. Tottenham ile Ajax’ın birbirlerine rakip olmasının ardındansa final için kendisine daha çok şans tanınan taraf Ajax’tı. Zira Ajax’ın peş peşe iki şampiyon- luk adayını elemesi çok daha fazla ses getirmişti. Üstelik Totten- ham’da, takımın en önemli oyun- cusu konumundaki Harry Kane de sakatlığı nedeniyle iki maçta da forma giyemeyecekti. Buna ek ola- rak Koreli yıldız Heung-Min Son da ilkmaçta sarı kart cezası yüzünden yer alamayacaktı. Ajax avantajlı dönüyor Yarı finallerin perdesi, 30 Nisan’da, Tottenham’ın yeni inşa edilen sta- dında açılıyordu. Gerek Real Madrid, gerekse Juventus karşısında sık ve seri paslaşmalara dayalı yüksek tempolu bir oyun oynayarak hem izleyenlere keyif vermesini hemde sonuca gitmesini bilen Ajax, Londra deplasmanına da bu oyun anlayı- şıyla çıkıyordu. Ajax’ın oyunda Tot- tenham’a kısa sürede üstünlük kurmasının ardından da 15. daki- kaya gelindiğinde HakimZiyech’in ara pasında savunmanın arkasına sarkan Donny van de Beek soğuk- kanlı bir vuruşla topu ağlara gönde- rerek Hollanda ekibini 1-0’lık üstünlüğe taşıyordu. Birkaç dakika sonra van de Beek bir kez daha rakip defansın arkasına sızdığın- Tottenham - Ajax: 3-3 (0-1, 3-2) 76 77
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==