TamSaha 174. Sayı / Mayıs 2019
rjantinlilerin ‘La Fiera’ yani ‘Ca- navar’ lâkabını taktığı Maximi- liano Rodriguez, nam-ı diğer Maxi Rodriguez, uzaktan attığı golleri, 2006 FIFA Dünya Kupası, Atletico Madrid ve Liverpool dönemleriyle futbolseverlerin hatırlayacağı önemli futbolcu- lardandı. Arjantin’in Santa Fe bölgesindeki Rosario kentinde doğan Maxi Rodriguez, ülkenin futbolcu fabrikalarından Newell’s Old Boys’un altyapı- sında yetişti. Profesyonel kariyerine de ilk kez burada adım attıktan sonra 2002 yılında Katalan ekibi Espanyol’a transfer oldu. Avrupa’daki ilk sezonunda Espanyol’un La Liga’da oynadığı 38maçın 37’sinde forma giydi ve yedi gol kaydetti. Bu perfor- mansı aslında Maxi Rodriguez’in Avrupa futbolunda barınabile- ceğinin de sinyalleriydi. Ertesi sezon yine benzer bir perfor- mans sergileyerek takımın ana parçalarından biri haline gelmişti. 2005’in yazında Atletico Madrid’e transferini sağlayan asıl performansı ise Espanyol’daki üçüncü sezo- nunda gösterdi. Alışıldığı gibi yine 38 maçın 37’sinde oynayan Arjantinli oyuncu, bununla birlikte 15 de gol kaydetti. Atletico Madrid’e transfer olmasıyla birlikte o zamanlar henüz yirmi yaşındaki Fernando Torres’le de takım arkadaşı oldu. 2006 FIFA Dünya Kupası’nda Meksika’ya karşı attığı ve turu getiren inanılmaz golle sahne artık Rodriguez’in olmuştu. Ancak Dünya Kupası sonrasında İspanya ile oynanan hazırlık karşılaşmasında yaşadığı sakat- lık sebebiyle altı ay sahalardan uzak kaldı. Sakatlığına rağmen pes etmemesi ve döndükten sonra eski hızına kavuşabilmek için gösterdiği çabayla Atletico taraftarlarının saygısını kazan- mıştı. O dönem futbolseverlerin de hatırlayacağı gibi Atletico Madrid, La Liga’nın orta sırala- rında 50-60 puan aralığında kalan bir takımdı. Ancak Fernando Torres, Sergio Agüero gibi dönemin genç yetenekleri- nin yanına Diego Forlan, Jose Antonio Reyes, Maniche, Luis Garcia, Simao gibi önemli isimleri de ekleyerek güçlenen takım, Maxi Rodriguez transfe- rinden yaklaşık iki sene sonra artık kendini sıralamada kolay- lıkla ilk beşe sokar hale gelmişti. Maxi Rodriguez de bu süre içeri- sinde taraftarın saygısını kazan- masının yanında çok da sevilen bir oyuncu haline geldi ve Fernando Torres’in 2007 yılında takımdan ayrılmasıyla kaptanlık görevine lâyık görüldü. Fakat mağlup sürdürdükleri bir Barcelona maçında dönemin teknik direktörü Abel Resi- no’nun Maxi Rodriguez’i oyun- dan çıkarma kararının ardından Arjantinli oyuncunun sinirli tavırlarıyla sahayı terk ederken kaptanlık pazubandını yere fırlatması, onun Mad- rid’de inşa ettiği her şeyin birer birer yıkılmasına kapı ara- ladı. Teknik direktör Resino’yla kopan bağ gibi taraftarla da arasındaki bağ kopmuş ve biten sözleşmesiyle ertesi sezonun devre arasında Fernando Tor- res’in yanına, yani Liverpool’a bedelsiz transfer olmuştu. Liver- pool’a transfer olmak bir fut- bolcu için her ne kadar önemli bir gelişme olsa da Atletico Mad- rid, 2009-2010 sezonunu UEFA Avrupa Ligi Şampiyonu olarak tamamlamıştı. Üstüne üstlük Li- verpool’u UEFA Avrupa Ligi yarı finalinde eleyen ekip de Atletico Madrid olmuştu. Maxi Rodrigu- ez’in bu sürede UEFA kuralları sebebiyle Liverpool’un Avrupa Ligi maçlarında oynamadığını hatırlatmak gerek. Liverpool’da Rafael Benitez yönetimindeki ilk sezonunda iyi bir performans sergilese de yaşadığı sakatlıklar ve ilerleyen yaşı sebebiyle son- raki sezonlarda eski haline asla dönemeyerek 2012’de doğup büyüdüğü toprakların takımı Newell’s Old Boys’a döndü. Burada beş sene geçiren Arjan- tinli oyuncu, 2017’nin Temmuz ayında Uruguay’ın önemli ta- kımlarından Penarol’ün yolunu tuttu. İki sezon üst üste kazanı- lan Uruguay Ligi şampiyonlukla- rının ardından geçtiğimiz Ocak ayında yine Newell’s Old Boys’a döndü. Talihsiz sakatlıkların ya- nına kariyerinin zirvesindeyken Resino’yla yaşadığı tartışmanın da eklenmesiyle, Maxi Rodrigu- ez’in profesyonel futbol hayatı boyunca futbolseverler tarafın- dan bir üst seviyeye çıkamamış bir oyuncu olarak hatırlanaca- ğını söylemekmümkün. 86 87 Maxi Rodriguez Ricardo Rodriguez sviçre futbolunda Granit Xhaka ile birlikte döneminin en önemli futbolcularından biri olan Ricardo Rodriguez, göçmen bir İspanyol baba ve Şilili annenin üç futbolcu oğlundan biri. Karaciğer, mide gibi organlarının göğsünde yer aldığı bir rahatsız- lıkla yüzde elli yaşama ihtima- liyle doğmasının ardından ameliyatla sağlığına kavuşan oyuncu, Zürih’in doğusunda yer alan Schwamendingen bölgesinde doğup büyüdü. Altı yaşında ise aynı kasabanın altyapı futbolu konusunda İsviç- re’nin itibarlı kulüplerinden FC Schwamendingen’de futbola ilk adımlarını attı. Ardından da FC Zürich’in yolunu tuttu. Çok iyi bir sol ayağa sahip olan, enerji- sini oyunun her iki yönünde de kullanabilen Ricardo Rodriguez, henüz 17 yaşındayken Nijerya’yı mağlup ederek dünya şampi- yonu oldukları U17 Dünya Kupa- sı’yla birlikte geleceği parlak bir futbolcu olduğunun sinyallerini fazlasıyla vermişti. Bundan iki sene sonra ise 19 yaşındayken Ottmar Hitzfeld tarafından İsviçre AMillî Takımı’na seçildi. Reto Ziegler’den kaptığı yeri ise halen kimseye bırakmış değil. Tümbu süre içerisinde İsviç- re’nin 18, 19 ve 23 yaş altı Millî Takımlarında oynadı ve aynı za- manda FC Zürich’te de dikkatleri özellikle Avrupa maçlarında üzerine çekmeye başladı. Ricardo Rodriguez’in FC Zü- rich’te yükselen performansı ona 2011-2012 sezonunun ara transfer döneminde Bundesliga ekiplerinden VfLWolfsburg’un kapılarını açtı. İsviçre liginden çok daha üst düzey bir lige geç- mesine rağmen kalitesinden ve istikrarından ödün ver- medi. Transfer olduğu gibi ilk on birdeki yerini kaptı ve formasını koruyarak zamanla Wolfsburg denildiğinde akla ilk gelen oyuncu- lardan biri olmayı başardı. Bu sırada millî takımdaki yükselişi de sürerken İsviçre’yi hem 2012 Londra Olimpiyat- larında hemde Bre- zilya’da düzenlenen 2014 FIFA Dünya Kupası’nda temsil etti. Bu sırada İs- viçre’de yılın futbolcusu ödülünü de kazandı. 2014-2015 sezonunda Borussia Dortmund’un 3-1 mağlup edilmesiyle kazanılan Almanya Kupası ve hemen ertesi sezonun başlangıcında Bayern Münih’in penal- tılarla devrilmesiyle ka- zanılan Almanya Süper Kupası, Ricardo Rodriguez’in adının Avrupa’nın diğer dev ku- lüpleriyle de anılmasına sebep olmaya başladı. Hatta Kieran Gibbs’ten umduğunu bulamayan Arsenal’in transfer dönemle- rinde yakından ilgilendiği fakat kadrosuna katamadığı bir isimdi. VfLWolfsburg’da istikrarlı per- formansının yanında savunma odaklı bir oyuncudan çok bek- lenmeyen bir istatistiğe de imza atarak çıktığı toplam 184maçta 22 gol ve 28 asist kaydetti. Alman ekibinde oynadığı beş sezonun ardından 2017’nin Tem- muz ayında İtalya’nın ACMilan takımıyla yine Arsenal’in dâhil olduğu bir transfer yarışının ardından sözleşme imzaladı. Milan’ın kulüp olarak geçmişe kıyasla daha dalgalı bir dönem- den geçiyor olması, haliyle dik- katlerin 2018 FIFA Dünya Kupası dışında Ricardo Rodriguez’den uzaklaşmasına sebep oldu. Geç- tiğimiz sezonu Serie A’da altıncı bitiren İtalyan ekibi bu sezon her ne kadar Şampiyonlar Ligi yarışı içerisinde olsa da Avrupa Ligi’ne gruplarda erken veda etmesi ve hepsinden öte kulüp sahipliğin- deki değişimler, sportif tüm faaliyetlere bir gölge düşürmüş vaziyette. Henüz 26 yaşındaki sol bekin gelecekte nasıl bir yol izleyeceği ise futbolseverler açısından ayrı bir merak konusu. A İ
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==