TamSaha 174. Sayı / Mayıs 2019

60 61 Geri dönüşte deniz otobüsüne bine- ceğiz, iskeleden gazete aldık, man- şette “Bartu’nun yeni dansı” başlığı var. Lazio’dayken küme düşme- meye oynuyoruz. Son üç maçımız kalmış. O sırada da “Bir avuç dolar” filmi oynuyor ve filmin “Bir şey olursa ben buradayım” diye meşhur bir repliği var. Üç maçı da adeta tek başıma aldım. Televizyoncular, gazeteciler geliyor. Onlara “Bir şey olursa ben buradayım” diyorum. Birinci sayfalardayım. O perfor- mansımla Lazio kümede kaldı. Milano’da maç bitmeden sahadan çıktım Anılarınız birbirinden değerli ama unutamadığınız maçlardan birini anlatır mısınız? Lazio ile Milano’da Milan’la oynuyo- ruz. Milan takımında Rivera, Altafini, Radice, Trapattoni, Cesare Maldini var. Sisli bir hava ve maç 0-0 gidiyor. Son 5 dakikada sis iyice yoğunlaşınca hakemmaçı iptal etti. Bir hafta sonra yine gittik, yine kötü bir hava var. 15 dakikada 2-0 yaptı- lar. Bizimkalecimiz de şimdiki Buffon’un babası. Devre arasında yine sis basmaz mı? Bu sefer Milan ağlıyor. Hakemyine maçı tehir etti. Üçüncümaçta hava camgibi. O gün bir maç oynadımki, Milan’ı mah- vettik ve 2-0 kazandık. Maçın bitmesine 5 dakika kala elimi kaldırdımve teknik direktörümüze “Ben oyundan çıkıyorum” dedim. O zaman oyuncu değiştirme falan yok. Takım 10 kişiyle oyuna devam ediyor. Teknik direktörümüz yanıma gelip koluma girdi, kenarda yürümeye başladık. Inter takımı da teknik direktörleri Herrera ile bir- likte maçı izlemeye gelmiş. Bizim teknik direktörümüz de maçtan önce onlara “Bartu bu Milan’ın ca- nına okuyacak” demiş. Inter de tabiî Milan’ın yenilmesini istiyor. Benim sahadan çıkışımı gördüklerinde Interliler gülmekten ölmüş. Madem teknik direktörden bahse- diyoruz, bugünün futbolcu-teknik direktör ilişkileri ile sizin dönemi- nizi kıyaslar mısınız? Bizimdönemimizde futbolda bu kadar fazla para yoktu. Oyun daha amatör olduğu için antrenörler daha babacan davranırlardı. Şimdi işin içine para girdiğinden oyuncu an- trenörden çekiniyor. Bakın, İtalya’da oyuncu oyundan atılmaktan da korkar. Çünkü oyundan atıldığı- nızda cezanız Salı günü açıklanır. Kaç hafta ceza aldıysanız maaş ve priminizin o kadarlık bölümünü kaybedersiniz. Burada cezanın zamanında açıklanması ve oyun- cunun aldığı cezaya göre para kaybetmesi önemli. Bu sistemin Türkiye’de de uygulanması faydalı olur. Kulüp bütçeleri denetlenmeli İtalya’da uygulanmasında fayda gördüğünüz ve Türkiye için tavsiye edeceğiniz başka örnekler var mı? Juventus 1982’de Platini’yi aldı. Ardından da Zico’yu transfer etti. Federasyon hemen devreye girip “Alamazsınız, çünkü bütçeniz buna müsait değil” dedi. Bunun üzerine daha ucuz diye Boniek’i aldılar ve 78 79 Zico da Udinese’ye gitti. Üstelik Juventus’un Başkanı da Agnelli. Bırakın Zico’yu, memleketini de beraber alır. Ülkemizde de böyle bir denetimin getirilmesi ve kulüplerin bütçelerine göre transfer yapabil- mesi lâzım. Günümüzün taraftar davranışları hep geçmişle kıyaslanır ve geçmişe övgüler dizilir. Sizin bu konudaki değerlendirmeniz nasıl? O dö- nemde de bugünkü gibi amigolar, taraftar grupları var mıydı? Amigo olarak bir tek Karıncaezmez Şevki vardı. Dünya beyefendisi bir adamdı. Deniz tarafındaki Galatasa- ray tribününde bayrağını açar, takımı alkışlatır; arabasının altında sarı-kırmızılı çiçekler vardır, onları sular. O dönemde bir de şu vardı. Mesela Fenerbahçe, Kasımpaşa ile oynuyor, 30 bin seyircinin 7-8 bini Galatasaraylı. Lefter’le Can’ı seyret- meye geliyorlardı. Fenerlilerin 7-8 bini de Metin Oktay’la Kadri’yi görmek için Galatasaraymaçına gidiyordu. Tribünde de yan yana oturuyorlardı. Ama ortaya rant çıkınca böyle taraftar birlikleri de oluşuyor. Bugünün futbolcuları içe kapalı yaşıyor ve toplumla fazla ilişki kur- muyor. Bu konuda da bir kıyaslama yapabilir misiniz? Siz de toplumdan uzakmı yaşıyordunuz? Yok canım, nerede? Benimhem basketbol hemde futbol oynadığım dönemde Altıyol çok popülerdi. Oraya çıkardık. Ben tıfıl bir çocuk- tum. Orada beni yakalayan öperdi. Futbolcuya karşı bir garez yoktu. Şimdi oyuncu hem çok para kazanıp hemde bir şey vermediği zaman insanlar sinirleniyor. Dolayı- sıyla oyuncular da toplumun içine fazla çıkmıyor. Bugünkü oyuncula- rın aldıkları paralara karşı değilim Sonuçta ben futbolcudan yanayım. Ama aldıkları paranın karşılığında profesyonelce yaşasınlar ve özellikle büyük takımlarda oynamanın ne kadar önemli olduğunu anlasınlar. Türkiye’de çok çabuk başarı bekleniyor Türkiye’de oyuncu yetiştirilmesi konusuna yeterince önem verildiğini düşünüyor musunuz? Bu konuda şöyle bir örnek vere- yim.70’li yılların başında Ajax, Bayern Münih’i Amsterdam’da 4-0 yendi. Bayern’in başkanına “Böyle bir fark olur mu?” diye sordular. Adam, “Evet olur. Bizim 12, Ajax’ın 32 tane genç takımı var. Aradaki fark budur” cevabını verdi. Bizde başkandan da yöneticiden de futbolcudan da çok çabuk başarı istiyorlar. Stilini kendinize benzettiğiniz bir oyuncu var mı? Bana benzetilen oyuncular vardı. Sergen, Beşiktaş’ın genç takımında oynarken adı “Küçük Can Bartu”ymuş. İzlemeye gittik, haki- katen de çok güzel oynamıştı. Beni ise Büyük Fikret’e benzetirlerdi. Sergen de bana benzetiliyordu. Ama ben daha deparlı, çabuk ve güçlü bir oyuncuydum. Fener- bahçe’de forma giyip oynadığımız hakemli maçlarda 286 gol atmışım. Bunu Hikmet Pulcu bana söyledi. Fenerbahçe kitabında ise resmî maçlarda attığım 136 gol var. Bugün beğendiğiniz oyuncular var mı? Oğuz’u beğeniyordum, bıraktı. Arda’yı beğeniyorum. BizimAlex’i beğeniyorum ama durarak oynaya- nını değil, hareketlisini. Appiah’ı beğeniyordum, gitti. Güiza iyi işler yapacak gibi görünüyor. Delgado’yu beğeniyorum. Ben becerikli ve oyuna hâkim olabilen oyuncuları seviyorum. Kayserispor’dan Meh- Milano’da öyle bir maç oynadımki, Milan’ı 2-0 yendik. Maçın bitmesine 5 dakika kala elimi kaldırdımve “Oyundan çıkıyorum” dedim. O zaman oyuncu değiştirme falan yok. Takım 10 kişiyle oyuna devam etti. Maçı izleyen Interliler bunu görünce gülmekten ölmüş. “ Juventus 1982’de Platini’yi aldı. Ardından da Zico’yu transfer etti. Federasyon hemen devreye girip “Alamazsınız, çünkü bütçeniz buna müsait değil” dedi. Ülkemizde de böyle bir denetimin getirilmesi ve kulüplerin bütçelerine göre transfer yapabilmesi lâzım. “ Metin Oktay’ın jübilesindeki unutulmaz enstantane. Can Bartu Galatasaray, Metin Oktay ise Fenerbahçe formsını giyiyor.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==