TamSaha 174. Sayı / Mayıs 2019
Hoddle’dı. Kendisinin oyun görüşü- nün ve pas becerisinin gelişme- sinde belki de Hoddle gibi bu işin pirlerinden olan bir yıldızı izleyerek yetişmesinin etkisi de hayli büyük olacaktı. Bergkamp, 11 yaşına geldiğindeyse, Ajax’ın altyapısına katılacaktı. Sadece Hollanda’nın değil, dünyanın en iyi oyuncu yetiştirme merkezle- rinden biri olan De Toekomst’a gelişiyle birlikte, Bergkamp’ın futbolculuk nitelikleri de hızla gelişmeye başlayacaktı. Altyapıda, küçük yaş gruplarındaki oyuncular genelde her mevkide oynatılıyordu. Bu sayede oyun ve pozisyon bilgi- leri de azami seviyeye çıkıyordu. Top tekniği, pas becerisi ve etkili şutları sayesinde Bergkamp, zaman içerisinde yaşıtları arasında sivrilecek ve altyapıdaki hocaları tarafından da ofansif bir orta saha oyuncusu olarak kullanılmaya başlanacaktı. Cruyff tarafından keşfedildi Ajax’ın en büyük efsanesi Johan Cruyff, 1984’te futbolu bırakmasın- dan bir yıl sonra Ajax’a teknik direktör olarak dönmüştü. Çok geçmeden Bergkamp da Cruyff’un altyapıda takip ettiği başlıca oyun- culardan biri olacaktı. 1986-87 se- zonuyla birlikte de 17 yaşındaki Bergkamp, artık Ajax’ın A takım kadrosuna alınıyordu. 14 Aralık 1986 tarihinde Ajax’ın 2-0 kazandığı Roda maçında da Bergkamp, kırmızı-beyazlı formayla ilk kez sahaya çıkacaktı. İlk golünü ise 22 Şubat 1987’de, 6-0 kazanılan Haarlemkarşılaşmasında kaydede- cekti. O sezon boyunca ligde 14maçta forma giyen Bergkamp, iki de gol atmıştı. Bergkamp’ın Ajax’ta oynamaya başladığı dönem, aynı zamanda PSV’nin çok ciddi bir çıkışta olduğu bir dönemdi. Dolayısıyla o günlerde Ajax, Hollanda Ligi’nde pek de ara- dığını bulamayacaktı. Ajax’ın asıl başarıya ulaşacağı alansa, Avrupa kupaları olacaktı. 1986-87 sezo- nunda Kupa Galipleri Kupası’nda sırasıyla Bursaspor, Olympiakos, Malmö ve Real Zaragoza’yı eleyen Ajax, finalde Demokratik Almanya’dan Lokomotive Leipzig’in rakibi olmuştu. Bergkamp da kupada ilk olarak, çeyrek finalde Malmö ile deplasmanda oynanan maçta, 76. dakikada Johnny Bosman’ın yerine sahaya girmişti. Amsterdam’da oynanan rövanş maçındaysa Bergkamp ilk 11’de sahaya çıkmıştı ve takımın hücum hattında Bosman ile Marco van Basten’in biraz arkasında, orta saha ile forvet hattı arasındaki bağlantıyı sağlayan bir rol üstlenmişti. Genç oyuncu, daha sonra yarı finaldeki Zaragoza eşleşmesinde de Amster- dam’daki ikinci maçta saha- daki yerini alacaktı. Ajax’ın Kupa Ga- lipleri Kupası finalinde Lokomotive Leipzig ile yapacağı maçtaysa Bergkamp yedek kulübe- sindeydi. 13 Mayıs 1987’de Atina’da oynanan karşılaşmada Ajax, 21. da- kikada van Basten’in golüyle 1-0’lık üstünlüğü yakalıyordu. Karşılaş- manın kalan bölümündeyse skor 1-0’a takılıp kalacaktı. Bergkamp ise 66. dakikada RobWitschge’nin 67 66 yerine oyuna alınıyordu. Kalan bö- lümde skorda değişiklik olmayınca da Ajax, 1970’lerin ilk yarısında kazandığı üç Şampiyon Kulüpler Kupası’nın yanına, bir de Kupa Galipleri Kupası eklemiş oluyordu. Van Basten’den sonraki yeni yıldız Sezon sonunda Marco van Bas- ten’in Milan’a transfer olması, Berg- kamp’ın Ajax’ta artık ilk on birde çok daha fazla görev almasına da yol açacaktı. Teknik direktör Cruyff’un Barcelona’ya gitmesi- ninse Bergkamp’ın takım içindeki rolüne olumsuz bir etkisi olmaya- caktı zira Cruyff sonrasında görevi devralacak olan Kurt Linder daha önce de Ajax’ı çalıştırmış, Barry Hulshoff ise kulübün en parlak yıllarında Cruyff ile birlikte aynı takımda oynamıştı ve onlar da kulübünmevcut sistemi içinde her- hangi bir değişikliğe gitmeyecekti. O sistem içerisinde Bergkamp zaten yetenekleri sayesinde yerini çoktan sağlama almak üzereydi. Genç oyuncunun kulüpteki bu ikinci sezonuysa, takımın ortaya koyduğu performans açısından, ilkine nere- deyse paralel sayılırdı. Ajax ligde bir kez daha PSV’nin gerisinde, ikinci sırada kalmıştı. Kupa Galipleri Kupası’ndaysa doludizgin gitmeyi sürdürüyorlardı. Bu sefer de Dundalk, Hamburg, Young Boys ve Marsilya’yı eleyerek adlarını finale yazdırmışlardı. 11 Mayıs’ta Strasbourg’da oynana- cak finalde Ajax’ın rakibiyse, Belçi- ka’nın Mechelen ekibi olmuştu. Mechelen, 50 bin nüfuslu küçük bir şehrin, Avrupa kupalarında ilk kez boy gösteren bir ekibiydi ve haliyle Ajax, karşılaşmanınmutlak favorisi olarak görülüyordu. Mücadele önce- sinde teknik direktör Hulshoff, ilk on birde Bergkamp’ın yerine John van’t Schip’i tercih etmişti. Maçın 16. dakikasında Danny Blind’in kırmızı kart görerek oyun dışında kalmasıysa, Ajax’ınmaç öncesinde sahip olduğu düşünülen avantajları bir anda nötrleyecek cinstendi. Ni- tekim oyun bundan sonra dengede giderken, 53. dakikada o dengeyi bozan, Mechelen adına Piet den Boer’un attığı gol oluyordu. Golden birkaç dakika sonra Bergkamp, van’t Schip’in yerine oyuna dâhil olacaktı belki ama Mechelen kalecisi Michel Preud’homme’un üç direk arasında olağanüstü bir maç çıkarması neticesinde Ajax gol bulamayacak ve müsabakadan 1-0 galip ayrılan Mechelen, Avrupa ku- palarının en büyük sürprizlerinden birini gerçekleştirerek kupayı müzesine götüren taraf olacaktı. 1988-89 sezonundan itibaren Berg- kamp artık Ajax’ın en önemli isim- lerinden biri haline gelecekti. Zaten ligde de 30maçta 13 gol atarak, Ste- fan Pettersson’dan sonra takımının en golcü ikinci oyuncusu da ol- muştu. Buna karşın Ajax, üst üste dördüncü kez ligde PSV’nin ardından ikinci sırada kalmıştı. Bu makûs talihi yenecek isimse 1989 yazında takımın başına geçecek olan Leo Beenhakker’di. Tecrübeli teknik adam, ilk sezonunda Ams- terdam ekibini özlediği şampiyon- luğa kavuşturuyordu. Bergkamp bu kez ligde geçen sezonki kadar sko- rer değildi ve sekiz golde kalmıştı. Ancak bu, Bergkamp’ın Ajax’ta az gol attığı son sezon olacaktı zira 1990-91 sezonuyla birlikte Beenhakker, kendisine santrfor mevkiinde görev vermeyi kararlaştırmıştı. Öte yandan Hollanda Millî Takımı, 1988’de tarihinin ilk ve şu ana ka- darki tek Avrupa şampiyonluğunu kazandıktan sonra, 1990 Dünya Kupası’nda büyük hayal kırıklığı yaşamıştı. Turnuvadan kısa bir süre önce, elemelerde takımın başında olan Thijs Libregts’in yerine Beenhakker göreve getirilmiş fakat Portakallar, ilk turu üç maçta üç beraberlikle güç bela geçmelerinin ardından ikinci turda Federal Almanya’ya elenmekten kurtula- mamıştı. Turnuva sonrasında Beenhakker, Ajax’taki görevine geri dönerken, 1988’de millî takımı Avrupa şampiyonu yapan Rinus Michels de emeklilik hayatına ara verip yeniden Portakalların başına geçmişti. Millî formayla ilk tanışma Michels, millî takımkadrosunda yeni kuşak oyunculara şans tanı- yarak aranılan taze kanı bulmayı amaçlıyordu ve bu vesileyle kad- roya çağırdığı yeni isimlerin ara- sında Dennis Bergkamp da vardı. Bergkamp, millî formayı ilk kez, 26 Eylül 1990’da, İtalya ile oynanan bir hazırlık karşılaşmasında, Frank de Bergkamp 1987’de Kupa Galipleri Kupası’nın sevincini yaşıyor
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==