TamSaha 173. Sayı / Nisan 2019
minde Ranieri ile yollar ayrılacaktı. En iyisini hedefleyen kulübün en iyi oyunculara sahip olduğu gibi en iyi teknik adama da sahip olması gerekirdi. O günlerde Avrupa’da yıldızı en çok parlayan teknik direktörse Jose Mourinho’ydu. Porto ile 2003’te UEFA Kupası’nı kazanan, 2004’teyse modern zamanların en büyük Şampiyonlar Ligi mucize- lerinden birini gerçekleştirerek takımını Avrupa şampiyonluğuna taşıyan Portekizli teknik adam, Avrupa’nın bütün dev kulüplerinin iştahını kabartmıştı ve bu noktada da Abramovich kesenin ağzını en çok açan taraf olunca Mou- rinho’nun yeni adresi Stamford Bridge olmuştu. Yüzüncü yılda gelen şampiyonluk Bunun yanı sıra 2004-2005 sezonu, Chelsea’nin kuruluşunun yüzüncü sene-i devriyesine tekabül edi- yordu ve Abramovich, bu yıl içeri- sinde Şampiyonlar Ligi veya Premier Lig’den en az birini kaza- nabilmek için yine hiçbir fedakâr- lıktan kaçınmıyordu. Transfer döneminde bu kez Didier Drogba, Arjen Robben, Petr Cech, Ricardo Carvalho, Paulo Ferreira ve Mateja Kezman gibi isimler kadroya katıl- mıştı ve net harcama da 92 milyon sterlini bulmuştu. Sonunda da he- deflerden biri tutturulacak ve Chel- sea, 50 yıl aradan sonra tarihinde ikinci kez liginde şampiyonluk ya- şayacaktı. Şampiyonlar Ligi’ndeyse takımBarcelona ve Bayern Münih gibi devleri eleyerek yarı finale gel- diyse de bu turda Liverpool’a (ki o Liverpool’u ligde ve Lig Kupası’nda oynadıkları üç maçta yenmişlerdi, ligin sonunda da Liverpool’a 37 puan fark atmışlardı), biraz sürpriz bir biçimde 0-0 ve 0-1’lik skorlar neticesinde elenmekten kurtula- mamıştı. Bir sonraki sezon, Chelsea artık kadrosunu oturtmuştu ve trans- ferde de önceki yıllara nazaran abartıya kaçmamıştı. 35 milyon sterlinlik net harcamayla yetinilir- ken en çokmasraf yapılan isimse Lyon’dan gelen Michael Essien’di. Maviler ligde yine sorun yaşamı- yordu. Önceki sezonu 95 puanla rekor kırarak tamamlamışlardı. Bu sezonda da 91 puanla üst üste ikinci kez şampiyon oluyorlardı. Fakat İngiltere içerisinde böylesine rakipsizken, Şampiyonlar Ligi’nde bir türlü arzuladıkları seviyeye ulaşamamaktaydılar. Nitekimbu sefer de ikinci turda Barcelona’ya 1-2 ve 1-1’lik skorlar neticesinde elenmişlerdi. 2006-2007 sezonuna girilirken Chelsea artık Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazanabilmek adına hayli iddialı transferler gerçekleştiriyordu. Kuşkusuz en sansasyonel takviyeyi, Milan’dan Andriy Shevchenko’yu 30milyon sterlin karşılığında alarak yapmış- lardı. Ayrıca Bayern’den Michael Ballack sözleşmesi sona erdiği için ücretsiz olarak getirilmişti. Ezeli rakip Arsenal’dense sol bek Ashley Cole, beş milyon sterlinin yanı sıra WilliamGallas’ın da takas edilme- siyle alınmıştı. Ne var ki bu sezon işler daha da kötüye gidiyordu. Ma- viler, Şampiyonlar Ligi’nde, tıpkı iki sene evvel olduğu gibi Liverpool’la eşleşmişti ve rakibine bu kez de 1-0 ve 0-1 sona erenmüsabakaların ar- dından penaltılarla teslim olmuştu. Premier Lig’deyse üst üste üçüncü şampiyonluk hayalleri suya düşmüş ve Manchester United’ın altı puan gerisinde kalınarak ikinci olun- muştu. En çok umut bağlanan transfer konumundaki Shevchen- ko’nun sezonu ligde ve Avrupa’da toplamda sadece yedi gol atarak kapatmasının da bundaki etkisi 113 112 kuşkusuz çok büyüktü. Sezonun tek tesellisi, kulübün tarihinde ilk kez bir sezon içerisinde hem Federasyon hemde Lig Kupası’nı müzesine götürmesiydi. İlkMourinho döneminin sonu Bu dönemde Jose Mourinho, hâlâ futbol kamuoyunun büyük çoğun- luğuna göre dünyanın en iyi iki-üç teknik direktöründen biriydi. Ancak 300milyon sterlini bulan net transfer harcamasına rağmen Abramovich’in hayalini kurduğu Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunun üç sezondur kaçırılıyor olması, Rus patronla Portekizli teknik adamın arasının yavaş yavaş bozulmasına yol açacaktı. 2007-2008 sezonu öncesinde Abramovich kadronun daha fazla geliştirilmesine de gerek duymayacak ve Maviler, Rus pat- ronları devrinde bir transfer döne- mini ilk kez kâr ederek kapatacaktı. Takıma gelen yeni isimler Juliano Belletti ve Florent Malouda için 17 milyon sterlinlikmasrafa girilirken Arjen Robben’in Real Madrid’e satışından 21 milyon sterlinlik kâr elde edilmişti. Bir süredir beklenmekte olan Abramovich-Mourinho çatışma- sıysa, sezon başladıktan kısa bir süre sonra, aslında pek de beklen- medik bir maç sonucu üzerine açığa çıkacaktı. Şampiyonlar Ligi ilk tur ilkmaçında Rosenborg’u Stamford Bridge’de ağırlayan Chelsea, rakibi- nin tek atağında kalesinde golü gör- düğü ve kendisinin sayısız hücum girişiminden yalnızca bir gol çıkara- bildiği müsabakadan 1-1’lik bera- berlikle ayrılıyordu. Karşılaşmanın ardındansa teknik direktör Jose Mourinho istifa ettiğini açıklıyordu. Abramovich de belli ki bu açıkla- mayı beklemekteydi ve çok gecik- meden istifanın kabul edildiğini duyuracaktı. Böylece Mavilerde önemli bir dönemin de sonuna gelinmiş oluyordu. Abramovich, Chelsea’yi satın aldığı esnada takımın başında olan Clau- dio Ranieri, kulüp tarihinin 21. tek- nik direktörüydü. 98 yılda 21 teknik direktör demek, yaklaşık dört buçuk senede bir teknik direktör değişimi anlamına geliyordu. Fakat Abramovich döne- minde ilk dört buçuk sene geride kaldığında Ranieri ve Mourin- ho’nun ardından sıra üçüncü teknik adama gelmişti. Bu da aslında bu yeni Chelsea’nin, zaman içerisinde nasıl bir teknik direktör değirmenine dö- nüşeceğine dair ilk net göstergeydi. Grant neden geldi, neden gitti? Mourinho’nun halefiyse, kimsenin aklına gelmeyecek bir isimdi. Abra- movich, bir süredir kulüpte sportif direktörlük yapmakta olan ve ön- cesindeki teknik direktörlük kari- yerinde de pek kayda değer bir başarısı bulunmayan İsrailli Avram Grant’ı takımın başına getirmeye karar vermişti. Bu değişikliğin ar- dından Chelsea’de bir çözülmeye doğru gidilebileceği çoğu kişiye göre kuvvetle muhtemeldi. Lâkin Chelsea, sezonun geri kalanında bu karamsar tablonun hayli dışında bir görüntü çizdi. Özellikle Şampiyonlar Ligi’nde önce grubunu lider ta- mamlayan, ardından da sırasıyla Olympiakos, Fenerbahçe ve Liver- pool’u eleyen Londra ekibi, tari- hinde ilk kez bu kupada finale yükseliyordu. Mavilerin finaldeki rakibiyse, ligde de şampiyonluk mücadelesi verdiği Manchester United’dı. Moskova’daki finalde normal süre Cristiano Ronaldo ve Lampard’ın karşılıklı golleriyle 1-1 sona ermiş, uzatmalarda da durum değişmeyince penaltılara gidilmişti. Chelsea ilk dört penaltıyı da gole çevirirken, United’ın beş atışından dördü golle sonuçlanmış, Ronaldo’nun penaltısını ise Petr Cech çıkar- mıştı. Kuruluşunun 100’üncü yılında 50 sene aradan sonra Mourinho yönetiminde şampiyon olan Chelsea, zaferini kutluyor.... Terry’nin ayağının kayması Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunun kaçmasına ve Grant döneminin de bitmesine yol açmıştı...
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==