TamSaha 169. Sayı / Aralık 2018
de büyüdü. Bucaspor’a gittiğimde hedefimA takıma çıkmaktı. Bucaspor’dan ayrılıp Altınordu’ya geçtiğimde de hedefimA takımda oynamaktı. A takıma çıkınca hede- fimi daha büyük bir takıma gidebil- mek ve en önemlisi AMillî Takım’da oynamak olarak belirledim. AMillî Takım’da oynayabilmek her futbol- cuya nasip olmuyor. Çok şükür, bana nasip oldu. Takımlar değişir, hocalar değişir, bizler değişiriz ama Millî Takımher zaman bâkîdir. Sonra Bundesliga’ya gittim; orada da hede- fimi yüksek tuttum. Aslında gittiğim her yerde aynı şeyi yapıyorum. Bulunduğumyerle yetinmemeye çalışıyorum. Altınordu’nun tümTürkiye’ye örnek olması gereken harika bir sistemi var. Sen de Cengiz Ünder’le birlikte bu sistemin en değerli ürünlerinden birisin. Altınordu gelecek zaman- larda Türk futbolu için neler yapacak; nasıl hizmet edecek? Başkanımız Seyit Mehmet Özkan ve hocalarımızın bir planı var. Tamamen kendi altyapımızdan yerli oyuncularla oynamak istiyorlar. Bunu gerçekleştirdiği zaman, kardeşlerimiz A takıma ulaştıkları zaman ilk plan tamamlanmış olacak. Ondan sonraki hedefleri şampiyon- luk; sonra Süper Lig olacak. Sistemi bildiğimden, bunun için biraz daha zamanları var diye düşünüyorum. Çünkü tamamen altyapıdan 11 oyuncu oynatmak çok zor bir iş. Çok tecrübeli oyuncular da var ama Altınordu gençler için çok büyük bir fırsat. Çok genç yaşta Freiburg’a transfer oldun. TFF 1. Lig’den AMillî Takım’a yükselip Bundesliga’ya transfer olarak gerçekten büyük bir işi ba- şardın. Bu transfer nasıl gerçek- leşti? Freiburg’daki hocamChristian Stre- ich beni transfer etmeden önce oy- nadığımbütünmaçları analiz etmiş. İmza atmadan önce Almanya’ya git- tiğimde bana da izletti. Çok şaşırdım. Genç Millî Takım’la Almanya turnu- vası vardı. Sanırımbeni orada görü- yorlar. Altınordu’yu araştırdıklarında Türkiye’nin en iyi altyapısına sahip takımı olduğunu anlıyorlar. Bunun için dikkatlerini çekiyorum. O za- manlar Altınordu’da oynarken büyük takımlardan da teklif geliyordu. Fatih Terimhocamda beni Altın- ordu’dan AMillî Takım’a çağırmıştı. Bu da büyük bir şanstı benim için… İzmir’den uzun yıllar sonra AMillî Takım’a giden oyuncuydum. Sanıyo- rum son oyuncu, ben doğduğum zaman gitmiş. Fatih Tekke o zaman Altay’da oynarken 1997-1998 sezo- nunda AMillî Takım’a çağrılmış. Kariyerim sürpriz olarak ilerlemişti ama bir noktadan sonra kendime inanmıştım. Çocukluk dönemini geçtikten ve kendimi bilmeye başladıktan itibaren hedefler koymuştum. Bir genç oyuncu için bence en önemlisi bu zaten… Tabiî ki hayal kurmak güzel ama çok da uç- mamak lâzım… Kendini ne iyi göre- ceksin ne de kötü. Kendin hakkında her zaman doğru değerlendirmeler yapmaya çalışacaksın. Bundesliga’da iki sezon forma giydin ve 55 maça çıktın. Uyum sorunu yaşamadan bu kadar istikrarlı oynamandaki en büyük etken neydi? Freiburg’da o dönemAmillî takımlarda forma giyen oyuncu yoktu. Genç millîler vardı ama Amillî seviyesinde herhalde bir tek ben vardım. Bunun da takımda hemen ve sürekli şans bulmamda etkisi oldu. Tabiî teknik direktörümüz de bana çok destek verdi. İlk sezonumda çok net iki-üç hata yapmama rağmen bana şans vermeyi sürdürdü. Her zaman istatistiklere bakıyordu. “Hata yapmış olabilirsin ama istatistikler de çok önemlidir” diyordu. Sonra- sında net hatalarımdan kurtuldum ve bu sayede iki sezon istikrarlı bir biçimde oynadım. Süper Lig tecrübesi yaşamadan Bundesliga’ya gittin. Türkiye’den sonra Almanya’yı nasıl buldun? Ülkemizle Almanya arasında ne gibi farklar var? “ 38 39 Futbola başladığımda, aklımda sadece bulunduğum kulübün A takımında oynamak vardı. A takıma çıkınca hedefimi daha büyük bir takıma gidebilmek ve AMillî Takım’da oynamak olarak belirledim. Sonra Bundesliga’ya gittim; orada da hedefimi yüksek tuttum. Aslında gittiğimher yerde aynı şeyi yapıyorum. Bulunduğumyerle yetinmemeye çalışıyorum. Freiburg’da benim dışımda Amillî takımlarda forma giyen oyuncu yoktu. Bunun da takımda hemen ve sürekli şans bulmamda etkisi oldu. Teknik direktörümüz de ilk sezonumda çok net iki-üç hata yapmama rağmen bana şans vermeyi sürdürdü. Sonrasında net hatalarımdan kurtuldumve bu sayede iki sezon istikrarlı bir biçimde oynadım. “ Almanya’da her takımın kendisine göre yeterli olan bütçesi ve sürekli destek veren bir taraftar kitlesi var. Her takımmaçlarını dolu tribünlere karşı oynuyor. Bir de herkesin bildiği gibi disiplinliler tabiî ki… İş ahlâkları çok yüksek. Mesela gece 01.00’de maçtan dönüyor, sabah 08.00’de rejenerasyon idmanına çıkıyorduk. “
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==