Basic HTML Version
adaml›k kariyeriyse 1995 y›l›nda
Reggiana’da bafllad› ve çaylakl›k
sezonunda tak›m›n› Serie A’ya ta-
fl›may› baflard›. Ard›ndan Parma’ya
geçen Ancelotti, buradaki ilk sezo-
nunda da kulübüne, tarihinin en
iyi lig derecesi olan bir ikincilik
yaflatt›. 1999’a gelindi¤indeyse
genç teknik adam›n yeni adresi Ju-
ventus’tu. Ancak Juventus’la iki se-
zonda da ligde ikinci s›rada kal-
mas›, kovulmas›na yol açacakt›.
Bunun ard›ndan kendisine kucak
açansa Milan oldu.
Ancelotti, futbolculuk y›llar›nda
en büyük baflar›lar› elde etti¤i ku-
lüpte teknik adaml›¤› döneminde
de özellikle Avrupa’da muazzam
ifller baflaracakt›. 2003 y›l›nda
fiampiyonlar Ligi’ni finalde Juven-
tus’u penalt›larla devirerek kaza-
nan Ancelotti’nin Milan’›, iki y›l
sonraysa tarihin en unutulmaz fi-
nallerinden birinde Liverpool’a
boyun e¤erken bu kez penalt›lar›n
kurban› olacakt›. Fakat bunu da
2007 y›l›nda, ayn› Liverpool’u 2-1
yenerek telafi etmeyi bileceklerdi.
Milan, ayr›ca 2003’teki baflar›s›-
n›n üstüne UEFA Süper Kupas›’n›
eklerken, 2007’deyse hem Süper
Kupa’dan hem de FIFA Kulüpler
Dünya Kupas›’ndan zaferle ayr›l-
may› baflar›yordu. Ancak uluslara-
ras› düzeydeki bu baflar›lara karfl›n
ligde ifller bir türlü k›rm›z›-siyahl›-
lar›n istedi¤i gibi gitmedi. Ancelot-
ti yönetimindeki sekiz sezonda sa-
dece bir kez, 2004’te lig flampi-
yonlu¤unu kazanan Milan, bu dö-
nemde özellikle ezeli rakibi In-
ter’in gerisinde kald›.
2009’da Milan’daki görevinden is-
tifa ederek Chelsea ile anlaflan An-
celotti, Londra ekibindeki ilk sezo-
nunda göz kamaflt›r›c› bir perfor-
mans ortaya koydu. Tak›m› hem li-
gi hem de Federasyon Kupas›’n›
kazanmakla kalm›yor, ayr›ca ligde
att›¤› 103 golle, Premier Lig döne-
minde 100 gol baraj›n› aflan ilk ta-
k›m olma onurunu da yafl›yordu.
Ancak fiampiyonlar Ligi’nde ikinci
turda Inter’e elenilmesi, a¤›zlarda-
ki tad›n biraz burulmas›na neden
olmufltu. Bir sonraki sezonsa ifller
tersine gitmeye bafll›yor ve 86 pu-
andan 71’e, 103 golden de 69’a
gerileyen tak›m ligde Manchester
United’›n gerisinde kal›yordu.
fiampiyonlar Ligi’nde de çeyrek fi-
nalde yine United’a elenen Chel-
sea’de hedeflerin gerisinde kal›n-
mas›n›n faturas›n› ödemek de An-
celotti’ye düflüyor ve sezonun biti-
miyle birlikte ‹talyan teknik ada-
m›n sözleflmesi feshediliyordu.
Ancelotti, 2011-12 sezonunun
devre aras›nda Paris St. Germa-
in’le anlaflarak yeni bir maceraya
at›l›yordu. O sezonu ligde ikinci
olarak tamamlayan PSG, Ancelot-
ti’nin bafltan sona tak›m›n bafl›nda
oldu¤u ilk sezondaysa 19 y›l ara-
dan sonra ligde flampiyonlu¤a
uzan›yordu. Fakat Ancelotti-PSG
birlikteli¤i, Real Madrid’in yeni se-
zonda ‹talyan teknik adamla çal›fl-
mak istemesi üzerine daha fazla
devam etmeyecekti.
Ancelotti’nin Real Madrid’deki ilk
sezonu da kulübünü fazlas›yla
memnun b›rakan bir sona sah-
ne oldu. Beyaz fiimflekler her
ne kadar ligde son dört maçta
kaybettikleri yedi puan yüzün-
den flampiyon olabilecekleri bir
sezonu ezeli rakipleri Atletico
Madrid ve Barcelona’n›n geri-
sinde üçüncü s›rada kapatt›lar-
sa da fiampiyonlar Ligi’nde bu-
nu fazlas›yla telafi etti. Yar› fi-
nalde son flampiyon Bayern
Münih’i 1-0 ve 4-0’l›k skorlarla
saf d›fl› b›rakan Real, finalde de
Atletico Madrid’i 1-0 geriye
düfltü¤ü ve son dakika golüyle
uzatmalara tafl›d›¤› maçta 4-1
ma¤lup ederek zafere ulaflt›.
Bu, Real Madrid’in onuncu Ku-
pa 1 flampiyonlu¤u olurken An-
celotti de bu büyük kupay› tek-
nik direktör olarak üçüncü kez
kucaklayarak bu alanda Liver-
pool’un efsanevi menajeri Bob
Paisley ile birlikte en muzaffer
futbol adam› olarak tarih kitap-
lar›ndaki yerini ald›.
168
TamSaha
TamSaha
169
Futbolun, K›ta Avrupas›’nda en
uzun süredir oynand›¤› topraklar-
dan olan Danimarka’dan bugüne
dek ç›km›fl belki de en büyük fut-
bolcu olan Michael Laudrup, 15
Haziran 1964’te, baflkent Kopen-
hag’a ba¤l› Fredriksberg’de hayata
gözlerini açt›. Babas›, Danimarka
Millî Tak›m›’nda da forma giyen,
dönemin ünlü futbolcular›ndan
Finn Laudrup’tu ve Michael de he-
nüz küçük yaflta babas›n›n izinden
gidip futbolcu olmay› kafas›na
koymufltu. KB formas›yla Dani-
marka Ligi’ndeki ilk maç›na ç›kt›-
¤›nda henüz 17 yafl›n› yeni doldur-
mak üzere olan
Laudrup, bir y›l
sonra
geçti¤i
Bröndby ’deyse
genç yafl›na ra¤-
men ligin belki
de en iyi oyuncu-
su hâline gelecek
ve sar›-mavili ta-
k›mda orta saha
oynamas›na kar-
fl›n bir buçuk se-
zonda 23 gol
at›nca
Avru-
pa’n›n birçok bü-
yük kulübü tara-
f›ndan takibe al›-
nacakt›. Nitekim
1983 yaz›nda Ju-
ventus, 19 yafl›n-
daki y›ld›z› renk-
lerine ba¤l›yor ve
Laudrup için Se-
rie A maceras›
bafll›yordu. An-
cak Juventus, ya-
banc› s›n›r› nede-
niyle Laudrup’u Lazio’ya kiralaya-
cakt›. Böylece iki senesini baflkent
ekibinde geçiren Danimarkal›, Ju-
ventus kadrosuna 1985’te kat›labi-
lecekti.
Ayn› y›llarda Danimarka Millî Ta-
k›m›’n›n da önemli oyuncular›n-
dan biri haline gelen Laudrup,
1984 Avrupa fiampiyonas›’nda en
çok alk›fl alan tak›mlardan biri
olan Danimarka’n›n yar› finalde ‹s-
panya’ya penalt›larla elenmesine
engel olamad›ysa da tüm futbolse-
verlerin hayranl›¤›n› kazanm›flt›.
Ne de olsa oyunu bu kadar iyi
okuyup forvetlere böylesine iyi
serviste bulunan bir futbolcuya ko-
lay kolay rastlanm›yordu. Laud-
rup’lu Danimarka, iki y›l sonraki
Dünya Kupas›’na da müthifl bir
bafllangݍ yapacak ve ilk turda Fe-
deral Almanya’y› 2-0, Uruguay’›
da 6-1 ma¤lup edecekti. Ne var ki
ikinci turda ‹spanya önünde al›nan
5-1’lik flok ma¤lubiyet, ‹skandinav
ülkesinin daha fazla ilerlemesini
engellemiflti.
Juventus ile 1986 y›l›nda kariye-
rindeki ilk lig flampiyonlu¤unu ya-
flayan Laudrup, 1989 yaz›ndaysa
Barcelona Teknik Direktörü Johan
Cruyff’un transfer listesindeki 1
numaral› isim olmas›n›n neticesin-
de Katalunya’n›n yolunu tutuyor-
du. Laudrup’un gelifliyle birlikte de
adeta La Liga’n›n gidiflat› 180 de-
recelik bir dönüfl yaflayacakt›. fiöy-
le ki 1986-1990 y›llar› aras›nda
Real Madrid üst üste befl flampi-
yonluk kazan›yordu. Laudrup bun-
lar›n sonuncusuna engel olama-
m›flt› belki ama Barcelona’daki
ikinci sezonundan itibaren Real
Madrid hükümranl›¤›na son veren
isimlerin bafl›nda o geliyor ve Bar-
celona, ard› ard›na dört sene flam-
piyon olarak ligdeki yeni hâkim
güce dönüflüyordu.
Michael Laudrup