Page 86-87 - TamSaha-gri-sablaon1

Basic HTML Version

okaktaki sade vatandafl›n rahatl›kla
her maça gidebildi¤i, tribünde s›n›f
veya renk ayr›m› olmadan alk›fl tut-
tu¤u naif günler art›k biraz uzakta
kald›. Eskiye nazaran cebi çok daha
kabar›k flah›slardan oluflan, sosyal
yaflam›nda kendisi gibi olmayanlar›
hor görmeyi hak gören, bir flekilde
içinde birikmifl yüksek gerilimi kus-
mak ad›na tribündeki yerini alan ve
az›msanmayacak nüfusa sahip bir
kitle do¤du futbol dünyas›nda.
Günlük s›k›nt›lardan ar›nmak, onla-
r› 90 dakikal›¤›na da olsa unutmak,
bunu bir zümreye aidiyet hissiyle
donatmak ve e¤lenceye dönüfltür-
mek, futbolda taraftarl›k tarihinin
milad›ndan beri var olan ve bugün
bile gücünden bir fley kaybetmemifl
bir e¤ilim. Sanayi Devrimi esnas›n-
da sa¤l›ks›z ve uzun çal›flma sürelerinden bunalan,
ailelerini geçindirmek u¤runa hayatlar›n› hor görü-
lerek geçirmeye raz› olan ve kendilerini temsil ede-
cek bir topluluk aray›fl›na giren iflçilerin bir as›r ön-
ce buldu¤u en kestirme ç›k›fl yolu futboldu. Nitekim
savafl y›llar›nda zor dönemler geçiren ülkelerin mil-
lî tak›mlar›, bir rakibi yendi¤inde o ülke vatandaflla-
r›n›n hisleri de benzer sosyolojik yap›n›n ürünüydü.
Bu örnekleri çeflitli futbol co¤rafyalar›ndaki darbe
dönemleri, gençlik devrimleri veya dinsel tart›flma-
larla çeflitlendirmek mümkün.
Her türlü toplumsal veya politik hareketin tribünler
arac›l›¤›yla sahaya kolayca yans›mas› sayesinde fut-
bol asl›nda hayat›n bir kopyas›. Taraftarlar eskiden
beri ortak bir çat› alt›nda s›k›nt›lar›na pansuman
yapmak veya bir sosyal mesaj› tribünden dünyaya
hayk›rmak gibi e¤ilimlerde bulunuyor. Ancak taraf-
tar›n profili endüstriyel futbolla birlikte de¤iflirken
bu e¤ilimde de baz› sapmalar yaflanmaya bafllad›.
Maddi bir s›k›nt›s› pek olmayan ve tak›m›n› körü kö-
rüne desteklemek ad›na tribüne gelen kimileri, raki-
bini küçük duruma düflürmek ad›na fliddete ve hat-
ta ›rkç›l›¤a bile baflvurur oldu. Bu noktada taraftar›n
rakibi hangi noktaya kadar küçük düflürebilece¤ine
karar verebilmesi için öncelikle ›rkç›l›k sorununu
sosyal hayat›nda da çözebilmifl olmas› gerek.
Futbolda ›rkç›l›k tohumlar›
Irkç›l›¤›n köklerini insanl›k tarihinin bafllar›na kadar
sürmek mümkün olabilir. Bugüne dek say›s›z evrim
geçiren bu yönelim, kendi kimli¤ini flekillendiren
son büyük dalgaya ‹kinci Dünya Savafl› ile kap›ld›.
Hitler ve Mussolini ikilisi, Almanya ve ‹talya’daki ik-
tidarlar›n› ›rkç›l›¤a dayal› sapk›n dü-
flüncelerle kurabildi. Ayn› dönemler-
de bu politikay› benimsemeseler bi-
le Britanya ve Fransa da kolonicilik
ad› alt›nda asl›nda örtülü ›rkç›l›¤a
baflvurdu. Nitekim bu iki devlet, far-
k›na varmadan ›rkç›l›¤› genifl bir top-
lumsal tabanda körükledikleri için
bu hastal›ktan savafl sonras› dönem-
de bile çok çekti.
Üzerinde güneflin hiç batmad›¤› bir
imparatorlu¤a sahip olmakla övü-
nen Britanya, ‹kinci Dünya Sava-
fl›’ndan sonra tüm kolonilerinden
yo¤un göç almaya bafllad›. Öyle ki,
‹ngiltere’de 1945 y›l›nda say›s› bir-
kaç binle ifade edilen göçmen say›-
s›, 1970’e gelindi¤inde 1.5 milyona
dayanm›flt›. Bu h›zl› art›fl, savafl son-
ras›nda çeflitli ekonomik s›k›nt›larla
bo¤uflan ‹ngiliz halk›nda iyice hu-
zursuzlu¤a yol açt›. Nitekim zaten
az olan kaynaklardan faydalanmak
isteyen “yabanc›” ›rklara karfl› hofl-
görüsüzlük ön plandayd›. 1968 y›-
l›nda muhafazakâr politikac› Enoch
Powell, say›ca artan göçmenlerin
sonucunda ülkenin kan gölüne dö-
nece¤i uyar›s›n› yap›yordu. Tesadüf
o ki, 17 yafl›nda bir Bermudal› olan
Clyde Best, ‹ngiltere Birinci Ligi’nde
futbolculuk yapan ilk siyahî oyuncu
olaca¤›n› bilmeksizin ayn› y›l içeri-
sinde Londra’ya geliyordu.
fiehre tafl›nd›¤› y›l West Ham’a imza
atan Clyde Best, forma giydi¤i ilk
maçtan itibaren adeta tribünlerin he-
defi halindeydi. Kendi taraftarlar›n›n
da dâhil oldu¤u kalabal›k bir güruh
s›kl›kla maymun sesleri ç›kar›yor,
sahadaki tek siyahî oyuncu olan
Best’i küçümseyecek her türlü dav-
ran›fla imza at›yordu. Hatta sahaya
ç›k›fl tünelinde siyah birer eldiven
takarak onunla tokalaflmaya çal›flan-
lar bile vard›. Fakat o bunlar›n tama-
m›n› görmezden gelerek dik durma-
y› baflard›. Bir röportaj›nda “‹nsanlar
o dönemde siyahî futbolcu görmeye
al›fl›k de¤ildi. Ben de kendim için
de¤il, benden sonra gelenler için oy-
namay› ilke edindim. Beni ayakta tu-
tan bu oldu” diye konufltu Best. Ve
gerçekten de arkas› geldi. 1920 y›-
l›nda Jack Leslie, s›rf Jamaikal› oldu-
¤u için millî tak›ma al›nmam›flt›. Fa-
kat Best’in gösterdi¤i dirayet, Not-
tingham Forest’la flampiyonluk yafla-
yan Viv Anderson’a ‹ngiltere Millî
Tak›m› formas› giyen ilk siyahî
oyuncu unvan›n› kazand›rd›. Sonra-
lar› Laurie Cunningham, John Bar-
nes, Paul Ince ve daha birço¤unun
dâhil olmas›yla birlikte Clyde Best
bir anlamda ‹ngiliz futbolunun Mar-
tin Luther King’i haline geldi.
Günümüzde ›rkç›l›k
Birçok üst düzey futbol ülkesinde gi-
derek dikkat çeken ›rkç› yaklafl›mlar
elbette belli bir direnç görüyor ve
tepkiyle karfl›lafl›yor. Spot ›fl›klar›n›n
her daim üzerinde oldu¤u liglerde
bu yaran›n fark›na varmak ve onu te-
davi etmek ad›na ad›mlar atmak
mümkün. Fakat yara kabuk ba¤lasa
bile onu sürekli besleyen ve her da-
im taze tutan bir alt ligler gerçe¤i de
göz ard› edilemez. Nitekim Avru-
pa’n›n birçok ülkesinde gerek taraf-
tar, gerekse futbolcu veya antrenör
aya¤›nda ›rkç›l›k alt liglerde çok da-
ha yo¤un yaflan›yor.
Amatör liglerde birçok ›rkç› yakla-
fl›m flikayet bile edilmiyor. Zira “ka-
fan› e¤ ve iflini yap” yaklafl›m› bu se-
viyede genel olarak hâkim. Oyuncu-
lar ve taraftarlar, ›rkç›l›¤a varan yak-
lafl›mlar› neredeyse futbolun bir par-
ças› olarak görüyor. Dolay›s›yla üst
liglerde ›rkç›l›¤a karfl› ne kadar çö-
86
TamSaha
S
Ferdinand, Evra, Rose, Eto’o, Roberto Carlos ve son olarak
Boateng… Futbolda giderek daha çok göze batan ›rkç›l›¤›n
ma¤durlar›n› saymaya devam edebiliriz. Bu vakalar›n önüne geçmek
ad›na bugüne dek çok az ad›m at›ld›. Bir gerçek var ki ›rkç›l›k,
s›n›rlar› futbolu asl›nda çoktan aflm›fl, tarihî ve sosyolojik bir problem.
Irkç›l›k kâbusu
Mustafa Akkaya
Clyde Best
Viv Anderson
Irkç› sald›r›lar›n son kurban› Milanl› Boateng oldu.
TamSaha
87
John Barnes