ğınız zaman çok pozitif bir futbol izlendi.
Fair play ve hücum futbolu adına çok gü-
zel maçlar oldu. Bunda hakemlerin ciddi
katkısının olduğunu düşünüyorum.
Turnuva öncesi FIFA’nın hakemlere
az kart gösterilmesi yönünde bir telkini
olduğundan çok söz edildi. Böyle bir du-
rum var mı?
Futbol oyun kuralları dünyanın her
yerinde aynıdır. Öyle bir şey mevzu bahis
değildir.
Tekrar kupaya ve oynanan futbolun
kalitesine dönersek, bu konuda neler
söylemek istersiniz?
Ben turnuvadan büyük keyif aldım.
Çok güzel maçlar oldu. Unutulmayacak
maçlar oldu. Gol ortalaması çok arttı. Son
yıllarda en çok golün atıldığı Dünya Kupa-
sı oldu. Yani gol demek keyif demek. Ama
bu Dünya Kupası’nda gördüğümüz en
önemli şey bence saygıydı. Futbolun tüm
aktörleri birbirlerine çok saygılı davrandı.
Saygı oldukça oyun kalitesinin arttığını
düşünüyorum.
Dünya Kupası futbolun en üstteki
organizasyonu. Bu turnuvada diğer or-
ganizasyonlardan örneğin Şampiyonlar
Ligi’nden daha fazla mı koşmak, fiziksel
açıdan daha mı yüksek seviyede olmak
gerekiyor?
Cüneyt Çakır için hiç fark etmez. Cü-
neyt Çakır, her maça en üst düzey ant-
renmanı yaparak hazırlanır. Formunu
hep en üst düzeyde korur. Maçın Dün-
ya Kupası’nda ya da PTT 1.Lig’de olması
hiç fark etmez. Çünkü ben her takıma,
her oyuncuya saygı duyan birisiyim. Ben
futbolu seviyorum. Oradaki futbolcu ar-
kadaşlarımızın, teknik heyetin nasıl şart-
larda maçlara hazırlandığını çok iyi biliyo-
rum. Özetle benim için değişen hiçbir şey
olmaz.
Köpük uygulaması sanırım başarılı
oldu. Sizin de işlerinizi kolaylaştırdı gibi
gözüküyor.
Aslında bu uygulamayı ilk kullanan-
lardanım. Geçen sene ülkemizde yapılan
ve benim de görev yaptığım U20 Dünya
Kupası’nda denendi. Daha sonra da 2014
Dünya Kupası’nda kullanıldı. Çok faydalı
olduğu görüldü. Köpük uygulamasını bu
sezon Şampiyonlar Ligi’nde, Spor Toto Sü-
per Lig’de, PTT 1.Lig maçlarında hepimiz
göreceğiz. Çünkü çok faydalı. 9.15 met-
relik mesafe gerçekten çok önemlidir. Bu-
nun çok iyi açılması, oyuncuların ona saygı
göstermesi, topun hakemin gösterdiği yer-
de olup barajın hakemin açtığı mesafede
durması, oyunun hızlı başlaması bunların
hepsi çok önemli. Ben bu uygulamanın çok
faydalı olacağını düşünüyorum.
Çizgi teknolojisi konusunu nasıl de-
ğerlendiriyorsunuz?
Dünya Kupası’nda kullanıldı. Bugüne
kadar olan 19 Dünya Kupası’nda benim
hatırladığım 3 tane kritik pozisyon var.
Brezilya’da düzenlenen turnuvada 3 po-
zisyon birden oldu ve hepsi çözüldü. Ne
kadar faydalı olduğu da görülmüş oldu.
Bizler hakemler olarak futbolu ileriye gö-
türecek, hakemliğe katkı sağlayacak her
türlü teknolojiye açığız. Bu gol teknolojisi
olur, 6 hakem uygulaması olur. Hakemler
asla bunun ne olduğunu düşünmez. Eği-
timciler talimat verir ve hakemler bunları
uygular. Biz de en iyi şekilde nasıl yaparız
onu düşünüyoruz.
Sizin sıkça görev aldığınız UEFA
organizasyonlarında ve Süper Lig’de
altı hakem uygulaması varken, Dünya
Kupası’nda FIFA organizasyonu olduğu
için bu uygulama yoktu. Bu durum bir
sıkıntı yarattı mı?
Sonuçta biz daha önce de 3 hakemle
maç yönetiyorduk. Ligimizde de geçen
sene başlayan bir uygulamaydı. O yüzden
hiçbir sıkıntı çekmedik.
Daha önce sadece kartlarla maçla-
ra çıkıyordunuz. Sonrasında elektronik
bayrağın sinyal cihazı geldi, telsiz geldi,
sprey geldi, gol çizgisiyle ilgili cihazla do-
nanım sayısı daha da arttı. Bu donanım-
lar konsantrasyonu bozan şeyler mi?
Konsantrasyonu bozduğunu düşün-
müyorum. Çünkü bunlar gerçekten çok
faydalı cihazlar. Eskiden dediğiniz gibi
sadece kartlarla çıkıyorduk ama şimdi
kullandığımız diğer donanımlar bizleri hep
ileriye götürecek şeyler. Polar saat takıyor-
sunuz o maçta ne kadar performans gös-
terdiğinizi antrenörleriniz ile analiz ediyor-
sunuz. Ertesi gün daha iyi nasıl antrenman
yapabilirim diye düşünüyorsunuz. Sprey
kullanıyorsunuz oyunun hızlanmasına,
mesafenin korunmasına yardımcı oluyor.
Artık günümüzde tek vuruşla çok fazla gol
oluyor. Çok teknik oyuncu var. Çok faydalı
şeyler futbol adına. Bu donanımlar sıkın-
tıya sokmayan, rahatsız etmeyen şeyler.
Belki fazla olarak gözükebilir ama oyunun
daha ileriye gitmesi adına önemli şeyler.
Ama daha ne kadar şey taşırız onu bilmi-
yorum.
Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim
ve ekibinin de Dünya Kupası’nda size ve
arkadaşlarınıza bir analiz desteği oldu.
Bu çalışma size nasıl katkı sağladı ?
Ben öncelikle hocamıza çok teşekkür
etmek istiyorum. Bu süreçte her zaman
bizim yanımızda oldu. Antalya’da Brezilya
öncesi düzenlediğimiz kampta kendisi o
yoğun programında bizlere vakit ayırdı.
Bilgi, birikim ve tecrübelerini paylaştı.
Bu bizim adımıza unutulmaz bir şey. Aynı
zamanda turnuva boyunca bizim yanımız-
da oldu. Attığı mesajlarla sürekli iletişim
içerisindeydik kendisiyle. Tabii analiz eki-
binin başındaki Sayın Metin Çakıroğlu’na
da ayrı bir parantez açmak gerekir. O da
yaptığı analizlerle Antalya’dan başlayarak
büyük destek verdi. Bizim turnuvada yö-
nettiğimiz 3 maçla ilgili detaylı analizleri
yaptı karşılaşmalardan önce. Biz 2 saatlik
bir çalışmayla onun yolladığı klipler, yap-
tığı yorumlar üzerine maça hazırlanma
fırsatı yakaladık.
Ben buna çok önem veren biriyim.
Haftada 15 maç izlerim. Kendim amatör-
ce yapardım bunu. Genç hakemlerden
kurulu bir kadromuz var. O arkadaşlar,
maçlarla, oyuncularla ilgili bilgiler yollu-
yorlardı. Ama ilk defa böylesine profesyo-
nel bir çalışmayla hazırlandık. Gerçekten
çok faydalı oldu. Yönettiğimiz maçlarda
da bunu etkisini gördük. Çünkü saha içe-
risinde kimin ne yapacağını biliyorduk.
Hatta bir maçta maç öncesi tahmin edilen
faul sayısı birebir aynı oldu. Çok faydalı bir
uygulama ve ben tekrar kendilerine çok
teşekkür ediyorum.
Sizden önce Dünya Kupası’nda maç yö-
neten hakemimiz Doğan Babacan ile tur-
nuva sonrası konuma fırsatı bulabildiniz
mi? Performansınızı nasıl değerlendirdi?
Kendisi kutladı bizi. 40 yıl önce ülke-
mizi gururlandıran kişiydi. Gerçekten o
zamanki koşulları düşündüğünüz zaman
çok zor bir iş başarmış. Çok uzun bir za-
man bekledi Türk hakemliği ve o bayrağı
biz devraldık. Umarım bundan sonra bir
40 yıl daha beklemeyiz. Bunun için de çok
çalışmak lazım.
Yardımcılarınız Bahattin Duran ve
Tarık Ongun için de sanırım ayrı bir pa-
rantez açmak gerekiyor. Çünkü siz bir
ekipsiniz.
Bu başarıda en büyük pay sahada ter
dökenlerindir. Onlar da Bahattin Duran ve
Tarık Ongun’dur. Kendilerine bir kez daha
teşekkür ediyorum. Başarının en büyük
sırrı ekip olmaktan geçer. Bir 90 dakika-
da iyi maç yönetmekle olmuyor. Yıllardan
gelen bir tecrübenin etkisi var ve bizler
hala çok çalışıyoruz. Beraber antrenman
yapıyoruz, pozisyon analizleri yapıyoruz
ve maçlar izliyoruz.
Çok köklü ve renkli bir futbol kültü-
rüne sahip olan Güney Amerika’da maç
yönetmek nasıl bir duygu? Kıtanın fut-
bol atmosferini nasıl buldunuz?
Brezilya’da futbolun çok sevildiğini
hep duyuyorduk, televizyonlardan izliyor-
duk. Ben de futbol aşığı biri olarak çok he-
yecanlıydım gitmeden önce. Oraya gidip
buna şahit olduktan sonra futbolu ilikle-
rinize kadar hissediyorsunuz. Muhteşem
bir duygu orada maç yönetmek.
Yarı final gibi çok kritik bir müsabaka
yönettiniz. Sizin için bu karşılaşma mı yok-
sa kariyerinizdeki ilk Dünya Kupası maçı
olan Meksika karşılaşması mı daha zordu?
Bizim için 3 maç da aynı özellikteydi. 5
maç da, 2 maç da yönetsek aynı olacaktı.
Hiçbir maçı ayırmayız. Her maça aynı cid-
diyetle aynı sorumlulukla çalışırız. Bizim
için maçların hiçbir ismi yoktur. O sahaya
çıktığımız zaman görevimizi yapmak iste-
riz. Başka hiçbir düşüncemiz olmaz.
Maçlarda sizi en çok etkileyen hare-
ket ya da fair-play sahnesi hangisiydi?
Binlerce kilometre uzakta maç yöne-
tirken bile tribünlerde dalgalanan Türk
bayrakları, beni en çok etkileyen şey oldu.
Oyuncuların hakemlere karşı yaklaşımları
özellikle de ülkemizde oynayan futbolcu-
ların müthiş samimi davranışları ve çok
keyifli sohbetleri aklımda kalan güzel anlar.
Dünya Kupası öncesi ve sırasında
Türk medyası ve kamuoyunun size olan
yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz ordayken zaman zaman medyayı
takip etme fırsatı bulduk. Bu vesileyle de
herkese çok teşekkür etmek istiyorum.
Türk medyası attıkları güzel manşetlerle,
yazdıkları güzel yazılarla bizleri onurlan-
dırdılar. Ne mutlu bize diyelim.
Futbol Gelişim
42
43
Futbol Gelişim