Page 10-11 - fgd-bulten2

Basic HTML Version

olsa da, 46 kornerde 1 gol elde edi-
len Şampiyonlar Ligi’nin geçen se-
zonu kadar iyi değildi. Karmaşık ve
detaylı analizler, sürprizlerin ortaya
çıkmasını, akıllı duran top manevra-
ları yapılmasını engellese de tehdit,
Andrea Pirlo gibi top dağıtan oyuncu-
larda veya yaratıcı takım İspanya’da
Cesc Fabregas’ın İrlanda Cumhuriyeti
karşısında atılan kısa kornere akıllıca
yaptığı dokunuşta olduğu gibi devam
etmekte.
Euro 2012’de toplam 4 penaltı ka-
rarı verildi ve bunların 3’ü golle sonuç-
landı. Almanya’dan
Mesut
Özil
ve
Yunanistan’dan Di-
mitris Salpingidis’in
golle
sonuçlanan
penaltıları kaybedi-
len müsabakalarda
teselli oldu. Xabi
Alonso’nun ağlara
giden penaltı vuru-
şu ise İspanya’nın
Fransa karşısındaki
galibiyetini perçin-
ledi. Ev sahiplerin-
den Polonya’nın file
bekçisi Szczesny’nin
gördüğü kırmızı kart sonrası Yunanis-
tan’ın kazandığı penaltı vuruşu Gior-
gos Karagounis tarafından kullanılsa
da, yedek kaleci penaltı vuruşunu kur-
tardı ve karşılaşma berabere sonuç-
landı. Bu rakamlar gösterdi ki, ceza
alanı içi ve yakını, yapılabilecek fauller
açısından riskli bir yer ve bu nedenle
fiziksel güçten daha çok zekanın kul-
lanılmasının gerekliliği ortada. Euro
2012 öncesi fauller ve ek yardımcı
hakemlerle ilgili talimatların UEFA
Hakem Komitesi üyeleri tarafından
takımlara aktarılması, Euro 2008 ile
karşılaştırıldığında faullerde %20 ora-
nında azalma olduğunu ve oyuncu
davranışlarında da dikkate değer fark-
lılıklar gözlendiğini gösterdi.
Oyun akarken atılan goller
Bu oyun yapısı içinde kaydedilen
60 golün 25’i kanatlardan yapılan
orta, diyagonal pas ve boş alana ya-
pılan koşular ile gerçekleşti. Yaklaşık
%42 oranında gol, açık alan oyunla-
rından meydana geldi. Euro 2012’de
3 ülke (İngiltere, İsveç ve Portekiz)
yapılan ortalar sonucunda 3’er gol
buldu. Bu gollerin en etkileyicile-
rinden biri Danny Welbeck’in Theo
Walcott’ın yaptığı ortada topu döne-
rek topukla yaptığı vuruşla İsveç ağla-
rına göndermesiydi. Bir diğer gol ise
daha sonra UEFA teknik ekibinin oyun
akarken atılan en iyi gol seçtiği Zlatan
İbrahimoviç’in Fransa ağlarına gön-
derdiği volesiydi.
Önceki dönemlerden farklı olarak
klasik kanat oyuncuları yerine geriden
bindirmeler yapan savunma oyuncu-
ları daha aktif bir şekilde gol pozis-
yonlarının içinde yer aldı. İspanya’dan
Jordi Alba’nın Fransa karşılaşma-
sındaki açılış golünde yaptığı orta,
savunma oyuncularının kanat oyun-
cusuna dönüştüğünün ve iyi ortalar
gerçekleştirdiğinin en güzel örneği
olarak karşımıza çıktı.
Defansın içine ve üzerine yapılan
birleşik oyun ve paslar sonucu gelen
goller, serbest oyunda atılan gollerin
%32’sini oluşturdu. Geçen turnuvaya
göre daha az sayıda pozisyon üretil-
miş olsa da bu durum derinlemesine
pasların artışı ile dengelendi. Jordi
Alba’nın, Xavi’nin derinlemesine pası-
na yaptığı koşu ve ardından attığı gol,
derinlemesine kat yapılarak atılan
gollerin en güzel örneğini sundu.
Euro 2012’de uzak mesafe şutları
ile atılan gollerde fark edilebilir bir
artış gözlemlendi ki, önceki turnu-
vada 4 olan gol sayısı bu turnuvada
11’e çıktı. Atılan bu tür goller geçen
sezon Şampiyonlar Ligi’nde atılan
gollerde de benzer şekilde %20 ora-
nında görüldü. Almanya’dan Philipp
Lahm’ın Yunanistan’a, Polonya’dan
Jakub Blaszczykowski’nin Rusya’ya,
Robin Van Persie ve Rafael Van der
Vaart’ın Almanya ve Portekiz’e attığı
goller açık defanslara karşı yapılan
güçlü vuruşların en güzel örneklerini
oluşturdu.
İspanya çok attı az
yedi
Elbette metot
ve gol yapmanın
önemi ilk defa bu
şampiyonada orta-
ya çıkmadı. Sadece
2 kez (Euro 2008’de
4 kez) açılış golünü
atan takım galibiye-
ti koruyabildi. Cris-
tiano Ronaldo’nun
2 golü Hollanda
karşısında Portekiz
Milli Takımı’nı ga-
libiyete taşırken, Kiev’deki açılış ma-
çında Andriy Shevchenko’nun 2 kafa
golü turnuvanın ev sahiplerinden
Ukrayna’yı İsveç karşısında galibiyete
götürdü.
Geriden gelip maçı kazanmanın
örnekleri ise İngiltere’nin 2-1 geri-
ye düştükten sonra İsveç’i 3-2 mağ-
lup etmesi ve Portekiz’in Danimarka
karşısında 2-0‘lık yenilgiden 3-2’lik
üstünlüğe ulaşması olarak karşımıza
çıktı.
Euro 2012’nin finalist 16 takımı da
en az 1 gol attı. Şampiyon İspanya 12
gol ile bu konudaki liderliği elinde bu-
lundururken, Vicente Del Bosque’nın
takımı sadece 1 gol yiyen savunma-
sıyla da turnuvanın en başarılı perfor-
mansını sergiledi. Bu iki istatistik de
iyi defans yapma ve başarılı hücum
etmenin aynı takımda birlikte buluna-
bileceğini onaylar nitelikteydi.
Andy Carroll, İsveç karşısında
kafa vuruşuyla ağları
havalandırdı.
Gol sayısı her ne kadar önceki tur-
nuvalardan az olsa da Euro 2012 göz
kamaştırıcı bitirişler ve gol atılan her
grup müsabakasıyla güzel anlara sah-
ne oldu ve akıllara kazındı. Özellikle
kafa vuruşu ile yapılan gollerde ciddi
bir artış gözlendi. 2004 ve 2008 tur-
nuvalarında 15 ile 17 olan kafa vuru-
şu golleri 2012’de 27’ye yükseldi. Kafa
vuruşu ile yapılan gollerdeki bu artış,
bu gollerin özellikle oyun kurucuların
isabetli pas dağıtımı ve başarılı ortala-
rının bir ürünü olduğunu da kanıtlar
niteliğe dönüştü. Korner ve endirekt
vuruşlar 9 kafa golünün kaynağı olur-
ken, 13 kafa golü ise akan oyun içinde
yapılan ortalar sonucu ortaya çıktı.
Euro 2008’de gollerin yaklaşık olarak
%50’si kenarlardan yapılan ortalar
sonucunda geldi. 2012’de bu durum
düşüş gösterse de, birçok etkileyici
kafa golü izlendi. İngiltere - İsveç ma-
çında Steven Gerarrd’ın derin ve güzel
ortasına Andy Carroll’un vurduğu kafa
gibi, Cristiano Ronaldo’nun Çek Cum-
huriyeti ve Xabi Alonso’nun Fransa’ya
karşı yaptığı denemeler de harikaydı.
Gol yapma istatistikleri 4 yıl ön-
ceki şampiyonayla birkaç ufak fark-
lılık dışında hemen hemen benzerdi.
2008’de daha az sayıda gol, ortalar ve
diyagonal paslar sonrasında atılmış-
ken, 2012’de uzun mesafeli şutlar ve
derinlemesine paslar sonucu atılan
gollerde bir miktar artış söz konusu
oldu.
Gollerin oluşum analizi
Duran toplarla gelen goller
Avrupa Şampiyonaları içinde 2.
defa 16 gol duran toplar sonucunda
atıldı. Atılan tüm gollere göre oran
%21 olarak gerçekleşti. Bu oranı aynı
açılardan 2011 - 2012 sezonu Şampi-
yonlar Ligi maçları ile karşılaştırdığı-
mızda büyük bir farklılık olmadığını
görmekteyiz (%22 - 125 maçta 345
gol). Elde edilen bu değerler, duran
toplar sonucu atılan gollerin %35’lere
ulaştığı 2001 - 2002 sezonu Şampi-
yonlar Ligi’nden ciddi oranda farklı-
lık göstermekte ve aşağı doğru giden
(azalan) bir çizgi izlemekte. Yaklaşık
olarak 5 golün 4’ü oyun akarken gelir-
ken, duran topların etkisi ciddi oranda
azaldı. Oysa Euro 2012’nin bu açıdan
incelenen bazı golleri çok belirgin ve
bazen belirleyici nitelikte. Örnek vere-
cek olursak, Andriy Shevchenko’nun
Ukrayna’yı İsveç karşısında galibiye-
te taşıyan golü, sol taraftan atılan
bir korneri takiben ön direkte yapı-
lan kafa vuruşu ile gerçekleşti. Yine
benzer şekilde, İtalya’nın İrlanda
karşısında aldığı galibiyette attığı 2
gol de Andrea Pirlo’nun sağ ayağı ile
kullandığı kornerler sonucunda gel-
di. Juventus’lu oyun kurucu aynı za-
manda turnuvanın tek serbest vuruş
golünü 1-1 berabere biten Hırvatistan
karşılamasında attı. Endirekt serbest
vuruşlar ise Rusya ve İngiltere’ye Po-
lonya ve Fransa karşısında beraberlik
puanlarını getirdi.
Enteresan bir şekilde Euro 2012’de
343 korner atışı kullanıldı ve bunların
6’sı gole çevrildi. 57 kornerde elde
edilen 1 gol oranı, 64 kornerde 1 gol
oranı olan Euro 2008’den daha iyi
Derleyen: Sertan Kırağası - Okul&Çocuk Futbolu Birimi
Euro 2012 gol analizi
Euro 2012 Teknik Raporu’nda şampiyonanın gol analizi UEFA Teknik Direktörü Andy Roxburgh
tarafından hazırlandı. Kafa vuruşu ile atılan gollerin artışına vurgu yapan Roxburgh, önceki
dönemlerden farklı olarak klasik kanat oyuncuları yerine geriden bindirmeler yapan savunma
oyuncularının daha aktif bir şekilde gol pozisyonlarının içinde yer aldığına da dikkat çekti.
Futbol Gelişim
8
9
Futbol Gelişim