Page 20-21 - fgd-bulten2

Basic HTML Version

Teknik direktör olmaya ne zaman ka-
rar verdiniz?
Futbolu bıraktıktan sonra 7 ay ka-
dar süren bir İngiltere maceram oldu.
Burada hem dil öğrendim hem de
İngiltere’nin futbol kültürünü, anlayı-
şını inceleme fırsatı buldum.Bu süreç-
ten sonra Türkiye’ye döndükten sonra
kafamda antrenörlük yapıp yapama-
yacağıma dair var olan soru işaretini
gidermek için Malatyaspor’la anlaş-
tım. Altı ay çalıştığım Malatyaspor’u
yedinci sırada aldım aynı konumda
bıraktım. O dönemde kulüpte ekono-
mik anlamda ciddi sıkıntılar vardı ama
buna rağmen insanların önüne önem-
li tablolar koyduk. O süreçten sonra
“evet ben bu işi yapabilirim” duygusu
içinde daha yukarılara çıktığımı ifade
edebilirim. Eğer orada bu işi yapa-
mayacağım kanaati oluşsaydı yolum
çok farklı olacaktı. O yolu da hazırla-
mıştım kendime. Yine sporun içinde
kalmayı ama işin yönetici kısmında
bulunmayı düşünüyordum. Ama saha
içinin enerjisini, saha içinde yıllardır
olmanın getirdiği duyguyu da çok göz
ardı edemezdim. Malatyaspor’da ça-
lıştığım süreçte “evet ben bu işi yapa-
rım” dedikten sonra teknik adamlığa
ciddi olarak eğilmeye başladım.
İngiltere’de geçirdiğiniz sürecin size
ne gibi katkıları oldu?
Ağustos 2001’deki jübilemden 10
gün sonra İngiltere’ye gittim. Bunun
planlamasını çok önceden yapmıştım.
Buradaki amacım hem yeni bir kültür
tanımak hem de İngilizcemi geliştir-
mekti. Gordon Milne gibi bir avanta-
jım vardı. Dolayısıyla bu avantajı da
kendi gelişimimle ilgili kullanmak iste-
dim. Sağ olsun çok yardımcı oldu. O
dönemMilne, Newcastle’da sportif di-
rektördu. Takımın teknik direktörü ise
Bobby Robson’du. Robson ile tanışma
fırsatı, onun futbola bakışını öğren-
me şansı buldum. Beşiktaş’tan takım
arkadaşım Ronny Johnsen ise Manc-
hester United’da oynuyordu. Onun
sayesinde de Manchester kulübünü
inceleme ve Alex Ferguson ile tanışma
şansını yakaladım. İngiltere’de kulüp
yapılarını, sezon başı çalışmalarını,
transfer politikalarını inceledim. Gi-
derken kimseye haber vermedim. İlk
3 ay hiç Türkün olmadığı küçük bir ka-
sabada yaşadım. Çok zor geçti. Çünkü
Türkiye’de çok büyük bir ilgi ve sevgi-
nin olduğu bir ortamdan hiç tanınma-
dığım, tek başına olduğum bir ortama
geçtim. Ama fedakarlık yapmadan da
bir yere gelme şansınız yok. Oturdu-
ğunuz yerden her şey benim önüme
gelsin deme şansınız yok. Gelecekle
ilgili hedefleriniz varsa üretmelisiniz,
onun için savaşmalısınız. Ben de bu
doğrultuda yoğun bir süreç yaşadım.
Geldikten sonra da az önce belirttiğim
gibi Malatyaspor’da teknik direktörlü-
ğe başladım
Medical Park Antalyaspor’da beşinci
sezonunuz. Bu ülkemizde çok alışıl-
mış bir durum değil. Göreve geldiği-
niz günden bugüne kadar geçen sü-
reci değerlendirebilir misiniz?
Göreve geldiğim 2008 yılı ile bugün
arasında Antalya şehri ve kulüp açı-
sından ciddi değişiklikler var. Geçmiş
çok çabuk unutulur ülkemizde ama
2008’de Antalyaspor’un durumu, du-
ruşu, insanların beklentisi çok fark-
Mehmet Özdilek:
“Gelişime açık olmalıyız”
Röportaj: M. Koray Gürtaş
Medical Park Antalyaspor’da beşinci sezonunu geçiren teknik direktör Mehmet Özdilek, 2008’de
çizdikleri yol haritasına uygun bir şekilde ilerleyerek kulübün hem sportif hem de ekonomik
anlamda iyi bir seviyeye geldiğini söylüyor. Ligde bulundukları konumdan mutluluk duyduğunu
ancak önemli olanın kırmızı-beyazlıların hep bu seviyede kalması olduğunu belirten Özdilek, ant-
renörlük prensiplerini sayarken ilk sıralara meslek sevgisi, emek ve gelişimi koyuyor.
lıydı. 2012’de ise kulübün ekonomik
yapısı, kurumsallaşması, kamuoyun-
daki saygınlığı ve hedefleriyle ilgili çok
büyük farklılıklar var. Demek ki doğru
işler yapılmış. İstikrar önemli bir fak-
tör. Başkan, yönetici, oyuncu istikrarı
da önemli. 2008’de göreve gelirken 5
yıllık planlama yapmıştık. Bu planın
hayata geçirilebilmesindeki neden-
lerden bir tanesi saha başarısı ile bü-
tünleşmesi. Bugün itibariyle bakıldığı
zaman ayakları üzerinde durabilen,
ekonomik yapısını toparlamış, kamu-
oyunda ciddi bir saygınlığı oluşmuş,
ama daha bir çok hedefi kovalayabi-
lecek sıçramaya yeni yeni gelmiş bir
takım görüntümüz var. Daha ya-
pacak çok işimiz var. Bunun için
de ciddi anlamda çalışıyoruz.
Türkiye’de özellikle de Anadolu
kulüplerinde 5 yıl çalışmak ko-
lay bir şey değil. Antalya da bu
anlamda zor şehirlerden bir ta-
nesi. Devre arasında bir futbol
kenti oluyor ama şehrin futbo-
lu sürekli soluması için Medical
Park Antalyaspor’un yapacakları
önemli. Onun için bu sene bizim
için çok mühim. Biz yine ayakla-
rımız yere sağlam basacağız.“Bu
sene üçüncü, dördüncü olalım
da seneye yine altlarda olalım”
bizim felsefemizde olmayan bir
düşünce. Şu anda doğru işler
yapıyoruz evet ama büyük şey-
ler başarmadık. Birey olarak,
takım olarak geliştirmemiz ge-
reken çok şeyler var. Günlük ba-
şarılardan çok planlı hedeflere
doğru yürümek dört yıllık pren-
sibimizdi. Bu prensibimizden
çok ödün vermeden yolumuza
devam edeceğiz.
Hedefimiz sadece ligin üst sırala-
rında dolaşıp bu havayı teneffüs et-
mek değil. Amacımız iki-üç sene bura-
larda yoğrulmak. Ondan sonra hedefi
çok daha net koyabiliriz diye düşünü-
yorum. Onun için çok reel konuşma-
ya çalışıyorum. Gerçekçi hedeflerimi
insanlarla paylaşmak istiyorum çünkü
o zaman işler biraz daha kolay gidiyor.
Temeli çok sağlam yapmak istiyoruz
ki, üstüne katları çok daha rahat ko-
yalım.
Geçtiğimiz sezon Medical Park An-
talyaspor hayli sıkıntı yaşadı ve ligi
istediği yerde bitiremedi. Bu yıl ise
işler yolunda gidiyor. Bu değişimi na-
sıl sağladınız?
Dört yıllık çalışma sürem içinde
geçen sezonun 28.haftasına kadar
ilk sekizi kovalayan, tehlikeden uzak
kalan bir takımdık. Geçen sezonun
son etabında ateş hattının ortasında
kaldık. Bu psikoloji kolay değil. Çün-
kü hiç oraların, o düşüncelerin takımı
olmadık. Dolayısıyla altı haftalık o sü-
reç hem beklenti hem zihinsel anlam-
da bizi ciddi anlamda büyük sıkıntıya
soktu. Her şerden bir hayır doğar.
Lig bittikten takım ve yönetim ola-
rak özeleştiri yaptık. Sportif anlamda
bir şeylerin değişmesi gerektiğine ka-
rar verdik. Bu noktada şansımız çok
iyi bir scout ekibine sahip olmamız ve
onların çalışmaları sonunda elimizde
çok iyi bir oyuncu portföyü bulunma-
sıydı. Takımın iskeletini koruduk. 14
tane oyuncu ile yollarımızı ayırdık,
yerlerine aynı sayıda yeni oyuncu
geldi. Geçen seneye kadar yabancı
transferlere ağırlık veren bir takım
değildik. Bu sezon bu konuda ciddi bir
çalışma yaptık. Çünkü yabancı oyuncu
takım performansına önemli bir kat-
kı sağlıyor. Geleceği olan genç, bize
katkı sağlayabilecek kaliteli yabancı
oyuncuları transfer ettik. Türkiye’den
de Ergün, Emre, Ömer, Murat , Hakan
gibi kaliteli oyuncuları aldık. Böyle-
likle geçen seneden kalan iskeletin
üzerine kaliteli yerli ve yabancı oyun-
cular koyarak doğru bir karışım yaptı-
ğımıza inanıyorum. Geçen sezon yaş
ortalamamız 31’e yakındı. Bu sene ise
23’lere düştü. Bunun yanında oyun
formatımızı da değiştirdik.
Oyun sisteminde nasıl bir değişikliğe
gittiniz?
İlk 4 sezon süresince hedefi-
miz bu ligde kalıcı olmaktı. Onun
için de bu dönemi bu ligi bilen,
teneffüs etmiş tecrübeli oyun-
cularla geçirdik. Bakıldığı zaman
da başarılı olduk. O tecrübe çok
önemliydi. Zaman zaman sıkın-
tılar yaşadık ama hiçbir şey ko-
lay olmuyor. Dolayısıyla geçen
sene ve ondan öncesi sene eli-
mizdeki oyunculara uygun olan
4-3-3 formatında oynadık. Bu
sene 4-2-3-1’ e döndük. Aslında
elimizdeki mevcut kadro farklı
sistemleri de uygulayabilecek
kapasitede. Ama önemli olan
bünyemize aldığımız oyuncular-
dan mevki olarak verim alabi-
leceğiniz en üst noktada oyna-
yabilmek. Sistemi değiştirirken
bunu hazırlıklıydık çünkü buna
uygun oyuncuları bünyemize
kattık. Açıkçası değişim sonrası
bu denli kısa sürede oyuncula-
rın yeni sisteme adapte olaca-
ğını tahmin etmiyordum. Oyun
anlayışımızı oturtacağımızı, sürekliliği
yakalayacağımızı biliyordum ama bu-
nun kısa sürede gerçekleşmesi doğru
oyuncu seçimlerinin yanı sıra oyuncu
grubunun arkadaşlığının üst seviyede
olmasından ve takım havasının çok
çabuk oluşmasından kaynaklandı.
Zaten istediğiniz kadar sistemi belir-
leyin. Takım olgusunu oluşturamazsa-
nız sistemler çok önemli değil. Takım
olarak mücadele etmek, takım olarak
düşünmek başarıdaki en önemli un-
surlar. Bu duyguyu daha çok yoğun-
Futbol Gelişim
18
19
Futbol Gelişim