TR
EN
TFF Olağan Genel Kurulu Ankara'da yapıldı  12.06.2009
TFF Olağan Genel Kurulu Ankarada yapıldı 
Geri
İleri

Türkiye Futbol Federasyonu Olağan Genel Kurulu, Ankara Sheraton Oteli'nde yapıldı. 233 delegenin katıldığı  Genel Kurul'da çoğunluğun tutanakla tespitinin ardından, Prof. Dr.Mehmet Helvacı başkanlığında Divan Kurulu oluşturuldu. Genel Kurul'un açılış konuşmasını yapan Türkiye Futbol Federasyon Başkanı Mahmut Özgener şunları söyledi;

"Hatırlayacağınız gibi bundan 10 ay önce siz değerli üyelerin büyük teveccühü ile Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığı görevini büyük bir onurla devraldım. Aradan geçen yaklaşık 300 günlük süreye baktığımda kısa ve büyük bir süratle geçmiş bir dönemi konuşuyor olduğumuzu görüyorum. Federasyonumuzun oluşumu, değerli dostum merhum Hasan Doğan'ın beklenmedik vefatı ardından gerçekleşti. Bu talihsiz olayın sonrasında kıymetli yönetim kurulu arkadaşlarımın, siz değerli genel kurul üyelerimizin büyük desteği ile Türkiye Futbol Federasyonu'nun yeni başkanı olarak göreve geldim.

Bu görev gerçekten çok anlamlı ve büyük sorumluklar içeriyor. Ülke gündemini değiştiren, insanları sokaklara döken, mutluluğu sevinci, hüznü ve üzüntüyü bir arada yaşatma gücü olan çok büyük sorumluluklar… Türk futbolunu yönetmek gibi son derece önemli bir sorumluluğu almış olmanın hisleri çok farklı olsa da aradan geçen süre ve yaşananları değerlendirdiğimde Türk futbol ailesinin bir parçası olduğum için hissettiklerim sadece mutluluk ve gurur…

20 yıldır Türk Futbolunun birçok kademesinde görevlerde bulundum… Tüm bu görevlerde bu büyük ailenin bir parçası olmanın verdiği güven duygusu ile hareket ettim… Bu güven duygusunu bu ailenin içinde olanlar çok iyi bilirler… Türk futbolunun gerilim ve kavgayla dolu bir dünya olduğunu sananların haksız
yakıştırmalarına inananlar çok yanılır…  Burada bu genel kurul salonunu dolduran tüm üyelerimiz ülkemizin dört bir yanını saran futbol sevgisinden güç alarak görevlerine devam ediyorlar… Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı, doğal olarak farklı bir duygu…

Bir taraftan futbolun değerli kuluplerimizin birbirleriyle olan heyecan verici rekabeti, bir diğer taraftan Milli Takımlarımızın uluslararası arenada yaşadığı inanılmaz mücadele, diğer taraftan ekonomisinden altyapısına ve kurumsallaşmasına kadar birçok görev ve sorumluluk…

Futbol ailemizden aldığımız güçle, genel kurulumuzdan aldığımız güvenle bu görevimizi sürdürerek Türk futbol ailesini büyük başarılara ve yeni mutluluklarla tanıştırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz…

"Anahtar kelime: Güven"

Geride kalan 10 ay boyunca ülkemizin futbol geleceğini inşa edecek önemli projeler üzerinde çalışmaya gayret ettik. Bu çalışmalarda temel prensibimizi, sezon değerlendirmemizde de altını çizdiğimiz anahtar bir kelime oluşturuyor: GÜVEN…

Tüm futbol ailesinin güven duyduğu bir federasyonu hayata geçirmek için yoğun çaba sarf ediyoruz. Bu anlamda, sporun ruhunda var olan rekabetin güvenli bir ortam içerisinde hayata geçtiği bir futbol dünyası yaratılması, tartışmasız en öncelikli görevimizdir. Açıkçası bu önemli yolculukta da en büyük desteği kulüplerimizin temsilcilerinden ve tüm delegelerimizden görmekteyiz. Geride bıraktığımız 2008-2009 sezonunda karşılıklı işbirliğinin ve güvene dayalı ilişkinin meyvelerini aldık.

Tüm liglerimizde heyecanın son haftalara kadar taşındığı, gerginliğin, suçlamaların, polemiklerin değil; futbolun galip geldiği bir sezon yaşandık.

Geçen yılki genel kurulda sizlerin oyları ile kabul edilen ana statünün yer aldığı ve yüce meclisimizde kabul edilen TFF kanunu, Türk futbolunda arzulanan değişimin önünü açacaktır. Bu yasa bir güven belgesidir…

Futbolun yönetim ve işleyişini, Türkiye Futbol Federasyonu Ana Statüsü'ne bırakan yasa futbolun kendi kendini yönetebileceğine duyulan güveni temsil ediyor… Futbol ailesine duyulan bu güveni en iyi şekilde kullanmak ve boşa çıkarmamak için ilk koşul her zaman güçlü bir finansal yapı…

Futbol ailemiz bize büyük bir manevi güç veriyor… Bu manevi gücü, sağlıklı bir maddi yapılanmayla pekiştirmek çok önemli… Ekonomik açıdan güçlü bir yapıya sahip olmak dünya sporunda başarılı olan tüm organizasyonların ilk adımı…

Bugün Premier League, NBA, UEFA Şampiyonlar Ligi gibi dünyanın en büyük ve önemli spor organizasyonlarına baktığımızda bu liglerin temellerinin ilk olarak sağlıklı bir finansal yapıyla atıldığı görülür. Sağlıklı bir finansal yapı sadece güçlü, başarılı veya dünyaca tanınır olmak için önemli değil…

Türkiye'de futbola büyük bir sevgi var… Futbolseverler en yoğun kriz ortamlarında bile ceplerindeki parayı futbola aktarmaktan hiç çekinmiyorlar…

Biz futbol yöneticileri bu paraları emanet olarak görmeliyiz… Sağlıklı finansal yapıları futbolun tüm kademelerine boşa harcanmasını engellemeli ve yeniden Türk gençliğine harcanmasını sağlamalıyız…

Federasyonumuz geleneğinden gelen disiplin ve değerler ile birlikte finansal yapıyı yeni bir vizyonla ele aldı. Dünya ekonomik açıdan çok zorlu bir süreçten geçiyor. Bu süreç esnasında birçok sportif organizasyon, sponsorluk gelirleri bazında ciddi kayıplar yaşadı.
 
Her sene çift haneli büyüme rakamlarına ulaşan spor endüstrisi, bu sene yerinde saydı. Hatta Formula 1, sponsorların bütçelerini kısmasıyla birlikte ciddi bir gerileme dönemine girdi.
 
Ne mutlu ki, Türk futbolunun bu süreci yara almadan geçirdiğine şahit olduk. Memnuniyetle belirtmeliyim ki 2008'in Şubat ayında 15 milyon TL olan sponsorluk gelirleri son genel kuruldan bu yana sadece 6 ayda sözleşme bazında 55 milyon TL'ye ulaştı.

"Sponsorluk gelirlerimizi  yüzde 270 oranında yükselttik"

Türkiye Futbol Federasyonu olarak sponsorluk gelirlerimizi bir yıl içinde, dünya futbolunda bu yıl hiçbir kurumun başaramadığı şekilde tam yüzde 270 oranında yükselttik.

Türkiye'nin en büyük 50 özel şirketi arasında 7 ana sponsorumuz yer alıyor. Tüm iş ortaklarımız, bize ödedikleri bütçeyi azaltmak bir yana yeni işbirlikleri ile daha fazla kaynak aktarıyorlar.

Sponsorlarımız, Türk futboluna olan güvenlerini ve inançlarını yeni anlaşmalarla gösterdi. Karşılıklı güven unsuruna dayanan bu ilişkiyi sağlıklı tutmak ve sponsorlarımızın beklentilerini karşılamak amacıyla var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Sadece federasyonumuz değil, futbol kulüplerimiz de bu dönemde ciddi anlaşmalara imza attılar.  Sponsorların sağladığı bu katkılar, Türk futbolunun daha da gelişmesi açısından oldukça önemli...

Bu nedenle huzurunuzda Türk futboluna destek veren güzide sponsorlarımıza bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Tüm bu destek ve güven önemli kararlara imza atmamızı kolaylaştırdı…

"Bütçeyi, 2009-2010 sezonu için yüzde 8 artışla 182 milyon TL'ye çıkardık"

Bir önceki yıla göre yüzde 29 artırarak 168 milyon TL olarak belirlediğimiz bütçeyi, 2009-2010 sezonu için yüzde 8 artışla 182 milyon TL'ye çıkardık.

Önceki gün yaptığımız yönetim kurulu toplantısı sonucu, kulüplerimiz için hayati önem arz eden kararlara imza attık. İlk olarak, kulüplerimizin; kendi veya başka bir kulübün futbolcusu ile imzaladığı sözleşmenin tescili için ödeyeceği miktarı, Turkcell Süper Lig'de 1100 liradan 100 liraya, Bank Asya 1.Lig'de 550 liradan 50 liraya, TFF 2.Lig'de ise 400 liradan 40 liraya, TFF 3.Lig'de 75 liradan ise 5 liraya kadar indirdik.

2 milyon 100 bin liralık bu indirimlerle, kulüplerimize önemli maddi avantajlar sağlamış olduk. Buna ilaveten, ilk defa uygulanacak destek kapsamında, Bank Asya 1.Lig'deki her kulüp 60 bin, TFF 2.Lig kulüpleri 55'er bin, TFF 3.Lig ekipleri de 50'şer bin TL alacak. Toplamda 6.2 milyon lira olan bu tutar; kulüplerimize önemli bir katkı sağlayacaktır.

"Paketin toplam tutarı 12 milyon 500 bin lirayı geçiyor"
 
Tüm bunların yanısıra, Turkcell Süper Lig'de görev yapan hakem, gözlemci ve temsilcilerin maç başı ödemelerinin yarattığı mali sıkıntıyı bu sezondan itibaren kulüplerimizin sırtından almaya karar verdik.

Geçmiş dönemlerden bu yana daima gündemde olan, ancak bir türlü gerçekleştirilemeyen bu katkıyı, Yönetim Kurulu olarak hayata geçirmek için elimizi taşın altına soktuk.

Böylece toplamda da 4 milyon lirayı geçen bu tutar, yeni sezonla birlikte federasyonumuz tarafından karşılanacaktır. Bu sayede tüm profesyonel liglerdeki müsabakalarda görev yapan hakem, gözlemci ve temsilcilerin ücretlerini TFF olarak karşılamış oluyoruz.

Profesyonel liglerde mücadele edecek 134 kulübün tamamını kapsayan bu paketin hem gelir artışlarımızdan hem de giderlerimizi bir düzene sokmamız sayesinde yaratıldığını belirtmek isterim.

Toplam tutarı 12 milyon 500 bin lirayı geçen bu paket, Türk futboluna ve siz değerli kulüplerimize hayırlı uğurlu olsun…

Sizlerle sezon boyunca yaptığımız görüşmelerde ortaya çıkan talep ve öneriler doğrultusunda, Yönetim Kurulumuz tüm profesyonel liglerde, 2008-2009 sezonundan itibaren kulüplerin formalarının arka yüzüne ve şortlarının ön yüzüne reklam almasına olanak sağlayarak, kulüplerimizin ekstra maddi kaynak sağlamasının önünü açtı.

Federasyon olarak en önemli amaçlarımızdan biri, Türk futboluna tabandan tavana yaygınlık kazandırmak... Tüm il ve ilçelerde futbol örgütlenmesi gerçekleştirmek.

Bu hedef için de geçtiğimiz sezon eğitim yatırımlarına 20 milyon TL ayırarak federasyon tarihinin rekorunu kırdığımızı gururla ifade etmeliyim.

Geride bıraktığımız sezonda, 12 milyon TL'yi yine kulüplerimize tesis yardımı olarak aktardık. Kaynaklarımızı, futbolumuzu parlak bir geleceğe taşıyacak gençler için de harcamaya devam edeceğiz.

En büyük idealimiz; 35 bin okulda okuyan 7-15 yaş arasındaki 16 milyon gencimize futbol oynatmak. Tesis olmayana tesis, antrenörü olmayana antrenör sağlamak.

Futbol Geliştirme Merkezimiz tarafından hazırlanan "Türkiye Futbolu Kucaklıyor" projesini sizlerle paylaşmamızın üzerinden 1 yıl geçti. Bu süre içinde büyük gelişmeler kaydedildi.

Geçtiğimiz yaz verilen eğitimler çerçevesinde üstün başarı gösteren 100 eğitmen, kulüplerimizin altyapılarında görev alırken, maaşları Futbol Federasyon tarafından ödeniyor.

Bunun yanı sıra, lisanslı futbolcu sayımızı 1 milyonun üzerine çıkarmak da bir diğer önemli hedefimiz.  "Herkes İçin Futbol"  lisansı ile mümkün olduğu kadar çok çocuğa ulaşıp futbol eğitimi götüreceğiz.

Bu, bizim temeldeki futbolcu sayımızı artıracak.  Hem daha çok çocuk futbol oynayacak hem de bu çocukların arasından seçeceğimiz yetenekleri, 15 yaş altı eğitimiyle Türk futboluna kazandıracağız.  Kısa sürede de sonuçları almaya başladık.

HİF lisansı uygulaması ile 3 ayda 31 bin yeni lisanslı oyuncuya ulaşırken, HİF hakemi sayımız da sıfırdan 3 bine çıktı. 

AB'den 15 milyon Euro'luk müjde

Sizlerle paylaşmak istediğim bir önemli gelişme de Avrupa Birliği'nden geldi. Yaklaşık 1 yıldır süren yoğun çalışmalarımız sonucunda Avrupa Birliği, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde tesisi olmayan ilçelere saha kazandırma projemize büyük ilgi göstererek fizibilite çalışması için kaynak ayırmayı kabul etti. Bu kabul, toplam maliyeti 20 milyon Euro olan projenin en geç 1 yıl içinde onaylanacağı ve AB'den 15 milyon Euro aktarılacağını müjdeliyor.

Gençlerimizin terör ve şiddetten  kurtarmak için sporun iyileştirici özelliklerini kullanacak ve her açıdan sağlıklı bireyler yetiştirmek için futbolu kullanacağız…

Bu arada, ülkemiz genelinde amatör futbolun oynanması için gönüllülük esasıyla faaliyet gösteren amatör futbol kulübü yöneticilerimizden de bahsetmek isterim.

Geçtiğimiz sezon lisans işlemlerinde yaptığımız 2.5 milyon liraya varan indirimlerin yanı sıra önümüzdeki dönemde de bütçe imkanları çerçevesinde sentetik çim saha yapımına ağırlık vereceğiz.

Amatör futbolun daha iyi şartlarda oynanabilmesi için katkıda bulunacağız. Yine "Herkes İçin Futbol" faaliyetlerimizin oluşturacağı potansiyelin amatör kulüplerimizin altyapı oluşumlarına büyük bir kaynak sağlayacağı gerçeğini de belirtmek isterim.

Şimdiye kadar amatör futbola ayırdığımız kaynağın artık TFF Kanunu ile de güvence altına alınmış olması da bir diğer önemli gelişme.

Engelliler Federasyonu ile işbirliğinde yürüttüğümüz ve masraflarını yarı yarıya paylaşacağımız Ampute Ligi'nin çok yakında başlayacağını sizlerle paylaşmaktan memnuniyet duyuyorum.

Farklı toplantılarla Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Ege ve Akdeniz bölgesindeki kulüplerin başkanları ile bir araya geldik.  Kulüpler sorunlarını ve çözüm önerilerini bizlerle paylaştı. Çok samimi ve yapıcı toplantılar oldu. Yeni sezon öncesinde ve sezon süresinde de bu toplantılara devam edeceğimizi belirtmek isterim.

Turkcell Süper Lig, 2008-2009 sezonunda havuzdan kulüplere aktarılan 223 milyon TL ile Avrupa'nın 6'ncı en değerli ligi. Sezon başındaki iyileştirmeler sayesinde Süper Lig kulüplerinin maç başına kazandıkları miktarda yüzde 50'ye varan artış yaşandı.

Yapılan artışlarla, Süper Lig'de her hafta yapılan 9 maçta dağıtılan puan primi 1.8 milyon TL'den 3 milyon TL'ye yükseltildi. Bu enerjimizi önümüzdeki dönemde de artırarak sürdüreceğiz.

Önümüzdeki 1 yıl içinde, futbolumuzun marka değerine en önemli kaynağı yaratan yayın hakları konusunda 3 önemli ihale gerçekleştireceğiz. Turkcell Süper Lig'in yayın ihalesinin yanı sıra milli takımımızın 2010-2014 arasındaki maçlarını ve Bank Asya 1.Lig'in yayın hakkını da azami rakamla değerlendireceğimize eminim.

Bugün artık futbol bir endüstri. Endüstri olmanın en önemli gereklerinden biri de gelirlerin çeşitlendirilmesi. Tribün ve forma gelirine günümüzde naklen yayın gelirleri, sponsorluklar ve ticari haklar gibi endüstriyel kalemler eklendi.

Sevinerek görüyorum ki kulüplerimiz de son dönemde bu bilince varmış durumdalar. Ancak gelirlerin artması, harcamaların da o hızla artması anlamına gelmemelidir.

Kulüplerin kurumsallaşma, mali yapı, insan kaynakları, tesisler gibi her alanda UEFA Kulüp Lisans Kriterleri'ne uygun duruma gelmeleri çok önemli. Bunun için gerekli hukuki altyapıları oluşturmaları ve bütçeyle orantılı borçlanma ilkesini çok katı bir şekilde uygulamaları gerekiyor.

Bu konuda hazırlıklarını yürüttüğümüz bir çalışma ile kulüplerimizi kademeli olarak mali denetim altına almayı hedefliyoruz...

Mali disiplin açısından bir diğer önemli konunun da "Menajerlik Sistemi" olduğunu düşünüyorum.
 
Özellikle transferlerde yaşanan sorunların büyük bir bölümü, menajerlerimizin kulüp yöneticilerimizi ve futbolcularımızı yönlendirme konusundaki hatalardan da kaynaklanıyor.

Asıl sorun, "resmi menajer" sıfatı taşımayanlardan kaynaklanıyor. Bu konu sadece Türkiye'de değil, dünya futbolunda da kritik bir unsur haline geldi. FIFA da önemli bir atılım yaparak 2008 yılında menajerlik statüsünde değişikliğe gitti.

Türkiye Futbol Federasyonu olarak biz de menajerlik sistemi konusunu ciddi bir sorun olarak görmekle birlikte, bu konu hakkında ciddi çalışmalarımız olduğunu belirtmek isterim. Çok yakında somut adımlarla bu sorunu çözüme kavuşturacağımıza emin olabilirsiniz. Ancak bu önemli mevzuda kulüplerimize de önemli sorumluluklar düştüğünün altını çizmek isterim.

Haziran 2008'den bu yana geçen süre içinde en büyük heyecanı ve mutluluğu Milli Takımımız ile Euro 2008'de yaşadık. Tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası'nda yarı finale yükselen Milli Takımımız, hem oynadığı futbol hem de yaydığı pozitif enerji ile turnuvanın tartışılmaz yıldızı oldu. Bu başarı yurtiçinden ve yurt dışından birçok ödül ile taçlanmamızı sağladı.

Gelenekselleşen bu ödüllerin yanı sıra 12 Ocak 2009 akşamı FIFA Başkanı Sepp Blatter tarafından takdim edilen "FIFA Fair Play" ödülü Türk futbolunun dönüm noktalarından birini oluşturuyor.

Futbol aracılığı ile dünya barışına yaptığı katkılardan dolayı uluslararası futbol dünyasının en itibarlı ödüllerinden biri olan FIFA Fair Play ödülüne hak kazanan Türkiye Futbol Federasyonu, bu onura 6 Eylül 2008'de Erivan kentinde oynanan Ermenistan- Türkiye maçı öncesi, sırası ve sonrasındaki yapıcı ve barışçıl adımları sayesinde layık görüldü. Bu ödülün alınmasında büyük katkıları olan ve Ermenistan'a kadar teşrif eden Sayın Cumhurbaşkanımıza da huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

"Cennet gibi bir dekorda fantastik final"

Mutluluklarımız bununla da sınırlı değil. Tarihin son UEFA Kupası Finali'ni 63 ülkeden canlı yayınlanan ve 20 Mayıs 2009'da Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu'nda düzenleme gururunu yaşadık. UEFA Başkanı Michel Platini'nin "cennet gibi bir dekorda fantastik final" tanımlaması yaptığı bu final ile İstanbul futbol organizasyonlarının başkenti olma yolunda önemli bir adım daha atmış oldu. Bu önemli tecrübe, 2016 Avrupa Şampiyonası adaylığımız için de kilometre taşı oluşturuyor. Dünyanın en büyük 3'üncü spor organizasyonu olan Avrupa Futbol Şampiyonası'nı, futbolun çok sevildiği bu topraklarda düzenlenmesini sağlamak en önemli gayemiz.

Sizler ve bizler Türk futbol ailesinin üyeleri olarak tek bir amaca hizmet ettiğimiz kanaatindeyim. Sizlerin öngörüsü ve tecrübesinden faydalanmak için çeşitli platformlarda bir araya geliyor, görüş ve önerilerinizden faydalanmaya çalışıyoruz. Seçkin delegeler, Vizyon kelimesi son yıllarda her kurumda çok sık kullanılan bir sözcük oldu…

Bu iki heceli küçük sözcüğün, insanlara tek bir hamlede çok şey anlattığı için bu kadar sık kullanıldığını düşünüyorum… Vizyon sözcüğü kökü itibariyle "görme" anlamını içeriyor… Vizyon sözcüğü geleceği görmeyi, gelecek için yapılacak çalışmaları planlamayı, herkesi aynı anda farklı hedeflere odaklayabilmeyi, muhtemel sorunları önceden görerek önlem alabilmeyi içeriyor…Bir vizyon oluşturmak için geçmişinizi iyi değerlendirmeli, şu anki konumunuzu iyi bilmeli ve hedefleriniz olmalı…

Biz Türkiye Futbol Federasyonu olarak güçlü geçmişimizi görüyoruz… Türk futbolunun şu anki potansiyelinin de sadece biz değil, tüm dünya farkında…Artık atmamız gereken her adım daha pozitif, daha planlı, daha geleceğe yönelik olmalı…

Tüm futbol ailesi olarak, güçlü geçmişimizi, potansiyelimizi ve geleceğimizi düşünerek bir arada hareket edersek, dünya futbolunda beklediğimizden de büyük başarıların bizi beklediğine güvenim sonsuz…

Bu büyük vizyona vereceğiniz destek için şimdiden teşekkür ediyorum…"

Polat: "Türk futbolunun gelişmesi için Futbol Federasyonu'nu desteklemeye devam edeceğiz"

Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat da söz alarak, federasyonla ilişkilerine dair açıklamalarda bulundu.  Polat şöyle konuştu: ''Federasyon, geride kalan 1 yıllık süreçte tecrübe kazandı. Federasyonumuzun kuruluşunda ve sonrasında onları destekledik. Federasyondan beklentilerimiz çok yüksekti. Kuralların herkese eşit uygulanmasını istedik. Sezonun bitmesiyle bir değerlendirme yaptık. Bu 1 sene içinde yanlışlıklar ve halatalar da oldu. Ama bardağın dolu tarafından bakmak lazım. Yeni bir federasyon. Bu 1 sene içinde tecrübe kazandılar. Bu tecrübelerini gelecek sezon yansıtacaklardır. Türk futboluna katkı yapmak amacındayız. Türk futbolunun gelişmesi için Futbol Federasyonu'nu desteklemeye devam edeceğiz. Ama onlar da telkin ve tavsiyelerden uzak kalmasın. Zaman zaman bizi dinlesin.''

01.06.2008 - 31.05.2009 Hesapları ibra edildi

Yapılan konuşmaların ardından Genel Kurul'da TFF Başkanlarının, Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu'nun 01.06.2008 - 31.05.2009 Dönemi, Hesap ve Faaliyetlerinden Ötürü ayrı ayrı ibra edildi. 01.06.2009 - 31.05.2010 Dönemi Bütçe Tasarısı ile Talimatı ve Bütçe Uygulama Esasları görüşülerek kabul edildi. Gerektiğinde bütçe tadilleri yapmak için Yönetim Kurulu'na yetki verildi. Yönetim Kurulu'na taşınmaz alımı ve satımı, ayni haklar tesisi için yetki verildi.

Statü değişiklikleri kabul edildi

TBMM Genel Kurulu'nda yasalaşan 5894 Sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile 2008 yılının Haziran ayında TFF Genel Kurulu'nda kabul edilen TFF Statüsü arasındaki bazı farklılıklar, Kanun'un geçici 1. maddesinin 3. fıkrası hükmü çerçevesinde 12 Haziran 2009 tarihinde yapılan TFF Olağan Genel Kurul'unda giderildi.

Buna göre Statü'nün tanımlar kısmının yeniden düzenlenmesi, 1. maddesinin 3. fıkrasının değiştirilmesi, 2. maddesinin 1. fıkrasının g. bendinin değiştirilmesi ve fıkraya yeni bir bent eklenmesi, 20. maddesinin 1. fıkrasının e bendinin değiştirilmesi, 25. maddesine yeni bir fıkra eklenmesi, 30. maddesine yeni bir fıkra eklenmesi, H bölüm başlığının, 54. maddesinin başlığının ve metninin değiştirilmesi, 63. maddesinin başlığı ile 1. ve 2. fıkralarının değiştirilmesi, 66 maddesinin 1. fıkrasının a. bendinin değiştirilmesi, 68. maddesinin başlığının değiştirilmesi, 70. maddesinin başlığının değiştirilmesi ve yeni bir fıkra eklenmesi, 74. maddesine yeni bir fıkra eklenmesi, 81. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi ve 3. fıkrasının kaldırılması, 81. maddeden sonra gelmek üzere yeni bir madde eklenmesi, bu maddeden sonra gelen diğer madde numaralarının yeniden düzenlenmesi, 87. madde olarak numarasının değiştirilmesi öngörülen 86. maddesinin değiştirilmesi hususları görüşülerek kabul edildi.  Ayrıca Türkiye Futbol Federasyonu Statüsü'nün 69. maddesi hükmü gereğince üyelik aidatı 10 TL olarak belirlendi.

Bunların yanı sıra Türkiye Futbol Federasyonu'nun UEFA Hakem Konvansiyonuna üyeliği konusunda gereken statü değişiklikleri ile ilgili Genel Kurul'a önerge verildi. Türk hakemliğinin en üst standartta eğitim almasını ve uluslararası temsiliyet şansının artmasını sağlayacak UEFA Hakem Konvansiyonu üyeliği konusundaki son aşamada TFF Statüsü'nün 42,43 ve 44'üncü maddeleri iel 86'ncı maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapılarak Gözlemciler ve Temsilciler Kurulu (GTK) bünyesindeki gözlemcilerin, Merkez Hakem Kurulu (MHK) bünyesine alınması ve GTK'nın adının Temsilciler Kurulu olarak değiştirilmesi ile her iki kurulun üyelerinin ve hakemlerin TFF Futbol Geliştirme Merkezi işbirliği ile eğitim alması kabul edildi.

Statünün değişiklikleri içeren en son hali, TFF Statüsünün Resmi Gazetede yayınlanmasından sonra yürürlüğe girecek.
Genel Kurul dilek ve temenni konuşmalarının ardından kapandı.

TFF Olağan Genel Kurul 12.06.09
Geri
İleri