TR
EN
TFF » Sağlık Kurulu » Sağlık Kurulu Haber Detay
Futbol yaralanmaları ve korunma 2.09.2007
Futbol yaralanmaları ve korunma

Doç. Dr. Ufuk Şekir, Prof. Dr. Hakan Gür
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, Spor Hekimliği

Dünyadaki en popüler spor dalı olan futbolun 38 milyon lisanslı oyuncusu vardır. Bu kadar geniş bir kitlenin oynadığı futbolda yaralanma sayısı, oranı ve yüzdesi araştırma sonuçlarına göre voleybol, hentbol, basketbol, badminton, bisiklet, boks ve yüzme branşları ile karşılaştırıldığında daha yüksektir. Futbolda gözlemlenen yaralanmalar sıklıkla alt ekstremitede (kasık, diz, ayak bileği, ayak), özellikle de ayak bileğindedir. Futbol yaralanmaları, getireceği tedavi maliyetlerinin yanı sıra sporcuların antrenman ve maçlardan uzak kalmasına da neden olmaktadır. Dolayısıyla yaralanmalardan korunma, sporcular ve takımları için ciddi önem taşımaktadır.

Yaralanma oranı

Yaralanma oranı sıklıkla 1000 saatlik oyun aktivitesi süresince oluşan ya da 1000 sporcunun maruz kaldığı yaralanma sayısı olarak tarif edilmektedir. Futbolda yaralanma oranı, oyuncu başına ortalama yıllık 5 ile 8 arasındadır. Yaralanma oranı antrenman dönemine göre müsabaka sırasında daha fazladır. Cinsiyetler arasında yaralanma oranı açısından bir farklılık vardır. Hem genel hem de antrenman dönemi açısından kadın futbolcularda yaralanma oranı erkek sporculara göre daha fazladır. Kadın sporcuların futbol becerilerinin ve deneyimlerinin daha az olması ve bunun bir sonucu olarak top hâkimiyetini çok iyi şekilde yapamamaları, vücut teması ile ortaya çıkan yaralanmaya yol açabilecek pozisyonları erkekler kadar engelleyememeleri oluşan farkın en önemli nedenleridir.

Yaralanma yüzdesi

Yaralanma yüzdesi, yaralanan sporcu sayısının tüm sporcu sayısına bölünmesi ile elde edilir. Profesyonel erişkin sporcular (%64) daha genç sporculara (%46) göre daha yüksek bir yaralanma yüzdesine sahiptir. Oynadıkları pozisyonlara göre değerlendirme yapıldığında ise orta saha ve kanat/hücum oyuncuları (%20-25), defans oyuncuları (%15-20) ve kalecilerden (%10-15) daha fazla yaralanmaktadır.

Yaralanmanın anatomik bölgesi

Sıklıkla (%60-90) yaralanan bölge alt ekstremitedir (ayak bileği, diz, uyluk, kasık ve kalça). Yaralanmaların ayak bileğinde daha sık görülmesinin olası bir nedeni bu eklemin futbol aktivitesinin odaklandığı nesne olan topa olan yakınlığıdır. Çalım atma, şut atma ve rakibin ilerlemesine mani olmaya çalışma sırasında ayak bileğinin yoğun olarak kullanılması yaralanma açısından önemli nedenlerdir. Uyluk bölgesinde yaralanmaların sık görülme nedeni olarak ise kas kitlesinin boyutunun ve alanın büyüklüğü olabilir.

Araştırıcılar erkeklerde en sık yaralanmanın gözlendiği üç vücut bölümü olarak ayak bileği (%20), diz (%18) ve uyluğa (%17) işaret ederken kadınlar için ise bu sıra diz (%24), ayak bileği (%21) ve uyluk (%16) olarak ifade edilmiştir. Salon futbolu için erkek ve kadın sporcularda en sıklıkla yaralanan vücut bölgesi yine ayak bileği (%23) ve diz eklemidir (%23).

Futbol yaralanmalarının engellenmesi

Futbol yaralanmalarından korunmada aşağıdaki başlıklar önem taşımaktadır.

a) Isınma ve germe egzersizleri için yeterli zamanı ayırmak.

b) Egzersizi takiben soğuma egzersizlerini ve germeleri ihmal etmemek.

c) Herhangi bir yaralanmayı takiben yeterli iyileşme sağlanmadan aktiviteye geri dönmemek.

d) Koruyucu malzemeler kullanmak (tekmelik vb.) ve zemine uygun ayakkabı giymek.

e) Saha zemin şartlarını iyileştirmek, uygun olmayan zeminlerde oynamaktan kaçınmak.

f) Oyun kurallarına uymak, kasti hareketlerden kaçınmak.

Futbol yaralanmalarının genel anlamda önlenmesi

İsveç 2. ve 3. futbol ligine dahil 12 takım üzerinde yapılan bir çalışmada, 6 takıma spor hekimi kontrolünde, antrenman yoğunluğunun kontrolü, tekmeliklerin ve kış döneminde özel antrenman ayakkabıların sağlanması, daha önce yaralanması olan sporculara koruyucu bandajlama ve rehabilitasyon, ciddi sorunu olan ve oynaması riskli olan sporcuları kadrodan çıkarmak, oyunculara disiplinli oyunun önemi ve antrenman kamplarında yaralanma riskinin arttığı yönünde bilginin verilmesi ve bütün yaralanmaların spor hekimi tarafından kontrolü gibi altı ay boyunca sağlık hizmeti sunulurken, ikinci 6 takıma bu konuda hiçbir destek verilmemiştir. Altı aylık dönemi takiben spor hekimi tarafından sağlık desteği verilen gruba dâhil olan takımların sporcuları ile müdahale edilmeyen takımların sporcuları karşılaştırıldığında, destek alan takımlarda yaralanma oranında %75 azalma saptanmıştır. Yaralanmaların maddi boyutu, yaralanmalar için yapılan sağlık giderleri ve iş gücü kaybının maddi karşılığı alınarak hesaplandığında ise destek verilmeyen gruptaki takımların giderlerine sezonluk yaklaşık 100 bin dolarlık ek bir maliyet getirdiği ortaya konmuştur.

Fizik olarak hazır olmak olası yaralanmaları engellemek açısından önemlidir. Yapılan bir çalışmada bir takıma sezon öncesi 7 haftalık antrenman programında dayanıklılık, pliometrik, kuvvet, esneklik, çabukluk ve beceriyi artırmaya dönük antrenmanlar uygulanırken, diğer takıma düzenli ve disiplinli bir çalışma uygulanmamıştır. Sezonluk takipte sezon öncesi düzenli bir hazırlık yapmayan grupta % 34, antrenman yapan grupta ise % 14 gibi daha düşük oranda bir yaralanma tespit edilmiştir.

Sonuç

Araştırma sonuçları bir futbolcunun sezon boyunca performansını kısıtlayan en az bir yaralanma yaşadığını işaret etmektedir. Bazı çalışma sonuçları futbol yaralanmalarının daha çok müsabakalar sırasında olduğuna işaret ederken bazıları yaralanmaların müsabaka ve antrenman döneminde benzer oranda olduğunu göstermektedir. Çelişkili sonuçlar çalışmalara katılan futbolcuların yaş, cinsiyet ve futbol düzeylerindeki farklılığın bir sonucu olabilir. Bununla birlikte üst düzeyde cereyan eden müsabakalarda yaralanma olasılığının yüksek olduğu herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Genel bir değerlendirme ile beceri seviyesinin düşük ve müsabaka seviyesinin yüksek olması yaralanma oranını arttıran iki önemli etkendir denebilir.

En sık görülen yaralanma mekanizmaları arasında rakip oyuncunun ilerlemesini engelleme, rakip tarafından engellenme, şut atma, koşma, ani dönüş ve sıçrama ile yere düşme aktiviteleri bulunmaktadır. Vücut teması olmadan ortaya çıkan yaralanmalar vücut teması ile olan yaralanmalara göre daha fazladır. Diz, ayak bileği, uyluk, kasık ve kalça en sık yaralanan anatomik bölgeleri oluşturmaktadır. Erkek sporcularda ayak bileği, kadın sporcularda ise diz eklemi en sık yaralanan eklemdir.

Spora geri dönüş kriterleri arasında ağrısız eklem hareket açıklığının tekrar kazanımı, ödemin (şişin) kaybolması, kuvvetin sağlam tarafın %80-90'ı düzeyine gelmesi, spora özgü hareketleri ağrısız bir şekilde yapabilmek sayılabilir.

Futbol yaralanmalarını; fizik kondisyon olarak vücudu antrenman ve müsabakalara hazır hale getirmek, özellikle alt ekstremite kuvvet ve esnekliğini ideal konuma getirmek, yaralanmaları takiben yeterli rehabilitasyon yapılmadan aktiviteye geri dönmemek, uygun malzeme kullanarak ve takım sağlık organizasyonunu gerekli ekip ve ekipmanla doğru bir şekilde yaparak azaltmak mümkündür. Yüksek riskli sporcuları sezon öncesinde belirleyerek gerekli önlemlerin alınması, sağlık giderlerinin azalmasına yardım edecek ve spor yaralanmalarını önleme programlarının etkilerini artıracaktır.