TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Özgür Yankaya: "Futbolun içinden geldim" 26.11.2009
Özgür Yankaya: "Futbolun içinden geldim"

İkinci sezonunu geçirdiği Turkcell Süper Lig'de bu sezon önemli bir çıkış yakaladı. Edirne'nin bu düzeydeki ilk hakemi. 12 yıl futbol oynadı, üniversite eğitimini futbol üzerine aldı, 2 yıl antrenörlük yaptı. Hakem kimliğinin oluşmasındaki en büyük avantaj olarak yoğun futbol geçmişini görüyor, Türkiye'nin 1 numaralı hakemi olmanın, Dünya Kupası ve Şampiyonlar Ligi'nde maç yönetmenin hayalini kuruyor. Edirne'de arkadaşlarıyla kurduğu bisiklet kulübünün yöneticiliğini yapıyor ve iyi bir tenis oyuncusu.

Röportaj: Barış Tarık Mutlu / TamSaha

Turkcell Süper Lig'de ikinci sezonunu yaşayan ve bu sezon çıkış gösteren bir hakem olarak Özgür Yankaya kimdir diye sorarak başlayalım.

1978 Edirne doğumlum. 2000 yılında Trakya Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'ndan mezun oldum. Branşım futbol. Futbol üzerine ciddi bir eğitim aldım ve B diplomalı antrenörüm. İki yıl antrenörlük yaptım, öğretmenlik deneyimim de oldu. Şu anda Edirne'de bir cafe işletiyorum.

Futbolculuk geçmişiniz var mı?

12 yıl futbol oynadım. Edirne'de PTT Spor ve daha sonra 3. Lig'de DSİ Spor'da oynadım. 1 sezon da İstanbul'da Avcılarspor formasını giydim. Sonrasında ise 1999 yılında hakemliğe başladım.

Hakemliğe nasıl başladığınızı anlatır mısınız?

Okul bittikten sonra bir kurs açılmıştı. Ben de hakemlik yapmak için değil de kuralları öğrenmek niyetiyle kursa katılmıştım. Ama orada benim hakemlik yapabilecek niteliklere sahip olduğumu söylediler. Ben de yavaş yavaş başladım ve sonrasında da bırakamadım. Bir kere sporu çok seviyorum ve bir yaşam felsefesi olarak görüyorum. 8 yaşından beri sporun içindeyim. Bunun da getirisi hakemlik oldu. Boş zamanlarımda da spor yapan bir insanım.

Ne tür sporlar yapıyorsunuz?

Edirne'de bir bisiklet kulübü kurduk. O kulüpte yöneticilik yapıyorum. Bunun dışında yardımcı branşım tenis. Boş zamanlarımda tenis oynuyorum.

Hakemlik eğitimi anlamında geçtiğiniz eğitim süreçlerinizden de söz eder misiniz?

Bundan 5-6 yıl kadar önce Antalya Titanik Otel'de bir eğitim semineri yapılmıştı. Bugünkü bireysel antrenmanların ve kampların başlangıcıydı aslında. Çok önemli eğitimler aldık. Sürhat Müniroğlu Hocamızın bu kampta çok büyük katkıları oldu. O güne kadar alt klasmanlardaki bir hakemdim. O kamptan sonra başlayan çıkışım bu noktaya kadar sürdü. Bugün ise çok ciddi anlamda bir bireysel antrenmana tâbi tutuluyoruz. Son derece bilimsel bir çalışma ve kişiye özel antrenmanlar olduğu için fiziksel performansımızı ciddi biçimde artırıyor. Bir de biliyorsunuz ülkemizde bazı hakemlere mentör tayin ettiler. Benim de mentörüm Yusuf Namoğlu. Açıkçası gelişimimde çok faydası oluyor. Maçlarıma geliyor ve hatalarımı ya da iyi yönlerimi anlatıyor. Bu sayede belli bir ivme kazandım. Yusuf Namoğlu hem hakem olarak hem de kişiliğiyle çok değerli bir marka. Kendime sadece onun hakemliğini değil kişiliğini de örnek alıyorum.

MHK'nın bugünkü yönetimi hakemlerin alt liglerde pişerek gelmesini önemsiyor. Bu açıdan bakıldığında siz kendinizi yeterince tecrübeli görüyor musunuz?

Bu konu gerçekten çok önemli. Hakemlikte tecrübe önemli bir faktör. Deneyimli hakemlerin hata yapma oranları da daha düşük oluyor. Bazen sabırsız davranıyoruz ama bence sabretmeli ve beklemeyi bilmeliyiz. Ben de yavaş yavaş tecrübe kazandığımı düşünüyorum ve kendimi çıkış yapacak düzeyde görüyorum.

Futbol oynamış olmak büyük avantaj

Sizce futbol oynamış birisiyle oynamamış birisinin hakemlik yapması arasında ne gibi farklar olabilir?

Bu daha çok insanların kendisini geliştirmesiyle ilgili bir şey. Futbol oynamamış bir hakem bu farkı izleyerek, hissederek kapatabilir ama futbol oynamış olmanın çok büyük avantajları var. Çünkü maç sırasında futbolcunun niyetini, davranışlarına yön veren duygularını anlayabiliyorsunuz. Bu da otomatik olarak karar verirken sizi daha avantajlı bir konuma getiriyor.

Hakemlikte bu düzeye gelirken hangi özellikleriniz sizi ön plana çıkardı?

Bence en önemli özelliğim futbol oynamış olmamdı. Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nda futbol eğitimi almış olmam da çok önemli bir faktördü. Bugün yapılan çalışmalara baktığımızda hakemin futbolcu psikolojisinden anlaması ve eğitici olması yönünde çabalar harcanıyor. Benim okulda aldığım eğitim de bu yönde olduğu için otomatikman bir avantaja sahip olmuş oluyorum. Futbol bölümünde okurken sporcu sağlığından taktik bilgiye, anatomiden antrenman bilgisine, psikolojiye kadar çok geniş yelpazede bir eğitim alıyorsunuz.

Hakemlikte örnek aldığınız kişiler var mı?

Direkt bir hakemi örnek aldığımı söyleyemem. Ama yerli veya yabancı maçları seyrettiğimde her hakemin iyi yönlerini kendime örnek alıyorum. Hakemlik hayatına yetişemediğim Yusuf Namoğlu'nun hayattaki başarıları ve duruşu ise benim için iyi bir örnek.

Bu maçlar bir basamak

Turkcell Süper Lig'de ilk çıktığınız maç 8 Şubat 2009'daki Gaziantepspor-Ankaraspor karşılaşması. Bu maça tebligatı aldığınızda ne yaptığınızı, neler hissettiğinizi hatırlıyor musunuz?

Bir hakem aslında hangi maçlara çıkabileceğini tahmin edebilir. Bir önceki sezon Bank Asya 1. Lig'de çok iyi maçlar yönetmiştim ve beklenti içindeydim. Sağ olsun MHK'daki yöneticilerimiz de uygun gördü ve böyle bir maç verdi. Tabii ki tebligat ilk geldiğinde heyecanlandım ama uzak hedefi düşündüğümde bu maçlar benim için sadece birer basamak.

Hakemler genellikle hatalarıyla konuşulur. Siz saha içinde hata yaptığınızı anladığınızda ne yaparsınız?

Bu bir hakem için çok kötü bir şey. Yardımcı hakeminizle bakıştığınızda ya da onun bir işareti veya telsiz konuşmasıyla hata yaptığınızı anlayabiliyorsunuz. Eğer büyük bir hata yaptığınızı anlarsanız, hemen o anda çözmeniz gerekiyor. Bir taç atışı veya orta sahadaki bir faul kararınızda hata yaparsanız belki tolore edilebilir ama sonuca etki eden bir hata yaparsanız, Allah kimsenin başına böyle bir şey vermesin derim. Benim böyle çok büyük bir hatam olmadı.

Hakemler ciddi bir baskı altında. Sadece kulüplerden değil, medyadan da yoğun bir baskı var. Bu baskıyla başa çıkacak psikolojik hazırlığı nasıl yapıyorsunuz?

Bizim işimiz zaten baskıya dayanmayı gerektiren bir iş. Çok iradeli, dayanıklı ve sabırlı olmanız gerekiyor. Bunu başarabilirseniz iyi bir hakem olabilirsiniz. Ben spor programlarında sadece maç görüntülerini izlerim. Televizyondaki yorumları ya da gazetelerdeki eleştirileri takip ederek kendimi etki altında bırakmam.

Belki siz medyayı izlemiyorsunuz ama yakın çevrenizden bu eleştirileri size getirenler oluyor mu?

Edirne'de ilk Süper Lig hakemi benim ve bununla gurur duyuyorum. Edirne'deki insanlar da bunu bildikleri için bana saygı gösteriyor. Eğer bir hatam varsa da bunu eleştiri biçiminde önüme koymuyorlar.

Maça çıkmadan önce, takımlar ve oyuncular hakkında ön hazırlıklar yapar mısınız?

Elbette. Hem takımlar hem de saha ve hava şartlarıyla ilgili hazırlıklar yapıyorum. Zaten maç öncesinde kamplarımız var ve bu kampların büyük yarar sağladığını düşünüyorum. Orada doktoru, masörü, beslenme uzmanı, mentörüyle son derece profesyonel bir ortam var. Diğer hakemlerle bir arada olmak, ekibinizle bir arada yaşamak da kaynaşmayı ve dolayısıyla başarıyı getiriyor.

Hakem oyuncuya mesafeli durmalı

Hakemlerin saha içinde oyuncularla kurduğu diyaloglar birbirinden farklı olabiliyor. Siz bu anlamda nasıl bir hakemsiniz?

Bence hakemin her zaman futbolcuyla mesafeli bir ilişki kurması gerekiyor. Futbolcuya saygı gösterirken, karşısındakinden de saygı beklediğini hissettirmesi lâzım. Çok fazla konuşulmaması gerektiğini düşünüyorum. Eğer verdiğiniz kritik bir kararla ilgili aşırı tepki aldıysanız, sadece bir oyuncuya çok kısa bir açıklama yapabilirsiniz. Maç içinde futbolculara kararlarınızın gerekçelerini anlatmak zorunda değilsiniz. Zaten karşınızdakiler profesyonel futbolcu. Dolayısıyla kuralları bilmek zorundalar. Federasyon da her sezon başında kulüpleri kurallarla ilgili olarak bilgilendirme çalışmaları yapıyor. Ben de bir hakem olarak sadece o kuralları saha içinde uygulamaya çalışırım.

Kendi hakemlik tarzınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bunu benim değil de dışarıdan izleyenlerin değerlendirmesi gerekiyor aslında. Ama sert bir hakem olmadığımı söyleyebilirim. Tabii bu saha içinde kendimi ezdireceğim anlamına gelmiyor. Saha içinde dik duran, temsil ettiği camiayı hep aklında tutan bir hakem olduğumu söyleyebilirim.

Süper Lig hakemi olduktan sonra hayatınızda neler değişti? Olumlu ya da olumsuz neler yaşıyorsunuz?

Gerçekten birçok şey değişti. Edirne'de ilk Süper Lig hakemi olmanın getirdiği sorumluluklar var. Hem alttan gelen diğer hakemlere hem de topluma örnek olacak davranışlar sergilemek durumundasınız.

Hiç hakem olduğunuza pişman olduğunuz bir an oldu mu?

Zor anlar yaşadım ama hakem olduğumdan pişmanlık duyduğum bir an olmadı. Eğer hedefinize inanıyorsanız ve buna kilitleniyorsanız yaşadığınız zorlukları aşmak zorundasınız. Aklımda kalan en zor maç Bank Asya 1. Lig'deki bir Kocaelispor-Elazığspor karşılaşmasıydı. O maçta 5 kırmızı, 8 sarı kart göstermiştim. O dönemde kurallar yeni değişmişti. Kart isteyen oyuncuya kart göstermemiz gerekiyordu. Futbolcular ise kurallar hakkında çok fazla bilgili değildi. Ancak ilk dakikadan son dakikaya kadar verdiğim kararlarda standart yakaladığım için olumlu tepkiler almıştım.

Maçlara çıkmadan önce bir uğurunuz var mı?

Ben uğura falan pek inanmam. Elbette maça çıkmadan önce dua ederim ama üzerimde taşıdığım bir uğurum yoktur.

Lisan için İngiltere'ye gideceğim

Hakemlikte bundan sonraki hedefleriniz neler?

Bir hakemin her zaman uzak hedefleri de olmalı. Bu hedefler Dünya Kupası ve Şampiyonlar Ligi'nde iyi maçlar yönetmek. Bunun için de yabancı dil gerekiyor. Bir seneyi aşkındır haftada dört gün özel ders alıyorum. Bu yaz döneminde de dil eğitimi için İngiltere'ye, kuzenimin yanına gideceğim. Bu hedeflerime ulaşmam için FIFA hakemi olmam ve öncesinde de kamuoyu tarafından en iyi hakem olarak kabul edilmem gerekiyor. Bütün çalışmalarım da bu yönde zaten.

Futbolun dışındaki hayatınızda neler var?

Boş zamanlarımda spor yapmayı çok seviyorum. Spor benim yaşam tarzım. Dediğim gibi kurduğumuz bisiklet kulübünde yöneticilik yapıyorum. Yazları tenis oynuyorum. Oldukça başarılı bir tenis oyuncusu olduğumu söyleyebilirim. Saroz Körfezi'nde yazlığımız var. Oraya gittiğimde kros yaparım ve yüzerim. Daha önce Edirne DSİ Spor'un altyapısında 2 yıl antrenörlük deneyimim oldu. Bu da benim hakemlik hayatıma önemli bir katkıdır. Antrenörlerin olaya nasıl baktığını öğrenmem açısından faydalı bir deneyimdi. Zaman buldukça kitap okumaya çalışıyorum, İstanbul'a gelip gezmeyi seviyorum, sinema ve tiyatroya gidiyorum.