TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Gökay Iravul: Fenerbahçe'nin yeni umudu 26.11.2009
Gökay Iravul: Fenerbahçenin yeni umudu

Fenerbahçe'nin altyapısından A takımına çok fazla oyuncu çıkardığı söylenemez ama oradan yetişen pek çok futbolcu bugün farklı kulüplerde top koşturuyor. Ancak sarı-lacivertli taraftarlar uzun yıllardır altyapıdan gelip A takımda oynayacak bir yıldızı bekliyor. İşte U17 Takımımızla Avrupa Kupası finallerinin ardından Dünya Kupası tecrübesi de yaşayan genç oyuncu, bu beklentilere cevap verebilecek en önemli adaylardan birisi. 13 yaşında Denizli'den ve ailesinden ayrılıp, büyük futbolcu olabilmenin hayaliyle 4 senedir gurbette ter döküyor.

Röportaj: Selim Şakarcan / TamSaha

Seni Dünya Kupası'nda çeyrek final oynayan U17 Takımımızın oyuncularından biri olarak izleyen kamuoyuna kendini biraz daha yakından tanıtır mısın?

18 Ekim 1992 Denizli doğumluyum. İki kardeşiz, benden 4 yaş büyük bir ablam var. Şu anda İzmir'de üniversitede okuyor. Annem ev hanımı, babam ise banka müdürlüğünden emekli oldu.

Futbola başlamadan önce futbolla aran nasıldı?

Her çocuk gibi ben de mahallede sabahtan akşama kadar top oynuyordum. Akşam yemekten sonra yorgunluktan hemen uyuyordum. Sadece mahallede de değil, okul bahçesinde de her zaman top oynuyordum.

Futbola nasıl başladın?

Futbola 2001 yılında Denizlispor'un altyapısında başladım. Seçmelere katılmıştım, minik takıma seçildim. Bir yıl minik takımda oynadıktan sonra yıldız takıma ve daha sonra B genç takıma yükseldim. B genç takımdaki ilk sezonumda Türkiye Şampiyonası'na katıldık. Orada Fenerbahçe ile de maç yaptık. Fenerbahçe'nin yöneticileri beni beğenmiş. Sonrasında Fenerbahçe'ye transfer oldum.

Fenerbahçe'ye transferini biraz daha açar mısın?

Fenerbahçe'ye transferim hemen olmadı aslında. Beni ilk izlediklerinde istemişlerdi ama transferim gerçekleşmemişti. Bir yıl sonra tekrar Fenerbahçe ile maç yaptık ve tekrar istediler ve transferim böylece gerçekleşti. 2005 yılından beri Fenerbahçe'de oynuyorum.

Ailen hâlâ Denizli'de mi yaşıyor?

Evet, hâlâ Denizli'de yaşıyorlar. Ben 4 yıl önce buraya geldim. Onlar Denizli'deler.

13 yaşında tek başına Denizli'den kalkıp İstanbul'a gelmişsin. Ailenden uzak yaşamak zor oluyor mu?

İlk geldiğim sene çok zorlanmıştım, daha sonra alıştım. Burada akrabalarım da var. İzin günlerimde onları da ziyaret ediyorum. Devre arasında ve bayramlarda Denizli'ye gidip ailemi de ziyaret ediyorum.

Emre Belözoğlu ile oynamak istiyorum

Futbola başladığın yıllarda örnek aldığın futbolcular var mıydı?

Tabiî ki her çocuk gibi benim de beğendiğim futbolcular vardı. O zamanlar Emre Belözoğlu hayranıydım. Şu anda da Fenerbahçe'nin A takımda oynuyor. Hep onunla beraber oynamak istemişimdir. Umarım bir gün A takımda beraber oynarız.

Futbola hangi mevkide başladın? Hâlâ aynı mevkide mi oynuyorsun yoksa çok değişiklik oldu mu?

Benim oynadığım mevkilerde çok değişiklik oldu. İlk olarak sağ bek olarak başladım. Daha sonra orta saha oynadım. Bir dönem milli takımda yine sağ bek oynadım. Şimdi yine orta sahada oynuyorum.

Şu anda oynadığın mevkide beğendiğin futbolcular var mı?

İlk olarak tabiî ki Emre Belözoğlu'nu çok beğeniyorum. Selçuk İnan da beğendiğim oyuncuların başında gelir. Yabancı oyunculardan ise Steven Gerard ve Frank Lampard çok beğendiğim ve örnek aldığım oyuncular.

Türkiye Ligi'nde oynayan, özellikle senin mevkiinde oynayan yabancılardan kimleri beğeniyorsun?

Alex De Souza ve Harry Kewell'ı çok beğeniyorum. Bence Alex Türkiye'ye gelmiş geçmiş en iyi yabancılardan biri. Anadolu kulüplerinde de kaliteli yabancılar var.

Yabancı oyuncuların çok olması ve Türkiye'den yıldız oyuncu transferleri, büyük takımların altyapısında oynayan gençlerin A takıma yükselmesinde bir zorluk yaratıyor mu?

Türkiye'de yabancılara çok önem veriliyor. Altyapılarda çok kaliteli, yetenekli gençler var ama pek şans bulamadıklarını düşünüyorum. Yabancı oyuncular her zaman daha üstün görülüyor ama biz de çok yetenekliyiz. Sonuçta bizlerin de kulüplerimizde ve Genç Milli Takımlarda göstereceğimiz performans çok önemli. Ancak yine de her şeyin oyuncuda bittiğini düşünüyorum. Kalitemizi gösterirsek bulunduğumuz takımda oynama şansını yakalayabiliriz.

Futbolla beraber eğitimini de sürdürebiliyor musun?

Şu anda lise son sınıfta okuyorum. Bu sene bitirip üniversiteyi kazanmak istiyorum, inşallah kazanırım.

Futbola başladığın günden bugüne sende emeği olduğunu düşündüğün insanlar kimler?

İlk olarak tabiî ki ailemin, annemin, babamın desteği çok büyüktü. Sonrasında Denizlispor'da Muhsin Sezer Hocamla başladım futbola, çok emeği vardır bende. Cahit Arım Hocamın da çok emeği vardır. Ona gerçekten borcumu ödeyemem. Fenerbahçe'de de başta A2 Teknik Direktörüm Şenol Çorlu olmak üzere, bütün hocalarımın bende emeği var. Kendilerine çok teşekkür ediyorum.

Fenerbahçe'deki hedeflerin neler?

Tabii ki her altyapı oyuncusu gibi benim de hedefim A takım. Fenerbahçe tüm dünyada çok önemli bir marka. Ben de bu büyük kulübün futbolcusu olduğum için çok mutluyum.

Liverpool hayranıyım

Uzun vadeli hedeflerin neler? Avrupa'da hangi ligleri ve takımları beğeniyorsun?

Kesinlikle Liverpool hastasıyım. Liverpool'un maçlarını hiç kaçırmıyorum ve büyük bir heyecanla izliyorum. Tabii ki sırasıyla, Fenerbahçe, A Milli Takım ve sonra da Liverpool'da oynamak istiyorum.

Avrupa'ya gitmenin yaşı ve zamanı önemli mi sence?

Bence doğru zaman, en azından şimdi değil. Türkiye'de tam anlamıyla kendini kanıtladıktan sonra gitmenin doğru olduğunu düşünüyorum. Örneğin Tuncay Şanlı, Sakaryaspor, Fenerbahçe ve Milli Takım'da kendini gösterdi, sonra Premier Lig'e gitti. Bence de doğru yere gitti.

Biraz da Milli Takım'ı konuşalım. Ay-yıldızlı formayı ilk olarak ne zaman giydin? İlk daveti aldığında neler hissettin?

İlk defa U15 Milli Takımı'na çağırılmıştım. Hollanda ile bir hazırlık maçı vardı. Öncesinde seçmelere girmiş, Riva'da bir kampa katılmıştım. İlk duyduğumda çok mutlu olmuş, heyecanlanmıştım. Çok özel bir duyguydu. Anlatılmaz yaşanır derler ya, aynen öyleydi.

Milli Takım'dan bahsetmişken, yeni döndüğümüz Nijerya'daki U17 Dünya Kupası'ndan konuşalım. Neler söylemek istersin?

Çok şanssız bir şekilde elendik. 90. dakikada gol yedik, uzatmalar ve sonunda penaltılarla elendik. Ülkemizi çok iyi temsil ettiğimizi düşünüyorum. Daha iyisi tabii ki olabilirdi ama olmadı. İnşallah Ümit Milli ya da A Milli Takım seviyesinde bu kupayı kaldıracağımızı düşünüyorum. Gerçekten inanıyorum buna.

Hepsinden daha yetenekliydik

Dünya Kupası'nda mücadele ettiğiniz rakiplerinizi nasıl değerlendirirsin? Fizik olarak ya da teknik olarak nasıllardı?

Bence bütün takımlardan daha yetenekliydik. Fizik olarak da pek farkımız olduğunu söyleyemem ama Kolombiya maçının son 15 dakikasında fizik olarak oyundan düştük ve maçı kaybettik.

Farklı bir kıtaya, farklı bir ülkeye gittik. Nijerya halkı ve halkın futbola bakışı ile ilgili neler düşünüyorsun?

Her ne kadar yoksul olsalar da çok sıcak ve güler yüzlü insanlar. Futbolla çok iç içeler. Dünya Kupası'na da yoğun bir ilgi gösterdiler. Devamlı futbol olsa sıkılmazlar diye düşünüyorum.

Nijerya'daki kamp ortamı nasıldı? Boş vakitlerinizi nasıl değerlendiriyordunuz?

Kamp çok eğlenceli ve keyifliydi. Takım olmayı başarmıştık. Bunun sonucunda da birçok zorluğa rağmen uyumlu ve moralli bir kamp oldu. Boş vakitlerimizde genelde dinleniyorduk. Ayrıca maç günleri dışında her gün İngilizce derslerimiz oluyordu. Kişisel gelişimimiz ve yabancı dil öğrenimi açısından çok faydalı oldu.

İngilizce dersinin faydasını gördük

İngilizce derslerinin, kişisel gelişiminizin yanında saha içinde hakemlerle ve rakip oyuncularla daha iyi iletişim kurmanızda da faydası oldu mu?

Evet, mesela maç içinde hakeme itiraz etmek istiyorsun. Yabancı dil olmayınca yanlış anlaşılıyorsun ve kart görebiliyorsun. İngilizce olunca kendimizi daha iyi ifade edebiliyoruz. Bence İngilizce dersleri altyapılarda her kampta olmalı. Biz çok faydasını gördük.

Teknik Direktörünüz Abdullah Ercan'ın da kadroda olduğu ve Türkiye'nin üçüncülüğü elde ettiği 2002 Dünya Kupası'nda kaç yaşındaydın? Maçları izlerken neler hissetmiştin?

10 yaşımdaydım, Türk futbol tarihinin en önemli başarısıydı bence. Maçlar çok heyecanlıydı, Brezilya maçı, özellikle Senegal maçında attığımız altın gol. Abdullah Hoca da o kadrodaydı ve şimdi de benim teknik direktörüm. Gerçekten Abdullah Hoca ile çalıştığım için çok mutluyum.

Futbolun yoğun temposunda, kulübün ve Milli Takım dışında dinlenecek vakit bulabiliyor musun? Mesela Nijerya'dan 3 gün önce döndük, dinlenebildin mi?

Aslında dinlenemedim, hatta döner dönmez A2 Ligi'nde Fenerbahçe-Kocaelispor maçında oynadım. Tabii yorgunluk oluyor ama bu tempoya alıştım diyebilirim. Futbol her şeyi ile güzel.

Futbol dışında, az da olsa bulduğun boş vakitlerde neler yapıyorsun?

Sinema ile çok iç içeyim, çok film izlerim. Bir de tabiî ki her futbolcu gibi playstation oynamayı çok seviyorum.

Denizli'de doğdun ve futbola Denizlispor'un altyapısında başladın. Bir gün tekrar Denizlispor'da futbol oynamayı düşünüyor musun?

Denizlispor'a çok şey borçluyum. Tabii ki, kariyerimin bir döneminde Denizlispor'da oynamak isterim.