TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Kâmil Ahmet Çörekçi: Ada'daki dinamo 1.09.2009
Kâmil Ahmet Çörekçi: Adadaki dinamo

Kıbrıslı bir ailenin Londra doğumlu oğlu, Millwall'un rezerv takımında banko oynuyor ve bu sezon A takımda yer almayı bekliyor. 15 yaşından bu yana Genç Milli Takımların formasını giyiyor. Bitmek bilmeyen enerjisi ve iki ayağını kullanabilme yeteneğiyle orta sahanın yükünü çekiyor. Aileden hali vakti yerinde olmasına karşılık futbola büyük bir aşkla sarılıyor.

Röportaj: Mazlum Uluç / TamSaha

Genç Milli Takımlara İngiltere'den gelen bir oyuncusun ve adın şimdilik sadece takım kadrolarında geçiyor. Gelecek vaat eden bir oyuncu olarak biz seni daha yakından tanımak istiyoruz.

Kıbrıslı bir ailenin çocuğuyum. Londra'da doğdum. Üç kardeşiz. Bir abla ve bir erkek kardeşe sahibim. Babamın ayakkabı imal eden bir fabrikası var. Annem ise çocuklar yararına çalışan bir yardım kuruluşunun müdürlüğünü yapıyor.

Futbola nasıl başladın?

Babam hafta sonlarında arkadaşlarıyla futbol oynardı ve ben de onları seyretmekten çok hoşlanırdım. 5-6 yaşlarındayken ben de parklarda topun peşinde koşmayla başladım. 7 yaşındayken Leyton Orient takımına girdim. 13 yaşındayken, Fulham'a transfer oldum. Beni izlemiş ve beğenmişler. 16 yaşındayken de Millwall'a geçtim.

Fulham bir Premier Lig takımı. Orada devam etmen senin açından daha iyi olmaz mıydı? Neden bir alt kategorideki Millwall'u tercih ettin?

Kariyerim açısından Millwall'un daha doğru bir tercih olduğunu düşünüyorum. Çünkü Fulham'da A takıma çıkmam daha zordu. Millwall 2. Lig'de olduğu için A takıma yükselmenin daha rahat olacağını düşünerek böyle bir karar verdim. Geçtiğimiz sezon Millwall'un rezerv takımında sürekli oynama fırsatı buldum. Benim için çok başarılı ve yararlı bir sezondu. Her şey yolunda gitti. Kulübümle 1 yıl daha kontratım bulunuyor. Ondan sonra inşallah profesyonel sözleşme yapacağım.

Bu süreçte eğitimini ne yaptın?

İngiltere'de bu konuda farklı bir sistem var. Haftanın beş iş gününün dördünde antrenman yapıyorsunuz, bir gün ise okula gidiyorsunuz. Cumartesi günleri de maç yapıyorsunuz. Bu eğitim sistemi futbolcular için düzenlemiş. Zaten gittiğim okul da kulübe ait.

Futbolcu olma motivasyonun neydi? Zengin ya da şöhretli birisi olmak mıydı amacın?

Hayır, kesinlikle böyle değil. Futbol oynamayı gerçekten çok seviyorum. Para ya da şöhret sahibi olmak için değil, bu oyunu sevdiğim için futbolcu oldum.

Her genç oyuncunun çok beğendiği, onun gibi olmak istediği futbolcular vardır. Senin böyle bir idolün var mı?

Liverpool'un kaptanı Steven Gerrard'ı çok beğeniyorum ve onun gibi bir futbolcu olmak istiyorum. Topu mükemmel kullanan bir oyuncu. Bu özelliğinin yanı sıra oyunun defansif yönünü de oynayabilen, mücadele gücüyle takımını ateşleyen bir oyuncu.

Peki, sen kendinde benzer özellikleri görüyor musun?

Ben de Gerrard gibi ön libero oynuyorum. Antrenörlerim topu iyi kullandığımı söylüyor. Milli Takımdaki hocalarım özellikle mücadele gücümü ve 90 dakika boyunca oyundan düşmeden koşmamı çok beğeniyor. İki ayağımı da aynı ölçüde kullanabiliyorum. Ancak boyum biraz kısa ve hava toplarında iyi değilim.

İngiltere'deki altyapı eğitimi ile Türkiye'deki arasında nasıl farklar var sence?

İngiltere ile Avrupa Şampiyonası finallerinde oynadık ve 1-0 yendik. Ancak İngiltere'de altyapı oyuncuları daha fazla futbol mesaisi yapıyor. Oradaki altyapı eğitiminde tıpkı A takımlardaki kadar bir yoğunluk söz konusu. Antrenmanlarda çok ciddi fizik ve taktik çalışmalar yaptırılıyor.

Premier Lig'deki futbol anlayışı ile Süper Lig arasında bir kıyaslama yapabilir misin?

İngiliz kulüpleri ekonomik açıdan çok güçlü. Brezilya'dan ve İspanya'dan çok kaliteli oyuncuları transfer edebiliyorlar. Bu da ligin kalitesini yükseltiyor. Ayrıca Premier Lig'deki futbol sadece Turkcell Süper Lig'e göre değil, dünyanın bütün diğer liglerine göre çok daha çabuk, tempolu ve sert oynanıyor.

Ligimizde beğendiğin oyuncular var mı?

Fenerbahçe'yi tutuyorum ve Emre Belözoğlu'nu çok beğeniyorum. Arda Turan da çok beğendiğim bir oyuncu.

Milli Takımımız 2002'de Dünya Kupası'nda üçüncü olurken sen 10 yaşındaydın. O dönemde Milli Takımımızı takip ediyor muydun?

Elbette takip ediyordum. Müthiş bir sevinç yaşamıştım. Londra'da Türklerin yoğun olarak yaşadığı bir bölge var. Milli Takımımız dünya üçüncüsü olduğunda herkes bayraklarını çıkarıp otomobilleriyle konvoy oluşturmuştu. Ben de ailemle birlikte o coşkulu gösteriye katılmıştım.

Tugay ve Tuncay gibi oyuncuların Premier Lig'deki performansı, bir Türk oyuncu olarak sana bakışta olumlu bir gelişme sağladı mı?

Tugay olsun Tuncay olsun, ikisi de İngiltere'de gerçekten çok sevilen futbolcular. Tugay Kerimoğlu oyun zekâsı ve uzaktan attığı gollerle unutulmazlar arasına girdi. Tuncay Şanlı ise takımı küme düşmesine rağmen mücadele gücü ve tekniğiyle çok sevilen bir oyuncu oldu. Elbette bu iki Türk oyuncunun Premier Lig'deki başarısı sadece benim için değil, diğer tüm Türk oyuncular için de olumlu bir referans olarak kabul edilebilir.

Türkiye'den ilk teklifi ne zaman almıştın?

U15 Takımına Ferhat Südoğan tarafından alınmıştım. İngiltere'deki genç Türk oyuncular aslında çok göz önünde değil ama ben Hannover'deki Genç Milli Takım seçmelerine katılmıştım. Orada beğenildim.

Genç Milli Takım kampına ilk katıldığında neler hissetmiştin?

Buraya geldiğimde Türkçem çok kötüydü. Dolayısıyla çok sıkıntılı gelmiştim. Ama kampa katıldıktan sonra buradaki sıcak ortamda arkadaşlarımla çok çabuk kaynaştım. Benim kırık dökük Türkçemle dalga geçiyorlardı (gülüyor) ama her hareketlerinde ve davranışlarında samimiyet vardı.

İngilizler de seni kendi milli takımlarında oynatmak istemiş miydi?

Hayır, böyle bir teklifleri olmadı. Çünkü onlar benim kadar kısa boylu oyuncuları tercih etmiyor. İngilizlere göre oyuncular daha boylu poslu olmalı.

Önündeki yakın ve uzak hedefler neler? 1 yıl sonra Millwall'la sözleşmen de sona erecek. Sonrası için neler hayal ediyorsun?

Öncelikle Millwall'da A takıma yükselmek ve 2-3 sezon sürekli oynayan bir oyuncu olarak tecrübe kazanmak istiyorum. Tabii ki sonraki hayalim Premier Lig'de forma giymek. Ama nihai hedefim Türkiye'de oynamak. 5-6 sene sonra Turkcell Süper Lig'de oynamayı gerçekten çok istiyorum. Hele Fenerbahçe'den bir teklif gelirse koşa koşa giderim, çünkü o benim takımım (gülüyor).

Kazım Kazım'ı İngiltere'den tanıyor musun?

Onu uzaktan da olsa tanıyorum ama kardeşiyle arkadaşız.

Millwall'daki antrenörlerin seninle ilgili neler düşünüyor?

Beni gerçekten beğeniyor ve önümüzdeki sezon A takım için ilk sıralarda düşünüyorlar.

Türkiye'de oynamak istediğini söyledin, Londra'da yaşayan biri olarak buraya alışman kolay olur mu sence?

Belki başlangıçta zor olur ama ailem yanımda olursa kolay alışacağımı düşünüyorum. Sonuçta İstanbul da dünyanın en güzel şehirlerinden biri ve burada yaşamaktan mutluluk duyarım.

Futbol oynamanın dışında neler yapıyorsun?

İstirahat ediyorum. Hayatım antrenman, maç ve istirahat arasında geçiyor. Zaten bir futbolcunun hayatı budur. Elbette futbolcu da insandır ve gezip dolaşabilir ama benim önceliğim futbol olduğu için çok dikkatli yaşamaya özen gösteriyorum. Öylesine yoğun bir tempoda çalışıyoruz ki, zaten antrenmandan sonra dinlenmekten başka çaremiz de kalmıyor. Ayda bir kez sinemaya giderim. Playstation oynarım. U17 Takımının en iyi playstation oyuncusuyum. R&B dinlemeyi ve dans etmeyi severim.