TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Serkan Kurtuluş: "Rekabet oyuncuyu güçlendirir" 1.06.2009
Serkan Kurtuluş: "Rekabet oyuncuyu güçlendirir"

Bursaspor'da çok kısa süre oynama şansı bulmasına rağmen Genç Milli Takımlardaki başarılı performansıyla Galatasaray'a transfer oldu. Sağ bekteki alternatifler çoğalsa da o bölgenin değişmez oyuncusu konumuna geldi. Çok yönlü bir oyuncu olarak orta sahada da görev yapabiliyor. Ülkemizdeki yabancı oyuncu sayısının çokluğunu kendisine dert etmiyor ve oynayıp oynamamanın oyuncunun kendi performansıyla ilgili olduğunu düşünüyor. Sadece futbol kalitesiyle değil, efendiliği, güler yüzü, kitaplara ve sinemaya düşkünlüğüyle farklı bir oyuncu profili çiziyor.

Röportaj: Mazlum Uluç / TamSaha

Bursaspor'da 10 lig maçı oynayarak Galatasaray'a transfer oldun. İnsanın aklına şöyle bir soru geliyor; Galatasaray sadece 10 Turkcell Süper Lig maçı oynayan Serkan Kurtuluş'ta ne bulmuş olabilir?

Bence geçmişim daha önemli. Oraya baktığınızda Genç Milli Takımların her yaş kategorisinde oynamış bir Serkan Kurtuluş var. O maçlardaki başarılarıma bakarak ilerisi için öngörüde bulunmuş olabilirler. 10 lig maçı bir şey ifade etmeyebilir, fakat gelecekle ilgili bir öngörüde bulunmak açısından hem bu 10 maç hem de Genç Milli Takımlarda gösterdiğim performansın önemli olduğunu düşünüyorum.

Galatasaray oldukça geniş bir kadroya sahip. Buraya gelirken, "Acaba dışarıda kalır mıyım?" gibi bir endişe hissettin mi?

Ben kendime güvenmesem böyle bir işin altına girmezdim zaten. Sonuçta futbolda birileri oynayacak, birileri oynamayacak. Ama ben bir gün bana da sıranın geleceğini biliyor ve bu şansı en iyi şekilde değerlendireceğime inanıyordum. O fırsatı bulduğumda da değerlendirdiğimi ve düşüncelerimde yanılmadığımı görüyorum.

Galatasaray'a transferinden önce bir ara adın Beşiktaş'la da anılmıştı.

Ağabeyimin Beşiktaş'ta oynamasından dolayı Bursa'da böyle bir yargı oluşmuştu. Beşiktaş'ın benimle ilgilendiğini biliyordum ama benim kesin oraya gitmek gibi bir niyetim yoktu. Sonuçta Galatasaray'dan iyi bir teklif geldi ve ben de bu teklifi değerlendirdim.

Galatasaray'da çok sayıda genç oyuncunun forma şansı buluyor olması da senin bu tercihinde etkili oldu mu?

Elbette, Galatasaray'a baktığınızda Türkiye Liglerinde en fazla genç oyuncuyu piyasaya çıkartan takım olduğunu görüyorsunuz. Bu da benim Galatasaray'ı tercih etmemdeki en büyük etkenlerden biri. Ayrıca takımda çok fazla genç oyuncunun olması, akranlarınızla daha kolay anlaşabileceğinizi düşündüğünüzde ayrı bir avantaj daha getiriyor.

Bir yandan da Galatasaray'daki genç oyuncuların hemen hemen tamamı altyapıdan gelen oyuncular. Dışarıdan gelen birisi olarak bu yapının içinde yer bulmak bir sıkıntı oluşturdu mu?

Hayır hayır, zaten çoğunu Milli Takımlardan da tanıyorum. Her zaman birlikte olduğumuz arkadaşlar. Galatasaray'a gittiğimde sanki 40 yıldır berabermişiz gibi hava oluştu. Hepsi beni çok kolaylıkla aralarına aldı. Özellikle Arda ağabey sağ olsun çok yardımcı oldu. O da kısa süre önce altyapıdan geldiği için genç oyuncuların neler hissettiği ve nelere ihtiyaç duyduğunu çok iyi biliyor. Dolayısıyla hiç bir sorun yaşamadım.

Ağabeylerim beni yönlendiriyor

Kaliteli ve tecrübeli oyuncularla bir arada oynamak da genç oyuncunun gelişimi açısından önemli. Sen bu anlamda Galatasaray'da bir ilerleme kaydettiğini düşünüyor musun?

Her antrenmanda kendime bir şeyler katmak istiyorum. Bu nedenle de üst düzeydeki tecrübeli oyuncularımızı sürekli izliyor ve gözlemliyorum. Örneğin Emre Aşık bu yaşına rağmen çok iyi bir profesyonel. Nasıl pozisyon aldığına, kritik pozisyonlarda nasıl hamleler yaptığına çok dikkat ediyorum. Antrenman ve maçlarda da konuşarak beni uyarıyorlar. Yanlış pozisyon aldığımda ikaz ediyorlar, nerede durmam, hangi bölgeye hareketlenmem konusunda beni yönlendiriyorlar.

Galatasaray'daki ilk maçına eski takımın Bursaspor karşısında çıktın. Bu nasıl bir duyguydu, o gün neler hissettin?

Bülent Hocamızın gelmesiyle daha fazla forma şansı buldum. Aslında daha önce de oynayabilirdim ama farklı nedenlerden dolayı olmadı. İlk maçıma Bursaspor karşısında çıkmam bir tesadüftü. Benim açımdan önemi büyük bir maçtı. 10 yıldır birlikte olduğum arkadaşlarımla rakip olmak oldukça duygu yüklüydü. Ama sonuçta ben artık Galatasaray'ın futbolcusuydum ve duygularım bir yana, sadece görevimi yapmaya çalıştım.

Savunma yapmak sıkıcı olabiliyor

Seni çok yönlü bir oyuncu olarak tanıyoruz. Sağ bekte görev yapıyorsun ama Bursaspor'da orta sahanın sağında ve ön libero olarak da seni izledik. Sen kendini hangi bölgede daha verimli hissediyorsun?

Görev verildiği takdirde sağ önde de orta sahada da oynayabilirim. Bir sıkıntı yaşayacağımı düşünmüyorum. Sağ bek mevkiini seviyorum ve orada mutluyum ama zaman zaman önde oynamayı da isterim. Futbolcu psikolojisinde sürekli hücuma gitmek gibi bir istek vardır. Bu bazen bende de oluyor. İçimden hücuma gitmek geliyor, savunma yapmak bazen sıkıcı olabiliyor.

Peki, bu konuda eleştiriler alıyor musun? Yani bazen hücuma çıkıp zamanında geri dönememek gibi sorunlar yaşıyor musun?

Bazı pozisyonlarda sürekli hücum etme isteğimden dolayı geri dönüşlerde zorluklar yaşıyorum.

Son dönemde daha fazla şans bulmaya başladın. Senin açından neler değiştiğini düşünüyorsun?

Bursaspor'dan sorunlu bir şekilde ayrılmıştım. Sezon başı kampı geçirmemiştim ve bu benim için önemli bir dezavantajdı. Kendimi toparlamam, adaptasyonumu sağlamam biraz uzadı. Ligin ikinci yarısına doğru bir çıkış sürecine girdim ve ondan sonra da forma şansını buldum.

Başlangıçta senin sakat ve eksiklerin çokluğundan dolayı oynadığın düşünülüyordu ama sağ bekte alternatifler oluştuktan sonra da yerini korumayı başardın.

İşin enteresan tarafı takımda eksikler varken oynamıyordum. Zaman zaman Barış ağabey sağ bek oynuyor, ben kenarda bekliyordum. Sonuçta bu benimle alakalı bir sorundu. İyi olduğum sürece oynayacağımı biliyordum ve sonunda bu düzeye yükseldiğimde kadroda sürekli yer bulmaya başladım.

Türkiye'de genç oyuncu olmak ciddi bir sorun. Birçok teknik direktör riske girmek istemiyor ve genç oyunculara yeterince şans vermiyor. Bu konuda neler düşünüyorsun?

Bence Türk futbolu bir gelişme içinde ve bu sorunu atlatmaya başlıyor. Geçmişe baktığınızda teknik adamların ağırlıklı olarak tecrübeli oyuncuları tercih ettiğini görüyoruz ama son zamanlarda genç oyuncular da oldukça yüksek oranda şans bulabiliyor.

Dünyada genç oyuncu trendi var

Bu düşünce tarzını değiştiren ne sence? Genç oyuncuların başarılı olması mı yoksa kulüplerin yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle altyapı oyuncularına yönelmesi mi?

Ben bunu bir dünya trendi olarak değerlendiriyorum. Bir Arsenal'in kadrosuna baktığınızda yaş ortalaması 22. Barcelona'da Messi'nin, Iniesta'nın neler yaptığını herkes görüyor. Dolayısıyla bu örnekler genç oyunculara şans tanınması için bir itici güç oluyor.

İstanbul'daki yaşam genç bir oyuncu için sıkıntılı mı sence? Geçmişte bunun birçok örneğiyle karşılaştık. Anadolu'dan gelen yıldız adayı oyuncular İstanbul'daki hayatın akışı içinde kaybolup gidebiliyor.

Bursa'dan İstanbul'a gelirken, tanıdığım herkes bana "Orası İstanbul, dikkat etmezsen kaybolabilirsin" uyarısında bulunmuştu. Bence bu oyuncunun kişiliğiyle alakalı bir şey. Eğer oyuncu kendini bilen ve kontrol edebilen birisiyse hiçbir sıkıntı yaşamaz.

İstanbul'da nerede yaşıyorsun? Ağabeyin Serdar'la aynı evi mi paylaşıyorsunuz?

Hayır, tesislerde kalıyorum. Aslında başlangıçta birlikte ev tutmayı düşünmüştük ama ben Florya'da o Ümraniye'de olunca, mesafe oldukça uzak geldi. İkimiz de kendi takımlarımızın tesislerinde kalıyoruz. Zaten İstanbul'da fazla görüşemiyoruz. İzin günlerimizde Bursa'da daha fazla bir araya geliyoruz.

Ağabeyinle bir araya geldiğinizde ne konuşuyorsunuz?

Ağırlıklı olarak futboldan bahsediyoruz. Hayatımızda futbolun dışında çok ekstra bir şey yok çünkü. Bazen tatil dönemlerinde yaptıklarımızı birbirimize anlatıyoruz ama genelde konuştuğumuz konu futbol üzerine oluyor.

Galatasaray'a gelirsek, oldukça kaliteli bir oyuncu topluluğuna rağmen bu sezon çok da iyi geçmedi. Sence ters giden neydi Galatasaray'da?

Bu sezon için birçok neden sayılabilir ama öncelikle çok fazla sakatlık problemi yaşandı. UEFA Kupası'ndan elenmemiz de bizi çok olumsuz etkiledi.

O moral bozukluğu gerçekten bu kadar önemli midir?

Ben çok önemli olduğuna inanıyorum. Futbol iyi psikolojiyle oynanan bir oyun. Baskı altına girdiğiniz zaman rahat hareket edemiyorsunuz ve dolayısıyla bu durum futbolunuza da olumsuz yansıyor.

Eski takımın Bursaspor'un çıkışını nasıl değerlendiriyorsun? Sezonun ikinci yarısında çok farklı bir Bursaspor izledik.

Bu çıkışı Ertuğrul Sağlam'ın gelmesine bağlıyorum. Kadroda değişiklik olmadı ama Ertuğrul Hoca iyi bir sistem kurdu ve bu sistemi oturttu. Disiplinli bir futbol oynatıyor. Bu sistem ve disiplin anlayışı içinde oyuncuların var olan yetenekleri de ön plana çıkınca başarı geldi. Bu da eski bir Bursasporlu olarak beni sevindiriyor açıkçası.

Milli forma özgüven getiriyor

U15'ten itibaren Genç Milli Takımların oyuncusun. Milli Takım formasını giymek bir oyuncu için neleri değiştiriyor?

Bizim yerimizde bulunmak isteyen çok sayıda genç oyuncu var. En iyi 20 kişiden birisi olduğunuzu düşünüyorsunuz ve ülkenizi temsil ediyorsunuz. Sıradan bir oyuncu olmaktan çıkıyorsunuz yani. Bunun getirdiği bir özgüven var. Ayrıca uluslararası maçlarda sadece futbol tecrübenizi geliştirmiyorsunuz. Kültürel açıdan, sosyal ilişkiler açısından da mesafe kat ediyorsunuz. Benim bugün bu noktada olmamda Genç Milli Takımlarda yaşadığım tecrübenin payı çok büyük.

Seni Milli Takım için ilk keşfeden kimdi?

O dönemde Teknik Direktörümüz Cezmi Turhan'ın. Kendisine bu vesileyle çok teşekkür ediyorum.

Genç oyuncular arasında hangilerini beğeniyorsun?

Bursaspor'dan eski takım arkadaşım Sercan Yıldırım'ı çok beğeniyorum. Bizim takımda Arda ağabey ise bence Türkiye'nin en iyi futbolcusu.

Bir genç oyuncu olarak ligimizdeki yabancı sayısını nasıl değerlendiriyorsun?

Oynamak ya da oynamamanın oyuncunun kişisel performansıyla alâkalı bir şey olduğunu düşünüyorum. Evet, ülkemizde yabancılara daha fazla tolerans tanındığı bir gerçek. Ama onlara gösterilen sabrın da bir sınırı mutlaka var. Eğer siz iyi olursanız mutlaka şans bulursunuz. Hani, "Sen iyiydin de hoca mı oynatmadı" derler ya, ben bu söze katılıyorum. Rekabet ortamı ne kadar güçlüyse, oyuncunun da o kadar gelişebileceğine inanıyorum.

Ligimizde bu sezon yaşanılan rekabeti nasıl değerlendiriyorsun?

Ben bu rekabetin de ligin kalitesini ve heyecanını artırdığını düşünüyorum. Galiba herkes doğru sistemi buldu (Gülüyor).

Önüne hangi hedefleri koydun? Bundan sonraki basamakta hangi hedef duruyor?

Ben büyük hedeflere küçük adımlarla yürünmesi gerektiğine inanıyorum. İnsanın önündeki hedefler zaten hiçbir zaman bitmemeli. Öncelikli hedefim Galatasaray'da sürekli oynayan bir oyuncu haline dönüşmek. Uzun vadede bakarsak, buradaki misyonumu tamamladıktan sonra Avrupa'da oynamak. Her Türk futbolcusu gibi ben de A Milli Takım'da oynamayı istiyorum.

Avrupa'da özellikle oynamak istediğin bir lig var mı?

İspanya Ligi'ni çok seviyorum. Stat yapıları, taraftar davranışları, futbol düşünceleri beni çok etkiliyor.

İspanya Ligi'nde en beğendiğin takım hangisi?

Hiç tartışmasız Barcelona. Barcelona öyle bir futbol oynuyor ki, dışarıdan izlerken, oyuncuların yaptıkları işten ne kadar büyük bir keyif aldığını hissediyorsunuz. Yapılan o kısa ve çabuk pasların oyuncuları mutlu ettiğini net biçimde görüyorsunuz. İspanya Ligi'nde bütün takımların kendi futbollarını oynama düşüncesinde olması da Barcelona'nın işini kolaylaştırıyor. Türkiye'de o tip futbol oynamaya çalışan takımların işi kolay değil. Çünkü bizim ligimizde birçok takım kendi oyununu sergilemekten çok faullerle ve sertlikle oyun bozmaya çalışıyor.

Serkan Kurtuluş futbolun dışında neler yapıyor?

Genellikle tüm zamanımı tesislerde geçiriyorum. İzin günlerimde gezmekten ve arkadaşlarımla olmaktan mutluluk duyuyorum. Tesislerde geçirdiğim sürede ağırlıklı olarak kitap okumayı tercih ediyorum. Bana bir şeyler katacak her kitabı okurum. Bu arada bir film arşivim var. 1 numaralı filmim Scarface. Braveheart ve yine Mel Gibson'ın yönettiği Maya uygarlığını anlatan Apocalypto ilk üçüm arasında yer alıyor.