TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Hasan Ahmet Sari: "Deprem hayatımı değiştirdi" 3.04.2009
Hasan Ahmet Sari: "Deprem hayatımı değiştirdi"

Fatih Tekke'den bu yana altyapısından santrfor üretemeyen Trabzonspor'un yeni umudu. 17 yaşında ve İstanbul doğumlu. 16 yaşında çıktığı ilk milli maçta iki gol atarak kalitesini kanıtlamış oldu. 5 yaşındayken Avcılar'da yaşadığı deprem nedeniyle ailesi Trabzon'a göç edince onun da hayatının akışı değişti. Bu olayın Trabzonspor gibi büyük bir takımla tanışmasını sağladığını söylüyor ve "Bugün görev verilse oynayabilirim" diyecek kadar kendisine güveniyor.

Röportaj: Nihat Özten / TamSaha

U16 ve U17 Milli Takım forması ile 30'a yakın maça çıktın ve birçok gol attın. Trabzonspor altyapısını ve Genç Milli Takımları takip edenler senin bir yıldız adayı olduğunu söylüyor. Bu nedenle Hasan Ahmet Sari'yi biraz daha yakından tanımak istiyoruz.

21 Ocak 1992'de İstanbul Şişli'de doğdum. İki kardeşiz. Benden küçük bir erkek kardeşim var.

İstanbul'da doğdun ama futbola Trabzonspor'un altyapısında başladın, bu nasıl oldu?

17 Ağustos 1997'de yaşanan depremin ardından Trabzon'a taşındık. Deprem sırasında Avcılar'da oturuyorduk ve bizim oturduğumuz bina hasar görmese de etrafımızdaki birçok ev yıkıldı. Acı ve zor günler geçirdik. Sonrasında annem ve babam memleketimiz olan Trabzon'a yerleşme kararı aldı.

Baban ne iş yapıyor?

Babam ilaç mümessilliği yapıyor. Biz Trabzon'a gittikten sonra babam 3 yıl daha İstanbul'da çalışmaya devam etti. Daha sonra o da Trabzon'a, yanımıza geldi.

Peki, futbola başlangıcın nasıl oldu?

5.5 yaşıma kadar İstanbul'da yaşadım. O dönemde de futbolu çok seviyordum. Trabzon'a yerleşip babam da yanımıza geldikten sonra Trabzonspor'un altyapısına yazıldım. Altyapı seçmelerini kazanarak futbola başladım.

Deprem nedeniyle Trabzon'a gitmeseydiniz İstanbul'da da futbolcu olacağını söyleyebilir misin?

Sanmıyorum. Eğer Trabzon'a gitmeseydik futbolla bu kadar ilgilenir miydim ya da başka bir kulüpte bu noktaya gelir miydim, açıkçası bu soruya kolay kolay evet cevabı veremiyorum. Bence deprem nedeniyle Trabzon'a taşınmamız, futbolcu olmamın da önünü açtı.

Futbola forvet olarak mı başlamıştın?

Evet, ilk oynamaya başladığım zamandan beri hep forvette görev aldım.

Başlangıçta bir idolün, örnek aldığın bir oyuncu var mıydı?

Türkiye'deki her genç forvet oyuncu gibi ben de Hakan Şükür'ü çok beğeniyordum. Onun gibi büyük bir oyuncu olmayı istiyordum ve halen de bu isteğim devam ediyor. Bugün ise Liverpool'un İspanyol golcüsü Fernando Torres'i çok beğeniyorum. Hocalarım ise oyun stilimin daha çok Semih Şentürk'e benzediğini söylüyor.

Bugüne kadar gelişimine en önemli katkıyı hangi teknik direktörün yaptığını düşünüyorsun?

Elbette üzerimde şimdiye kadar beni çalıştıran bütün hocalarımın emeği vardır. Ancak Özkan Sümer Hocamı ayrı bir yere koymam gerekiyor. Trabzonspor altyapısında başladığım günden bu yana gelişmeme büyük katkı sağladığını söyleyebilirim.

İlk milli maçımda iki gol attım

Peki, Genç Milli Takımlara ilk kez ne zaman seçildin? Seni keşfeden teknik direktör kimdi?

İlk kez U16 Milli Takımı'na çağrılmıştım. Takımın başında Ferhat Südoğan Hocam vardı. Milli formayla ilk çıktığım müsabaka İrlanda Cumhuriyeti maçıydı ve ilk maçımda 2 gol attım. O maçı 2-1 kazandık. Benim için unutulmaz bir anıydı. İlk milli maçımda 2 gol atmam ve takımın bu gollerle galip gelmesi benim için inanılmaz bir mutluluktu. O günü hayatım boyunca unutamam.

Engin Bekdemir'le yaptığım röportajda, kendisinin oynadığı milli maçları PSV'den yetkililerin takip ettiğini belirtti? Seni ve diğer yaş kategorilerinde milli olan oyuncuları takip eden var mı?

Benim bildiğim kadarıyla yok. Sanırım Türkiye'deki sistem biraz daha farklı. Kulüplerdeki antrenörlerimiz bizim milli maçlarımızı seyretmek yerine Milli Takımlardaki antrenörlerimizden performansımız ve gelişimimiz hakkında bilgi alıyor. PSV veya bir başka yabancı takımın Milli Takım antrenörlerimizle böyle bir diyalog kurma şansı pek yok. Bu nedenle oyuncuları kendileri izliyor olabilirler.

Genç oyuncular erken havaya giriyor

Altyapıdan A takıma yükselme yolunda emin adımlarla ilerliyorsun. Fakat Türk futbolunda altyapıdan oyuncu yetiştirmenin, beklentilerin altında olduğunu söyleyebiliriz. Çok yetenekli genç oyuncuların kademe yükseldikçe kaybolduğu görünüyor. Bunu neye bağlıyorsun?

Evet, söylediğiniz doğru. A takıma kadar yükselmek biraz zor. Altyapılarda gerçekten çok yetenekli oyuncular var ancak büyük bölümü A takıma çıkamadan kaybolup gidiyor. Bunun en önemli nedeni oyuncunun erkenden havaya girmesi, ayaklarının çabucak yerden kesilmesi ve "Ben artık oldum" düşüncesine kapılması olabilir. Genç oyuncular bir anda büyük bir ilgiyle karşılaşınca biraz şımarıyor ve olayın farkına varana kadar sanırım iş işten geçmiş oluyor. Bu konuda dikkatli olmak gerektiğini düşünüyorum.

Bu ilgi konusuna senin özelinde bakacak olursak, Trabzon halkının sana yaklaşımı nasıl?

Tabii ki Trabzon gibi bir yerde Trabzonspor'un altyapısında bile oynamak büyük bir onur. Bizi tanıyan insanların yaklaşımı da oldukça güzel. Altyapı oyuncusu da olsanız birçok kişi sizi tanıyor ve ilgi gösteriyor. Açıkçası bu ilgi benim de hoşuma gidiyor ve motivasyonumu artırıyor.

Trabzonspor'da Umut ve Gökhan ilk on birde yer alıyor, kenarda Isaac yedek bekliyor. Sen ne zaman bu kadronun içinde yer alabileceğini düşünüyorsun?

Bugün şans verilse hemen oynayabileceğimi düşünüyorum, kendime güveniyorum. Tabii ki onlar kadar kuvvetli olmayabilirim ama henüz yaşım çok genç. Bu eksiğimi zamanla kapatabileceğimi düşünüyorum.

Gökhan ve Umut'la hiçbir araya geliyor musun? A takım oyuncularıyla altyapıdakiler arasında bir diyalog var mı?

Bugüne kadar bir diyaloğumuz olmadı. Ama ben her antrenmanlarını izliyorum ve özellikle Umut ağabeyle Gökhan ağabeyi yakından gözlemliyorum. Onları izleyerek bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum.

Peki, bu oyuncuların hangi özelliklerini beğeniyorsun?

İkisi de sprinter oyuncular. Çok fazla deplase olarak oynuyorlar. Gökhan ağabeyin bitirici özelliğinin yüksek olduğunu düşünüyorum. Kaçırdığı pozisyonlar oluyor ama bence gol vuruşlarında çok usta. Umut ağabey ise müthiş mücadele ediyor. Bu yüzden de gol şansı yüksek bir oyuncu. Çok koştuğu ve devamlı arayış içinde olduğu için sık sık pozisyona girebiliyor.

Sen kendini hangisine benzetiyorsun?

Tabii onlar çok usta ve tecrübeli oyuncular. Benim onların düzeyine yükselmem için önümde uzunca bir yol var. Kendi kategorimde baktığımda Umut ağabey kadar çok koşmasam da gol vuruşlarımı Gökhan ağabeye benzetiyorlar. Hocalarım da zaten benim gol vuruşlarımı beğeniyor. Bir de takım atağa çıkarken arkadaşlarıma yardımcı oluyorum. İleride topu tutup atak başlatabiliyorum.

Genç bir oyuncu olarak Turkcell Süper Lig'de halen geçerli olan 6+2 yabancı kontenjanını nasıl değerlendiriyorsun?

Yabancı oyuncular futbolun gerçeği. Ancak sınırlamanın doğru olduğunu düşünüyorum. Hatta bugünkü sayının iki oyuncu eksiltilerek uygulanmasının daha faydalı olacağı görüşündeyim. Bu sayede benim gibi genç oyunculara da daha fazla oynama şansı doğar.

Barış Memiş'ten ders alıyoruz

Senin önünde son dönemde altyapıdan çıkan bir Barış Memiş örneği var. Ancak bu sezon çok fazla oynama şansı bulamadı. Bu örnek senin açından nasıl değerlendirilebilir? Bir umutsuzluk olarak mı yoksa bir ders alış mı?

Biz Barış Memiş'e bakarak daha çok ders alıyoruz. Çünkü Barış Memiş gerçekten çok önemli bir yetenek. Altyapıdaki bütün oyuncuların da çok beğendiği ve örnek aldığı bir oyuncu. Hepimiz kendimizi onun geldiği noktada hayal ederek motive oluyoruz. Barış Memiş'in bu sezon ilk on birde yer almaması da benim açımdan bir olumsuzluk değil. Demek ki Barış oynamak istiyorsa daha çok çalışmalı. Ona bakarak "Biz de o noktaya geldiğimizde daha çok çalışmalı, kendimizi sürekli geliştirmeliyiz" diye düşünüyorum.

Futbolun dışında nelerle uğraşıyorsun?

Boş zamanlarımda genellikle arkadaşlarımla sinemaya giderim. Zaman zaman kitap okurum. En son Turgut Özakman'ın "Şu Çılgın Türkler" kitabını okudum.

Eğitimin nasıl gidiyor bu arada?

Sabah okula gidiyorum, öğleden sonra ise antrenmana. Futbolcunun eğitimli olmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle futbolla eğitimimi bir arada götürmeye çalışıyorum. Elbette biraz zor. Bazen okula devam edemediğim zamanlar oluyor. Özellikle Genç Milli Takım kamp ve maçları döneminde okuldan uzak kalıyorum. Ancak amacım liseyi bitirdikten sonra en azından Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'na girerek üniversiteyi bitirmek.