TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Büyüklerin genç gözdesi: Engin Bekdemir 2.03.2009
Büyüklerin genç gözdesi: Engin Bekdemir

Giresun'dan göçen bir ailenin Belçika doğumlu çocuğu. Ailesiyle Belçika'da yaşıyor ama Hollanda'da PSV Eindhoven'ın formasını giyiyor. Forvet arkasında görev yapıyor ve en önemli özelliği ustalıkla kullandığı ara pasları. Gelecekte bir gün Süper Lig'de forma giymenin hayalini kursa da şimdilik bu hamleyi erken buluyor. Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor'dan gelen teklifleri de bu nedenle geri çevirdiğini söylüyor.

Röportaj: Nihat Özten

PSV Eindhoven altyapısından yetişerek A1 takımına kadar yükselmiş ve 15'in üzerinde maçta genç milli takım forması giymiş, geleceğin yıldız adaylarından biri olduğunu biliyoruz. Seni daha yakından tanımak adına Engin Bekdemir'in kim olduğunu sorarak başlayalım röportaja.

7 Şubat 1992'de Belçika'nın Beringen şehrinde doğdum. Annem ve babam Giresunlu. Uzun yıllar önce Belçika'ya gelmişler. Dört erkek kardeşin en küçüğüyüm. Babam, Belçika'da madencilik yapmış, şimdi emekli.

Futbola nasıl başladın?

Ailenin en küçüğüyüm ve üç ağabeyim de üzerime çok düşüyor. Onların teşvikiyle doğduğum yerin amatör takımı olan Beringen'de 5 yaşında futbol oynamaya başladım.

Ağabeylerinin futbol oynuyorlar mıydı?

Evet, oynuyorlardı. Sakatlık ve başka nedenlerden devam ettiremediler ama benim futbol oynamamı sağladılar.

Eindhoven beni turnuvada beğendi

PSV Eindhoven'a transferin nasıl oldu?

8 yaşındayken Beringen takımı ile Eindhoven'daki bir turnuvaya gitmiştim. O turnuvadaki maçlarda en iyi oyuncu seçildim. Turnuvayı takip eden PSV Eindhoven yetkilileri de bana transfer teklifinde bulundu. Babam ilk başta yaşımın küçüklüğü ve Eindhoven'ın uzak olması nedeniyle pek sıcak bakmadı ama ağabeylerimin ısrarı ve kulüp yetkililerin verdiği güven sonunda ikna oldu.

Bu transfer bir ücret karşılığında mı gerçekleşti?

Yok, o zaman hiç para konuşulmadı. Herhangi bir bedel ödemediler ama kulübün anlaşmalı olduğu okulda okumamı ve eve geliş-gidişimi sağladılar. Ancak A1 takımına yükseldiğim zaman, yani bu sezon başında 3 senelik profesyonel sözleşme imzaladım ve para kazanmaya da başladım.

Ailen Belçika'da yaşıyor ama sen Hollanda'da futbol oynuyorsun. Senin için zor olmuyor mu?

Benim yaşadığım yerle PSV Eindhoven tesislerinin arası 90 kilometre. Kulübün servisiyle sabah gidip, akşam geliyoruz. Benim gibi PSV'de oynayıp Belçika'da yaşayan 5 oyuncu daha var. Servis bizi sabah evimizden alıp okula götürüyor. Okuldan çıktıktan sonra antrenmana gidiyoruz. Akşam yine servisle evimize dönüyoruz. Haftanın 5 günü bu şekilde geçiyor.

Hangi mevkide oynuyorsun?

10 numara bölgesinde oynuyorum. Yani forvetin arkasında, oyun kurucu pozisyonda. Futbola başladığım günden bu yana aynı bölgede görev yapıyorum.

Örnek aldığın, onun gibi olmak istediğin bir oyuncu var mıydı?

Zinedine Zidane'ı çok beğeniyorum. Tam anlamıyla bir Zidane hayranım. Kendime de hep onu örnek alıyorum. İnşallah ileride onun kadar iyi bir futbolcu olabilirim.

Ara paslarını iyi kullanıyorum

Bir 10 numara olarak kendinde eksik gördüğün ve beğendiğin yönler neler?

Önce eksik gördüğüm yönlerimden başlayayım. Açıkçası fizik olarak biraz daha kuvvetlenmem gerektiğini biliyorum. Ayrıca sol ayağımı daha fazla kullanmam gerekiyor. Bu eksiklerimi gidermek için hem hocalarımla hem de özel olarak çalışıyorum. Beğendiğim özellik ise ara paslarını iyi kullanmam. Bir de forvetteki arkadaşlarıma yardım ederim, onları yalnız bırakmam.

Günümüz futbolunda bir 10 numaradan sadece hücuma değil defansa da mümkün olduğunca fazla katkı yapması bekleniyor. Senin defansif yönün nasıl?

Tabii ki defans yapmadan futbol oynayamazsınız. Bugünün futbolunda hangi takımla oynuyorsanız oynayın çok koşmak, çok mücadele etmek zorundasınız. Bu yüzden hücuma olduğu kadar defansa da katkı yapmam gerektiğini biliyorum ve maçta elimden geldiği kadar defansa da yardım etmeye çalışıyorum.

PSV Eindhoven altyapısıyla da ünlü bir takım. Bize biraz oradaki sistemi anlatır mısın?

PSV Eindhoven bir oyuncu için çok para harcamıyor. Kulübün felsefesi altyapısındaki genç oyuncuları yetiştirip A takıma kadar yükselttikten sonra kullanmak ya da yüksek bedellerle başka kulüplere satmak. Bana yaptıkları gibi küçük yaşlarda transfer ettikleri oyuncunun tüm masraflarını karşılıyor ve eğitimini sağlıyorlar.

Peki, futbol anlamında nasıl bir eğitim alıyorsunuz?

Yaptığımız normal antrenmanların dışında, haftada bir kere oynadığımız maçları takım olarak antrenörlerimizle birlikte analiz ediyoruz. Antrenörlerimiz tek tek maç içinde kimin neyi doğru, neyi yanlış yaptığını detaylı olarak bize anlatıyor. Neler yapmamız ya da yapmamamız gerektiğini tek tek bütün herkese söylüyor. Bu seneki hocalarımız zaten bayağı ünlü kişiler. Philip Cocu ve Ernst Faber'le çalışıyoruz. Onlar gibi büyük futbolculardan bir şeyler öğrenmek bizim için büyük şans

Cocu ve Faber'in sana yaklaşımları nasıl?

İkisiyle de aram çok iyi. Benim üstüme bayağı düşüyorlar. Böyle büyük futbolcuların benimle ayrıca ilgilenmeleri gurur verici.

Hollanda'da Türk oyuncu olmanın zorlukları var mı? Bir Hollandalı oyuncu ile Türk oyuncunun altyapıdan A takıma yükselme süreçlerini kıyaslayabilir misin?

Eğer saha içinde iyi performans gösterirseniz bir sorun yaşanmıyor. Yani sana gösterilen ilgi, saha içindeki performansına bağlı. Ben bu konuda çok fazla zorluk çekmedim. Zaten bizim takımda benim dışımda çok sayıda yabancı oyuncu var. Afrikalı, Brezilyalı oyuncu çok, Hollandalı oyuncu sayısı az (Gülüyor).

PSV Eindhoven'ın A1 takımındaki tek Türk oyuncu sen misin?

Evet, A1'deki tek oyuncu benim ama 1993'lü ve 1995'lilerde birer oyuncu daha var.

Uzun zamandır Milli Takım kamplarına gelip gidiyorsun ve burada Türk takımlarında oynayan birçok arkadaşın var. Onlar üzerinden edindiğin izlenime göre Türkiye ve Hollanda'daki takımlar arasında bir karşılaştırma yapabilir misin?

Buradaki arkadaşlarla ne kadar konuşsam da Türkiye'deki altyapıyı çok iyi bilmiyorum. Ancak bana Avrupa'daki antrenmanlar daha kaliteliymiş gibi geliyor. Orada altyapıdaki oyunculara daha fazla önem veriyorlar. Beslenmesine ve dinlenmesine çok dikkat ediyorlar. Ama dediğim gibi, buradaki altyapı hakkında çok fazla şey bilmiyorum.

Peki, Türk Milli Takımı'na çağrılman nasıl oldu?

Almanya'daki milli takım seçmelerine katılmıştım. Orada beni beğenmişler. Daha sonra Ferhat Südoğan Hocam beni U15 Milli Takımı'na çağırdı.

Hollanda'ya rakip olmam ilginçti

Senin açından milli takıma çağırıldıktan sonra ilginç bir durum oluştu. Türk Milli Takımı forması ile çıktığın ilk müsabaka Hollanda maçıydı. Yetiştiğin, formasını giydiğin bir takımın ülkesine karşı oynamak nasıl bir duygu? Neler hissettin o an?

Doğrusunu söylemek gerekirse biraz tuhaf oldum. Hollanda Milli Takımı'nda PSV Eindhoven'dan birçok arkadaşım vardı. Yıllarca onlarla yan yana oynuyordum, birden rakip oldum. Ama güzeldi. Milli Takım forması giymek çok güzel. O zaman Hollanda ile iki maç yapmıştık ve birini 4-0, diğerini de 3-1 kazanmıştık.

Türk Milli Takımı'na çağrılmadan önce Belçika ya da Hollanda Milli Takımlarından teklif almış mıydın?

Ben Belçika ve Türkiye vatandaşıyım. Zaten Hollanda'da oynamak gibi bir seçeneğim hiç yok. Belçika Milli Takımı'ndan da teklif geldi ama Türkiye'de oynamaya başladıktan sonra. Ancak ben zaten Türkiye'yi seçmiştim. İnşallah ileride de Türkiye formasını giymeye devam edeceğim.

Milli Takımımız Euro 2008'de başarı bir performans sergiledi ve tüm futbolseverlerin beğenisini kazandı. Sen o maçları seyrederken neler hissettin?

İlk iki maçı sırasında Genç Milli Takım'la Rusya'daydık. O maçları hep birlikte izledik. Sonraki tüm maçları da evde izledim. Çok eğlendim, mutlu oldum ve Türkiye'nin Genç Milli Takımı'nda oynadığım için çok gururlandım. Kendimi o takımda oynuyormuş gibi hayal ettim. İnşallah ilerde ben de A Milli Takım'da oynayacağım.

Hollanda Ligi ile Turkcell Süper Lig arasında bir kıyaslama yapabilir misin?

Arkadaşlarımızla bir lokalde toplanıp Turkcell Süper Lig maçlarını izliyoruz. Türkiye'deki ligin kalitesi her geçen sezon biraz daha artıyor. Ben Hollanda Ligi ile Süper Lig arasında büyük bir kalite farkı görmüyorum.

Türkiye'de sempati duyduğun bir takım var mı?

Avrupa'daki başarılarından dolayı orada yaşayan insanlar gibi ailemin de benim de Galatasaray'a bir sempatisi var. Ancak ben bir futbolcuyum ve tribündeki taraftar gibi takım tutmuyorum. Tabii ki Türk takımlarını Avrupa'daki maçlarında destekliyorum ama kendi içindeki maçlarda daha çok oyuna bakıyorum.

Türkiye'de futbol oynamayı ister misin?

Süper Lig'de oynamayı isterim tabii.

Büyük takımlar beni istiyor

Türkiye'deki herhangi bir takımdan teklif aldın mı?

Evet, Türkiye'den teklif de aldım. Bu sezon başında Fenerbahçe'den bir teklif almıştım. Daha önce Galatasaray ve Trabzonspor da beni transfer etmek istedi.

Neden bu teklifleri değerlendirmedin?

Türkiye'ye gelmek için biraz erken. Şu sıralar ailemin yanından ayrılmayı pek düşünmedim. Üstelik kulübüm de beni satmak istemiyor. Daha yeni 3 yıllık sözleşme imzaladım.

Milli Takım'daki arkadaşlarından Gökhan Töre, Chelsea'ye yaptığı transferle bir anda Türkiye'nin gündemine oturdu. Gökhan'ı yakından tanıyan birisi olarak onun Chelsea'deki şansını nasıl değerlendiriyorsun?

Gökhan'ı 8 yaşından beri tanıyorum. Avrupa'daki turnuvalarda ve Genç Milli Takım'da hem karşılıklı hem de yan yana oynadık. Çok iyi bir futbolcu. Chelesa'de de başarılı olacağına inanıyorum. İnşallah yolu da açık olur. Onun böyle büyük bir takıma transfer olmasından dolayı gurur duydum.

Peki, senin hedeflerin neler? Gönlünde yatan bir ülke, bir kulüp var mı?

Öncelikle PSV Eindhoven'ın A takımına çıkmayı düşünüyorum. Ondan sonrasını açıkçası pek düşünmedim. Ama ileride Premier Lig veya La Liga'da oynamayı isterim.