TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Kaya gibi stoper: Semih Kaya 2.02.2009
Kaya gibi stoper: Semih Kaya
İzmir'de Pektim, Helvacıspor ve Altay deneyimlerinin ardından 15 yaşında Galatasaray altyapısına geldi. Geçtiğimiz sezon Kalli tarafından Galatasaray'ın A takım kadrosuna alındı ama geçirdiği şanssız sakatlık, hayallerini ertelemesine yol açtı. U18 Takımındaki hocası Şenol Ustaömer onun önümüzdeki sezon Galatasaray'ın A takımında oynayacak seviyeye yükseleceğinden emin. Sakatlıklarını ise cesur ve fedakârca oynamasına bağlıyor. İki ayağını da kullanabilen ve topu oyuna iyi sokabilen örnek bir savunma oyuncusu olarak ülke futboluna önemli katkılar sağlayabilecek niteliklere sahip.

Röportaj: Mazlum Uluç

Genç Milli Takımların önemli bir oyuncu olan ancak henüz Turkcell Süper Lig vitrinine çıkmayan Semih Kaya'nın kim olduğunu sorarak başlayalım.

24 Şubat 1991 İzmir Bergama doğumluyum. Petkimspor, Helvacıspor ve Altay'ın ardından iki yıl önce Galatasaray'ın altyapısına geldim. Geçtiğimiz sezonun ilk yarısında PAF takımında iyi bir performans sergileyince ikinci yarının başında Feldkamp tarafından A takım kadrosuna alındım. İki maçın kadrosunda yer aldım ancak şanssız bir sakatlık yaşayınca 8 ay futboldan uzak kaldım.

Bugüne geleceğiz ama öncelikle seni ve aileni tanıyarak devam etmek istiyorum.

Dedem İzmir'e Makedonya'dan gelmiş. Üç kardeşiz. Ben üç erkeğin en küçüğüyüm. Ağabeylerimin futbolla bir ilgisi yok ama babam eski bir kaleciymiş. Dedem izin vermediği için profesyonel olamamış. Ben futbolcu olmak istediğimde babamın büyük desteğini aldım. Futbola ilk başladığımda haftanın beş günü beni antrenmana götürürdü. 3-4 saatlik yolu gider gelirdik. Onun futbolcu olmamda büyük emeği var. Babam, kendi babasından görmediği desteği bana verdi diyebilirim.

Başlangıçta seçmelere girerek mi futbolcu oldun?

Hayır. Petkimspor'a gittiğimde Rıfat Hocamız vardı; beni beğendi. 1 sezon orada kalıp ardından Helvacıspor'a geçtim. 1 sezon sonra da Altay'a gittim ve 2 sezon yıldız takımda oynayıp Galatasaray PAF takımına geldim.

Galatasaray'a gelişin nasıl oldu? Seni kim, nerede izleyip beğendi?

Recep Yazıcı ve Ahmet Keskinkılıç hocalarımız Burhaniye'deki turnuvada beni izleyip beğendi. O turnuvada Galatasaray'a karşı oynamıştım. Karşımda bugünkü takım arkadaşlarım Cem Sultan ve Emre Çolak vardı. Bayağı iyi bir performans göstermiştim. Bir hafta sonra da onlarla Milli Takım'da buluştuk.

Futbol oynadığın dönemde eğitimini ne yaptın?

Eğitimimi sürdürdüm. Davutpaşa Lisesi'nden mezun oldum. Bu yıl inşallah üniversiteye gireceğim. Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'nda okumak istiyorum.

3 bin metrede 6 birinciliğim var

Futbolun dışında başka spor branşlarıyla da ilgilendin mi?

Atletizm yaptım. Okul takımında 5 yıl koştum. 6 bölge birinciliğim var. 3 bin metre koşuyordum. Futbol oynarken, atletizm yapmış olmanın yararlarını görüyorum.

Futbola başladığında da stoper mi oynuyordun?

Hayır. Sağ açıkta başladım, sonra sağ bek, ardından da stoper oldum. İlk olarak Altay yıldız takımında stoper oynamaya başladım.

O yaştaki oyuncular için forvette yer almak daha keyif verici bir şeydir. Senden defansta oynamanı istediklerinde hayal kırıklığına uğradın mı?

Kesinlikle öyle bir hayal kırıklığım olmadı. Nerede görev verilirse o görevi en iyi şekilde yapmam gerektiğini düşünen bir oyuncuyum. Benim açımdan stoper oynamak da çok keyif verici. İki-üç kritik pozisyonda topu kestiğinizde hocalarınızdan aferin alırsınız zaten. Benim için önemli olan tek başıma kahraman olmak değil, verilen görevi en iyi şekilde yapmak.

Başlangıçta kendine örnek aldığın oyuncular var mıydı?

Örnek aldığım değil de beğendiğim oyuncular vardı. Mesela Cannavaro ve Terry bana göre çok iyi oyuncular.

Marka olmak isterim

Anladığım kadarıyla beğenmekle örnek almak arasında bir fark olduğunu düşünüyorsun. Bu konuyu biraz açar mısın?

Ben kendi stilimi kendim oluşturmak isterim. İleride "Semih Kaya'yı örnek alacağım" demelerini tercih ederim.

Stoperden beklentiler farklılaştı. Geçmişte topu savuşturan stopere iyi oyuncu denirdi ama bugün artık oyun o bölgeden başlıyor ve stoperin de topu iyi kullanması bekleniyor. Bu anlamda sen kendini nereye koyuyorsun?

Bir stoper için yetenek olarak gayet iyi olduğumu düşünüyorum. Hocalarım da aynı şeyi söylüyor. Zaten böyle olmasa Galatasaray'da ve Genç Milli Takımlarda olmazdım. İki ayağımı da iyi kullanabiliyorum. Hocalarım önsezilerimin iyi olduğunu, oyunu iyi kurduğumu düşünüyor. Savunma konusunda zaten bir eksiğim bulunmadığını söylüyorlar.

Henüz çok genç ve gelişmeye açık bir oyuncusun. Hangi konularda aşama kaydetmen gerektiğini düşünüyorsun?

Bence ilerletmem gereken tek şey ölü toplarda ileri çıktığımda topu daha iyi kullanabilmem. Kornerlere gittiğimde topa daha etkili vurabilmem gerekiyor.

Feldkamp A takıma alırken seninle hiç konuştu mu? A takıma yükselmen nasıl gerçekleşti?

O hafta Song cezalıydı ve beni kadroya aldılar. Antrenmanlarda bayağı iyi performans sergiledim. Eğer sakatlanmasaydım Kalli beni oynatacaktı.

Galatasaray'ın Servet, Meira, Emre Aşık ve Emre Güngör gibi hepsi de milli takımlarda görev yapan kaliteli stoperleri var. Bu rekabetin içinde kendini hangi noktada görüyorsun? "Ben aradan sıyrılırım" mı diyorsun, yoksa Arda gibi bir takıma kiralık gidip patlama yaparak dönmeyi mi düşünüyorsun?

Kiralık gitmek oyuncu için yararlı görünse de ben Galatasaray'dan ayrılmak istemem. Henüz 17 yaşında bir oyuncuyum ve kendimi bu saydığınız ağabeylerimle rekabet içinde görmüyorum. Yavaş yavaş ilerleyerek oların arasına gireceğimi düşünüyorum.

Servet ağabeyle çalışıyorum

Peki, bu tecrübeli stoperlerle iletişimin nasıl? Oyununu ilerletmek için onlardan bir şeyler öğreniyor musun?

Servet ağabeyle sürekli birlikte çalışıyoruz. Şu anda Turkcell Süper Lig'de oynayan birçok oyuncudan daha iyi olduğumu söylüyor. Bu sözlerin özellikle benim özgüvenimi kazanmam açısından çok yararı oluyor. Onun dışında Meira'yı çok yakından takip ediyorum. Önsezileri mükemmel ve bir stoper için çok üst düzeyde top tekniğine sahip.

A takımla antrenmanlara çıkıyorsun. Skibbe ile ilişkilerin nasıl?

İlişkilerimiz mükemmel. Skibbe genç oyunculara değer veren bir teknik direktör. Bizden kendimize güvenmemizi ve rahat hissetmemizi istiyor. İyi olduğunuz sürece kadroda yer alacağınızı ve oynayabileceğinizi size hissettirmesi çok önemli.

Arda Turan'ın varlığı da Galatasaray'daki genç oyuncular için bir avantaj sanırım. Ona bakıp "İki sene önce bizim seviyemizdeki bir oyuncu bugün hangi noktaya geldi. Biz de aynı yoldan yürüyebiliriz" diye düşünebilirsiniz.

Elbette. Zaten bu örneklere bakarak futbol oynuyoruz. Arda ağabey onun dışında da bizim gibi genç oyuncularla sürekli diyalog halinde ve A takımda hiçbir yabancılık hissetmemiz için önemli bir köprü görevi üstleniyor.

Normal antrenmanların dışında özel çalışmalar da yapıyor musun?

Bu konuda kendimi geliştirmek için özel çabalarım var. Cevat Güler Hocamızla kondisyon çalışmalarını hiç aksatmıyorum.

Türk oyuncuların profesyonellik konusunda eksiği bulunduğu söylenir. Sen bu anlamda nasıl bir oyuncusun?

Ben dinlenmesine, uykusuna ve beslenmesine dikkat eden bir oyuncuyum. Bu anlamda bir sıkıntım olduğunu düşünmüyorum.

Galatasaray altyapısından yetiştirip A takımında oynattığı oyuncularla öne çıkan bir kulüp. Sence bunun sırrı ne?

Bunun sırrı altyapı sisteminin mükemmelliğinde. Bir kere çok iyi seçicileri var. İyi futbolcuyu belirleme konusunda çok öndeler. Sadece seçme konusunda değil, oyuncuyu işleme anlamında da Galatasaray'daki sistem çok başarılı. Kulübün dört bir yanında "Seni buraya getiren yeteneğin, burada tutacak olansa karakterindir" diye bir yazı asılı. O yazıya bakarak kendimizi ayarlamak zorundayız.

Birçok çocuk futbola başlıyor ama Genç Milli Takımlar düzeyine ulaşabilenlerin sayısı çok az. Sen futbolcu olabileceğini ne zaman hissettin?

Futbolcu oldum değil ama olabilirim dediğimi geçen yıl söylediğimi hatırlıyorum. PAF takımdaki performansımla Galatasaray A takımına alındığımda "Bu seviyeye gelebildiğime göre futbolcu olabilirim ve ileride daha iyi bir yerlere gelebilirim" diye düşünmeye başladım.

Milli Takımlara seçilmek sana neler katıyor?

Uluslararası maçlarda oynamak müthiş bir tecrübe kazandırıyor. Milli maçların ardından kulübünüze döndüğünüzde kendinizi daha özgüvenli ve daha rahat hissediyorsunuz. Arda, Aydın, Mehmet Güven gibi oyuncular U19 Takımında oynadıktan sonra kulüplerinde A takım forması giymeye başladı.

Gelecekle ilgili nasıl hayaller kuruyorsun?

Önümüzdeki sezondan itibaren Galatasaray A takımında oynamak istiyorum. Yeter ki Allah bir sakatlık vermesin. Galatasaray'da kendimi kanıtladıktan sonra şüphesiz yurt dışında futbol oynamak isterim. En çok da İtalya Ligi'nde oynamayı istiyorum. Sert futbolu seviyorum. Karşımda oynayan futbolcunun bana direnç gösterdiği mücadeleler daha hoşuma gidiyor.

Yurtdışında oynama konusunda Türk futbolcusunun bir yetenek problemi yok. Ancak psikolojik faktörler, oyuncularımızın çabuk geri dönmesine yol açıyor. Sen kendini Avrupa'da tek başına ayakta duracak güçte hissediyor musun?

Ben zaten Altay'a gittiğimde 12 yaşındaydım ve tek başımaydım. Galatasaray'a da tek başıma geldim, o sırada da 15 yaşındaydım. Gurbette yaşamaya alışkınım. Bunu o yaşta başardıysam yurt dışına gittiğimde neden başarmayayım? Bir yerlere gelebilmek için bazı fedakârlıklar yapmak gerektiğini biliyorum ve geçmişte iki farklı yerde bu deneyimi başarıyla geçirdim.

Arkadaşlarınla ilişkilerinde nasıl bir insansın?

Beni sevdiklerini düşünüyorum. Takım arkadaşlarım arasında konuşmadığım birisi yok. Cana yakın ve dürüst bir insan olarak tanınırım.

Futbolun dışında neler yapıyorsun?

Üç-beş arkadaşla bir araya gelip alışveriş merkezlerine gitmeyi, orada yemek yemeyi ve film izlemeyi seviyorum. Müzik dinlerim. Müslüm Gürses'i çok severim. Servet ağabey sayesinde bol bol türkü de dinliyorum. En sevdiğim türkü Âşık Veysel'in "Sen bir ceylan olsan ben de bir avcı" eseri. Sağ olsun Servet ağabey bana türkü CD'leri veriyor. Kitap okumayı seviyorum. Son olarak Maradona'nın "El Diego"sunu, Erdal Sarızeybek'in "Son Harekât"ını, Mümin Sekman'ın "Limit Sizsiniz"ini okudum. Özellikle deplasmanlara gidip gelirken mutlaka kitap okurum.