TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Oğuz Sabankay: "Aranan oyuncu olmak istiyorum" 1.09.2008
Oğuz Sabankay: "Aranan oyuncu olmak istiyorum"

Yaşıtlarından farklı olarak Süper Lig takımlarında değil Akhisar Belediyespor'da sivrilip Genç Milli Takımlara seçilince üç büyüklerin dikkatini çekti. Milli Takım'daki arkadaşlarının çokluğu nedeniyle Galatasaray'ı seçti ve A takıma kadar yükseldi ama bir türlü hedeflediği noktaya ulaşamadı. Manisaspor'da geçirdiği kiralık sezonun ardından şimdi Eskişehirspor'da patlama yapmak istiyor. Asıl hedefi takım arayan değil, teknik adamlar tarafından hevesle istenen bir oyuncu olabilmek.

Röportaj: Mazlum Uluç

Galatasaray'ın altyapısı ve Manisaspor derken bu sezon da Eskişehirspor'dasın. Biz senin hikâyenin başına dönelim ve oradan başlayalım istesen.

1987 yılında Manisa Akhisar'da doğdum. Futbola da Akhisar Belediyespor'un altyapısında başladım. Genelde futbolcuların ailesinin durumu çok iyi olmaz. Benim de durumum böyleydi. Çocukluğumdan beri inanılmaz futbol oynardım. Gazoz kapaklarına bile şut atan bir çocuktum. Babam eniştemin yanında matbaacılık yapıyordu ve yaz tatillerinde beni de çırak olarak işyerine götürürdü. Sürekli futbol oynadığım için ayakkabılarım patlardı ve babam da bu yüzden bana kızardı. Mahalle arasında top oynarken babamın arkadaşlarından birisi beni Akhisarspor'un altyapısına yazdırdı. Babam o dönemde arkadaşına "Benim oğlumun futbolcu olmasını sağlayacak durumum yok. Eğer sen elinden tutarsan olur" demişti. O sırada 14 yaşımdaydım. Zaten 16 yaşımda 3. Lig'de oynamaya başladım. Hocamız Turgut Uçar'dı.

Bu arada o yaşlardan itibaren Genç Milli Takımlarda oynamaya başladığını görüyoruz.

Futbol hayatımın dönüm noktalarından birisi Akhisarspor'dayken Genç Milli Takımlara seçilmemdir. Beni seçen Ferhat Südoğan Hocamın hakkını hiçbir zaman ödeyemem. U15'ten itibaren Arda, Cafercan, Serdar Özkan gibi oyuncularla birlikte oynadım. İster istemez listeye bakıyorsunuz, hepsi Süper Lig takımlarından gelmiş oyuncular, sadece ben Akhisar Belediyespor'dan gelmişim. Tabii o zaman "Bu çocuk neyin nesidir?" diye bir ilgi oluşuyor. O dönemde üç büyük takımla da görüştüm ama en ciddi teklif Galatasaray'dan geldi. Altyapı sorumlusu Ali Yavaş, teknik direktör ise Abdullah Avcı'ydı. Galatasaray'a gitmemin en önemli nedeni, Genç Milli Takımlarda daha çok Galatasaraylı oyuncuların bulunması ve onlarla arkadaşlığımın iyi düzeyde olmasıydı. İnsan ailesinden ayrılıp gurbete çıktığında yanında tanıdığı insanların bulunmasını istiyor. Şimdi bakınca doğru bir tercih yapmışım.

17 yaşında ailenden ayrılıp İstanbul'a gelmek kolay olmasa gerek.

Her insanın hayatında risk alması gerekiyor. Büyüklerim bana "Ya memur zihniyetli bir oyuncu olup Akhisar'da kalacaksın ya da açılacaksın ve boğulursan büyük denizde boğulacaksın" diyordu. Ben de bu riski aldım. Zaten Genç Milli Takımlarda oynadığım dönemde ailemden ayrı kalmaya alışmıştım.

Başlangıçta "Bizi masrafa sokma" diyen babanın bugünkü tavrı nasıl?

Akhisar'da oynadığım dönemde babam hiçbir maçımı izlemedi. Milli Takımlara gittikten sonra o da durumun farkına varmaya başladı. Tabii bakış açısı da değişti. Bütün arkadaşları gazetelerde benimle ilgili çıkan haberleri gösterdiğinde gurur duymaya başlamıştı. Manisaspor'da oynadığım dönemde hemen hemen bütün maçlarıma geldi. Ama annemin maçlarıma gelmesini istemiyorum. Çünkü çok duygusal bir insan. Yere düştüğümü görse mutlaka ağlar. Babamın tribünde bulunması ise bana destek veriyor.

Ailemi daha iyi yerlere getirmek istedim

Futbola başladığı dönemde herkesin bir motivasyonu var. Senin ilk etaptaki düşüncen neydi?

Ailemin daha iyi yerlere gelmesini istiyordum. Onun dışında futbolu çok seviyordum. Emre Belözoğlu hastasıyım ve onun gibi bir futbolcu olmak istiyordum. Ama temel hedefim ailemin hayat standardını yükseltmekti.

Bugün geldiğin noktada ailene somut katkılar yapabildin mi?

Çok şükür bazı şeyler yaptım. Ailemin oturduğu evi, babamın çalıştığı dükkânı satın aldım. Bir-iki girişimim daha var ama onlar henüz sonuçlanmadı.

Futbola başladığın dönemdeki idolünü soracaktım ama sen zaten Emre Belözoğlu dedin.

Solak oyunculara sempatim var. Hagi olsun, Sergen olsun, yetenekli solak oyunculara hayranlık duyuyorum.

Şimdi Galatasaray'ın PAF takımından A takıma yükselme sürecine gelelim.

Başlangıçta Abdullah Avcı ile yedi hafta çalıştım, sonrasında takımın başına Suat Kaya geldi. Üç sezonumu onunla geçirdim. Onun da üzerimde büyük emeği var. Akhisar'dan geldiğimde sadece top ayağına geldiğinde oynayan, çok fazla koşmayan bir oyuncuydum. Ama Galatasaray'a geldiğinizde herkes yetenekli ve en az diğerleri kadar koşmak zorundasınız. Bu arada mutlaka bir özelliğinizi de öne çıkarmanız lâzım. Zaten günümüz futbolunda tek yönlü oyuncu da kalmadı. Başlangıçta bunları yapmakta zorlandım. Ama aslan burcuyum ve çok hırslı, agresif bir yapım var. Kaybetmeyi kendime yediremem. Mutlaka özeleştirimi yaparım ve kendimi düzeltmeye çalışırım. Tek başıma kaldığımda kendi kendimi sorgularım. Genç oyuncuların çoğunun yaşadığı sıkıntılarından biri bu. Belli bir noktaya geldikten sonra mutlaka bir sıçrama yapmanız gerekiyor. Eğer bunu yapamazsanız geriliyorsunuz. Yaş grubunuzdaki bir arkadaşınız iyi yerlere ulaştıysa kendinizi onunla kıyaslamaya başlıyorsunuz. İşte bu noktada tehlike başlamış demektir.

Banko oynayan oyuncu olmalıyım

Mesela sen kendini Arda'nın ulaştığı konumla mı kıyaslıyorsun?

İster istemez bunları düşünüyorsunuz. Çünkü benim de hedefim oynadığım takımın formasını banko giymek ve Milli Takım'da oynayabilmek. Ben de Arda'nın hem Galatasaray'da hem de Milli Takım'da sergilediği performansı göstermek isterim. Bunun için de elimden gelen çabayı göstermeye çalışıyorum. Bu sezonu da sayarsanız 2.5 sezondur Galatasaray dışındaki kulüplerde oynamış olacağım. Tamam, bu bir tecrübe ama eğer sürekli hale dönüşürse beni çok iyi bir konuma getirmez. Kiralık olarak gittiğim takımda sıçrama yapıp Galatasaray'a banko oynayan bir oyuncu olarak dönebilmeliyim.

Galatasaray'da seni A takıma alan teknik adam kimdi?

Hagi döneminde A takımla antrenmanlara çıktım, ardından PAF takıma döndüm. Gerets döneminde Almanya kampına götürüldüm ve Mönchengladbach maçında oynadım. Sonrasında A takımla antrenman yapıyor ancak PAF takımında oynuyordum.

Kiralık gitmeyi sen mi istedin?

Manisaspor beni istiyordu ama başlangıçta gitmek niyetinde değildim. Çünkü A takıma yeni çıkmıştım ve Galatasaray'da oynayabilme ümidini taşıyordum. Ama bir süre sonra sadece antrenmanlara çıkmakla yetindiğimi görünce gidip hocamla konuştum ve "Gitmek istiyorum" dedim. Bunun sebebi, Manisaspor'un başında Ersun Yanal'ın bulunmasıydı.

Manisaspor'a gitmek sana artı değerler kazandırdı mı?

"34 maçın kaç tanesinde oynadın?" diye sorarsanız, beni tatmin eden bir rakam değildi. Ama futbol dışında yaşadığım tecrübelerin birçoğunu yaşadığım için mutluyum. Mesela 1.5 sezonda 4-5 tane teknik direktör değişikliğini gördüm. Her antrenörün tarzı ve istekleri çok farklı. Hepsine adapte olmaya çalışıyorsunuz ve bu da genç ve kiralık oyuncu için zor bir durum. Teknik adamların kiralık oyunculara bakış açısı her zaman aynı değil. Birçoğu size "Nasıl olsa önümüzdeki sezon benim kadromda yer almayacak" diye bakıyor ve diğer oyunculara şans verebiliyor. Bunların hepsini yaşadım ve önemli tecrübeler edindim.

Teknik adamın sizi istemesi önemli

Sezon bittiğinde Galatasaray'a dönmen gerekmiyor muydu?

Normalde sezon başı kampına katılmam gerekiyordu. Ama iki hafta geçtikten sonra beklemeye alındığımı hissettim. Bu da üzerimde bir gerginliğe yol açtı. Çünkü 21 yaşındayım ve bu yaştaki birçok oyuncu Süper Lig'de ya da Avrupa'da oynuyor. Bense bu dönemde sezon başı kampına katılıp katılmayacağımı düşünüyorum. Bir oyuncu için gerçekten çok zor bir durum. Bir futbolcu için en önemli şey sizi teknik adamın istemesidir. Zorla bir yere giderseniz sorun yaşarsınız. Bu arada beni isteyen bir kulüp çıkınca sezon başı kampına katılmayı beklemedim. Kulübü aradım ve "Benim hedeflerim var, gitmek istiyorum" dedim. Sağ olsun Galatasaray kulübü anlayışlı davrandı ve Eskişehirspor'a geldim.

Eskişehirspor'u tercih etmenin sebebi neydi?

Dediğim gibi teknik direktörün beni istemesi çok önemliydi. Geçen sezon ve daha öncesinde yaşadıklarımdan çıkardığım en önemli ders, istenen futbolcu olmanız gerektiği. Rıza Çalımbay Hocam aradı ve beni Eskişehirspor'da görmek istediğini söyledi. Bunun dışında Eskişehirspor'un potansiyelini iyi biliyorum.

Bu sezondan neler bekliyorsun?

Geçtiğimiz sezon geçirdiğim dönemden çok daha iyi bir performans göstermek amacındayım. Biliyorum ki böyle bir performans gösterirsem patlama yapabilecek ve hedeflerime daha çabuk ulaşabileceğim.

İlk hedefin Galatasaray tarafından istenilen bir oyuncu olmak mı?

Kiralık olduğuma göre şu aşamada Galatasaray'ın düşünmediği bir oyuncuyum. Ama bonservisim Galatasaray'da ve ben tabii ki Galatasaray'ın istediği oyuncu konumuna gelmeyi amaçlıyorum. Ancak şu anda ille de Galatasaray gibi bir düşüncem yok.

Yani iyi bir performans gösterip Fenerbahçe tarafından istenirsen oraya da gidersin.

O kadar da değil yani. O benim için imkânsız bir şey, çünkü ben Galatasaraylıyım. Ama eğer olmuyorsa çok fazla zorlamanın bir anlamı da yok. Açıkçası bugün düşündüğüm tek şey Eskişehirspor'da göstereceğim performans ve takımımın başarısı.

Bu sezondaki şampiyon adayın kim?

Trabzonspor'un çok iyi transferler yaptığını ve başarılı olacağını düşünüyorum. Başta Selçuk İnan olmak üzere orada oynayan ve yakından tanıdığım oyuncular da var.

Selçuk sezonun yıldızı olabilir

Sence Selçuk Trabzonspor'da başarılı olabilecek mi?

Selçuk çok iyi bir futbolcu ve Trabzonspor'a çok faydalı olacak. Turkcell Süper Lig'de oynayan birçok orta saha oyuncusu var ve hepsi belirli bir özelliğe sahip. Selçuk ise komple bir oyuncu. Tüm özellikleri taşıyor. Duran top kullanmak, hem defansif hem ofansif oynayabilmek gibi bütün özellikle sahip. Dayanıklılığı ise mükemmel. Ben bu sezonun Selçuk'un sezonu olacağını düşünüyorum.

Genç Milli Takımlarda çok yetenekli oyuncularımız var ancak bu oyuncuların birçoğu A takımlar düzeyine geldiğinde beklenen sıçramayı yapamıyor. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsun?

Eğer üç büyük takımdan birisinde oynuyorsanız, çok fazla şans bulamıyorsunuz. Mesela Arda Turan bile ancak bir başka takıma kiralandıktan sonra Galatasaray'da oynamaya başladı. Serdar Özkan uzun süre kiralık olarak dolaştıktan sonra Beşiktaş'ta şans bulabildi. Ancak son birkaç sezondur bunun yavaş yavaş kırıldığını ve genç oyuncuların da takımlarında forma şansı bulduğunu sevinerek gözlemleyebiliyoruz.

Futbolun dışında neler yapıyorsun?

Hiçbir oyuncunun futbol dışında kendisine ayıracak fazla zamanı yok. En büyük hobim playstation oynamak ve internetle uğraşmak. Eğer başka bir şehirde futbol oynuyorsam, antrenmandan sonra tesiste kalmayı değil evime gitmeyi tercih ediyorum. Sinemaya gitmeyi, kitap kurdu olmasam da okumayı seviyorum.