TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Adis Jahovic: Komple sporcu 2.08.2018
Adis Jahovic: Komple sporcu
Geri
İleri

Spora karateyle başladı, halen tenis, masa tenisi ve basketbol oynamayı sürdürüyor. Makedonya, Bosna-Hersek, İsviçre, Ukrayna ve Rusya tecrübelerinin ardından yeteneklerini Türkiye'de sergiliyor. Göztepe ile Süper Lig'e çıktıkları final maçını unutulmazları arasına yazan başarılı golcü, hayat hikâyesini TamSaha'ya anlattı.

Röportaj: Seyit Ali Gülcan / TamSaha

18 Mart 1987 yılında Makedonya'nın Üsküp kentinde doğdun. Bize ailenden ve oradaki çocukluk hayatından bahseder misin? Futbola nasıl ve ne zaman merak sardın?

Makedonya, Üsküp doğumluyum. Spora ilk olarak 5 yaşındayken karate ile başladım. 7 yaşına kadar 2 yıl süreyle karate ile ilgilendim. Arkadaşlarımla birlikte sokaklarda futbol oynuyordum. En yakın arkadaşlarımdan biri bana bir kulüpte kendimi deneyip denemeyeceğimi sordu. 7.5 yaşında FK Makedonija Gjorce Petrov takımında futbola başladım. Futbola karşı çok fazla ilgim vardı. 18 yaşımın sonuna kadar kariyerimi bu kulüpte sürdürdüm. Daha sonra ilk kez ülkemden ayrılarak Bosna-Hersek'e futbol oynamaya gittim. Orada 3.5 sene futbol oynadım. Bosna-Hersek'ten sonra İsviçre'ye transfer oldum ve 2 senede orada oynadım. 1 sene Ukrayna, 2 sene Rusya'dan sonra 2 senedir de Türkiye'de futbol yaşantımı sürdürüyorum.

Futbola başladığında idolün kimdi? Bu oyuncuyu kendine idol olarak seçmenin nedeni neydi? Hangi özelliklerine hayranlık duyuyordun?

İdolüm Zlatan Ibrahimovic'ti. O başlı başlına bir yıldızdı. Kendine has 30-40 metre uzaktan attığı enteresan golleri, hatta birisinde 45 metreden röveşata ile attığı golü bile vardı. İlginç gol vuruşları ve attığı sıra dışı gollerle gerçek anlamda bir efsaneydi ve benim de idolümdü.

Makedonya'dan Bosna-Hersek'e gidişin nasıl gelişti?

19 yaşındaydım. FK Makedonija Gjorce Petrov takımında oynuyordum. Ama teknik direktörümüz değişmişti. Takımın başına Makedonyalı bir teknik adam gelmişti. Daha öncesinde bir Sırp teknik direktörümüz vardı ve görevde olduğu sürede beni çok seviyor, destekliyordu. Ama teknik direktör değişikliğinden sonra bana ihtiyaçlarının olmadığını söylediler. Benim için en doğru kararın kulüpten ayrılmam olduğu söylendi. Bu zaman zarfında ben de mutlu değildim. Kontratımı iptal edip kendi yolumu çizmek istedim. Sonra Bosna-Hersek'e gittim. Bosna'daki ilk kulübüm Amir Hadziahmetovic ve Riad Bajic'in de formasını giydiği Zeljeznicar'dı. O kulüpte 6 ay oynadıktan sonra beni FK Sarajevo takımına sattılar. Bu kulüp Zeljeznicar'ın da yer aldığı aynı şehrin takımıydı. Orada 2.5 sene kaldım ve ardından da İsviçre'ye gittim.

Evet, kariyerinde FK Sarajevo'dan İsviçre'nin FC Will takımına, oradan da İsviçre Birinci Lig ekiplerinden FC Zürih'e uzanan bir bölüm var. İsviçre'de geçirdiğin sürede neler yaşadın ve bu yaşadıkların kariyer gelişimini nasıl etkiledi?

Ben aslında önce İsviçre'de 7. Lig kulüplerinden olan Saint Margarita adlı bir kulübe gittim. Orada ilk maçıma çıktığımda o maçı izleyen FC Will antrenörü beni beğendi ve FC Will'le denemeye çıkıp çıkmayacağımı sordu. Test amaçlı olarak iki gün antrenmanlara çıktım. Beğenildim ve sonrasında 4 senelik bir kontrat imzaladım. Bu andan itibaren futbol kariyerim yukarılara doğru çıkmaya başladı.

Ardından Ukrayna ve Rusya'ya gittin. Ukrayna ve Rusya gibi sert şartları olan liglerde forma giymek futboluna nasıl bir katkı sağladı?

İsviçre futbolu kısmen tekniğe dayalı bir futbol anlayışına sahipti. Ama Ukrayna ve özellikle de Rusya futbolu daha çok sertliğe, mücadeleye dayanıyordu. Kuvvetli iseniz, bu sertliğe karşı koyabilirseniz ve aynı sertliği siz de uygulayabilirseniz futbolun içerisinde yer edinebilirdiniz. Ben de zaman içerisinde buna ayak uydurdum. Bu da gelişimime önemli derecede katkı sağladı.

Geriye dönüp baktığında en verimli olduğun dönemin hangisi olduğunu düşünüyorsun?

Göztepe'de 1.5 yıl içerisinde yaşadıklarımla, sağladığım katkılarla en verimli olduğum sezonu geçirdiğimi söyleyebilirim. İlk sezonumda play-off'lardan Spor Toto Süper Lig'e yükseldik. İkinci sezonumda ise bilindiği gibi yarım dönemde attığım gollerle takıma ciddi anlamda destek verdim.

Rusya'dan Türkiye'ye transferin nasıl gerçekleşti? Yolun Türkiye ile nasıl kesişti bize biraz bahsedebilir misin?

Rusya'da oynarken Sivasspor benimle ilgilenmişti. Ama o dönemde kendileri 1. Lig'deydi ve ben daha üst düzey bir takımda oynamak istiyordum. Göztepe'de teknik direktör olarak Okan Buruk Hoca vardı. Bana transfer teklifinde bulunduklarında hedeflerinden, planlarından ve bana ihtiyaçları olduğundan bahsetti. Bu güzel yaklaşım ve ısrarla talep edilmem açıkçası beni çok memnun etmişti. Buna karşılık olarak ben de Türkiye'ye transfer oldum.

Oynadığın takımlar ve ligleri kıyasladığında, Türkiye'de oynanan futbol hakkında ne düşünüyorsun?

Türk futbolu son yıllarda büyük bir değer olmaya başladı. Önemli isimlerin artık Spor Toto Süper Lig'i tercih etmesi, forma giydikleri kulüplere ve genç oyunculara kattıkları tecrübe bu durumda büyük pay sahibi. Türk futbolu, İsviçre futbolu ile büyük benzerliklere sahip. Buradaki futbolun önceliği de teknik anlayış. Sertlik ve mücadele biraz daha ikinci planda. Ama Ukrayna ve Rusya'da ise bunun tam tersi. Teknik ikinci planda, sertlik ve mücadele ön planda. Bana göre Türk futbolunun en büyük artılarından biri seyircilerin ve futbolun oynandığı modern stadyumların sayılarının artması. Ateşli, takımına gönülden bağlı bir taraftar ve seyirci kitlesi var. Bunu Avrupa'nın birkaç üst düzey ligi haricinde pek çok yerde göremezsiniz. Bu da bir futbolcu için Türkiye'yi tercih etme anlamında bir artı sağlıyor.

Bir buçuk sene Göztepe'de oynadıktan sonra devre arasında Atiker Konyaspor'a transfer oldun. Bu tercihin altında yatan sebepler nelerdi?

Göztepe'de play-off şampiyonu olarak Süper Lig'e çıktıktan sonra sezona da iyi başladık. Hem takımın hem de benim performansım üst düzeydeydi. Takıma sağladığım ciddi bir katkı vardı. Her şey yolunda gidiyordu. Ben de mutluydum. Ailemin geleceğini de düşünerek, performansımı da göz önünde bulundurup yeni bir kontrat yapılmasını istedim. Ama istediğim kontrat verilmedi ve takımdan ayrılmam istendi. Bu dönemde Atiker Konyaspor ile birlikte Alanyaspor ve Sivasspor'dan da teklifler vardı. Teklifler arasında en iyisi ve benim istenildiğimi hissettiğim yer Konyaspor camiasıydı. Takımın durumu kötüydü. 15'inci sıradaydı ve bu da başarısız olunması halinde bir alt lige düşme anlamına geliyordu. Ama ben imzayı attığım günden itibaren hiç o düşüncede olmadım. Diğer takım arkadaşlarımın düşüncesi de takımın ligde kalacağı şeklindeydi. Ben imzayı attıktan sonra Samuel Eto'o gibi bir dünya yıldızı da transfer olmuştu. İyi bir kadro vardı. Son dönemlerde zorlanmamıza rağmen camianın ve taraftarın verdiği müthiş destekle takım ligde kaldı. Bu benim ve takımım adına yeni sezonda da Süper Lig'de mücadele etme anlamına geliyordu. Bana burada gösterilen ilginin, verilen değerin karşılığını sözleşme sürem içerisinde vermeye gayret edeceğim. Atiker Konyaspor'u tercih ettiğim için mutluyum.

Yeni takımındaki hedeflerin ve beklentilerin nelerdi? Geçtiğimiz sezon itibarıyla beklenti ve hedeflerini ne derece karşılayabildin?

Biraz önce de ifade ettiğim gibi, buraya gelirken takımımızın durumu iç açıcı değildi. Ama içerisinde bulunulan durumdan kurtularak sezonu ligde kalarak tamamlayacağımıza inandık. Tüm haftalar boyunca bunun için mücadele ettik. Mücadelemizi bir an olsun bırakmadık. Çünkü inanmıştık. İlk hedefimiz ligde kalmaktı. Bunu gerçekleştirdiğimiz zaman Süper Lig'de mücadele etmeye devam edecektik. Başarılı olduk. Beklentilere cevap verdik diye düşünüyorum. Bireysel anlamda forma giydiğim ve süre aldığım maçlarda takım başarısına elimden gelen katkıyı sağlamaya çalıştım. Yeni sezonda bunun üzerine çıkmak ve takıma daha fazla katkı sağlamak en büyük hedefim olacak.

Göztepe ile ilk sezonunda TFF 1. Lig'de 30 maçta 20 gol kaydederek takımın Süper Lig'e çıkmasında büyük rol oynadın. Ardından Spor Toto Süper Lig'de toplamda 33 maçta 19 gol kaydettin. Sezon ortasında takım değişikliği performansını olumlu veya olumsuz yönde etkiledi mi? Etkilediyse karşına çıkan zorlukların üstesinden nasıl geldin?

Futbolcular kendilerini rahat ve o kulübe ait hissettikleri dönemlerde performans anlamında en iyilerini verir ve bu da başarıyı beraberinde getirir. Göztepe'den ayrılma sebebim bana karşı yapılanlar ve alınan tutumdu. Bana daha çok ihtiyacı olan, beni sahiplenen ve ailesine kabul eden bir yere geldiğimde hiçbir sıkıntı yaşamadım diyebilirim. Uyum sorununu belki de hiç yaşamadan atlattım. Çünkü camia, taraftar beni sahiplenmişti. Bana değer vermişti. Bu da işimi kolaylaştırdı.

2018-2019 futbol sezonunda Adis Jahovic'in hedefleri neler? Aynı zamanda takımın hedefleri neler?

Geçtiğimiz sezona baktığımızda sağladığım katkının daha da fazlasını Atiker Konyaspor'un başarısı adına yapmak istiyorum. Bu benim işim. Arkamızda büyük bir camia ve ateşli, coşkulu, takımına her zaman destek veren bir taraftar kitlesi var. Onların da desteğiyle, sezonun ilk maçı olan BB Erzurumspor karşılaşmasından başlamak üzere oynayacağımız maçlardan alacağımız sonuçlarla geçtiğimiz sezonu unutturmak ve önceki iki sezonda olduğu gibi kupalar kazanan, ligde üst sıralara oynayan ve taraftarını mutlu eden bir takımın parçası olmak istiyorum. Tabiî ki de atacağım goller, yapacağım asistlerle beraber... Bunu tüm takım olarak istiyoruz. Takımdaki arkadaşlarımın düşüncesi de bu. Bunun için çalışıyoruz. İnşallah bu hedeflerimize ulaşma anlamında başarılı olacağız.

Yarım sezon Eto'o gibi bir dünya yıldızıyla birlikte oynadın ve antrenmanlara çıktın? Eto'o'yu nasıl bir oyuncu ve insan olarak tanımlıyorsun? Onunla oynamak sana neler kazandırdı?

Ben imza attıktan birkaç gün sonra Samuel Eto'o'nun transferi gerçekleşti. Kendisi gerçek anlamda bir dünya yıldızı. Onunla antrenmanlara çıkmak, maçlarda oynamak, aynı takımın içerisinde olmak benim ve diğer arkadaşlarım adına gerçek anlamda büyük bir şans. Antrenmanlarda gol vuruşları konusunda 'Bunu şöyle yaparsan daha iyi olur', 'Bunu öyle değil de bu şekilde yaparsan daha etkili olur' gibi sözlerle bizlere eksik yanlarımızı söylüyor, yapmamız gerekenleri anlatıyor. Onun tecrübelerinden yararlanmak benim adıma ve takım arkadaşlarım adına çok çok önemli. Onunla aynı takımda yer aldığım için kendimi şanslı ve özel biri olarak hissediyorum.

Kariyerin boyunca seni diğer golcülerden ayıran özellikler nelerdi? Kariyerindeki dönüm noktaları neler?

Hırslı bir yapıya sahip olduğum ve bu işi gerçek anlamda bir meslek olarak gördüğüm için başarılı olduğumu söyleyebilirim. İlk dönüm noktası, İsviçre 7. Lig takımında oynadığım bir maç sonrasında FC Will takımına yani 1. Lig'e transfer olmam, ikincisi ise Göztepe'den ayrılırken yaptığım tercih diye düşünüyorum. Atiker Konyaspor'a gelmek... İyi bir karar verdiğime inanıyorum ve asla ama asla pişman değilim.

Ligimizde hangi oyuncuları beğeniyorsun?

Süper Lig'de Cenk Tosun'u çok beğeniyordum. Gerçek bir golcüydü. Yetenekliydi. Gol vuruşlarında ustalığı, serinkanlılığı, savaşçılığı her şeyiyle saygıyı hak eden bir isim.

Gelecek sezon ülkemizde de uygulanacak olan Video Hakem (VAR) uygulaması hakkında düşüncelerin neler?

VAR sisteminin çok faydalı olacağını düşünüyorum. Çünkü hakemlerin yaptığı hatalar nedeniyle kaybedilen puanlarla takımların kaderleri etkilenebiliyordu. Şimdi bu VAR uygulaması ile hataların daha aza ineceğine ve adaletli yönetimler gösterileceğine inanıyorum.

Türkiye'nin UEFA EURO 2024'e ev sahipliği adaylığını kazanması halinde, bu tip büyük bir organizasyon Türk futboluna ve gelişimine nasıl bir etki yapacak? Türkiye'nin böyle bir organizasyona ev sahipliği yapma konusunda sence hangi artıları var?

Bence Türkiye gerçek anlamda bir futbol ülkesi. Taraftarların takımlarına sahip çıkması, hemen hemen her şehre yapılan birbirinden modern stadyumlar, oluşturulan futbol atmosferi ile Türkiye'nin 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası'na ev sahipliği yapmayı hak ettiğine inanıyorum. Böyle önemli bir organizasyonun Türkiye'de yapılması, çocukların gelişimleri açısından da önemli bir fayda sağlayacaktır. İdollerini şehirlerinde yakından görme imkânı bulmaları, onların futbola olan sevgilerini daha da arttıracaktır. Ayrıca bütün dünya Türkiye'nin böyle bir organizasyonu başarıyla yapacağını görmüş olacak.

Kariyerinde unutamadığın maçlar ve unutamadığın goller hangileri?

Tabiî ki Göztepe ile Eskişehir'e karşı oynadığımız play-off final maçını unutamam. Bir maç düşünün ilk yarısı 17, ikinci yarısı 12 dakika uzayan… Yani başladığı saat ile bittiği saat arasındaki süre 3 saati geçmişti. Mağlup durumdaydık ve uzatmaların son dakikaları oynanıyordu. Sağdan kesilen topa ceza sahası içerisinde dokunmamla skor 1-1'e geliyor ve maç uzatmalara gidiyordu. Uzatma dakikalarında da sonu değişmeyince penaltılarla Eskişehirspor'a üstünlük sağlayarak Göztepe'yi yıllar sonra Süper Lig'e taşımayı başarmıştık. Maçı uzatmalara götüren golü ve lige çıkışımızı unutmam imkânsız.

Futbol dışında ilgilendiğin, aktiviteler veya hobiler var mı?

Futbol dışında da spora karşı çok yetenekli biriyim. Tenis, masa tenisi, basketbol oynuyorum. Diğer sporları da yapmaktan hoşlanıyorum. İki çocuğum ve ailemle vakit geçirmek, bir arada olmak en sevdiğim aktivite.

 

Geri
İleri