TR
EN
Site İçi Arama
Detaylı Arama
Burak Bekaroğlu: Defanstaki hücum gücü 1.07.2014
Burak Bekaroğlu: Defanstaki hücum gücü
Avrupa Şampiyonası Finalleri'nde mücadele eden U17 Millî Takımımızın ve bu aralar zor dönemler yaşayan Türk futbol tarihinin köklü kulüplerinden Sakaryaspor'un defansında görev yapıyor. Yaşı henüz 17 olmasına rağmen geçtiğimiz sezon Türk futboluna birçok yıldızı kazandırmış yeşil-siyahlı kulübün formasını düzenli olarak terletti. Birçok defans oyuncusunun aksine topla ileri çıkmayı son derece seven genç yıldız adayı, bu noktada Brezilyalı David Luiz'i örnek alıyor.

Röportaj: Aydın Güvenir / TamSaha

Röportajı E-Dergi formatında okumak için tıklayınız....

Futbol konuşmadan önce seni kısaca tanıyarak başlayalım istersen röportaja…

16 Nisan 1997'de Sakarya'da dünyaya geldim ve orada büyüdüm. Babamın Sakarya'da oto tamir üzerine bir dükkânı var. Ayrıca bir abim, bir de küçük kardeşim var. Abim üniversitede okuyor, kardeşim ise henüz ilkokul ikinci sınıfa gidiyor. Diğer yandan, babam da zamanında Kocaeli'de futbol oynamış ama şartlardan dolayı profesyonel olamamış.

Futbolcu olmaya nasıl karar verdin?

Bizim mahallede küçük yaşlardan beri abimle ve arkadaşlarımla top oynardım. Mahallemizden bir abi bir gün kolumdan tuttu ve denenmem için beni Tekspor isimli bir amatör takıma götürdü. Orada da şu an Sakaryaspor'un altyapısında olan Tamer İlaçan Hoca vardı. Beni beğendi ve takıma aldı. Böylece 7 yaşındayken futbol kariyerim başlamış oldu. Tamer Hocanın futbolcu olmamda çok büyük payı vardır. Bana her zaman destek olmuştur. Hatta bir keresinde ben futbolu bırakmak istediğimde evimize kadar gelerek beni tekrardan futbola dönmem konusunda ikna etmiştir.

Neden futbol oynamayı bırakmak istedin peki?

Çeşitli nedenlerden ötürü biraz soğumuştum. Çok da detay vermek istemiyorum aslında. Ama Tamer Hoca, evime gelip beni motive edince düşüncelerim tamamen değişmişti. Dediğim gibi, şu an futbolcuysam Tamer Hoca sayesindedir.

Futbola başladığın kulüp olan Tekspor'dan, şu anki takımın Sakaryaspor'a geçişin nasıl oldu ve burada genç yaşına rağmen A takıma nasıl yükseldin?

Tekspor'da 3 yıl oynadım. 13-14 yaşındayken Sakaryaspor'un altyapısına transfer oldum. Altyapıda 2.5 yıl görev yaptıktan sonra beni A takıma yükselttiler. A takıma yükselmek zaten hayalimdi. Altyapıdayken bir-iki arkadaşım A takıma alınmıştı. Ben de bunun üzerine motive olup, daha çok çalışmaya başladım. Tamer Hoca da Tekspor'dan Sakaryaspor'un altyapısına geçmişti o dönemde. Disiplinli bir şekilde çalışmaya devam edersem A takıma yükselebileceğimi söylüyordu. O sezon altyapıda kendi yaş grubumuzu şampiyon olarak bitirdik. Bunun üzerine hocalarım benim de A takıma çıkmama karar verdi. A takımda idmanlara çıktıktan sonra yoğun bir şekilde çalışmaya devam ettim ve neticesinde geçtiğimiz sezon başında da formayı kaptım. Beni A takıma çıkarıp profesyonel yapan Erol Kolcu Hocama da teşekkür etmek isterim.

Henüz 17 yaşındayken profesyonel bir ligde düzenli olarak oynamaya başladın. Bunun sana ne gibi getirileri oldu?

Geçtiğimiz sezon Sakaryaspor'da toplam 18 maçta forma giydim. Bu nedenle maç tecrübesini genç yaşta kazandım diyebilirim. Bildiğiniz gibi Sakaryaspor geçtiğimiz sezon Spor Toto 3. Lig'de mücadele etti. Spor Toto 3. Lig'de teknikten çok güce dayalı bir oyun oynanıyor. Ben de yaşıma göre büyük oyuncularla oynayarak bu ligde kısa sürede tecrübe kazandım. Aynı zamanda da özgüven sahibi oldum. Bu olaylar, önceden bırakmak istediğim futbola bağlanmama sebep oldu açıkçası. Diğer yandan profesyonel bir ligde oynamaya başlayınca, daha sert bir şekilde, yani gücümü ortaya koyarak oynamaya başladım.

Futbola ilk başladığından beri şu an görev yaptığın mevki olan defansta mı oynuyorsun?

Kısa bir süre orta sahada da görev aldım. Ancak onun dışında hep defansta, stoper olarak oynadım. Zaten özelliklerimin de bu mevkie uygun olduğunu düşünüyorum.

Özelliklerinden bahsetmişken şunu da soralım… Sana göre hangi yönlerin daha iyi ve hangi eksikliklerini gidermeyi düşünüyorsun?

Eksik bulduğum yönlerimden bahsedeyim isterseniz. Soğukkanlı bir oyuncu olduğumu düşünüyorum. Bu özelliğim bana bazen avantaj sağlıyor, bazen de dezavantaja dönüşüyor. Mesela konsantrasyon olarak bazen sorunlar yaşatabiliyor. Maçın ciddiyetini anlasam da soğukkanlılıktan ötürü oluşan rahatlık bana sıkıntı çektirebiliyor. Bazen de orta sahaya topla çıkmaya çalışırken riskli hareketler yapıyorum. Bu alışkanlığımı da azaltmam gerekiyor. Bu saydıklarımın hepsi kafada bitiyor. Yani mental konular. Bunlar hakkında da hocalarımın tavsiyelerini dinleyip ona göre çalışmalar yapıyorum. Ancak diğer yandan ülke futbolunda defanstan ileriye topla çıkabilen oyuncu az olduğu için bu özelliğim antrenörlerim tarafından övgü alıyor ve destekleniyor.

Malta'daki U17 Avrupa Şampiyonası Finalleri'ne yükselen U17 Millî Takımı'nın kadrosunda yer aldın. Sana göre takımın finallere yükselmesindeki etkenler nelerdi?

Ben takıma diğer oyunculardan daha sonra katıldım. Onlar daha uzun zamandır birlikte oynuyorlardı. İlk katıldığım zaman takım içindeki arkadaşlığın ne kadar üst düzeyde olduğunu fark ettim. U17 Millî Takımı'na, kendi hayatımda bazı sorunlar yaşarken dâhil olmuştum. O sırada takımdaki herkesin birbirine ne kadar yakın olduğunu gördüm. Bu durum benim psikolojimi düzeltti diyebilirim. Zor zamanlarımda, en çok U17 Millî Takımı'ndaki arkadaşlarım bana destek olmuştur örneğin. Kısacası saha dışındaki arkadaşlık çok üst düzeyde olduğu için saha içerisinde de birbirimize daha çok kenetlendik. Bu da başarıyı getirdi. Takımdaki uyum ve hoşgörü adına şu örneği verebilirim. Takıma sonradan dâhil olduğum zaman, hocamız beni Furkan Emre Ünver'in yerine direkt ilk 11'e koydu. Başta takım içinde acaba bana bir tepki olur mu diye düşünmedim değil. Çünkü onlar birkaç senedir birlikte oynuyordu. Ancak tam tersine, herkes bana iyi davrandı ve daha da başarılı olmam için destek oldu. Bu da beni iyi oynamak adına daha da motive etti. Benim yerime de başka biri oynadığında, ben de o arkadaşımın daha iyi yerlere gelmesini temenni ederim her zaman. Takım içindeki bu birliktelik sayesinde finallere kadar yükseldik diyebilirim.

Ay-yıldızlı formayı giymek için Millî Takım'a ilk olarak nasıl seçildiğini anlatabilir misin?

Sakaryaspor'daki bir maçımıza Millî Takım'dan beni izlemeye geleceklerine dair haber gelmişti. U17 Milli Takımı Antrenörü Tamer Sivrikaya o karşılaşmada beni takip etmiş ve beğenmiş. Bunun üzerine U17 Millî Takımı'nın Elit Tur maçlarından önce Antalya'daki kampına dâhil oldum. Bu şekilde Millî Takım serüvenim başladı. Ay-yıldızlı forma üzerinizdeyken oynamak tarif edilemez bir duygu. Aynı zamanda da çok büyük sorumluluk gerektiriyor.

Genç Millî Takımlarda devamlılığını sürdürüp, önümüzdeki yıllarda A Millî Takım'a yükselmek için neler yapman gerektiğini düşünüyorsun?

Kesinlikle daha çok çalışmam gerektiğinin farkındayım. Yaşımız genç olduğu için, güzel bir olay yaşandığı ya da övgü aldığımız zaman şımarmaya müsaitiz açıkçası. Bu herkesin bildiği bir şey zaten. Ben şımarmadan yoluma devam etmek için gayret göstereceğim.

U17 Millî Takımı'na dâhil olduktan sonra futbol anlamında kendine neler kattığını düşünüyorsun?

Kafa yapım değişti öncelikle. Burada bir yanlış yaptığınız zaman, o yanlış yüzünüze vurulmuyor. Tam tersine hocalarım bu hatalarımın üzerine giderek düzeltmeye ve beni geliştirmeye çalıştı hep. Futbolun doğrularını öğretmeye çalıştılar bana her zaman. Ve her geçen gün aramızdaki bağ daha da gelişti. Bu durum da benim oyunuma olumlu olarak yansıdı.

Geçtiğimiz sezon olduğu gibi önümüzdeki sezonda da Sakaryaspor'la Spor Toto 3. Lig'de mücadele etmeye devam edeceksin gibi gözüküyor. Kulüp kariyeri bakımından hedeflerin neler?

Bildiğiniz gibi Sakaryaspor kötü bir dönemden geçiyor. Geçtiğimiz sezon, son haftadaki sonuçlarla amatör kümeye düşmekten kurtulduk. Kulübüm Türk futbol tarihine geçmiş birçok ismi yetiştirdi bugüne kadar. Bu nedenle öncelikle oyuncusu olarak kulübümün bu zor günlerini atlatmasına yardım etmek istiyorum. Öncelikli amacım bu. Daha sonra Beşiktaş, Fenerbahçe ya da Galatasaray'dan birine transfer olmak isterim uzun vadede. Eğer yurt dışında oynama ihtimalim de olursa, hayalim İngiltere'de oynamak. Hem oynanan futbol, hem de stadyumlardaki atmosfer en yüksek seviyede. Ben de bir gün bu ligde futbol oynayabilirsem, son derece mutlu olurum.

Sana göre Türk futbol tarihinde bu denli önemli bir yeri Sakaryaspor'un bu kadar gerilemesinin nedeni ne?

Maddi sıkıntılar. Kulübün çok borcu var. Bundan dolayı oyucuların paraları da düzenli olarak ödenemiyor. Bu yüzden futbolcular olarak çok zorluklar yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Ancak geçen seneden itibaren yani başkanımız Selahattin Aydın göreve geldiğinden beri, biraz daha rahatız. Futbolculara elinden gelene tüm yardım ve desteği sağlıyor. Kendisine buradan ayrıca teşekkür etmek istiyorum o yüzden.

Oynadığın mevki itibariyle Türkiye'de ve dünyada kendine örnek aldığın oyuncular var mı?

Türkiye'de Galatasaraylı Semih Kaya'yı çok beğeniyorum ve kendime örnek alıyorum. Dünya çapında ise en beğendiğim defans oyuncusu Brezilyalı David Luiz. Bahsettiğim gibi defanstan topla birlikte ileriye çıkmayı seviyorum. David Luiz de bu tarz bir oyuncu. Ayrıca da soğukkanlı oynuyor.

Futbolun dışında zamanını nasıl geçiriyorsun?

Ailemle vakit geçirmek benim için çok önemlidir. Bu nedenle boş zamanlarımdaki önceliğim ailem. Maçlar nedeniyle kendilerinden uzak kaldığımda etkilenemiyorum. Onun dışında kitap okumaya çalışıyorum. Beni geliştirebilecek, kişisel gelişim kitapları okumayı tercih ediyorum.