Gözlerini Ankaragücü'nde açmış bir oyuncu Burak Karaduman. Kulübün kapısından 8 yaşında girmiş, altyapının tüm kademelerinden geçtikten sonra A takıma kadar yükselmeyi başarmış. Şimdi 22 yaşında. 14 yıldır sırtında taşıdığı sarı-lacivertli formayla Kaptan Hakan Kutlu'nun 26 yıllık rekorunu kırmaya en yakın aday. İstanbul'u aklından bile geçirmiyor, Ankaragücü'nün yeterince büyük bir takım olduğunu düşünüyor. Tek hedefi "idolüm" dediği Tugay Kerimoğlu gibi bir gün Avrupa'da top koşturmak.

Geçen sezon Süper Lig'de ilk kez sahaya çıktığın Sakaryaspor maçında heyecanlandın mı?

Hoca ısınmaya kaldırdı. Soyunma odasına geldim. Bir beyaz, bir de mavi renkli iki çift kramponum vardı. O kadar heyecanlanmıştım ki ayağıma iki farklı renkte kramponları giymişim. O zaman televizyonda gördüğüm büyük futbolcular yanımdaydı. 7-2 kaybettik. Maçtan sonra gazeteler "Ankara'da 7-2 şiddetinde deprem oldu" başlıkları atmıştı. İlk karşılaşmam olduğunu bilen tecrübeli ağabeylerim, "Ayağın uğurlu geldi, sağ olasın" diye espri yaptı.

Futbolla ilgili unutamadığın bir anın var mı?

19 Mayıs Stadı'nda top toplayıcılık yapıyordum. Diyarbakırspor'da oynayan Deniz ağabeyden maçtan sonra kramponlarını istedim. Ancak ayak numaralarımız uymadığı için kramponu başka bir çocuğa vermek zorunda kaldı. Daha sonra Deniz ağabeyle Ankaragücü'nde takım arkadaşı olduk. O gün yaşadığımız olayı anlatınca gözleri doldu.

Tecrübeli futbolcular gençlere yardımcı oluyor mu?

Elbette, onların varlığı bizim için büyük avantaj. Onlar, yaşadıkları tecrübeleri bize aktararak yol gösteriyor. Örneğin Baliç şöyle bir öğüt verirdi: "Maç başında iyi paslar ver ki kendine güvenin gelsin. Ondan sonra sahada istediğini yapabilirsin."

Bavulumu toplayıp gidiyordum

Genç futbolcu olman nedeniyle geri planda kaldığın ve karamsarlığa düştüğün zamanlar oldu mu?

Geçen sezon Ankaragücü'nde forma şansı bulamayacağımı düşündüm. Ünyespor'a gitmeye karar verdim. Bavulumu toplayıp kulübe taksi çağırdım. O sırada kaptanımız Hakan Kutlu beni gördü ve hiçbir yere gidemeyeceğimi söyledi. Bu sırada teknik direktörümüz Adnan Şentürk de beni çağırdı ve kulüpte kaldım.

A takım düzeyinde teknik adamların genç futbolcuların gelişimine katkısı oluyor mu?

Her teknik adamın farklı sistemleri var. Bana saha içinde değişik görevler veriyorlardı. Çalıştığım hocaların her birinden ders almaya çalıştım. Tüm bunların ardından iyi bir duruma geliyorsunuz.

Ankaragücü'nde mutlu musun?

Burası çok büyük bir camia. Bana kazandırdıkları kesinlikle çok büyük. Öncelikle Süper Lig'de oynama fırsatı bularak kariyer sahibi oldum. Bu kadar yükseleceğimi bilmiyordum.

Bin lirayı elimde görünce korktum

İyi para kazanıyor musun?

İki sezon önce Fenerbahçe maçının 1000 liralık galibiyet primini elime alınca korktum. Elimdeki bir deste parayı hemen babama verdim. Borçları vardı, onları kapattı.

İstanbul'da gözüm yok

Gelecekteki hedeflerin neler?

Tugay ağabey gibi Avrupa'da top koşturmak, Türkiye'yi en iyi şekilde temsil etmek isterim. Bence artık ülkemizde büyük takım-küçük takım gibi bir ayırım kalmadı. Her takımın birbirini yenecek güçte olduğunu bu sezon gördük. Ankaragücü de Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray kadar büyük taraftar kitlesine sahip. Eğer iyi sonuçlar alınırsa taraftarın tribünleri nasıl doldurduğunu herkes biliyor. Dolayısıyla benim de İstanbul'da gözüm yok.

Taraftarınızın sizi olumsuz etkilediği maçlar yaşıyor musunuz?

Onların da kendilerine göre haklı gerekçeleri var. Ancak geçen sezon Trabzonspor maçında 1-0 önde olduğumuz halde taraftarların protestolarını anlayamadım. Ama deplasmanlardaki inanılmaz desteklerini de unutmamak lazım. Ben de daha önce o taraftarların arasındaydım ve maçlarda çok bayrak salladım. Bu nedenle Ankaragücü taraftarının büyüklüğünü çok yakından biliyorum.

Şanssız bir sakatlık dönemi geçirdin, o günlerde yaşadıklarını anlatabilir misin?

Geçen sezon tatilde deniz içindeki kayalık bir alanda ayak tarak kemiğim kırıldı. Telefonda anneme söylerken çok zorlandım. Sadece 4 gün süren tatilden otobüsle döndükten sonra beni karışılamaya gelen babam halimi görünce ağlamaya başladı. Sakatlığın en kötü yanı hiç sevmediğim paça çorbasını 1 ay boyunca içmek oldu.

İdolüm Tugay ağabey

Örnek aldığın futbolcu var mı?

Futbolculuğu ve özel yaşantısıyla Tugay Kerimoğlu benim idolüm. Bir de beni İtalyan futbolcu Gennaro Gattuso'ya benzetiyorlar.

Türkiye'de en fazla beğendiğin genç futbolcular kimler?

Galatasaraylı Arda'yı ve Beşiktaşlı Serdar Kurtuluş'u çok beğeniyorum. Bizden Trabzonspor'a giden Umut Bulut da çok yetenekli bir futbolcu.

Sahada kendini eleştirdiğin yönlerin var mı?

Evet. Birden fazla alternatifi beynimden geçirince bazen topu kaptırıyorum. Ayrıca benim gözlerim bozuk. Miyobum ve astigmatım var. Bu yüzden arkadaşlarım "kör" lakabını yakıştırdı. Bir gün idmanda Tita'ya benzettiğim Alex Yordanov benimle bu yüzden devamlı dalga geçer. Lensleri taktıktan sonra performansım yükselince Sedat Bayrak," Şimdi bu çocuğun neden çok pas hatası yaptığı anlaşıldı" dedi.

Kayseri Erciyesspor deplasmanında çok kritik bir galibiyet aldınız ve 3 puanı getiren golü de sen attın. O golü ve yaşadığın duyguları anlatır mısın?

Bir gün önce Mustafa Özkan ağabeyle konuşmuştum. O bana "Bir golün yok, nasıl futbolcusun?" diye takıldı. Kayseri Erciyesspor maçında golü atınca, "Ağabey bak golü attım" diye bağırarak gol sevincimi paylaşmak için ona koştum. Forma numaram da 38. Bu numaranın Kayseri'nin plaka numarasıyla aynı olması da işin bir başka ilginç yanıydı. Ancak bu gol benim için yeterli değil tabii. Bence bir orta saha oyuncusunun her sezon en az 6-7 gol atması gerekir.