TR
EN
Karadağ futbolu 26.03.2018
Karadağ futbolu

2006 yılında Sırbistan'dan koparak federasyonunu, ligini ve millî takımını kuran Karadağ, 2010 Dünya Kupası'ndan bu yana büyük turnuvaların elemelerine katılıyor. Ülkesinde "Cesur Şahinler" olarak adlandırılan takım, 2012 Avrupa Şampiyonası elemelerinde büyük bir sürpriz yaparak baraj oynamayı başardı ancak Çek Cumhuriyeti engelini aşamadı. 2014 Dünya Kupası elemelerinde ilk 6 maçtaki müthiş çıkışlarını son dört maçta sürdüremeyince büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar.

TamSaha'nın 160. sayısından …

EURO 2016 elemelerinde gerilerde kalsalar da 2018 Dünya Kupası elemelerinde şanslarını son virajlarda kaybettiler. Karadağ Millî Takımı, tıpkı ülkesi gibi tarih sahnesine 2006 yılında çıktı. Yugoslavya'nın dağılmasının ardından 2006 yılına kadar Sırbistan'la birlikte federasyonun içinde kalan Karadağlılar, 2006 yılında elde ettikleri bağımsızlığın ardından aynı yıl futbol federasyonlarını ve millî takımlarını kurup FIFA'ya üye oldu. 2006 Dünya Kupası'ndan sonra Sırbistan Ulusal Meclisi, Sırbistan'ı Sırbistan-Karadağ'ın halefi ilân ettiği için Sırbistan Millî Takımı da Sırbistan-Karadağ Millî Futbol Takımı'nın devamı sayıldı ve 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerine Sırplar katıldı.

Karadağ Millî Takımı ise ancak 2010 Dünya Kupası elemelerinden itibaren büyük turnuvalarda boy gösterebildi. Karadağ Millî Takımı, resmi statü kazandıktan sonra ilk maçını 24 Mart 2007 tarihinde oynadı. Başkent Podgorica'daki Stadion Pod Goricom'daki maçta Karadağlılar Macaristan'ı 2-1 yendi. Karadağ tarihinin ilk millî maçında takımın başında Zoran Filipoviç vardı. O tarihi günde Karadağ Millî Takımı'nın formasını giyen oyuncular Vukasin Poleksic - Radoslav Batak, Milan Jovanovic, Jovan Tanasijevic (Vlado Jeknic dk. 85), Vladimir Bozovic (Milan Purovic dk. 46), Savo Pavicevic, Mirko Raicevic (Janko Tumbasevic dk. 57), Branko Boskovic, Simon Vukcevic, Igor Burzanovic (Vladimir Vujovic dk. 87) ve Mirko Vucinic (Stevan Jovetic dk. 85) oldu. Taraftarlarının Cesur Şahinler olarak adlandırdığı Karadağ Millî Takımı, ilk dakika Tamas Priskin'den yediği şok gole rağmen 63. dakikada Mirko Vucinic ve 81. dakikada Igor Burzanovic'in attığı gollerle tarihindeki ilkmaçından 2-1'lik galibiyetle ayrılmayı başardı.

Prva Crnogorska Fudbalska Liga adını taşıyan Karadağ 1. Ligi ise 2006 yılında kurulmuştu. 12 takımlı ligi şampiyon bitiren takım UEFA Şampiyonlar Ligi'nde ön eleme oynamaya, ikinci ve üçüncü takımda UEFA Avrupa Ligi'nde ön eleme oynamaya hak kazanıyor. Ligi son üç sırada bitiren takımlar ise bir alt lige düşüyor. Bugüne kadar oynanan 11 sezonda altı farklı takımın şampiyon olması, ligdeki rekabeti göstermesi açısından çarpıcı. 2006-2007 sezonunda ülkenin ilk şampiyonu unvanını elde eden Zeta, daha sonra bu mutluluğu yaşayamadı. FK Buduçnost ligin son şampiyonu ve aynı zamanda üç şampiyonlukla da başı çekiyor. Onları ikişer şampiyonlukla FK Rudar, FK Sutjeska ve FKMogren izliyor. Zeta gibi FKMladost'un da bir şampiyonluğu bulunuyor.

Ancak Karadağ Millî Takımı'nın kendi liginden beslendiğini söylemek mümkün görünmüyor. Takımın kadrosuna 2017 yılında yılındaki davet edilen 33 oyuncu arasında sadece kalecilerden Milan Mijatović, Karadağ Ligi'nde görev yapıyor. Şimdi Karadağ'ın 2010, 2014 ve 2018 Dünya Kupaları ile 2012 ve 2016 Avrupa Şampiyonası elemelerinde finallere ulaşamayan ancak hem oynadığı futbol hem de elde ettiği sonuçlarla küçük ülkeye büyük heyecanlar yaşatan serüvenine biraz daha yakından bakalım. Karadağ Millî Takımı, 2010 Dünya Kupası elemelerinin kura çekimine altıncı ve son torbadan katıldı. Çekilen kura sonucu İtalya, İrlanda Cumhuriyeti, Bulgaristan, Kıbrıs Rum Kesimi ve Gürcistan'la aynı gruba düştüler. İtalya'nın 24 puanla birinci, İrlanda Cumhuriyeti'nin 18 puanla ikinci, Bulgaristan'ın 14 puanla üçüncü tamamladığı grupta 9 puan topladılar ve Kıbrıs Rum Kesimi'nin arkasında averajla beşinci basamakta yer aldılar. Zoran Filipoviç'in öğrencileri, son sıradaki Gürcistan'a 6 puanlık fark atmışlar ve sadece üç kez yenilmişler, attıkları 9 gole karşılık kalelerinde 14 gol görmüşlerdi. Karadağ, 2010 elemelerindeki ilk maçında evinde Bulgaristan'ı ağırladı. 11. dakikada Stilian Petrov'dan yedikleri gole 61'de Mirko Vucinic ve 82'de Stevan Jovetic'le karşılık verip 2-1 öne geçtiler. İlk maçlarında galibiyete çok yakındılar ama 90+2'de Bulgarların Blagoy Georgiev'in penaltısından bulduğu gol onlara bu fırsatı tanımadı. İkinci maçlarında güçlü İrlanda Cumhuriyeti ile golsüz berabere kaldılar, üçüncü maçlarında ise grubu ilk sırada tamamlayacak İtalya'ya deplasmanda 2-1 yenildiler. 8. dakikada Aquilani'den yedikleri gole 19'da Mirko Vucinic'le karşılık verseler de 29'da Aquilani'nin ikinci golüyle kaybettiler. Dördüncü maçlarında rakipleri yine İtalya'ydı ve bu kez evlerinde oynuyorlardı ama Pirlo ve Pazzini'den yedikleri gollerle 2-0 yenildiler.

Gürcistan deplasmanından golsüz beraberlikle döndükten sonra Kıbrıs Rum Kesimi ile dış sahada oynadıkları maçta da 2-2 berabere kaldılar. Bu defa 14'te Michalis Konstantinou ve 45'te penaltıdan Chrysostomos Michail'in golleriyle 2-0 geriye düşmüş ama bu yenilginin altından 65 ve 77'de Dejan Damjanovic'in attığı gollerle kalkmasını bilmişlerdi. Ancak Bulgaristan deplasmanında bu kadar şanslı olmayacaklar ve 4-1'lik skorla en farklı yenilgilerine uğrayacaklardı. Kishishev, Telkiyski, Berbatov ve Domovchiyski'den yedikleri gollere sadece 90+1'de Stevan Jovetic'le karşılık verebilmişlerdi. Kıbrıs Rum Kesimi ile oynadıkları maçın 56. dakikasında Vucinic'in penaltısıyla öne geçip 63'te Okkas'tan yedikleri golle bu kez galibiyeti kaçıran taraf onlar oldu. Gruptaki ilk galibiyetlerini ise 10 Ekim 2009'da iç sahadaki Gürcistan maçında elde ettiler. Ankaraspor ve Antalyaspor'dan tanıdığımız Radoslav Batak'la 14. dakikada, öne geçtikten sora ilk yarının sonunda 1-1'lik beraberliğe düşseler de 78'de Andrija Delibašic'in golüyle tarihi bir galibiyete ulaştılar. Son maçlarında ise deplasmanda rlanda Cumhuriyeti ile golsüz berabere kalıp grubu 9 puanla tamamladılar. Topladıkları bu 9 puan onları belki grupta bir yere taşıyamamıştı ama UEFA sıralamasındaki yerleri oldukça değişmişti. Bu defa altıncı değil, dördüncü torbadan girdikleri EURO 2012 elemelerinin kurasında İngiltere, İsviçre, Galler ve Bulgaristan'la eşleşip herkesi şaşırtan sonuçlara imza atmayı başardılar. Zoran Filipovic görevinden ayrılmış, takımın başına Hırvatların futbol gezgini ünlü teknik direktörü Zlatko Kranjcar getirilmişti. O Kranjcar daha ilk maçtan farkını belli edecekti. Karadağlılar, ilk maçlarında John Toshack'ın çalıştırdığı Gareth Bale'li, Craig Bellamy'li Galler'i 30. dakikada olağan şüpheli Mirko Vucinic'in golüyle 1-0mağlup etti. Bulgaristan deplasmanından Elsad Zverotic'in golüyle 1-0 galip dönen Karadağlılar, İsviçre'yi de Vicinic'in golüyle geçip üçte üç yapınca bütün gözleri üzerine çevirdi. Dördüncü maçlarını Wembley'de İngiltere ile oynayacaklardı ve herkes tılsımın bozulup bozulmayacağını merak ediyordu.

Londra'dan golsüz beraberlikle dönen Karadağ'ın hızı kesilmişti. Nitekim Djalovic'in golüyle öne geçtikleri maçta Popov'u durduramayınca Bulgaristan'la evlerinde 1-1 berabere kaldılar. Hemen ardından deplasmanda Galler'e 2-1 yenildiler. Morison ve Ramsey'den yedikleri gollere sadece Jovetic'le karşılık verebilmişler ve gruptaki ilk yenilgilerine uğramışlardı. Bu yenilgi, teknik direktör Kranjcar'ın da sonu oldu. Artık takımın başında Karadağlı bir teknik adam, Branko Brnoviç vardı. Evlerindeki İngiltere maçında son dakika golüyle gruba tutunmayı başardılar. 11'de Young, 31'de de Bent'ten yedikleri gollere 45'te Zverotic'le karşılık verip soyunma odasına 2-1 yenik gitmişlerdi ama 90+1'de Delibašic'le 2-2'lik eşitliği sağladılar. Bu arada Galler'in de İsviçre'yi mağlup etmesi, onlara ikincilik kapısını ardına kadar açmıştı. Son maçta İsviçre'ye 2-0 yenilseler bile 18 puanlı İngiltere'nin ardından 12 puanla ikinci sırayı aldılar. İsviçre 11, Galler 9, Bulgaristan ise 5 puanda kalmıştı. Bu ikincilik, Karadağ'ın EURO 2012 finallerine katılabilmek için baraj maçı oynama hakkını kazanması anlamına geliyordu. Rakipleri ise tecrübeli Çek Cumhuriyeti'ydi. Prag'daki ilk maçı 63'te Vaclav Pilar ve 90+2'de Tomas Sivok'tan yedikleri gollerle 2-0 kaybettiler. Uzatmalarda yedikleri ikinci gol şanslarını iyice azaltmıştı. Rövanşta da Petr Jiráček'ten yedikleri tek golle 1-0 mağlup oldular ve Karadağ'ın peri masalı da böylece sona erdi. Ancak Karadağ bu sayede 2014 Dünya Kupası elemelerine ikinci torbadan girmeyi başarmıştı. FIFA dünya sıralamasındaki yerleri 17. basamağa yükselmişti ve ikinci torbada Fransa'nın hemen ardında ikinci sırada yer almışlardı. Bir kez daha İngiltere ile aynı gruba düştüler. Diğer rakipleri ise Ukrayna, Polonya, Moldova ve San Marino'ydu. Bu defa da 4 galibiyet, 3 beraberlik, 3 yenilgiyle 15 puan topladılar ancak bu puanlar İngiltere ile Ukrayna'yı geçmelerine yetmedi. Yine de Polonya'nın iki puan üzerinde üçüncü olmuşlardı ve bu da futbol sahnesine yeni çıkmış bir ülke için hiç de fena sayılmazdı. İlk maçlarını evlerinde Polonya ile oynadılar. Jakub Blaszczykowski'den yedikleri erken golle geriye düşmelerine rağmen Nikola Drincic ve Mirko Vucinic'le 2-1 öne geçmeyi başardılar. Ancak son sözü Trabzonspor'un eski oyuncusu Adrian Mierzejewski söyledi ve maç 2-2 sona erdi. San Marino deplasmanında ise Fatos Beciraj ve Andrija Delibašic'in ikişer, Luka Djordjevic ve Elsad Zverotic'in de birer golüyle 6-0 kazandılar. Ukrayna'yı deplasmanda Dejan Damjanovic'in golüyle 1-0 yenmeleri onlara büyük bir avantaj sağlamıştı. Hemen ardından evlerinde San Marino'yu da Delibašic'in iki, Zverotic'in de bir golüyle 3-0 yendiler. Galibiyet serilerini Moldova'yı deplasmanda Vucinic'in golüyle 1-0 geçerek sürdürdüler. Evlerinde ağırladıkları İngiltere önünde 6. dakikada Rooney'den yedikleri golle 1-0 geriye düşseler de 76'da Damjanovic'le karşılık verip 1-1'lik beraberliğe ulaştılar. Grupta altıncı maçları geride kaldığında dört galibiyet, iki beraberlikleri ve 14 puanları vardı. İngiltere 12 puanla ikinci sıradaydı. Ukrayna ise beş maçta 8 puana ulaşabilmişti. Karadağ için yolun sonu çok parlak görünüyordu ve herkes onların grubu ilk ikinin içinde tamamlamasını bekliyordu.

Ancak kalan dört maç onlar adına bir kâbus gibi geçti. Evlerinde Ukrayna ile oynadıkları maçı kazansalar gruba o gün nokta koyabileceklerdi. Üstelik ikinci yarının hemen başında Ukrayna'dan Roman Zozulia oyundan atılmış ve rakip 10 kişi kalmıştı. Buna rağmen 51'de golü bulan Ukrayna oldu. 66'da Vladimir Volkov'un da kırmızı kart görmesiyle takımların sahadaki oyuncu sayıları eşitlendi. Ukrayna 77'de Yevhen Konoplyanka ile bir gol daha buldu. İki dakika sonra Savo Pavicevic de oyundan atılınca 9 kişi kalan Karadağ oyundan tamamen koptu ve Artem Fedetskiy ile Roman Bezus'tan yediği gollerle sahadan 4-0'lık yeniliyle ayrıldı. Polonya deplasmanında da şans bir kez daha ayaklarına geldi. 11. dakikada Damjanovic'in golüyle öne geçtiler ama bu üstünlüklerini koruyamadılar. Polonya Lewandowski'nin golüyle 1-1'lik eşitliği sağladı ve maç da bu skorla noktalandı. Deplasmandaki İngiltere maçı ise hezimetti. İlk yarı golsüz bitse de İngilizler 48'de Rooney'nin, 62'de kendi kalesine Branko Boskovic'in golleriyle 2-0 öne geçmiş, Karadağ 71'de Dejan Damjanovic'le farkı bire indirse de 78'de Andros Townsend ve 90+3'te Daniel Sturridge'in golleri skoru 4-1 olarak belirlemişti. Bu dönemde İngiltere ile Ukrayna sadece birbirleriyle oynadıkları maçlarda berabere kalıp diğer maçlarını kazanmış ve ilk iki sırayı çoktan garantilemişti. Karadağ, bu moralsizlikle çıktığı evindeki Moldova maçını da 5-2 kaybetti ve gruba acı bir biçimde veda etti. Ancak Kranjcar'la yollarını bir yenilginin ardından ayıran Karadağlılar, 2014 Dünya Kupası elemelerinin son bölümündeki büyük çöküşe rağmen Branko Brnoviç'i görevde tuttu. Lâkin yine de değişen şeyler vardı. Karadağ, ikinci torbadan dördüncü torbaya gerilemişti. EURO 2016 elemelerinde Avusturya, Rusya, İsveç, Liechteinstein ve bir kez daha Moldova ile eşleştiler. Aslında başlangıçta sürpriz yapabilecekleri bir grup gibi görünüyordu ancak bu defa sürprizi bir başkası yapacak, Avusturya 10maçta 9 galibiyet, 1 beraberlikle ilk sırayı alırken, Karadağ 11 puan toplayıp dördüncülükte kalacaktı. Oysa gruba evlerinde Vucinic ve Tomaševic'in golleriyle 2-0 kazandıkları Moldova maçıyla iyi bir giriş yapmışlardı. Ancak hemen ardından deplasmandaki golsüz Liechtenstein beraberliği ve Avusturya'ya 1-0 kaybedilmesi, kervanın yolun sonunda ışığı göremeyeceğinin delilleriydi.

Evlerindeki İsveç maçında 9. dakikada Ibrahimovic'ten yedikleri gole 80'de Jovetic'in penaltısıyla karşılık verip 1-1'lik beraberlikle bir puan daha alsalar da yine evlerindeki olaylı Rusya maçı her şeyin sonu anlamına geldi. Gergin geçen maçta Rusların 66. dakikada Shirikov'la kaçırdığı penaltının ardından taraftarların sahaya fırlattığı yanıcı maddelerden birinin kaleci Akinfeev'e isabet etmesi üzerine Türk asıllı Alman hakem Deniz Aytekin maçı tatil etti. UEFA daha sonra açıkladığı kararla Rusya'nın 3-0 galibiyetine hükmetti. İsveç deplasmanında da Hüseyin Göçek'in yönettiği maçta 37'de Berg, 40 ve 44'te de Ibrahimovic'den yedikleri gollere sadece 64'te Damjanovic'in penaltı golüyle karşılık verebildiler ve 3-1 kaybettiler. Liechteinsten'ı içeride, Moldova'yı da deplasmanda 2-0'lık skorlarla geçmeleri sadece en alttaki ikiliden uzaklaşmaları anlamına geliyordu. Bu maçlardaki gollerinin altında ise Beçiraj, Jovetic, Savic ve kendi kalesine olmak üzere Racu'nun imzaları vardı. Her şeye rağmen evlerindeki Avusturya maçında lidere bir sürpriz yapmaya çok yaklaştılar. Vucinic ve Beciraj'ın golleriyle iki kez öne geçtikleri maçta Janko ve Arnautovic'in golleriyle beraberliğe düşüp, 90+2'de Sabitzer'den yedikleri golle 3-2 kaybettiler. Bu yenilgi, teknik direktör Branko Brnoviç'in de sonu oldu. Son maçlarında ise Rusya karşısına Radislav Dragicevic yönetiminde çıkıp 2-0 kaybettiler.

Karadağ, 2018 Dünya Kupası elemelerine o dönemde 63 yaşındaki olan Ljubiša Tumbakovic yönetiminde başladı. Millî Takımımız gibi onlar da eleme kurasına dördüncü torbadan girmişti ama aslında arada ciddi bir fark vardı. Türkiye'nin FIFA dünya sıralamasında 48. basamakta bulunduğu o dönemde, Karadağ 81. sırayı işgal ediyordu. Polonya, Danimarka, Romanya, Ermenistan ve Kazakistan'la eşleştikleri grubu 25 puanlı Polonya ve 20 puanlı Danimarka'nın ardından 16 puanla üçüncü sırada bitirip finallere gitme hakkının uzağında kaldılar. Ancak Romanya gibi geçmişi başarılarla dolu bir takımına da 3 puan fark atmışlardı. Gruptaki 10 maçı 5 galibiyet, 1 beraberlik ve 4 yenilgiyle tamamladılar. İlk maçlarını Romanya deplasmanında oynadılar ve 85'te Popa'dan yedikleri gole 87'de Jovetic'le karşılık verip 1-1'lik beraberlikle geri döndüler. İkinci maçlarında Kazakistan'ı 24'te Tomašević, 59'da Vukčević, 64'te Jovetić, 73'te Bećiraj ve 78'de Savić'in golleriyle 5-0'lık hezimete uğrattılar. Üçüncü maçlarında büyük bir iş başardılar ve Danimarka'yı Kopenhag'da Bećiraj'ın 32. dakikada attığı golle 1-0 yenerek liderlik koltuğunda oturmayı sürdürdüler. Ama dördüncü maçta ummadıkları taş baş yardı ve Erivan'da Ermenistan'a 3-2 kaybettiler. Üstelik 36'da Kojašević ve 38'de Jovetić'in attığı gollerle ilk yarıyı 2-0 önde kapatmışlardı. Ancak 50'de Grigoryan, 74'te Haroyan ve 90+3'te de Ghazaryan'dan yedikleri gollerle mağlup oldular ve bu yenilgi bütün dengelerini de bozdu. Polonya ile Podgorica'da oynadıkları beşinci maçtan da 2-1'lik yenilgiyle ayrıldılar. 40'ta Lewandowski'den yedikleri gole 63'te Mugosa ile karşılık verseler de 82'de Piszczek'ten yedikleri gole engel olamadılar. Sonrasında toparlanıp art arda üç maç kazanarak yeniden potaya girmeyi başardılar. Önce Podgorica'da Ermenistan'ı Fatos Beqiraj'ın bir, Stevan Jovetic'in üç golüyle 4-1 yendiler. Ardından Kazakistan deplasmanından Marko Vesovic, Fatos Beqiraj ve Marko Simic'in golleriyle 3-0'lık galibiyetle döndüler. Nihayet evlerinde Romanya'yı da Stevan Jovetic'in tek golüyle 1-0 mağlup ettiler. Grubun bitimine iki maç kalmıştı ve Karadağ 16 puandaydı. Son iki maçlarını 21 puanlı Polonya ve kendileri gibi 16 puanı bulunan Danimarka ile oynayacaklardı. Deplasmanda mağlup ettikleri Danimarka'yı Podgorica'da yenmek onlara grup ikinciliğini hemen hemen garantileyecekti. Ancak bu final gibi maç hiç de istedikleri gibi sonuçlanmadı. Danimarka 16. dakikada Christian Eriksen'in golüyle sağladığı üstünlüğü maç sonuna kadar koruyup 1-0 kazanacak ve 3 puan öne geçecekti.

Bu moral bozukluğuyla çıktıkları son Polonya maçını da 4-2 kaybettiler ve grupta üçüncü sıraya razı oldular. Yollarına halen Ljubiša Tumbakovic yönetiminde devam ediyorlar ve ilk hedefleri de Avrupa Uluslar Ligi'nde yer aldıkları C Ligi'nden bir üste çıkabilmek. Bunun için de Romanya, Litvanya ve Sırbistan'la girişecekleri mücadeleyi ilk sırada tamamlamaları gerekiyor. 2010 Dünya Kupası elemelerinden bu yana çıktığı 48 resmi maçta 16 galibiyet, 15 beraberlik, 17 yenilgi alan Karadağ rakip kalelere 64 gol gönderirken, kendi kalesinde de 63 gol gördü.