TR
EN
Bulgaristan futbolu 7.06.2015
Bulgaristan futbolu

Millî Takımımızın 8 Haziran'daki özel maçta karşı karşıya geleceği Bulgaristan Millî Takımı, Dünya Kupalarında 7, Avrupa Şampiyonaları'nda ise 2 kez boy gösterdi. Bulgaristan Millî Takımı'nın en büyük başarısı, ABD'de düzenlenen 1994 Dünya Kupası'nda elde ettiği dördüncülük. Dünya futboluna Hristo Stoichkov gibi bir yıldızı hediye eden ancak Euro 2004'ten bu yana büyük bir turnuvanın finallerine katılamayan Bulgarlar, 90'lardaki altın nesillerini arıyor.

Türkiye-Bulgaristan Maç Kitabı'dan

Bulgaristan, Futbol Millî Takımı'nı 1922'de, Futbol Federasyonu'nu ise 1923'te kurdu. Bulgaristan Ligi ise ilk kez 1925 yılında oynandı ve Varna takımı Cherno More'nin şampiyonluğu ile sonuçlandı. Bulgaristan Millî Takımı ise ilk maçını 21 Mayıs 1924 yılında deplasmanda Avusturya ile oynadı ve 6-0 kaybetti. Maçlarını Sofya'daki 43 bin 632 kişi kapasiteli Vasil Levski Ulusal Stadyumu'nda oynayan Bulgaristan Millî Takımı, tarihindeki en farklı galibiyeti 14 Ekim 1968 günü Gana'yı 10-0 yenerek elde ederken, en ağır yenilgisine ise 21 Mayıs 1933 günü İspanya'ya 13-0 mağlup olarak uğradı. 1931, 1932 ve 1976 yıllarında üç kez Balkan Şampiyonu olan Bulgaristan, 1956 Olimpiyatları'nda üçüncü, 1968 Olimpiyatlarında ise ikinci olmayı başardı. Dünya Kupası finallerine 7, Avrupa Şampiyonası finallerine ise üç kez katılan Bulgaristan Millî Takımı, en büyük başarısını ABD'de düzenlenen 1994 Dünya Kupası'nda dördüncü olarak elde etti. Altın nesille yaşanan bu başarı ve ardından gelen maçlarda kazanılan puanlar onları 1995 yılının Haziran ayında FIFA sıralamasında 8. basamağa kadar taşıdı. Hemen ardından gelen EURO 96'ya ve 1998 Dünya Kupası'na da katılan Bulgaristan, daha sonra büyük turnuvaların finallerini sadece EURO 2004'te görebildi. Şimdi gelin, Bulgaristan'ın Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası serüvenine biraz daha yakından bakalım.

Bulgarların katıldığı ilk büyük organizasyon 1962 yılında Şili'de düzenlenen Dünya Kupası finalleriydi. Fransa ve Finlandiya ile aynı grupta yer aldıkları elemelerde 4 maçta 3 galibiyet, 1 yenilgi aldılar ve Fransa ile birlikte 6 puan toplayıp ikinci oldular. İki takım da Finlandiya'yı her iki maçta da yenmiş, birbirleriyle evlerinde oynadıkları karşılaşmaları da kazanmışlardı. Şili'deki finallerde Macaristan, İngiltere ve Arjantin'le yer aldıkları grupta işler hiç de istedikleri gibi gitmedi. Arjantin'e 1-0, Macaristan'a ise 6-1 yenildikten sonra tek puanlarını golsüz berabere kaldıkları İngiltere'den aldılar ve grup sonuncusu olarak turnuvaya veda ettiler. Dünya Kupası'nda attıkları ilk golün altında ise Asparuhov'un imzası vardı.

Bulgaristan, hemen ardından gelen 1966 Dünya Kupası'nda da yer aldı. Belçika, İsrail ve Malta ile eşleştikleri grupta Malta çekilince üçlü bir mücadele yaşandı. Belçika ve Bulgaristan, İsrail'le oynadıkları maçları kazanıp birbirlerini de evlerinde birer kez yenince grubu eşit puanda bitirdi. O günün statüsüne göre iki takım finallere katılmak için tarafsız sahada bir kez daha karşı karşıya geldi ve İtalya'daki müsabakada Belçika'yı 2-1 yenen Bulgaristan, finallerin yolunu tuttu. Ancak İngiltere'de Bulgaristan'ı bir kez daha hayal kırıklığı bekliyordu. Grupta Brezilya'ya 2-0, Portekiz'e 3-0 ve Macaristan'a 3-1 yenilerek puan alamadan grup sonuncusu oldular. Yine bir gol atabilmişlerdi ve bu gollerinin altındaki imza da yine Asparuhov'a aitti.

Bulgarların Dünya Kupası'na katılma geleneği 1970'te de devam etti. Üstelik bu defa eleme grubunu ilk sırada tamamlamışlardı. Polonya, Hollanda ve Lüksemburg'un yer aldığı grupta oynadıkları 6 maçın 4'ünü kazanırken, 1 beraberlik, 1 yenilgiyle 9 puan topladılar ve 8 puanlı ikinci Polonya'nın önünde Brezilya'nın yolunu tuttular. Hollanda'yı 2-0, Polonya'yı 4-1, Lüksemburg'u 2-1 ve 3-1 yenerken, Hollanda ile deplasmanda 1-1 berabere kaldılar, tek yenilgilerine Polonya deplasmanında 3-0'lık skorla uğradılar. Finallerde ise Federal Almanya, Peru ve Fas'la eşleştiler. Ancak bir kez daha hayal kırıklığı yaşadılar. Peru'ya 3-2, Almanya'ya 5-2 yenilirken, sadece Fas'la 1-1 berabere kalarak 1 puan alabildiler ve üçüncü olarak elendiler. Peru'yla oynadıkları ilk maçta 2-0 öne geçmelerine rağmen 3-2 kaybetmeleri, kendileri adına büyük bir şoktu.

Komşu, üst üste dördüncü kez Dünya Kupası finallerine katılma hakkını 1974 elemelerinde Portekiz, Kuzey İrlanda ve Kıbrıs Rum Kesimi ile eşleştiği grupta elde etti. 6 maçı hiç yenilmeden, 4 galibiyet, 2 beraberlikle geçen Bulgarlar, 3-0'lık Kuzey İrlanda galibiyetiyle başladıkları grup müsabakalarında deplasmanda Kıbrıs Rum Kesimi'ni 4-0, iç sahada Portekiz'i 2-1 yenerek üçte üç yaptıktan sonra Kuzey İrlanda deplasmanından golsüz beraberlikle döndü. Ardından deplasmanda Portekiz'le 2-2 berabere kalan Bulgaristan Millî Takımı, evindeki 2-0'lık Kıbrıs Rum Kesimi galibiyetiyle grubunu ilk sırada bitirerek Federal Almanya'daki finallerin yolunu tuttu. Finallerde şanssız bir gruba düştükleri ise aşikârdı. Turnuvanın sonunda final oynayacak Hollanda'nın yanı sıra İsveç ve Uruguay gibi dünya futbolunun marka takımlarıyla eşleşmişlerdi. 0-0'lık İsveç beraberliğiyle başladıkları grup maçlarında Uruguay'la da 1-1 berabere kalarak umutlandılar ama Hollanda karşısındaki 4-1'lik ağır yenilgi onları grup üçüncülüğünde bıraktı. Üstelik bundan sonraki iki Dünya Kupası'nın finallerinde de elemeleri geçemedikleri için yer alamayacaklardı.

1978 Arjantin ve 1982 İspanya'yı pas geçen Bulgaristan Millî Takımı, beşinci katılımını 1986 Meksika'da gerçekleştirdi. Bu turnuvanın eleme grubunda Fransa, Demokratik Almanya, Yugoslovya ve Lüksemburg'un bulunduğu zorlu bir grupta yer almışlardı. Lüksemburg bir yana diğer rakipler oldukça dişli görünüyordu. Ancak Bulgaristan 8 maçlık serüveni 5 galibiyet, 1 beraberlik ve 2 yenilgiyle 11 puan toplayarak tamamladı ve aynı puanlı lider Fransa'nın averajla gerisinde ikinci sırayı alarak final biletini cebine koymayı başardı. Grup maçlarına deplasmandaki golsüz Yugoslavya beraberliği ile başladıktan sonra Fransa deplasmanından bugünkü UEFA Başkanı Platini'nin ayağından yedikleri penaltı golüyle 1-0 yenik dönmek bile umutlarını kırmamıştı. Üst üste evlerinde oynamanın da avantajını kullandılar ve 4-0'lık Lüksemburg galibiyetiyle kendilerine geldikten sonra Demokratik Almanya'yı 1-0, Fransa'yı 2-0, Yugoslavya'yı da 2-1 yenerek iç sahada dörtte dört yaptılar. Lüksemburg deplasmanından 3-1'lik galibiyetle dönmek hedeflerine ulaştıkları anlamına geliyordu. Son maçta Demokratik Almanya karşısında uğradıkları 2-1'lik yenilgi de rotalarını değiştirmedi ve beşinci kez Dünya Kupası finallerine katılmayı başardılar. Ancak Bulgarların Dünya Kupası'ndaki galibiyet hasreti Meksika'da da devam edecekti. Turnuvanın sonunda Dünya Kupası'nı kazanacak Arjantin ile büyük bir futbol marka olan İtalya'nın yanında dişlerine göre tek rakip Güney Kore'ydi. İtalya maçını 85'te Sirakov'un attığı golle 1-1bitirdiler; Güney Kore karşısında galibiyeti koruyamadılar ve 1-1'e razı oldular. Arjantin karşısında ise Burruchaga ve Valdano'nun golleriyle 2-0 kaybedip grubu üçüncü sırada tamamladılar ve elendiler.

1990 Dünya Kupası'na vize alamayan Bulgarlar, 1994'te ise tarihlerinin en büyük başarısını elde edecekti. İlk sürprizlerini grupta yaptılar. İsveç, Fransa, Avusturya, Finlandiya ve İsrail'in yer aldığı grupta 10 maçta 6 galibiyet, 2 beraberlik, 2 yenilgiyle 14 puan toplayıp 15 puanlı İsveç'in ardından ikinci oldular ve Fransa'yı devre dışı bıraktılar. Finlandiya deplasmanından 3-0 galip dönmüşlerdi ve gollerinin ikisini bir süre sonra Fenerbahçe formasını giyecek olan Kostadinov atmıştı. Fransa'yı 2-0 yenerken de gollerin sahipleri Stoichkov ve Balakov'du. İsveç'e deplasmanda 2-0 yenilseler de İsrail'den 2-0'lık galibiyetle dönerek hasarı telafi ettiler. Ardından Avusturya'ya deplasmanda 3-1 yenildiler. İçerideki 2-0'lık Finlandiya galibiyetinden sonra 2-2'lik İsrail ve 1-1'lik İsveç beraberliği işleri zora soksa da 4-1'lik Avusturya galibiyetiyle yeniden rotaya girdiler. Son maçlarını Paris'te Fransa ile oynayacaklardı ve beraberlik bile ev sahibini finallere taşımaya yetecekti. 31'de Cantona ile gelen Fransa'nın galibiyet golü de artık her şeyin bittiğine işaret ediyordu. Ancak 37'de Kostadinov ile beraberliği sağlayan Bulgarlar, aynı oyuncunun son dakikada attığı galibiyet golüyle ABD 94 biletini Fransa'nın elinden çekip aldı ve finallerin yolunu tuttu. Elemeler boyunca beş gol atan Hristo Stoichkov'un bu gollerin tümünü penaltılardan kaydettiğini de ilginç bir not olarak ekleyelim.

Bulgaristan'ın kâbustan pembe bir rüyaya dönüşen eleme macerası, ABD 94 finallerinde de bir peri masalı olarak devam etti. Arjantin, Nijerya ve Yunanistan'la eşleştikleri grup hiç de fena sayılmazdı. Zaten üç takım da Yunanistan'ı yenmiş ve birbirleriyle oynadıkları maçlarda da birer galibiyet alarak 6 puanla sıralanmıştı. Bu sonuç Nijerya, Bulgaristan ve Arjantin'i el ele bir üst tura taşıyacaktı. Finallere 3-0'lık Nijerya yenilgisiyle başlayan Bulgarlar, 4-0'lık Yunanistan ve daha da önemlisi 2-0'lık Arjantin galibiyetleriyle hiç de yabana atılacak bir takım olmadıklarını dosta düşmana göstermişti. Teknik direktörlüğünü Dimitar Penev'in yaptığı, Borislav Mikhailov, Emil Kremenliev, Trifon Ivanov, Tsanko Tsvetanov, Petar Houbchev, Zlatko Yankov, Emil Kostadinov, Hristo Stoichkov, Yordan Letchkov, Nasko Sirakov, Krasimir Balakov, Ilian Kiriakov, Daniel Borimirov'dan oluşan takım, Yunanistan'ı 4-0 yenerken gollerin ikisini yine penaltılardan Stoichkov, diğerlerini ise Letchkov ve Borimirov atmıştı. Arjantin maçında ise gollerin sahipleri Stoichkov ve Sirakov'du. Stoichkov bu organizasyonda elemeler dâhil ilk defa penaltı dışında bir gol kaydetmişti.

Son 16 turunda Bulgaristan'ın karşısında Meksika vardı. Stoichov'un 6. dakikadaki golüne Meksika 18'de GarciaAspe'nin penaltısıyla karşılık vermiş, maçın normal süresi ve uzatmaları 1-1 sona ermişti. Penaltılarda 3-1 üstünlük kuran Bulgaristan artık çeyrek finaldeydi ve karşılarında da Almanya vardı. Hiç kimse Bulgaristan'dan daha fazlasını beklemiyordu ama Stoichkov ve arkadaşlarının da söylenecek sözleri henüz bitmemişti. 47'de Matthaeus'un golüyle öne geçen Almanya'yı 75'te Stoichkov'la yakaladılar ve 78'de Letchkov'la da işini bitirdiler. Favori Almanya evine dönerken, Bulgaristan da yarı finale yürümüştü. Ancak daha fazlası olmadı. Yarı finalde RobertoBaggio ile iki gol bulan İtalya'ya bir kez Stoichkov'un penaltısıyla cevap verebildiler ve 2-1'lik yenilgiyle final şansını kaybettiler. O moral bozukluğu ile İsveç'e de 4-0 yenilerek üçüncülük fırsatını kullanamadılar ve dünya dördüncülüğü ile yetindiler.

Bulgaristan, altın jenerasyonun ekmeğini, EURO 1996 sürecinde de yemeyi sürdürdü. Elemelerde Almanya, Gürcistan, Moldova, Galler ve Arnavutluk'la aynı gruba düşen Bulgaristan, 25 puan toplayan Almanya'nın ardından 22 puanla ikinci sırayı alırken, üçüncü Gürcistan'a da 7 puanlık fark attı. 10 maçlık mücadeleyi 7 galibiyet, 1 beraberlik, 2 yenilgiyle tamamlayan Bulgaristan, bu iki yenilgisini son iki maçta Gürcistan ve Almanya deplasmanlarında aldı. Tek beraberlik Arnavutluk deplasmanında gelirken, Bulgaristan, Almanya müsabakası dâhil iç sahadaki tüm maçlarından galibiyetle ayrıldı. Ayrıca deplasmandaki Galler ve Moldova karşılaşmalarını da kazandı. Elemelerdeki 24 golün 10'unu ikisi penaltıdan olmak üzere Stoichkovatarken, Kostadinov da 7 gol kaydetti.

Ancak Fransa, İspanya ve Romanya ile eşleşilen İngiltere'deki finallerde işler yaver gitmedi. Stoichkov'un penaltısıyla geçtikleri ilk maçlarında İspanya ile 1-1 berabere kalan Bulgarlar, ikinci maçlarında Romanya'yı yine Stoichkov'la devirip umutlansa da Stoichkov'un bir kez daha sahneye çıktığı Fransa maçını 3-1 kaybederek üçüncü sırada kaldı ve elendi.

Lakin altın nesil istim üstündeydi ve Bulgaristan iki yıl sonra düzenlenen 1998 Dünya Kupası'nın finallerinde de yer aldı. Elemelerde Rusya, İsrail, Kıbrıs Rum Kesimi ve Lüksemburg'la eşleşen Bulgarlar, gruplarını 6 galibiyet, 2 yenilgiyle 18 puan toplayarak Rusya'nın önünde ilk sırada tamamladı ve Fransa'nın yolunu tuttu. Bu elemeler boyunca deplasmandaki İsrail ve Rusya maçları dışında kayıp vermediler. Bu defa Kostadinov 6 golle başı çekmiş, onu 4 gollü Balakov izlemişti. Ancak finallerde nispeten kolay gibi görünen gruptan çıkmayı başaramadılar. Golsüz Paraguay beraberliğinin arkasından Nijerya'ya 1-0 yenildiler, umutlarını bağladıkları son maçta ise İspanya karşısında 6-1'le hezimete uğrayarak evlerine döndüler. Daha sonra düzenlenen dört Dünya Kupasında ise finallere hasret kaldılar.

Bulgarların katılmayı başardığı son büyük turnuva ise EURO 2004 finalleri oldu. Hırvatistan, Belçika, Estonya ve Andorra'nın yer aldığı grup oldukça zorlu görünüyordu. Nitekim yarış da kıyasıya geçti ve Bulgaristan, 8 maçı 5 galibiyet, 2 beraberlik, 1 yenilgiyle 17 puan toplayarak Hırvatistan'ın 1, Belçika'nın da 2 puan önünde ilk sırada tamamladı. Tek yenilgilerini Hırvatistan deplasmanında, iki beraberliklerini ise Estonya deplasmanında ve içerideki Belçika maçında aldılar. Portekiz'deki finaller ise onlar için tam bir hayal kırıklığıydı. İsveç, Danimarka ve İtalya ile eşleştikleri zorlu grupta tüm maçlarını kaybedip sonuncu olurken, yedikleri 9 gole karşılık sadece 1 gol atabildiler. İsveç'e 5-0, Danimarka'ya 2-0, İtalya'ya ise 2-1 yenildiler. EURO 2004 Bulgaristan Millî Takımı'nın katıldığı son büyük organizasyon oldu.

Bulgaristan şimdi EURO 2016 elemelerinde H Grubu'nda mücadele veriyor ancak durumu pek parlak sayılmaz. Hırvatistan, İtalya, Norveç, Azerbaycan ve Malta ile yarışan Bulgaristan, oynadığı beş maçta 1 galibiyet, 2 beraberlikle 5 puan toplayabildi. Hırvatistan'ın 13 puanla lider olduğu grupta İtalya 11, Norveç de 9 puanla ikinci ve üçüncü sıraları paylaşıyor. Tek galibiyetini ilk maçında Azerbaycan'ı deplasmanda 2-1 yenerek elde eden Bulgaristan, daha sonra Hırvatistan'a 1-0, deplasmanda da Norveç'e 2-1 yenildi. İç sahadaki 1-1'lik Malta beraberliği Teknik Direktör LyuboslavPenev'in de sonunu getirdi. Grupta son olarak İtalya ile oynadığı maça İvayloPetev yönetiminde çıkan Bulgaristan, evindeki maçtan 2-2'lik beraberlikle ayrıldı.