Türkiye - Ukrayna Maç Kitabı

Sovyetler Birliği, özellikle 1950’lerden itibaren dünya futbolunda önemli bir güce dönüşmeye başlamış ve dağıldığı 1991’e kadar da bu konumunu korumuştu. 1960’ta Avrupa şampiyonu olan, 1964, 1972 ve 1988’de de Avrupa Şampiyonası’nda final oynayan SSCB, 1966 Dünya Kupası’nı da dördüncülükle tamamlamayı başarmıştı. Sovyet futbolunun Rusya ile birlikte belkemiğini oluşturan iki güçten biri de Ukrayna’ydı. Ancak SSCB’nin dağılması sonrasında tıpkı Rusya gibi Ukrayna da futbolda arzuladığı noktalara gelemedi. Ukrayna, bağımsızlığını kazandığından bu yana yarıştığı 12 büyük turnuvanın sadece ikisine katılabilirken, bir kez de ev sahibi kontenjanından finallerde yer alabildi. Ukrayna’da futbolun gelişmesi, ülkenin 1922’de Sovyetler Birliği bünyesine katılmasından sonra mümkün olacaktı. Sosyalist rejim, beden terbiyesine büyük önem vermekteydi ve bunun sonucunda devlet spor alanında da ciddi bir yapılanma içerisine gidecek, tabiî bunu da doğrudan yönetecekti. SSCB’de devletin kurduğu organizasyonun işleyiş biçimiyse genellikle Rusya haricindeki cumhuriyetlerden bir takımın seçilmesi ve bölgedeki futbolun o takımın öncülüğünde geliştirilmesine dayalıydı. Bu bakımdan, Ukrayna’da futbolun lokomotifi olması için, 13 Mayıs 1927’de kurulan Dinamo Kiev seçilmişti. SSCB dağılana kadar Ukrayna’da futbol adına ne kadar olumlu gelişme yaşandıysa, bunların neredeyse hepsinde Dinamo’nun imzası olacaktı. Yine de Dinamo Kiev’in Rusya kökenli kulüpler arasından sıyrılıp Sovyet futbolunun zirvesine yerleşebilmesi uzun bir süre alacaktı. Öyle ki 1960’lara kadar Sovyet ligindeki şampiyonluklarda sadece Moskova takımlarının imzası bulunacaktı. Fakat bu zincirin kırılmasını da yine Dinamo Kiev’den başkası başaramayacaktı. Sovyet futbolu 1950’lerin ortasından itibaren Avrupa’da büyük bir yükselişe geçmişti. SSCB, 1956 Melbourne Olimpiyatları’nda futbolda altın madalyaya uzanırken 1960’ta da ilk kez düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda zafere ulaşmıştı. Ne var ki bu başarılarda Ukrayna futbolunun payı yok denecek kadar azdı. 1956’daki kadronun tamamı dört Moskova takımının (CSKA, Spartak, Dinamo ve Torpedo) oyuncularından oluşmaktaydı. 1960’taki kadrodaysa Dinamo Kiev’den iki oyuncu, Yuri Koinov ile Yuri Kovalyov yer almaktaydı ki bunlardan sadece Koinov final maçında sahaya çıkmıştı. Ukrayna futbolunun Sovyet futbolu içindeki yükselişi için milat olarak kabul edilebilecek yılsa 1961 oluyordu. O yıl Dinamo Kiev, Sovyet Ligi’nde tarihinin ilk şampiyonluğuna ulaşırken, Sovyet Kupası’nı da o günkü adıyla Stalino, Sınıf atlamaya çalışıyorlar Ukrayna Futbolu bugünkü adıyla Donetsk şehrinden çıkan mütevazı bir takım, Shakhtar müzesine götürmüştü. Shakhtar, bu başarısını ertesi sezon da tekrarlarken, Dinamo Kiev ise 1966-68 yılları arasında üç sene üst üste ligi şampiyonlukla tamamlayacaktı. Dinamo ayrıca 1964 ve 1966’da Sovyet Kupası’nı da kazanan taraf oluyordu. 1969’daysa Lviv şehrinden Karpaty takımı Sovyet Kupası’nı kazanarak Ukrayna’yı onurlandıran bir diğer ekip olmayı başaracaktı. Lobanovski iş başında Ukrayna futbolunun Sovyet futbolu içerisindeki ağırlığı, 1970’lerde iyice artacaktı. Bundaki en büyük paysa, bugün artık tüm zamanların en önemli teknik adamları arasında gösterilmekte olan Valeri Lobanovski’ye ait olacaktı. Lobanovski, Dinamo’da göreve başladığında elde edilen başarıların SSCB topraklarıyla sınırlı kalmasını istemiyor ve Dinamo’nun bütün dünyanın saygı duyduğu bir takıma dönüşmesini amaçlıyordu. Lobanovski’nin Dinamo Kiev’i ilk sezonunda hem ligi hem de kupayı kazanırken, ikinci sezonunda Kupa Galipleri Kupası’nda zafere ulaşacak ve Avrupa’da kupa kazanan ilk Sovyet takımı olma onuruna da erişecekti. Dinamo’nun Avrupa başarısı bununla da sınırlı kalmayacaktı. Birkaç ay sonra Şampiyon Kulüpler Kupası sahibi Bayern Münih’i deplasmanda 1-0, kendi evlerinde de 2-0 yenerek Süper Kupa’yı kazanacaklardı. Lobanovski, bu üstün başarının ardından Dinamo Kiev’deki görevine devam ederken üç farklı dönemde SSCB Millî Takımı’nın da başına getirildi. SSCB Millî Takımı da bu dönemde ağırlıklı olarak Dinamo Kiev’li oyunculardan oluşmaya başladı. Dinamo, SSCB dağılana kadar 15 yılda altı defa da SSCB şampiyonu olurken beş defa da kupayı kazandı, 1986’da ise bir kez daha Kupa Galipleri Kupası’nı müzesine taşıdı. SSCB Millî Takımı, Lobanovski’nin üçüncü ve son defa görevde olduğu 1986-1990 aralığında, 1988 Avrupa Şampiyonası’nda Hollanda ile final oynamayı başardı. SSCB döneminde Dinamo Kiev haricinde ligde şampiyonluğa ulaşan iki Ukrayna temsilcisi daha olmuştu. Bunlar 1972’de Zorya Voroşilovgrad (bugünkü adıyla Zorya Luhansk) ve 1983 ile 1988’de bu başarıyı elde eden Dnipro Dnipropetrovsk takımlarıydı. Ayrıca Sovyet Kupası’nda da Shakhtar 1980 ve 1983’te iki zafer daha elde ederken, 1988’de Metalist, 1989’da da Dnipro mutlu sona ulaşmayı başarmıştı. Dolayısıyla 1991’de SSCB dağıldığında, futbolda ağırlık merkezi iyice Ukrayna’ya kaymış durumdaydı ve yeni oluşan Ukrayna Millî Takımı’nın da bu mirası ne denli değerlendirebileceği merakla beklenmekteydi. Play-off şanssızlığı Ukrayna Millî Takımı, 29 Nisan 1992 günü Uzhhorod şehrinde ağırladığı Macaristan karşısında futbol sahnesine çıktı ve bu ilk maçından 3-1’lik yenilgiyle ayrıldı. Teknik direktörlüğünü Victor Prokopenko’nun yaptığı bu takımın on birinde Oleh Luzhnyi, Yuri Nikiforov, Ilia Tsymbalar, Oleg Salenko gibi Sovyetler Birliği Millî Takımı’nda da oynamış önemli oyuncular yer almıştı. Ukrayna Millî Takımı 1992’de ilk maçına çıkmasına rağmen 1994 Dünya Kupası elemelerinde yer almadı. Ukrayna’nın futbol sahalarındaki ilk resmi sınavı 1996 Avrupa Şampiyonası elemeleri oldu. Hırvatistan, İtalya, Litvanya, Slovenya ve Estonya ile paylaştıkları grupta hiç de bekledikleri gibi bir sonuç alamadılar. Oleh Bazylevych idaresinde başladıkları elemeleri Anatoly Konkov yönetiminde tamamladılar. Hırvatistan ve İtalya’nın 23’er puanla ilk iki sırada yer aldığı grubu 16 puanlı Litvanya’nın bile arkasında, 13 puanla dördüncü sırada bitirerek büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar. Oysa ilk üç maçlarını evlerinde oynamak gibi bir avantajları vardı. Ancak bu maçlarda Litvanya’ya 2-0 yenilirken, Slovenya ile golsüz berabere kaldılar, Estonya’yı ise 3-0 yendiler. İlk deplasmanlarında Hırvatistan’a 4-0 yenildiler. Bu skor Ukrayna’nın tarihine en ağır mağlubiyet olarak kazındı. Takım daha sonra iki kez daha İspanya ve Çek Cumhuriyeti’ne aynı skorlarla boyun eğecekti. İçerideki 2-0’lık İtalya yenilgisi ile bütün ümitlerini tükettikten sonra deplasmanda Estonya’yı 1-0 mağlup ettiler. Evlerinde Hırvatistan’ı 1-0, deplasmanda Litvanya’yı 3-1 yenerek rövanş maçlarını kazandılar. Deplasmandaki son iki maçlarında Slovenya’ya 23 22 Ukrayna’yı önce SSCB içerisinde, sonra da Avrupa çapında önemli bir futbol gücü haline getiren kişi, Valeri Lobanovski’ydi. Ukrayna Millî Takımı, 2002’de hayatını kaybeden Lobanovski sonrasında arzuladığı noktalara ulaşmayı başaramasa da bir başaltı takımı olarak üst sıraları zorlamayı sürdürdü. Valeri Lobanovski

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==