TamSaha 170. Sayı / Ocak 2019

eal Madrid, her ne kadar son beş sezonda dört kez Şampiyonlar Ligi şampiyonu olarak günümüz koşullarında bir daha kolay kolay tekrarlanamayacak bir başarıya imzasını atmış olsa da aynı dö- nemde bu başarının bir benzerini La Liga’da gerçekleştirememişti. Öyle ki, son beş sezonda Real Madrid, kendi liginde bir kez mutlu sona ulaşırken, ezeli rakibi Barcelona ise üç defa ipi göğüs- leyen taraf oldu. Hatta son 10 se- zona bakıldığında da kazanılan La Liga şampiyonluklarında Barça’nın, Real Madrid’e karşı 7-2’lik bir üstünlüğü bulunuyor. Sezon başlarken Real Madrid adına yaşanan bir diğer deza- vantajsa, üste üste üç Şampi- yonlar Ligi şampiyonluğunun başrol oyuncusu ve yönetmeni- nin takımdan ayrılmasıydı. Cristiano Ronaldo ve Zinedine Zidane’ın ayrılıkları sonrasında da yerlerine, bu boşlukları doldurabilecek çapta takviyeler yapılmamıştı. Hal böyle olunca, Barcelona, bu sezona da ligde şampiyonluğun en büyük favo- risi olarak girdi ve geride kalan 17 haftada da ortaya çıkan tablo, Katalan ekibine bir şampiyonluk daha müjdeleyebilecek nitelikte. Real Madrid’in, Zidane’dan boşalan teknik direktörlük kol- tuğuna, İspanya Millî Takımı’nı çalıştıran Julen Lopetegui’yi ge- tirmesi, hayli tartışmalı olmuştu. Zira bu karar, Dünya Kupası baş- lamadan kısa bir süre önce açık- lanmıştı ve İspanya Futbol Federasyonu da millî takım tur- nuvadaki ilkmaçına çıkmadan sadece birkaç güç evvel Lopete- gui’yi görevinden almıştı. Öte yandan Beyaz Şimşekler, süper yıldızları Cristiano Ronaldo’nun yerine de yeni bir oyuncu al- maktansa çözümü kadro içinde bulma yoluna gitmek istemişti. Ancak La Liga’da oynadıkları 16 maçta en golcü isimlerinin altı gollü KarimBenzema olması, Real Madrid’in baltayı taşa vurduğunu gösteriyor. Sezona aslında kötü girmeyen ve ilk beş haftada 13 puan toplarken rakip filelere de 12 gol bırakan Real Madrid, altıncı haf- La Liga Avantaj yine Barcelona’da tada 3-0 kaybettiği deplasmandaki Sevilla maçıyla birlikteyse büyük bir krizin içine giriyordu. Bir sonraki hafta iç sahada ezeli rakibi Atletico Madrid’le golsüz berabere kalan Real, sonrasında Alaves deplasma- nında da 90+5’te yediği golle 1-0 mağlup oluyor, yetmezmiş gibi mü- teakipmaçta da evinde Levante’ye 2-1’lik skorla boyun eğiyordu. Dört maçta alınan bir puan sonrasında çıkılan El Clasico’daysa kıyamet tam anlamıyla kopuyor ve Real Madrid, Camp Nou’da 5-1’lik büyük bir hezimete uğruyordu. Hemde Lionel Messi’nin sakatlığı nedeniyle bumaçta forma giyememesine rağmen! Bu hezimet sonrasında Real Madrid yönetimi, Julen Lopetegui’nin gö- revine son verirken takımı da eski futbolcuları olan ve son olarak da Real Madrid Castilla’yı çalıştıran Santiago Solari’ye emanet etme kararı aldı. Solari’nin göreve gelme- sinin ardından futbolcuların bu değişikliğe pozitif reaksiyon göster- mesiyle birlikte Real Madrid iki maç üst üste kazandıysa da 13. haftada Eibar deplasmanında alınan 3-0’lık yenilgi, aslında sorunların halı al- tına süpürülmüş olduğuna işaret etmekteydi. Real Madrid, daha sonraki üç maçını üst üste kazandı ve bir maç eksiğiyle Barcelona’nın sekiz puan gerisinde, dördüncü sıraya yerleşti. Geçen sezon şampiyon olurken 93 puan toplayan ve sadece bir maç kaybeden Barcelona ise bu sezona belki de o kadar etkili başlamadı ama peşinden ciddi ciddi kovalayan olmayınca da her şeye rağmen zir- vede yer almayı bildi. Lige ilk dört maçını da kazanarak giren Barça, beşinci haftada evinde Girona kar- şısında 2-2’lik sürpriz bir beraberlik almasından sonra, altıncı haftada daha da büyük bir sürprize imza atarak deplasmanda Leganes’e 2-1 kaybediyordu. Ardından içeride Athletic Bilbao, dışarda da Valencia ile 1-1 berabere kalan Barcelona, böylece uzun bir aradan sonra ligde dört maç üst üste kazanamamış oluyordu. Ancak devamında, önce Sevilla’nın 4-2, ardından da Real Madrid’in 5-1 mağlup edilmesiyle birlikte kara bulutlar dağılıyordu. Gelgelelim, 12. haftada hemde Camp Nou’da Real Betis’e 4-3 kaybedilmesi, kafalarda yeniden soru işaretleri belirmesine yol açacaktı. Yine de Aralık ayıyla birlikte Barça’nın form durumu tekrar üst düzeye çıkıyor ve Katalan ekibi bu ay içinde oynadığı dört maçı da gol yemeden kazanırken rakip filelere de 13 gol bırakıyordu. Böylece Barcelona, ligin 17. haftasını da 37 puanla lider olarak geride bıraktı. Barcelona’nın şu ana kadarki en yakın takipçisiyse Atletico Madrid oldu. Beş sezon önce Real Madrid ve Barcelona’nın ligde pek istimüze- rinde olmadığı bir ortamda bu fırsatı çok iyi değerlendirerek şampiyon- luğa ulaşan Atletico için aslında bu sezon da benzer bir fırsatın ortaya çıktığı söylenebilirdi. Fakat onlar da 17 maçta bir kez yenilmelerine karşın yedi defa berabere kalarak hiç de az puan kaybetmedi. Elinde Diego Costa ve Antoine Griezmann gibi golcüler olmasına karşın şu ana dek sadece 25 gol atabilen Atletico’da teknik direktör Simeo- ne’nin artık çok daha çeşitli hücum planları üretmesi gerektiği ortada. Eğer bu planlar pratiğe dökülürse, o zaman başkent temsilcisinin Barcelona ile arasındaki üç puanlık farkı kapatabilmek adına çok ciddi bir şansı olabilir. La Liga’da son sıralara bakıldığın- daysa, genelde daha üst sıralarda görmeye alıştığımız Real Sociedad, Athletic Bilbao ve Villarreal gibi ekiplerin kümede kalma mücade- lesi içinde oldukları göze çarp- makta… 16 maçta 15 puanda kalan Villarreal, şu anda sondan üçüncü sırada ve düşme hattının içinde bulunuyor. Bilbao ise Villarreal’in sadece bir puan ve bir basamak önünde yer alıyor. Sociedad da 19 puanla 14. sırada… R 121 120

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==