TamSaha 165. Sayı / Ağustos 2018

ionel Messi-Cristiano Ronaldo rekabeti futbol tanrılarının bir lütfu, buna hiç şüphe yok. Bu re- kabet kimleri kimleri beslemiyor ki... Bir yandan taraf tutmadan mutlu olamayanlar, taraftarlığını rakibe duyduğu nefret üzerinden şekillendirenler, daha fazla tiraj ve “like” peşindekiler; diğer yandan bu oyunu hâlâ çocuksu bir saflıkla sevip bu ikilinin insan sınırlarını zorlayan her hareke- tini ayakta alkışlayanlar... Hatta bizzat Messi ile Ronaldo’nun kendileri de bu rekabetten beslendikleri için asla yetinmi- yor, asla frene basmıyorlar. İkili arasında yıllardır La Liga’da devam eden rekabet bu yaz Rus- ya’da düzenlenen Dünya Kupası ile bir kez daha millî takım sevi- yesine taşındı. Arjantin ve Porte- kiz karşı karşıya gelmedi belki ama Messi-Ronaldo kıyası ilk maçtan son 16 turu sonuna dek bolca konuşuldu. Sosyal medya- nın baş döndürücü hızının muhakeme yeteneğimize hiç de iyi gelmediğini bir defa daha kanıtlarcasına kupa başlar başlamaz önce Messi, sonra Ro- naldo, en son da ikisi birden bolca eleştirildi. Hatta finalin ardından şampiyon Fransa’nın genç yete- neği M’bappe’nin bugünkü haliyle Messi’nin 19 yaşındayken yaptıklarını kıyaslayan videolar her yerde dolaşmaya bile başladı. Peki Messi ve Ronaldo’nun başına Rusya’da neler geldi ve kimlerden nasıl eleştirilerle karşılaştılar? Birinci Bölüm: “Messiciler iyi izlesin!” İki yıldız arasında Rusya’da sa- haya ilk çıkan Cristiano Ronaldo oldu. B Grubu’nda lideri ve ikin- ciyi daha ilkmaçtan belirleyeceği düşünülenmücadelede rakip İspanya’ydı. 15 Haziran’da oyna- nanmaça hızlı başlayan Portekiz daha 3’üncü dakikada Ronaldo ile penaltı kazandı ve Ronaldo şık bir vuruşla takımını öne geçirdi. Costa’nın 24’teki golüne 44’te yanıt veren de, Costa ve Nac- ho’nun 55 ile 58’inci dakikalar arasında Portekiz’i yıkan iki golüne 88’de serbest vuruştan cevap verip bir puanı hat-trick ile getiren de yine Ronaldo’ydu. İspanya gibi son 10 yılda iki Avrupa, bir dünya şampiyonluğu yaşamış bir deve tek başına direnince, Ronaldo’nun aslında Messi’den daha iyi olduğunu düşünenler sosyal medyanın ve televizyon kanallarının her köşesinde beliriverdi. Onların argümanlarını güçlendi- recek diğer gelişme ise ertesi gün yaşanacaktı. D Grubu’nda Arjantin’in rakibi tarihinde ilk kez Dünya Kupası tecrübesi yaşayan İzlanda’ydı. 19’da Agüero, Arjantin’i öne geçirdiğinde herkes İzlanda’nın gardının düşmesini bekliyordu fakat Avrupalılar sadece dört dakika sonra skora denge getir- meyi başardı. Dakikalar ilerliyor, Arjantin bir türlü İzlanda’nın ka- palı savunmasını çözemiyordu. 63’te kazanılan penaltı bu yüz- den çok önemliydi. Ancak topun başına geçen Messi, İzlanda kalecisi Halldorsson’u geçemedi ve Arjantin ilkmaçında iki puan kaybetmiş oldu. Daha bir gün önce Ronaldo’nun yaptıklarına, Messi’nin geçemediği kaleci Halldorsson’un aynı zamanda yönetmenlik yaptığı hikâyeleri ekleniyor, daha düne kadar Ma- radona ile kıyaslanan Messi’nin artık dünyanın en iyisi olmadığı, bu unvanı asıl Ronaldo’nun hak ettiği konuşuluyordu. İkinci maçlar da “Ronaldocula- rın” elini güçlendirecek biçimde gelişti. 20 Haziran’da Fas karşı- 84 85 “Dünyanın en iyi futbolcusu kim?” polemiği Dünya Kupası’nda oldukça gelgitli bir hâl aldı. Sadece neticeye bakmayı sevenler önce Messi’yi yerin dibine sokup Ronaldo’yu “en iyi” ilân etti, ardından roller birdenbire değişiverdi, son olaraksa “e) hiçbiri” şıkkı işaretlenip yanına parantez içinde M’bappe notu düşüldü. NeMessi ne Ronaldo! İbrahimKoçyiğit L sına çıkan Portekiz’de Ronaldo yine rakip fileleri havalandırmak için sadece dört dakika bekledi. Her ne kadar bu sefer gollerinin devamını getiremese de yaptığı kafa vuruşu üç puanı belirleyen vuruş olunca kimse şikâyet etmedi. Yine bir gün sonra bu kez Arjantin, Hırvatistan önüne çıktı. Hırvatistanmaçı 3-0 kazanıp Messi’nin tek yapabildiği skor 1-0’ken karşı karşıya bir pozisyon harcamak olunca karar verilmişti: “Kral öldü, yaşasın yeni kral!” Ama senaryoda nefes kesen bir “twist” yaklaşıyordu. İkinci Bölüm: “Erken öten horozun...” Üçüncümaçlar öncesi Ronaldo’ya takımını son 16’ya taşımış bir ef- sane gözüyle bakılırken, Messi’nin payına da “Barcelona’da o işleri yapmak kolay. Daha Arjantin’i gruptan çıkaramıyor” sığlığı düşmüştü. Ne var ki Ronaldo’lu Portekiz üçüncümaçında neredeyse Rusya’ya veda edecekti. Zira İran karşısında Quaresma’nın ilk yarının sonundaki nefis golüyle öne geçseler de Ronaldo ikinci yarıda penaltı kaçırınca farkı ikiye çıkaramadılar. Bu kaçan penaltı maçın dönümnoktasıydı, zira An- sarifard’ın 90+3’teki penaltısı skora denge getirdi. Dahası bu 1-1’den hemen sonra İranlı Mehdi Taremi direğin birkaç santimetre solunu değil sağını bulabilseydi Portekiz eve dönecek ve fatura penaltı kaçı- ran Ronaldo’ya kesilecekti. Böyle bir hayali senaryoyu daha da ağırlaştırabilecek gelişme ise bir gün sonra Arjantin-Nijerya ma- çında yaşanmış olacaktı. Zira Ar- jantin bir gün sonra çıktığı son grup maçında Nijerya’yı 2-1 mağlup ederken ilk gol Messi’den geldi. Yani Taremi’nin vuruşu gol olsaydı, “skor yorumcuları”, yanlış anons yüzünden tacı elinden alınan güzellik kraliçesi misali “Pardon” deyip krallığa yeniden Messi’yi getirmiş olacaklardı. Gerçek futbolseverlerse iki yıldızın da kupada yola devam edecek olmasındanmutluluk duyuyorlardı. Fakat ne yazık ki bumutluluk fazla sürmeyecekti. Messi’nin de Ronaldo’nun da son 16 turumaçları aynı gün, 30 Hazi- ran’da oynandı. Günün ilkmaçında Arjantin, turnuvanın favorilerinden Fransa karşısına çıktı. Güney Amerikalılar turnuvadaki en iyi maçlarını oynadı hatta bir ara 2-1 üstünlüğü de buldu ama gol düello- sunun galibi 4-3’lük skorla Fransa oldu. Sampaoli yine tüm taktiğini Messi odaklı belirlese de Barce- lona’nın süper yıldızı şapkadan tavşan çıkarmayı başaramamıştı. Günün ikinci ve sonmaçında ise Portekiz Uruguay ile karşılaştı. Uruguay daha 7’nci dakikada Cavani’nin kafasıyla öne geçerken Portekiz bu gole ancak 55’te Pe- pe’nin kafasıyla yanıt verebildi. Ne var ki bu golden yedi dakika sonra bir kez daha sahneye çıkan Cavani, Uruguay’ı çeyrek finale taşıyan, Portekiz’i ise eve geri gönderen nefis golü attı. Ronaldo ise turnuva- daki en kötümaçını çıkardı. Böylece dünyanın en büyük iki fut- bolcusu aynı gün Dünya Kupası’na veda etmiş oldu. İkilinin dönüş uçaklarının da aynı gün olması, zaten üzücü olan fotoğraflara biraz daha soluk tonlar getiriyordu. Üçüncü Bölüm: Sahne M’bappe’nin Ronaldo ve Messi’nin eve dönme- siyle kupanın süper yıldız kontenja- nında oluşan boşluğu Fransa’nın 19 yaşındaki müthiş yeteneği Kylian M’bappe doldurdu. Messi’yi eve gönderdikleri 4-3’lükmaçta takı- mının son iki golünü atan M’bappe, Hırvatistan’ı 4-2 yendikleri final- deki sayısıyla da Pele’den sonra bir Dünya Kupası finalinde gol atmayı başaran ikinci 20 yaş altı futbolcu unvanını aldı. Hâlihazırda astronomik bir ücretle PSG’ye gitmiş ve tümdünyanın gözlerini üzerine çevirmiş olsa da M’bappe’nin bu kupadaki en büyük şansı belki de hemRonaldo hemde Messi’nin sahneden erken inmesi oldu. M’bappe bir gün gerçekten de Messi ve Ronaldo seviyesine çıka- bilecekmi, bunu öngörmekmüm- kün değil. Sadece bu konuda attığı ilk adımların hayli ümitvar oldu- ğunu söyleyebiliriz. Yine de kimin en büyük olduğu kavgasına kendi- mizi kaptırıp yaşayan bu efsaneleri canlı canlı izliyor olmanın tadını ıskalamamakta fayda var.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==