TamSaha 165. Sayı / Ağustos 2018

Finale bir adımkala eleğin üstünde artık sadece Avrupa takımları yer alıyordu. Hâlihazırda son üç turnu- vayı Avrupalılar kazanmıştı ve bu bir rekordu. Dolayısıyla 2018’de de kupanın Avrupa’da kalacak olması, serinin dört turnuvaya çıkacağı ve rekorun gelişeceği anlamına geliyordu. 10 Temmuz’daki yarı finalin ilk ayağında, Fransa ile Belçika, St. Petersburg’da sahne aldı. Fransa, daha önce 1998’de kupayı kazanmış, 2006’daysa finalde kaybetmişti. Ayrıca 1986 ve 1958’de dünya üçüncülüğü, 1982’deyse bir başka yarı finali bulunuyordu. Buna karşılık Belçika ise sadece 1986’da dördüncü olmuştu. Başa baş bir mücadelenin ortaya konduğu karşılaşmada tek gol ise ikinci yarı- nın başlarında, köşe atışından gelen topa ön direkte çok iyi yükselip ka- fayı vuran Samuel Umtiti’den geldi. Bu golle birlikte Fransa, tarihinde üçüncü kez finale yükseliyordu. Ertesi gün Moskova’da oynanan Hırvatistan-İngiltere karşılaşma- sıysa uzun yıllar unutulmayacak cinstendi. Cüneyt Çakır’ın yönettiği karşılaşmada İngilizler, henüz dördüncü dakikada yarımyuvarlak civarından bir serbest atış kazanı- yor ve Kieran Trippier’in çok güzel bir vuruşla fileleri havalandırması sonrasında da 1-0 öne geçiyordu. Golün getirdiği moralle birlikte ilk yarının sonlarına kadar gayet diri ve hızlı bir oyun ortaya koyan İngil- tere, görünüşe göre 52 yıllık bekle- yişe son verip finalde Fransa’nın rakibi olacağa benziyordu. Ancak devrenin sonlarına doğru kendine gelmeye başlayan Hırvat- lar, ikinci yarıyla birlikte İngiltere kalesi çevresinde büyük bir baskı kuracaktı. İngiliz savunması bu baskı karşısında dirense de 68. dakikada Ivan Perisic, attığı golle skora dengeyi getiriyordu. Hırvatistan, bu golle birlikte maçı uzatmalara taşırken, dakikalar 109’u gösterdiğinde de Mario Mand- zukic sahneye çıkıyor ve Perisic’in kafayla İngiltere savunmasının arkasına indirdiği topu altı pasın sol köşesinden sert ve düzgün bir vuruşla filelere göndererek tarihi bir golün altına imzasını atıyordu. Zira Hırvatistan bu golle maçı 2-1 kazanıyor ve ilk defa bir Dünya Kupası finalinde yer alma hakkını da elde ediyordu. Bunun sonucunda İngilizlerin, 1966’dan sonra takımla- rını bir kez daha Dünya Kupası’na uzanırken görme hayalleri de suya düşüyordu. İngiltere, 14 Temmuz’daki üçüncü- lükmaçında da Belçika karşısında tutunamadı ve rakibine 2-0mağlup oldu. Böylece Belçika, tarihinin en iyi Dünya Kupası performansını ortaya koymuş oluyordu. İngiltere ise 1966 ve 1990 sonra- sında üçüncü kez son dört takım arasına kalmış olması nedeniyle yine de kâğıt üzerinde gayet başarılıydı. Yarı Final: İngilizler Rüyadan Uyandı İngiltere’nin öne geçip avantaj sağladığı yarı finalde Hırvatistan önce Perisic’in bu golüyle eşitliği sağlıyor, sonra da Mandzukic’le finalin kapısını ardına kadar açıyordu Final maçı öncesinde aslında Fransızların, Hırvatlara karşı önemli bir avantajı bulunmaktaydı. Şöyle ki, Hırvatistan, eleme turla- rında oynadığı üç karşılaşmada da 120’şer dakika mücadele etmişti. Fransa ise hiçbir maçını uzatma- mıştı. Dolayısıyla Hırvatistan, rakibine oranla fazladan 90 dakika oynamıştı. Yani bir bakıma, final yolunda araya bir maç daha sıkıştırmıştı. Bunun fiziksel açıdan Hırvatlara bir dezavantaj teşkil edeceği açıktı. Hırvatlar adına bardağın dolu tarafına bakıldığındaysa, eleme turlarındaki üç maçta da ilk golü yemelerine karşınmaça asılıp, istedikleri skoru almayı başardık- ları göze çarpmaktaydı. Öte yandan Fransa ise turnuva boyunca, sadece Arjantin karşısında sekiz dakika süresince yenik duruma düşmüştü. 15 Temmuz’da Moskova’nın Luzhniki Stadı’nda oynanan karşılaşmaysa, Hırvatlar adına son derece talihsiz bir biçimde başlıyordu. 18. dakikada Fransa’nın kazandığı bir serbest atışta Antoine Griezmann’ın ceza sahasına doldurduğu topu Mario Mandzukic uzaklaştırmaya çalışı- yor fakat golcü oyuncunun istediği biçimde dokunamadığı top, adresi şaşırarak bu kez kendi ağlarını havalandırıyordu. Buna rağmen Hırvatistan, önceki üç maçta olduğu gibi, 1-1’i bulmayı başaracaktı. 28. dakikada Hırvatların kullandığı bir duran top sonrasında Fransa savunması topu uzaklaştıramıyor ve Domagoj Vida’nın ceza alanı üzerindeki Ivan Perisic’in önüne bıraktığı topu Perisic soluna çektikten sonra çok güzel bir şutla uzak köşeye göndererek skoru eşitliyordu. Ne var ki Perisic, 10 da- kika içinde, bu güzel golüne gölge düşürecek bir harekette bulunacak ve Fransızların köşe atışından ceza sahasına yolladığı topa eliyle doku- narak takımı aleyhine bir penaltı verilmesine neden olacaktı. Maçın Arjantinli hakemi, Perisic’inmüda- halesini çıplak gözle görememişti ama video yardımcı hakemuygula- ması devreye girdi ve bunun sonu- cunda da pozisyonumonitörden izleyen Pitana, beyaz noktayı işaret etti. Atışı kullanan Griezmann’ın hedefi bulmasıyla da Fransa, ilk ya- rıyı 2-1 önde kapattı ki, Fransızların bu devrede rakip kaleye sadece bir şut atmalarına karşın (o da penaltı- dan) iki gol bulmaları, sanki futbol ilahlarının şampiyonu çoktan belir- lediğinin bir işareti gibiydi. Hırvatlar, ikinci yarıda da bu skorun altından kalkabilmek için büyük çaba sarf etseler de 59. dakikada Paul Pogba, 65. dakikada da Kylian Mbappe, ani gelişen Fransa ataklarında ceza sahası üzerinden çektikleri sert şutlarla fileleri havalandırarak skoru bir anda 4-1’e getiriyor ve Hırvatistan’ı adeta nakavt ediyorlardı. 69. dakikada Fransa kalecisi Hugo Lloris’in Mandzukic’ten sıyrılmaya çalışır- ken topu rakibine kaptırıp adeta Hırvatistan’a bir gol hediye etme- Final: Hırvatların Nefesi Yetmedi 52 53

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==