TamSaha 165. Sayı / Ağustos 2018

Jong’da bu gerileme varken bir başka skorer isimolan Narsingh’in Ocak transfer döneminde kulüpten ayrılması da PSV’nin elini bir hayli zayıflatmıştı. Böylece, peş peşe şampiyon olduğu önceki iki se- zonda ligde sırasıyla 92 ve 88 gol üreten PSV, 2016-17 sezonundaysa 34maçı 68 golle tamamlayabilmişti. Kaçan bu şampiyonluk sonrasında PSV’nin 2017-18 sezonundaki transfer dönemlerini de pek iddialı geçirdiği söylenemezdi. Hector Moreno Roma’ya, Andres Guardado Betis’e, JetroWillems Eintracht Frankfurt’a ve Jürgen Locadia ile Davy Pröpper ikilisi de Brighton’a gitmişti. PSV’nin kadrosuna kattığı dikkat çekici tek isimse, Meksika’nın Pachuca takımından alınan genç yıldız adayı Hirving Lozano’ydu. Ayrıca önceki yıllarda olduğu gibi Chelsea’den Marco van Ginkel de bir kez daha kiralanmıştı. Cocu, kadrodaki daralmayı Jorrit Hendrix ve Steven Bergwijn gibi altyapıdan gelen genç oyuncuları kullanarak ve Lozano’dan da çok ciddi verim alarak aşmayı başarır- ken ligde de zirveyi yeniden ele geçiriyordu. 87 gol atan ve 83 puan toplayan PSV, Ajax’ın dört puan önünde ipi göğüsleyen taraf olmuş ve son dört sezondaki üçüncü şampiyonluğunu elde etmişti. Sezon başında, UEFA Avrupa Ligi ön elemesinde Hırvatistan’ın Osijek takımına her iki maçta da 1-0 kaybedilerek elenilmesi, ilk bakışta büyük bir fiyasko göstergesiydi belki ama sonrasında takımın günden güne artan bir performans ortaya koyarak ligde şampiyonluğa ulaşması, bu kusurun kapanmasını da sağlamıştı. Rakibin açıklarını arayan bir oyun anlayışı Cocu’nun oyun anlayışını kabaca tarif etmek gerekirse, kendisi, birçok Hollandalı meslektaşı gibi 4-3-3 dizilişini tercih ediyor. Burada biraz daha detaylı göstermek açısından bu dizilişin 4-1-2-2-1 şeklinde olduğunu da vurgulamak gerekir. Orta sahada savunmanın önünde, defansif meziyetleri güçlü bir orta saha oyuncusu ve onun önünde de oyunu iki yönüyle de oynayan ama ofansif nitelikleri bir nebze daha ön planda olan iki oyuncu… Bunlardan altı numara olarak da tanımlanabi- lecek pozisyon için Cocu’nun geçen sezonki tercihi, Jorrit Hendrix olmuştu. Hendrix’in önündeyse genellikle Gaston Pereiro ve Marco van Ginkel ikilisi görev yapmıştı. Forvet hattındaysa Cocu’nun öncelikli tercihi, iki kanat forvet ve bir santrfordan oluşan bir yerleşim. Yine geçen sezondan örnek vermek gerekirse, ileri üçlünün sağında Steven Bergwijn, solunda da Hirving Lozano oynatılmıştı ve bu oyuncular klasik birer kanat oyuncusundan ziyade daha çok birer iç oyuncusu gibi sık sık içeriye kat ederek oynamışlardı. Zaten bu sayede Lozano da takımın en skorer ismi olmuştu. Cocu’nun geçmişte uzun bir süre Barcelona forması giymiş olması, Barcelona’nın son 10-15 yılda belki de öncülüğünü yaptığı bol pasa dayalı oyun anlayışına sahip olduğu yanılgısını yaratmasın. Hollandalı teknik adam, bu noktada çoğu kez aksi istikamette gitmeyi tercih etmekte ve topu rakibe bırakarak rakibinin vereceği açıklardan fay- dalanıp seri ataklarla işi bitirmeyi denemekte. Geçen sezon şampi- yonu belirleyecek nitelikteki maçta Ajax’ı 3-0 yenerlerken topa sadece yüzde 37 oranında sahip olmuşlardı. Ancak yüzde 63 ile topla oynayan Ajax, 90 dakikada 11 kez rakip kaleyi yoklarken bunların herhangi birinde netice alamamış, PSV ise 18 gol girişiminden üç gol çıkart- mayı başararak sahadan net bir galibiyetle ayrılmıştı. Cocu yönetimindeki PSV, topu rakibe bırakıp geri çekildiğinde genellikle alan savunmasını tercih eden bir yapıdaydı. Savunmada bekler, kanatlardan gelecek akın- ları kapatmak için gerektiğinde göbekten fazlasıyla uzaklaşabiliyor ve bu durumda da göbekte kalabalığı yaratmak için orta sahadaki üçlü tamamen içeri gömülebiliyordu. Kanat forvetlerin de kenarlarda beklere defansif destek sağlaması zaruriydi. Bu durumda ceza alanının önünde göbekte beş, kenarlarda da ikişer oyuncu rakibin hareket sahasını tıkamak için çaba sarf etmekteydi. Genellikle defansif tedbirlerin biraz göz ardı edildiği Hollanda Ligi’nde Cocu’nun takım savunmasına gös- terdiği ihtimam, kendisinin zaman zaman ofansif futbola alışkın basın mensupları tarafından eleştirilme- sine de neden olmuştu. Ancak hücum esnasında beklerin de işin içine katıldığı anlarda üç forvet, iki orta saha ve iki bekiyle, yani yedi kişiyle rakip ceza alanı civarında yer aldığı düşünülürse, Cocu’yu defansif bir hocaymış gibi göster- menin aslında pek de doğru olmadığı anlaşılacaktır. Cocu’nun, ümit verici bir diğer özel- liğiyse kadrosu neredeyse her sene önemli oyuncularını büyük liglere pazarlayan ve gidenlerin yerine de asla o kadar büyük paralar harca- madan transfer yapmaya çalışan bir yapının içinde beş yıl boyunca sorunsuz bir biçimde görev yapmış olmasıdır herhalde. Finansal Fair Play nedeniyle artık ayağını yorga- nına kusursuz bir biçimde uzatması gerekecek Fenerbahçe’nin bundan sonraki yıllarda oyuncu satışından kâr ederek borçları da yavaş yavaş azaltmak gibi bir hedefi varsa, bu hedef doğrultusunda Cocu gibi bu sisteme alışkın biriyle çalışmanın elbette faydaları olacaktır. Cocu’nun genç ve tecrübesiz oyun- culara da çekinmeden görev vere- bilen ve onları da zaman içerisinde büyük liglere transfer olabilecek seviyeye getiren bir teknik adam olması da sarı-lacivertli kulüp adına ayrıca bir avantaj sayılabilir. Tabiî tümbunlar düşünülürken, Cocu’nun PSV’nin başında geçirdiği ilk tam sezonda hedeflerin bir hayli uzağında kalmasıysa unutulma- ması gereken bir diğer gerçek… Eğer Hollandalı teknik adama, PSV’de kendisine gösterilen sabır gösterilmezse, beklentileri karşı- lama şansı da bir hayli azalacaktır. Ancak Eindhoven’daki çalışma rahatlığına yakın bir ortamı İstan- bul’da da bulması halinde, orada elde ettiği başarıları burada tekrar- lamaması için elbette bir sebep yok. 42 43

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==