TamSaha 163. Sayı / Haziran 2018
vrupa kupalarında bu yıl İspan- yolların, daha doğru bir tabirle başkent Madridlilerin borusu öttü. UEFA Avrupa Ligi’ni Atleti- co’nun kazanmasının ardından, Real de Şampiyonlar Ligi kupa- sını kaldırarakMadrid şehrine büyük bir onur yaşattı. Şampiyon Kulüpler Kupası ismiyle 1956’dan itibaren düzen- lenmeye başlanan organizas- yonda ilk beş yılın şampiyonu olarak kırdığı rekora hâlâ ulaşı- lamayan Real Madrid, turnuva- nın UEFA Şampiyonlar Ligi adıyla düzenlenmeye başlandığı tarihten bu yana da üst üste üç defa zafer kazanan takım olarak bir başka rekor kırdı. Şimdi göz- ler, Zinedine Zidane yöneti- minde üst üste üç şampiyonluk kazanan Real Madrid’in, 1956 ile 1960 arasında elde ettiği üst üste beş kupalık rekoru kırıp kıramayacağına çevrildi. Zinedine Zidane’ın göreve gel- mesinden itibaren son iki se- zonda önce hemşerisi Atletico Madrid’i, ardından da İtalyan devi Juventus’u finallerde alt ederek üst üste iki kez Şampi- yonlar Ligi şampiyonu olan Real Madrid, bu sezon da finale ula- 149 Şampiyonlar Ligi’nin en fazla kupa kaldıran takımı Real Madrid, Zinedine Zidane yönetiminde üst üste üçüncü zaferine ulaştı. Kiev’deki finalde İngiltere’nin Liverpool takımını 3-1 yenerek toplam şampiyonluk sayısını 13’e yükselten Real Madrid, Şampiyonlar Ligi adıyla oynanmaya başladığı günden bu yana kupayı üst üste üç kez kazanan ilk takımoldu. UEFA Şampiyonlar Ligi Real Madrid krallığı şana kadar şampiyon adaylarını yıka yıka geldi. Lige direkt grup aşamasından başlayan son şampi- yon, İngiltere’den Tottenham, Al- manya’dan Borussia Dortmund ve Kıbrıs RumKesimi’nden APOEL’le eşleştiği grubu Tottenham’la bir- likte domine etti. Bu ikiliden Totten- ham 16, Real Madrid de 13 puanla gruptan çıkarken Dortmund ve APOEL’in sadece ikişer puanı bulu- nuyordu. Real Madrid grupta iki Tot- tenhammaçından birini kaybedip diğerinden beraberlikle ayrılmış, kalan dört maçın ise kazanmıştı. Grup kaçları kolay geçse de Real Madrid’in asıl gücü ilerleyen tur- larda ortaya çıkacaktı. Son 16 tu- runda karşılarında, artık bu platformda başarı elde edebilmek için Neymar’ı 222 milyon euro gibi çılgın bir rakama transfer edebilen Paris Saint-Germain vardı. Ancak Zidane’ın öğrencileri, güçlü rakiple- rini her iki maçta da yenerek zoru kolaya çevirmesini bildi. Çeyrek fi- naldeki Real Madrid-Juventus eş- leşmesi, geçen yılın finalistlerini bu defa erken buluşturmuştu. İspan- yollar, Torino’daki ilkmaçı 3-0 kazanarak iş bitti havasıyla şehirle- rine dönse de Juventus, Madrid’deki rövanşta 3-0’ı yakalayacak ve Real’e hayatının en zor demlerinden birini yaşatacaktı. Fakat 90+3’te kazanılan penaltıyı gole çeviren Ro- naldo skoru 3-1’e getiriyor ve Real Madrid, santrası bile yapılmayan bu golle yarı finale yükseliyordu. Yarı finalde de Real Madrid’in karşı- sında bir başka dev takımvardı. Bu kupayı geçmişte beş kez müze- sine götüren Alman takımı Bayern Münih, son defa 2013’te yaşadığı bu mutluluğu bir kez daha tekrarla- mak amacındaydı. Ancak Real Madrid, Almanya’daki ilkmaçı 2-1 kazanarak rövanş için önemli bir avantaj yakalayacaktı. Yine de Bayern kolay teslimbayrağı çekmeyecek ve rövanşta çok zorladığı Real’le Madrid’de 2-2 berabere kalacak ama finale çıkan taraf İspanyollar olacaktı. Zidane’ın öğrencileri finale gelene kadar oy- nadıkları 12 maçtan sekiz galibiyet, iki beraberlik ve iki de yenilgiyle ayrılmış, attıkları 30 gole karşılık kalelerinde 15 gol görmüştü. Diğer finalist Liverpool ise bu ku- payı daha önce beş kez müzesine götürmüş, en son 2005 yılında İs- tanbul’daki unutulmaz finalde zafer yaşamış bir kulüptü. Onlar da Jürgen Klopp yönetiminde yakala- dıkları rüzgârla 13 yıllık bir hasreti dindirmek istiyordu. Mücadeleye play-off turundan başlayıp Alman temsilcisi Hoffenheim’ı iki maçta da yenerek katıldıkları gruplarında İspanya’dan Sevilla, Rusya’dan Spartak Moskova ve Slovenya’dan Maribor vardı. Grupta altı maçı üç galibiyet, üç beraberlikle yenilme- den tamamlayan Liverpool’un 12 puanla lider olduğu, ikinci Sevilla’nın 9, üçüncü Spartak’ın da 6 puanı bulunduğu düşünüldü- ğünde kolay bir mücadele yaşandığı düşünebilir ama kazın ayağı hiç de öyle değildi. Son haftaya girildiğinde Liverpool’un 9, Spartak’ın ise 6 puanı bulunuyordu ve iki takım arasında Moskova’da oynanan ilk maç 1-1 bitmişti. Yani Spartak, Liverpool’u yenerse, ikili averajla öne geçecekti. Ancak Klopp’un öğrencileri adeta bu düşünceyi bile cezalandırıp 7-0’lık bir galibiyetle gruptan lider çıkmayı başardı. Bu arada Liverpool’un grupta Maribor’u da deplasmanda 7-0 yendiğini eklemeden geçmeyelim. Liverpool’un son 16 turundaki ra- kibi 1987 ve 2004 yıllarında bu uk- payı iki kez kazanmış Porto’ydu ancak Kırmızılar deplasmanda 5-0’la işini bitirdikleri rakipleriyle Anfield’da golsüz berabere kalarak çeyrek finale yükseldi. Liverpool için en zor eşleşme çeyrek finalde Manchester City’nin rakibi olmaktı. Premier Lig’de ortalığı kasıp kavu- ran ve neredeyse sezonun ilk yarı- sının bitiminde şampiyonluğunu ilân eden Manchester City, kadro ve oyun kalitesiyle Şampiyonlar Ligi’nin de en büyük favorisi olarak gösteriliyordu. Ligde oynadıkları ilk maçta da Liverpool’u 5-0 yenmiş- lerdi. Ancak Liverpool’un rövanşta elde ettiği 4-3’lük galibiyet City’nin namağlup unvanını silmiş ve onların da yenilebilir olduğunu göstermişti. Jürgen Klopp, City’ye A Ramos’un Salah’ı sakatladığı pozisyon finalin kırılma anıydı... 148
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4NA==